Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1059 E. 2019/523 K. 12.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1059 Esas
KARAR NO : 2019/523

DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 24/10/2016
KARAR TARİHİ: 12/06/2019

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, davalı sigorta şirketinin …Bank … Şubesi isimli acentesi vasıtasıyla aracılık ederek …i’nin maliki olduğu mesken için 07.07.2011 tarihinde … nolu …Sigortası poliçesi düzenlendiğini ancak 29.07.2011 tarihinde sigorta priminin eksik yatırıldığı gerekçesiyle iptal edildiğini, bunun Van… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… esas sayılı dosyası ile hüküm altına alındığını, kararın Van …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, onama kararından sonra dosya borcu olan 173.437,37 TL bedelin 24.06.2016 tarihinde müvekkili tarafından icra dosyasına ödendiğini, müvekkili kurum ile davalı sigorta şirketi arasında akdedilen zorunlu deprem sigortasına ilişkin yetki sözleşmesinin hüküm altına alındığını, davalının yasa ve sözleşme hükümlerine aykırı hareket ederek vekil eden Kurum nam ve hesabına poliçe düzenlerken basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, gayrimenkul bilgisini yanlış düzenleyerek kamu tüzel kişiliğine ahiz vekil eden kurumun zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, poliçeyi düzenleyen davalı acentesinin poliçeyi mevzuata aykırı şekilde iptal ettiğinin kesinleşmiş mahkeme kararı ile hüküm altına alındığını, bu nedenle yetki sözleşmesi hükümlerine aykırı hareket eden davalıya rücu hakkı bulunduğunu beyanla 173.437,37 TL’nin 24.06.2016 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile, zorunlu deprem sigortasından kaynaklanan tazminat bedelini ödeme yükümlüsü davacı olması nedeniyle, ödenen tazminat bedelinin rücu edilmesinin söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin sadece ödenmeyen “prim bedeli’nden dolayı sorumlu tutulabileceğini, davacının zararı olarak sadece 197,47 TL “prim bedeli’nden müvekkili şirketin komisyonu düşülmesinden sonra bulunacak olan “prim bedeli”nden söz edilebileceği, davacının ödemiş olduğu tüm tazminat bedelini müvekkili şirketten talep etmesi haksız ve hakkaniyete aykırı olduğunu beyanla, davacı tarafın ödenen tazminat bedelinin rücuen ödenmesi talebinin reddini, sadece sigorta prim bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dilekçe teatisinin tamamlanmasından sonra ön inceleme yapılmış, tahkikat aşamasına geçilmiş ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri ile tazminat ödemesine dayanak Mahkeme kararı incelenmiştir.
Dava, zorunlu deprem sigortası kapsamında ödenen miktarın, sigorta poliçesini akdeden sigortacıdan rücu’an tahsili istemini konu almaktadır. davalının yasa ve sözleşme hükümlerine aykırı hareket ederek vekil eden Kurum nam ve hesabına poliçe düzenlerken basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, gayrimenkul bilgisini yanlış düzenleyerek kamu tüzel kişiliğine ahiz vekil eden kurumun zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, poliçeyi düzenleyen davalı acentesinin poliçeyi mevzuata aykırı şekilde iptal ettiğinin kesinleşmiş mahkeme kararı ile hüküm altına alındığını, bu nedenle yetki sözleşmesi hükümlerine aykırı hareket eden davalıya rücu hakkı bulunduğunu beyanla eldeki davayı açmış ise de, dava dışı sigortalıya yapılan ödemenin kesinleşmiş mahkeme kararı ile yapıldığı, bu mahkemece yapılan yargılama kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile mahkeme kararından anlaşıldığı üzere poliçenin geçerli olduğu, dolayısı ile davacının dava dilekçesinde rücua dayanak olarak belirtiği ” poliçenin mevzuata aykırı olarak iptalinin ” sonuca etkisi bulunmadığı, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda poliçenin geçerli olduğu kanaati ile teminatın ödenmesine karar verildiği, buna göre, teminatın ödenmesine dayanak geçerli bir poliçe ve kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmakla, davacının bu iddiasının yerinde olmadığı; bunun dışında da davalının davacıyı zarara uğratan bir eylem veya işlemi bulunduğuna dair dosyaya yansıyan bilgi, belge, delil bulunmadığı, bu itibarla, davacının ödenen sigorta teminatı yönünden rücu hakkı bulunmadığı; ne var ki, davalının da kabulünde olan sigorta priminin ödenmediği, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 10.maddesi uyarınca Mahkememizce re’sen hesaplandığı üzere ödenmesi gereken 172,79 TL sigorta primi bulunduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
Davacı

HÜKÜM:
1-Davanın kısmen kabulü ile 172,79-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kısmın 492 sayılı Yasanın 31.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı yana iadesine,
3-Davacı tarafından karşılanan 2.367,20 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre belirlenen 2,40 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan harçtan karşılanan 44,40 TL harç ile 29,20 TL başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 172,79 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 16.345,87 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.

Katip

Hakim