Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1249 E. 2021/980 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/1249 Esas
KARAR NO :2021/980

DAVA:Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/12/2016
KARAR TARİHİ:29/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … …’ın 27/08/2016 tarihinde …’ın sevk ve idaresinde bulunan … Plakalı aracın içinde eşi ile seyir halindeyken Sürücif …’ın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeni ile kaza geçirdiğini, iş bu kaza nedeni ile müvekkilin eşi …’ın vefat ettiğini, müvekkilinden … … ağır yaralandığını, mirasçılık belgesinden de görüleceği üzere …’ın vefatından sonra geriye; eşi … … ve çocukları; … …, … …, … mirasçı olarak kaldığını, kaza Sonrasında bilinci tam olarak açık olmayan müvekkil … …’a araç şoförü … … “kendisinin aslında ehliyetinin olmadığını bu sebeple ceza alacağını, vereceği ifadede aracı kendisinin kullandığını söylemesini” talep etmiş ve eşinin öldüğünden haberi olmayan müvekkil … ifadesi sırasında aracı kendisinin kullandığı yönünde ifade verdiğini, olay günü …, eşi …’e …’in aracının olduğunu onlar ile aynı istikamete gittiğini, onları da kendi arabası ile bırakabileceğini söylediğini, müvekkili … “de benzin parasını kendisinin karşılayabileceğini söyleyerek beraber yolculuk etme kararı aldıklarını, … ile … beraber iş çıkışından sonra müvekkili …’i işyerinden almış ve yola devam ettiklerini, … …’ın vermiş olduğu ifadesinde de görüleceği üzere müvekkil …’i olay tarihinde tanıdığını ve işten çıktıktan sonra alkol aldığını belirttiğini, bir kişinin yeni tanıştığı bir başka kişiye aracını teslim etmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca …vermiş olduğu ifadesi ile de sabit olduğu üzere alkollü araç kullanması sebebi ile de kusurlu olduğunu, müvekkili … … 02/09/2016 tarihinde … Kaymakamlığı İlçe Jandarma Komutanlığına giderek ek ifade verdiğini, sunulan ifadeden anlaşılacağı üzere ifadesini düzeltmiş ve olay günü kazayı yapan şahsın …olduğunu beyan ettiğini, olay sonrasında müvekkili çalışamaz hale gelmiş ve hastaneden edilen bilgiye göre müvekkilde meydana gelen yaralanma neticesinde kalıcı yürüme kaybı oluştuğunu, müvekkili kaza nedeniyle hem iş göremez duruma düşmüş hem de iş gücü kaybı yaşadığını, yaptığımız araştırma sonucu kazaya karışan … plakalı aracın zorunlu ya da ihtiyari trafik sigortasının bulunmadığı anlaşılmış ve … hesabına başvuru yapma zorunluluğu hasıl olduğunu, … hesabına başvuru yapılıp davacılar adına … dosya numarası ile dosya açılmış ve yapılan başvuru 21/10/2016 tarihinde rededildiğini, … Hesabı Yönetmeliği uyarınca müvekkili … … ve müşterek çocuklar, …’ın vefat etmesi nedeniyle ve ayrıca müvekkili … … kaza nedeniyle uğradığı yaralanma nedeniyle ve işgücü kaybı nedeniyle tazminat almaya hak kazandığını, her ne kadar müvekkili … …, polis huzurunda vermiş olduğu ifadesi ile … Hesabı Yönetmeliğinin 14/b maddesi gereği tazminat almaya hak kazanamamış gibi gözükse de müvekkilinin samimi beyanları ve ek ifadesinden de anlaşılacağı üzere kazaya sebebiyet veren şahıs …olduğundan müvekkili … … tazminat almaya hak kazandığını, bu kapsamda … Cumhuriyet Savcılığında soruşturma devam ettiğini, yukarıda açıklanan nedenler, müvekkillerine …’ın vefat etmesi sebebiyle ve müvekkili … …’ın aynı zamanda yaralanması ve iş göremez duruma düşmesi, iş gücü kaybı yaşaması nedeniyle ödenecek tazminatın hesaplanarak kaza tarihinden işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekaleti ücretin karşı tarafa yükletilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı vekilinin davaya karşı sunduğu cevap dilekçesinde özetle; … Birliği’nden … plaka sayılı aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli sigorta poliçesinin olup olmadığı sorulması gerektiğini, ilgili kurumdan gelecek cevabi yazı neticesince müvekkili kurumun sorumluluğu tespit edilmesi gerektiğini, kusur oranlarının tespiti Adli Tıp Kurumu vasıtasıyla yapılmalı ve belirlenecek oranlara göre hüküm kurulması gerektiğini, yapılacak yargılamada, müvekkili kurum aleyhine hüküm kurulması halinde, müvekkili kurumun ancak sorumluluğunu üstlendiği aracın kusuru oranında sorumluluğu bulunacağını, zarar görenin tam kusurlu olması halinde ise davacının tazminat talep hakkı bulunmadığını, davacının müterafik kusuru sabit olup tazminattan İndirim yapılması gerektiğini, yargılamaya konu trafik kazasında, davacının kazanın meydana gelmesini/artmasını önlemek için gerekli güvenlik önlemlerini aldığı ispat edilmediğini, müterafik kusuru sabit olduğunu, bu sebeple hesaplanacak tazminattan yargıtay içtihatları gereğince indirim yapılması gerektiğini, Somut olayda; Ahmer …’ın ifade tutanağından da görüleceği üzere müteveffa yolcu … araçtan dışarı fırlayarak vefat ettiğini, müteveffa … ve yaralanıp malul kalan … …’ın emniyet kemeri takmayarak kazanın olumsuz sonuçlarına büyük etkide bulunduklarının açık olduğunu, yapılacak yargılama neticesine aleyhe hüküm kurulması halinde, … Hesabı’nın sorumluluğu kaza tarihi itibariyle vefat hallerinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası teminat limiti ile sınırlı tutulması gerektiğini, 27.08.2016 tarihinde meydana geldiği belirtilen kazaya ilişkin olarak vefat halinde teminat limiti kişi başına 310.000,00-TL ve kaza tarihinde sigortasız aracın aracın kusuru oranı ile sınırlı olduğunu, davacı vekili tarafından destekten yoksun kalma tazminat talebi için yapılan başvuru üzerine müvekkili kurumca davacılara destekten yoksunluk tazminatı ödenmesi halinde, ödenen bu tazminatın davacıların sigortasız araç sürücüsünün mirasçıları olması sebebiyle daha sonra yine kendilerinden tahsil edilecek olması sebebiyle fiilen BK. 135.Maddesinde öngörülen sonuç meydana gelecek olup somut olayda alacaklı borçlu sıfatının birleşmesi söz konusu olduğunu, bu sebeplerden ötürü müvekkili kurumca davacılar vekilinin başvurusunun rededildiğini, taleplerinin karşılanmasının mümkün olmadığını ifade edildiğini, müvekkili … hesabı’nın herhangi bir sorumluluğu bulunmamakta olup … Hesabı’nın temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, yine aynı şekilde davacı vekilince sürücü … … adına maluliyet tazminatı talebi için müvekkili kuruma başvuruda bulunulmuş ise de söz konusu talebin müvekkili kurumca karşılanmasının mümkün olmadığını, sürücünün kendi kusuru sonucu kaza meydana gelmiş olup tazminat talebinin teminat dışı olduğunu, işbu sebeple … Hesabı’nın maluliyet tazminat talebine ilişkin sorumluluğu bulunmadığını, öte yandan, söz konusu zararın haksız fiilden kaynaklanması, … Hesabı’nın kuruluş amacı ve faaliyeti gereği ticari bir şirket olmaması ve davacı ya da söz konusu kazaya ilişkin herhangi bir kimse ile arasında ticari bir münasebet bulunmaması nedeniyle … Hesabı aleyhine karar verilmesi halinde ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz oranlarına hükmedilmesi gerektiğini, kazaya ilişkin düzenlenen kaza tespit tutanağında ve ifade tutanaklarında … …’ın sürücü olduğu tespit edildiğini, davacı … …, … plakalı aracın sürücüsü olması sebebi ile kusurundan faydalanamayacak olup tazminat talep etme hakkı bulunamayacağını, İşbu sebeple davanın reddine karar verilmesini gerektiğini, daimi maluliyetin varlığından söz edebilmek için tıbbi tedavinin sona ermesi ve daimi malûliyetin kati surette tespiti gerektiğini, davacı vekilinin beyanlarından ve dava dilekçesinde belirtilen delillerden zarar görenlerin sakatlık oranını gösterir mevzuata uygun bir rapor mevcut olmadığını, bu nedenle zarar görenin kaza sebebiyle duçar olduğu daimi sakatlık sonucu meydana gelen sürekli iş gücü kaybı var ise, bunun tespiti için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu marifetiyle tespit edilmesi gerektiğini, yukarıda açıkladığımız nedenlerle, müvekkil kuruma ancak bedensel zararlar kapsamında başvurulabilecek olup, somut olayda davacının geçici iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminat talebinin … Hesabı tarafından karşılanmasının mümkün olmadığını, müvekkili kurumun sorumluluğu yalnızca bedensel zararlar ile sınırlı olduğunu, işbu sebeple davacı vekili tarafından talep edilen geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar verilmesini, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; haksız ve mesnetsiz açılan davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına, karar verilmesini vekil sıfatı ile beyan ve talep etmiştir.
Davanın; davacı yanın davalıya sigortalı aracın kusuru nedeniyle murisin vefatından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat dosyası olduğu anlaşıldı.
ATK 2. İhtisas Kurulunun 20/08/2019 tarihli maluliyet raporunda özetle; … oğlu, 04.05.1986 doğumlu … …’ın 17.08.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre; Kas-İskelet Sistemi, Omurgaya ait Sorunlar, Lomber 2 vertebra proçes kırığı, Tablo 1.7’ye göre %5 olduğunu, Lomber 3 vertebra proçes kırığı, Tablo 1.7’e göre %5 olduğu, Alt Ekstremite sorunları, Tablo 3.3’e göre 0-1,9 cm farklılık %3 olduğu, Balthazard formülüne göre: %12.46 olduğu, dolayısıyla; kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %12 (yüzdeoniki) olduğunu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği tespit ve rapor edilmiştir.
ATK Trafik İhtisas Dairesinin 26/11/2019 tarihli raporunda özetle; Sürücü … …’ın, %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, tespit ve rapor edilmiştir.
27/04/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Olayın meydana gelmesinde davacı … … %100 oranında kusurlu olduğunu, kendi kusurundan yararlanarak destekten yoksun kalma maddi zararı ile malüliyet maddi zararı talep edemeyeceği anlaşıldığından davacı … … yönünden maddi zarar hesabına yer olmadığını, hesaplama yapılsa dahi %100 oranında kusur indirimi yapıldığında maddi zarar tutarının matematiksel olarak “0” olacağı, davacı …’ ın nihai ve gerçek maddi zararının 52.942,38 TL olduğu, davacı … …’ ın nihai ve gerçek maddi zararının 45.266,71 TL olduğu, davacı … …” ın nihai ve gerçek maddi zararının 45.306,81 TL olduğu, temerrüt başlangıcının 25.10.2016 tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu, tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı vekili 03/08/2020 tarihli talep dilekçesinde özetle; … … için Talep Edilen:250TL, Bilirkişi tespiti: ‘0’’ TL … … için Talep Edilen :250 TL, bilirkişi tespiti: 45.306,81 TL … … için talep edilen: 250 TL, Bilirkişi tespiti: 45.266,71 TL … için talep edilen 250-TL Bilirkişi tespiti: 52.942,38-TL fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı kaydıyla, işbu davada müvekkil davacı adına talep etmiş olduğumuz alacak kalemlerini 25/10/2021 tarihli bilirkişi ek raporu doğrultusunda 25/10/2016 tarihten bu yana en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davamızın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini belirterek talep sonucunu artırmıştır.
06/10/2021 tarihli celse ara karar ile Asgari ücrette değişiklik bulunduğundan ve Yargıtay 17.HD 24/02/2021 tarih 2019/3292 esas 2021/1848 karar sayılı ilamına göre TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemine göre hesaplama yapılması gerektiğinden bu hususta ek rapor tanzimi için dosyanın Aktüer bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiştir.
25/10/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Olayın meydana gelmesinde davacı … … %100 oranında kusurlu olup, kendi kusurundan yararlanarak destekten yoksun kalma maddi zararı ile malüliyet maddi zararı talep edemeyeceği anlaşıldığından davacı … … yönünden maddi zarar hesabına yer olmadığı, hesaplama yapılsa dahi %100 oranında kusur indirimi yapıldığında maddi zarar tutarının matematiksel olarak “0” olacağı, davacı …’ ın nihai ve gerçek maddi zararının 69.473,47 TL hesaplandığı, ancak; davacının talebinin 52.942,38 TL’ na ıslah olunduğu, davacı … …’ ın nihai ve gerçek maddi zararının 57.955,19 TL hesaplandığı, davacının talebinin 45.266,71 TL’ na ıslah olunduğu, davacı … …’ ın nihai ve gerçek maddi zararının 57.955,19 TL hesaplandığı, davacının talebinin 45.306,81 TL’ na ıslah olunduğu, temerrüt başlangıcının 25.10.2016 tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı vekili daha evvel talep artırım yapıldığı ve 06/10/2021 tarihli ara kararımız doğrultusunda alınan bilirkişi raporu ile belirlenen tazminatın daha yüksek hesaplanması nedeniyle 20/11/2021 tarihinde ek dava açmış, işbu dava …. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında tensiben dosyanın Mahkememizin işbu dosyası ile birleştirilmesine karar vermiş ve dosya Mahkememize gönderilmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas 2021/948 karar sayılı dosyasında dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanmadan ve ön inceleme yapılmadan birleştirme kararı verildiğinden; Mahkememizce birleşen davada dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesi sunmuş, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının tamamlanması üzerine 29/12/2021 tarihli celsede birleşen dava yönünden ön inceleme yapılmış, taraf vekilleri birleşen dava yönünden sunacakları delil bulunmadığını ve asıl davada toplanan delillerin yeterli olduğunu beyan etmiş ve birleşen davanın ek dava mahiyetinde olması da dikkate alınarak asıl ve birleşen dava yönünden tahkikatı gerektirir bir husus kalmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Asıl davanın; 27/08/2016 tarihinde gerçekleşen trafik kazası neticesinde davacı …’in yaralanmasından ötürü davacı … için iş gücü kaybı tazminatı talebi, müteveffa …’nin ölümü nedeniyle de davacıların tamamı için destek zararına ilişkin maddi tazminat davası olup, birleşen davanın ise; 27/08/2016 tarihinde gerçekleşen trafik kazası neticesinde müteveffa …’nin ölümü nedeniyle davacıların bakiye destek zararına ilişkin maddi tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.
Kazaya karışan araç … plakalı araç olup, … Merkezinin 18/02/2019 tarihli müzekkere cevabında bahse konu aracın 27/08/2016 kaza tarihini de kapsar şekilde Trafik Sigortası Poliçe bilgisi bulunamadığı bildirilmiştir. Kaza tarihinde kazaya karışan aracın ZMMS olmadığından … hesabına husumet yöneltilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bitlis İl Emniyet Müdürlüğünün 21/02/2019 tarihli yazı cevabından … plakalı aracın kaza tarihinde … adına kayıtlı olduğu bildirilmiştir.
Kaza tarihi olan 27/08/2016 tarihi itibariyle 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyet tespiti gerekmekte olup, ATK 2.İhtisas Kurulunun 29/07/2019 tarihli raporu doğru yönetmeliğe göre hazırlanmış olup, raporda davacı … …’ın tüm vücut engellilik oranının %12, iyileşme süresinin de kaza tarihinden itibaren 9 ay olduğu belirtilmiştir.
Dava dilekçesinde kaza tarihinde aracın kim tarafından kullanıldığına ilişkin açıklamalar yapılarak davacı vekili aracı dava dışı …’ın kullandığını belirtmişse de;
Dosya arasına alınan … Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/53 esas 2018/149 karar sayılı dosyasında Sanık olarak yer alan … … hakkında verilen karara ilişkin gerekçe kısmında … CBS’nin yürüttüğü soruşturma neticesinde sanık sıfatıyla ifadesi alınan … hakkında KYOK kararı verildiği, karara yapılan itiraz neticesinde … Sulh Ceza Mahkemesi tarafından kazada kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiği gerekçesiyle KYOK kararının kaldırıldığı ve ATK trafik İhtisas Dairesinin 15/02/2018 tarihli raporu uyarınca sürücünün … … olduğu ve asli kusurunun bulunduğunun tespit edildiği, sanık … …’ın üzerine atılı taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan ölenin sanığın eşi olması, kaza nedeniyle çocuklarının ve kendisinin mağdur durumda olması ve ölenin babası olan müştekinin sanıktan şikayetçi olmadığı hususları nedeniyle sanık … … hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, verilen karar … BAM 16.CD 04/02/2019 tarih 2018/3005 esas 2019/513 karar sayılı başvurunun esastan reddine dair kesin kararı ile kesinleşmiştir.
Mahkememizce alınan kusur oranına ilişkin ATK Trafik İhtisas Dairesinin 26/11/2019 tarihli raporunda; davacı … …’ın kazada %100 kusurlu olduğu belirlenmiştir.
27/04/2020 tarihli Aktüer kök raporunda TRH 2010 1,8 teknik faize göre yapılan hesaplama neticesinde; Davacı … kazada %100 kusurlu olduğundan iş göremezlik ve destek zararı talep edemeyeceği, Davacı …’in destek zararının 52.942,38-TL, Davacı …’in destek zararının 45.266,71-TL, Davacı …’ın destek zararının 45.306,81-TL olduğu belirtilmiştir. Ancak gerek raporun 2020 tarihli olması ve asgari ücrette değişiklik bulunması, gerekse Yargıtay 17.HD 24/02/2021 tarih 2019/3292 esas 2021/1848 karar sayılı ilamına göre TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemine göre hesaplama yapılması gerektiğinden bu hususta ek rapor tanzimi için dosyanın Aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, Aktüer Bilirkişi 25/10/2021 tarihli Ek raporunda özetle; Davacı …’in destek zararının 69.473,47-TL, Davacı …’in destek zararının 57.955,19-TL, Davacı …’ın destek zararının 57.955,19-TL olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekilinin ek rapor doğrultusunda …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında ek dava açmış, arabuluculuğa başvurmuş ve harca esas değer dava dilekçesinde 44.867,95-TL olarak gösterilmişse de 41.867,95-TL üzerinden harç yatırılmış ve bilirkişi ek raporuna göre de bakiye tutarın harcı yatırılan 41.867,95-TL olduğu anlaşılmakla ek davanın değeri harçlandırılan tutar olan 41.867,95-TL olarak dikkate alınmıştır.
Dava konusu kazada asıl davada davacı … …’ın %100 oranında kusurlu olduğu belirlendiğinden ve bir kimsenin kendi kusuruna dayalı olarak hak veya menfaat elde edemeyeceği ilkesi gereğince davacı … …’ın dava konusu kazada yaralanmasına bağlı olarak iş gücü kaybına ilişkin maddi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Asıl ve birleşen davada davacıların ise müteveffa …’ın çocukları olduğu ve yaşları itibariyle müteveffa ile aralarında destek ilişkisinin bulunduğu, alınan 25/10/2021 tarihli aktüer raporunda özetle; davacı …’in destek zararının 69.473,47-TL, Davacı …’in destek zararının 57.955,19-TL, Davacı …’ın destek zararının 57.955,19-TL olduğu belirlendiğinde ve ek raporda hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemine göre yapıldığı, Yargıtay 17.HD 24/02/2021 tarih 2019/3292 esas 2021/1848 karar sayılı emsal kararında da belirtilen şekilde hazırlandığından hükme esas alınabileceği anlaşıldığından, asıl ve birleşen dava yönünden dava dilekçesinde talepler ile asıl davada talep artırım dilekçesi dikkate alınarak asıl davada davacı … için 52.942,38-TL, davacı … … için 45.266,71-TL, davacı … … için 45.306,81-TL, birleşen dava yönünden ise davacı … için 16.531,09-TL, davacı … … için 12.688,48-TL, davacı … … için 12.648,38-TL tazminata hükmetmek gerekmiş, dava tarihinden evvel davalıya başvuru yapıldığından 12/10/2016 başvuru tarihini izleyen 8 iş günü sonrası olan 25/10/2016 tarihinden itibaren faiz istenebileceği ve davalının sorumluluğu kanun gereği olduğundan işletilecek faiz türünün yasal faiz olduğu belirlenmekle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-ASIL DAVADA DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davacı … … yönünden davanın reddine,
Müteveffa …’ın desteğinden yoksun kalmaları nedeniyle, davacı … için 52.942,38-TL destek zararı, davacı … … için 45.266,71-TL destek zararı, davacı … … için 45.306,81-TL destek zararı olmak üzere toplam 143.515,90-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 25/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
2- Karar tarihi itibari ile alınması gereken 9.803,57-TL harçtan 29,20-TL peşin harç ve 2.433,82- TL tamamlama harcı toplamı harcın mahsubu ile bakiye 7.340,55 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 444,06-TL tebligat posta gideri, 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.144,06-TL’nin kabul red oranına göre 1.142,54-TL tutarındaki kısmı ile 29,20-TL başvurma harcı, 29,20-TL peşin harç, 4,30-TL vekalet harcı, 2.433,83-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 3.639,07-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Kendini vekille temsil ettiren davacılar …, … …, … … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 12.734,01-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak adı geçen davacılara verilmesine,
6-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine reddedilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 250,00-TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalıya verilmesine,
7-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
2-BİRLEŞEN ….ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … ESAS SAYILI DAVADA DAVANIN KABULÜNE,
Müteveffa …’ın desteğinden yoksun kalmaları nedeniyle, davacı … için 16.531,09-TL destek zararı, davacı … … için 12.688,48-TL destek zararı, davacı … … için 12.648,38-TL destek zararı olmak üzere toplam 41.867,95-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 25/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
2- Karar tarihi itibari ile alınması gereken 2.860,00-TL harçtan 715,00-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.145,00-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvurma harcı, 715,00-TL peşin harç, 8,50-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 782,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Kendini vekille temsil ettiren davacılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 6.242,83-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, asıl ve birleşen davada davacı vekili ve asıl ve birleşen davada davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır