Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1015 E. 2019/274 K. 27.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1015 Esas
KARAR NO : 2019/274
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/10/2016
KARAR TARİHİ : 27/03/2019

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, 29/03/2015 tarihinde … Sevk ve iradesindeki … plakalı aracın ile Hasankeyf kavşağı istikametinde seyir halinde olan … sevk ve idaresinde sigortalı … plakalı motosikletin çarpışması sonucunda çift taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin … plakalı araçta yolcu konumunda olduğunu, herhangi bir kusuru bulunmadığını, müvekkilinin yaralandığını, davalı … şirketine başvuru yapıldığını, davalı şirketçe 23.09.2016 tarihinde 7.518,00 TL ödeme yapıldığını, ancak yapılan ödemenin zarara nispeten az olduğunu, yapılan eksik ödemenin tamamlatılması için sigorta şirketine tekrar başvuru yapıldığını ve sigorta şirketince başvuruya olumsuz cevap verildiğini, trafik kazasında davacının uğradığı bedensel zarar nedeniyle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın temerrüt tarihinden işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, bedeni zararlar halinde maddi tazminat talepleri için şahıs başına azami poliçe teminat limiti 290.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, aktüer tarafından hesaplanan tazminat miktarı olan 7.518,71 TL’nın hak sahiplerine 23.09.2016 tarihinde ödendiğini, sorumluluğunu ödemiş olan müvekkili şirketin de başkaca bir sorumluluğu kalmadığını beyanla, müvekkili şirket tarafından yapılan ödeme ile zararı karşılanan davacıların davasının reddini talep etmiştir.
Dilekçe teatisinin tamamlanmasından sonra ön inceleme günü tayin edilmiş, uyuşmazlık tespit edilmiş ve tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Mahkememizce yapılan tahkikat kapsamında, kaza nedeni ile davacının maluliyeti hususunda Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmış, Adli Tıp Kurumu’nca tanzim edilen raporda davacının sürekli iş göremezlik oranı %3.3 ve geçici iş göremezlik süresi 4 ay olarak belirlenmiştir. Davacı vekili Adli Tıp Kurumu raporuna karşı yazılı itirazlarını 16/03/2018 tarihli dilekçesi ile sunmuş ve engelli sağlık kurulu raporuna göre maluliyet oranını %19 olduğunu beyanla vekil edenin bizzat muayenesi ile maluliyet durumunun tespiti için dosyanın yeniden incelenmesini talep etmiştir. Talep, Mahkememiz oturumunda reddedilerek dosyanın kusur oranları ve tazminat hesabı için bilirkişiye tevdiine karar verilmiştir. Davacı vekiline 1000,00 TL bilirkişi ücretini yatırması için iki hafta kesin süre verilmiş, yatırmadığı takdirde dosyanın mevcut hali ile karar verileceği ihtar edilmiştir. Ne var ki, bilirkişi ücreti yatırılmadığından inceleme yaptırılamamıştır.
Dava trafik kazası nedeni ile tazminat istemini konu almaktadır.
Kaza nedeni ile davacının iş göremezlik oranı ve süresi hususunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınmış, davacı vekili anılan rapora itiraz etmiş ve itiraz Mahkememizce reddedilmiştir. Ret kararı sonrası kusur oranı ve tazminat hesabı yönünden bilirkişi ara kararı tesis edilmiş ise de sonuçları hatırlatılarak verilen kesin sürede belirlenen delil avansı yatırılmadığından inceleme yaptırılamamıştır.
Davacı vekili, maluliyet raporuna karşı itirazları bulunduğundan bilirkişi ücretini yatırmadıklarını beyan etmiş ise de, itiraz olması, sonuçları hatırlatılarak verilen kesin süreye riayet edilmemesinin gerekçesi olarak kabul edilemez. Zira davacının itirazı hakkında Mahkememizce bir karar verilmiş olup, davacı vekili varsa bu ara karara karşı itirazlarını esas hükümle birlikte ileri sürebilecektir. Davacının itirazı, yanıtsız bırakılmamış, bilakis olumsuz kararla reddedilmiş ve akabinde bilirkişi ara kararı kurulmuş olmakla, davacı, bu ara karara uygun olarak delil avansını yatırması gerekirken, itirazdan bahisle bilirkişi ücretinin yatırılmaması yasal gerekçeye dayanmamaktadır. İtirazın reddedilmesi, takip eden işlemlerin yapılmasını sağlamaya yönelik ara kararların yerine getirilmemesine gerekçe olamayacağından ve davacı yan, reddedilen itirazlarını esas hükümle birlikte yasa yoluna başvuru sebebi yapabileceğinden, kesin süre içinde bilirkişi ücreti yatırılmadığından mevcut dosya kapsamına, Mahkememiz hukuk bilgisi dışında teknik bilgiyi gerektiren hususta inceleme yaptırılamamış olduğundan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile belirlenen eksik harç, tahsil edilebilir miktarın altında kaldığından, tahsili yönünde hüküm tesisine mahal bulunmadığına,
3-Davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, harçlandırılan dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 120,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, (Dava konusunun para alacağına ilişkin olup, doğrudan Tarifenin 3.Kısmına tabi olduğu, Tarifenin 13.maddesinde belirtilen ikinci kısım ikinci bölümde gösterilen hukuki yardımlardan olmadığından 13.madde kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira anılan maddenin Tarifenin 2.Kısım 2.Bölümüne giren yani konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen davalara ilişkin olduğu, eldeki davanın ise doğrudan konusunun para olduğu nazara alınarak vekalet ücreti Tarifenin 3.Kısım hükümlerine göre hesaplanmıştır. )
5- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 27/03/2019

Katip …

Hakim …