Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1136 E. 2018/1170 K. 14.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1136 Esas
KARAR NO : 2018/1170

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 16/11/2016
KARAR TARİHİ : 14/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde;Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 18.05.2012 tarihinde nakliye sözleşmesi imzalandığını, iş bu nakliye sözleşmesi kapsamında müvekkili şirkete ait 27 adet çekici ve 27 adet dorse’nin mülkiyeti muhafaza kayıtlı olarak davalı şirkete satıldığını, müvekkili şirkete ait bu araçlar satım tarihinden itibaren sözleşme kapsamında davalı şirketin kullanımına bırakıldığını, davalı şirketin bu araçlara 5 adet ilave araç ekleyeceğini, bu yeni araçlarında taşınma hizmetinde kullanılacağını, söz konusu sözleşme ekinde davalı şirketin taahhüt ettiği yıllık sefer sayısı ve bu seferlerin ücretlerinin kararlaştırıldığını, ek sözleşmede “Almayan için yıllık sefer taahhüdünün beher araç başına 17 sefer olduğunu, ( 5 adet araç için 85 sefer) eksik sefer yapılması halinde davalı şirketin sefer başına 600 Euro ödemesi, fazlaya sefer yapılması halinde davacı şirketin 350 Euro iade navlun bedelinin ödenmesinin kararlaştırıldığını, 2012 yılında anlaşma sağlanan sefer sayısına ulaşıldığını, 2013 yılında ise 85 seferden 46 seferin gerçekleştirildiğini, 39 seferin farklı tedarikçilerle gerçekleştirildiğini, 2014, 2015, 2016 yıllarında 294 seferin farklı tedarikçilerle gerçekleştirildiğini, yine İsveç seferleri için 2012 yılında taahhüt ettiği 202 seferin 9 seferini gerçekleştirmediğini, 2013 yılında ise 405 seferden sadece 218,5 seferi farklı tedarikçilerle gerçekleştirdiğini, 201, 2015, 2016 yıllarında taahhüt ettiği seferlerin 1382 seferi farklı tedarikçilerle gerçekleştirdiğini, davalı şirket aleyhine … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile satış işleminin iptali ve araç satışı talepli dava ikame edildiğini, taraflar arasında sulh protokolü imzalanması sonrasında dosyanın karar çıktığını, sulh protokolünde davalı tarafından 510.000 Euro ödeneceğinin ve buna ek olarak müvekkili namına 20.000 Euro tutarındaki senedin teslim edileceğinin kabul ve taahhüt edildiğini, 20 adet çekici ve dorsenin Trafik tescil kayıtlarında yer alan “mülkiyeti muhafaza kaydı şerhlerinin kaldırılarak müvekkili şirket adına tescili hususunda tarafların anlaştığını, iş bu şerhlerin kaldırılması aşamasında müvekkili şirket tarafından davalının bu işlemleri yapması esnasında avans çeki olarak … A.Ş. … Şubesi’nden verilen … numaralı, 26/11/2016 keşide tarihli, 298.416,00 TL. bedelli bir adet çek verildiğini, karşı tarafa duyulan güven neticesinde bu hususun yazılı olarak düzenlenmediğini, ancak iş bu çekin tahsil amacıyla karşı tarafa verilmediğini, zira müvekkili şirketin karşı taraftan 1.000.000,00 TL.’nin üzerinde alacağının bulunduğunu beyanla, müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili ile davacı arasında nakliye sözleşmesi yapıldığının doğru olduğunu, taraflar arasında açılan … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının sulh ile sonuçlandığını, sulh protokolü doğrultusunda müvekkilinin 530.000 Euro’yu davacı tarafa ödediğini, yine protokol gereği araçların devirlerinin yapıldığını, müvekkili şirketin davacı tarafa protokol gereği devir edilecek araçlarla ilgili fatura düzenlediğini ve ödemesi gereken KDV için de dava konusu çekin alındığını, protokol gereği müvekkilinin bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini, hal böyle iken iş bu davanın açılmasının anlayamadıklarını, müvekkilinin 1.000.000 TL.’den fazla borcu bulunduğu iddiasının doğru olmadığını, dava konusu çekin tahsil amaçlı olarak verilmediğini yazılı olarak kararlaştırmadıkları iddiasını da kabul etmediklerini beyanla, haksız ve yersiz davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava;Menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmişler, davada; nakliye sözleşmesi, düzenleme şeklinde mülkiyetin saklı tutulması kaydıyla satış sözleşmeleri, … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E-… K sayılı dosyası, sulh protokolü, ticari defterler, bilirkişi incelemesi vs. deliline dayanmışlardır.
Aksaray Mahkemeleri aracılığıyla davalının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılması için talimat yazıldığı, 23/05/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre; Davacının 2012-2013-2014-2015-2016-2017 yılı ticari defterleri incelemesinde 6102 Sayılı TTK’nın 64.Maddesinin 3.Fıkrası gereğince zamanında açılış tasdiklerinin yapıldığı, yevmiye defterlerinin kapanı onayı, izleyen faaliyet dönemenin 6.ayının sonuna kadar yapılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde … Noterliğinde ” Görülmüştür.” Şerhinin yer aldığı, davalı firma tarafından sulh protokolü kapsamında kesilen tüm faturaları tetkik edilerek resmi defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiği, muhasebe uygulamaları genel tebliği, TTK, VUK hükümleri uyarınca defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve muhasebe kayıtlarının zamanında ve mevzuatta öngörülen hesaplara nizami şekilde aktarıldığı, kendi içinde tüm defterlerin birbirine kapsamı bakımından doğruladığı/teyit ettiği, sahibi lehine delil tespit ettiği, davacı yanın davalı yan ile yaptığı nakliye sözleşmesi uyarınca vermiş olduğu teminat çekinden dolayı borçlu olup – olmadığının incelemesinde ; Davacı tarafından verilen çekin teminat çeki olmadığı, ilgili çekten dolayı davacı …’nin 298.416,00-TL borçlu olup, borcuna karşılık vermiş olduğu, teminat çekinin iadesi edilmesinin gerekip gerekmediği yönünde yapılan inceleme de ilgili çekin teminat çeki olmadığı, ticari işlemlerden kaynaklı araçların KDV ve noter masrafı karşılığı cari hesaba ilişkin olarak davalı … Ltd. Şti. Tarafından alınan ilgili çekin iade edilmesinin gerekmediğinin anlaşıldığı tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia, savunma ve toplana deliller ve tarafların ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanağı belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacı yanın davalı yan ile yaptığı nakliye sözleşmesi uyarınca vermiş olduğu teminat çekinden dolayı borçlu olup olmadığı, varsa miktarının saptanması, teminat çekinin iade edilmesi gerekip gerekmediği yönünde bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişi 23/10/2018 tarihli raporunda: Davacının 2013-2014-2015-2016 takvim yılına ait incelenen resmi defter ve belgelerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacının incelenen resmi defter ve belgelerinde, davalı yana 1.842.983,89 TL.borçlu olduğu, protokol gereği yapılan işlemlerin resmi defter ve belgelere usulüne uygun kayıt edilmediği, davacı ile davalı yan arasında imzalanan 17.03.2015 “Sulh Protokolü”nde dava konusu 26.11.2016 vadeli 298.416,00 TL. lik çeke yönelik herhangi bir açıklama/bilgi olmadığı, davacı yanca 27.10.2016 tarihli tahsilat makbuzuyla, davalı yana teslim edilen 298.416,00 TL. tutarlı davacı keşideli 26.11.2016 vadeli çekin, davalı yana ne için verildiğinin anlaşılamadığı tespit ve rapor edilmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;Dava konusu uyuşmazlık taraflar arasında imzalanan 18.05.2012 tarihli “Nakliye Sözleşmesi ”nden kaynaklanan alacak istemine dayanmaktadır.
Davacının 2013-2014-2015-2016 takvim yıllarına ait incelenen resmi defter ve belgelerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu tespit edilmiştir. Dava konusu … nolu … … şubesine ait 26.11.2016 tarihli 298.416,00 TL. tutarlı çek davacının incelenen resmi defter ve kayıtlarında 27.10.2016 tarihinde davalı yana borç kayıt edilmiştir.
Davacının incelenen resmi defter ve belgelerinde davalı … kodlu”Satıcılar” hesabında işlem görmüş olup, davalıya davacının 1.842.983,89 TL. borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasında 17.03.2015 tarihinde 4 madde ve 2 sahifeden ibaret “Sulh Protokolü” kaşelenip, imzalanmıştır. Bu protokolün 3 / 4. maddesinde belirtilen açıklamalara göre “İş bu protokolün 3.3 maddesine göre ödenecek 530.000 Euro …’in davaya konu mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış sözleşmelerine istinaden Yeni Antalya’ya bugüne kadar ödediği toplam 598.000 Euro tutarındaki ödeme ve Yeni Antalya nezdindeki 187.082,30 TL. tutarındaki cari hesap alacağı olmak üzere toplam 1.128.000 Euro + 187.082,30 TL. tutarındaki bedel; mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışı yapılan ancak, işbu protokol kapsamında 3.2 maddesine göre Yeni Antalya’ya iade edilecek olan 10 adet dorse ve 10 adet çekicinin kira bedeli ile davaya konu olup, bu protokol kapsamında mülkiyeti tamamen kendisine kalacak olan araçların kalan satış bedeline mahsup edilecektir. Bu kapsamda …, davaya konu 45 adet araca ilişkin ödemiş olduğu bedellerin iadesi hususunda Yeni Antalya’dan hiç bir talebin olmadığını gerek cari hesap, gerekse dava konusu sözleşmeler bakımından Yeni Antalya’yı en geniş manada gayri kabili rücu ibra ettiğini kabul, beyan ve taahhüt eder”
Davacının incelenen resmi defter ve belgelerinde, 30.09.2014 itibarıyla davalının 187.082,30 TL. alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar davalı davalı 187.08.2,30 TL. alacaklı ise de davacının 20.06.2014 tarihindeki “Şüpheli Alacaklara” borç, davalının … kod nolu hesabına alacak olarak kayıt edilen 3.455.012,00 TL. den sonra 30.09.2014 tarihi itibarıyla davacının 187.082,30 TL. alacaklı görülmektedir.
Davacı ile davalı arasında imzalanan “Sulh Protokolünde” davalının 10 adet çekici, 10 adet yarı römork (dorsenin) davacı yana mülkiyeti muhafaza kaydıyla devir edeceklerini ve …in davacı şirketten 187.082,30 TL. borcun protokol kapsamında sıfırlanacağı karar verilmiştir.
“Sulh Protokolu” gereği 31.10.2016 tarihinde düzenlenen faturalar, davacının resmi defterlerine işlenmiş olduğu, toplam 1.954.317,59 TL olduğu, davalı yan, davacı yandan 27.10.2016 tarihinde tahsilat makbuzu ile …-… şubesi … seri nolu 26.11.2016 vadeli 298.416,00 TL. tutarındaki çeki almıştır.
Dava konusu çekin herhangi bir şekilde teminat çeki olup, olmadığı anlaşılmamıştır. Davacı yanın iddiası senedin “Teminat Senedi “ olduğu yönündedir. Bu iddia, senedin hüküm ve kuvvetini azaltmaya yönelten bir iddiadır. Dolayısıyla bunun ancak senetle ispat edilmesi gerekir.
Somut olayda, davacının bu yönde bir ispat vasıtası sunmadığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan kambiyo senedi sebepten bağımsız ve her zaman düzenlenebileceğinden davalının çek doğumuna yol açan alt hukuki ilişkiyi ve hukuki ilişkinden doğan yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispat etmesi gerekir. Sonuç olarak; davacının 2013-2014-2015-2016 takvim yılına ait incelenen resmi defter ve belgelerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacının incelenen resmi defter ve belgelerinde, davalı yana 1.842.983,89 TL.borçlu olduğu, protokol gereği yapılan işlemlerin resmi defter ve belgelere usulüne uygun kayıt edilmediği, davacı ile davalı yan arasında imzalanan 17.03.2015 “Sulh Protokolü”nde dava konusu 26.11.2016 vadeli 298.416,00 TL. lik çeke yönelik herhangi bir açıklama/bilgi olmadığı, davacı yanca 27.10.2016 tarihli tahsilat makbuzuyla, davalı yana teslim edilen 298.416,00 TL. tutarlı davacı keşideli 26.11.2016 vadeli çekin, davalı yana ne için verildiğinin anlaşılamadığı, davalı yanın defterleri üzerindeki inceleme de davacı yanın davalı yan ile yaptığı nakliye sözleşmesi uyarınca vermiş olduğu teminat çekinden dolayı borçlu olup – olmadığının incelemesinde ; Davacı tarafından verilen çekin teminat çeki olmadığı, ilgili çekten dolayı davacı …’nin 298.416,00-TL borçlu olup, borcuna karşılık vermiş olduğu, teminat çekinin iadesi edilmesinin gerekip gerekmediği yönünde yapılan inceleme de ilgili çekin teminat çeki olmadığı, ticari işlemlerden kaynaklı araçların KDV ve noter masrafı karşılığı cari hesaba ilişkin olarak davalı … Ltd. Şti. Tarafından alınan ilgili çekin iade edilmesinin gerekmediğinin tespit edilmiş olmakla; denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporlarına göre davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-)Davacının davasının reddine,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 35,90 TL harcın, peşin alınan 5.096,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.060,30-TL harcın karar kesinleştiğinde iadesine,
3-)Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-)Davalı duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 23.854,96-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-) Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı gider avansından artan bakiyenin davacıya/vekiline iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/12/2018

Katip …

Hakim …

**Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.**