Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/100 E. 2018/523 K. 05.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/100 Esas
KARAR NO : 2018/523

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/02/2015
KARAR TARİHİ : 05/06/2018

.. Asliye Ticaret Mahkemesinin …-… E.K. Sayılı 27.10.2015 tarihli kararı ile dava yetkisizlikle Mahkememize gönderilmekle yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; öncelikle … Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davada; vekiledeni ile davalı şirket arasında yapılan Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi ile vekiledeni şirketin işletmekte olduğu … abone numaralı işyerinin elektriği sözleşme tarihinden itibaren davalı şirket tarafından bedeli mukabilinde karşılandığını, davalı şirketin, elektrik faturaları ile müvekkili şirketin kullanmış olduğu elektrik enerji bedelinin yanı sıra; kanuna ve kararlılık kazanmış Yargıtay kararlarına aykırı olarak, vekiledeni şirketten, sayaç okuma bedeli, kayıp kaçak Enerji bedeli ve … payı adı altında faturaya bir kısım bedeller dahil ederek, bunları da haksız olarak müvekkil şirketten tahsil ettiğini, davalı şirkete, haksız-olarak tahsil edilen kayıp-kaçak enerji bedeli, … payı ve sayaç okuma bedelleri müvekkil şirkete iade etmesi ve bundan sonra tahsiletmemesi hususunda … 8.Noterliğinin 19.01.2015 tarih … yevmiye nolu ihtarın keşide edildiğini, davalı şirketin ihtarı almasına rağmen, haksız tutumunu devam ettirdiği gibi, vekiledeni şirketten, ihtar tarihi itibariyle haksız olarak tahsil ettiği KDV dahil 4.750,01-TL Kayıp-Kaçak Enerji bedelini vekiledeni şirkete ödemeyerek temerrüde düştüğünü beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla KDV dahil 4.750,01-TL kayıp kaçak enerji bedelinin ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte vekiledenine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; usule ilişkin itirazlarında, taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesi uyarınca uyuşmazlıkların çözümünde yetkili mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, öncelikle davanın yetki yönünden reddi gerektiğini, esasa ilişkin itirazlarında da, elektrik faturalarında yer alacak tüm gelir kalemleri ile ilgili düzenleme yapma yetkisinin EPDK’da olduğunu, EPDK kararlarının düzenleyici işlemler olduğundan hem elektrik tedarikçilerini hem de aboneleri bağladığını, kayıp-kaçak bedelinin de EPDK’nın kurul kararıyla uygulamaya koyduğu gelir kalemlerinden biri olduğundan müvekkilinin söz konusu bedeli abonelerin faturalarına yansıtmakla yükümlü olduğunu, aksi takdirde vekiledenine karşı idari yaptırımlar uygulanacağını, davacı tarafın dayanak gösterdiği Yargıtay kararlarının bağlayıcılığının bulunmadığını, EPDK kararlarının yanı sıra dava konusu bedellerin davacıdan tahsil edileceğinin müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanan sözleşmede de kabul edildiğini ve imza altına alındığını, davacının , vekiledeni ile olan hukuki ilişkisinin tamamen özel hukuk ilişkisi olduğunu, davacının iddiasının vekiledeni şirketin sebepsiz zenginleştiğine dayandığını, sebepsiz zenginleşme şartlarının oluşmamakla birlikte vekiledeninin kayıp-kaçak bedellerini iade yükümlülüğünün bulunmadığını, davacı, dava konusu faturalara TTK.’nun 21/2 maddesinde belirlenen süre içerisinde itiraz etmediğinden fatura içeriğini kabul etmiş sayılacağını beyanla, öncelikle davanın yetki yönünden reddi ile dosyanın İstanbul mahkemelerine gönderilmesine, aksi taktirde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; elektrik abonelerinden kayıp kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış bedeli, sayaç okuma bedeli adı altında tahsil edilen bedellerin istirdadı (alacak) istemine ilişkindir.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin … – … E.K sayılı 27/10/2015 tarihli ve 08/01/2016 tarihinde kesinleşen kararı ile dosya yetkili Mahkeme olarak Mahkememize tevzii edilmiştir.
Davacı ve davalı yan dayandıkları delillerini ibraz etmişler, davalı nezdinde bulunan abone dosyaları ve detaylı faturalar getirtilip incelenmiştir.
Davalının, dava şartarına ilişkin itirazları ve ilk itirazlar zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce öncelikle ilgili mevzuat doğrultusunda davacı yanın istirdadını talep ettiği bedeller yönünden Elektrik Mühendisi ve Mali Müşavirden oluşturulan bilirkişiler kurulundan rapor alınmış, 18/05/2016 tarihli raporda; Davacının takibe konu edilen toplam 24 adet fatura içerisinde Kayıp Kaçak bedeli içerisine gizlenmiş ve KDV de dahil olmak üzere 5.470,03-TL talep edebileceği, davacı talebinin daha az miktarda olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Davanın açıldığı 27/02/2015 tarihinde yürürlükte olan mevzuata ve uygulamaya göre;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 günlü ve … Esas … Karar Sayılı ilamıyla; 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesi ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verildiği, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun bu maddeye dayanarak 11.08.2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ” uyarınca, lisans sahibi şirketlerinde bu tebliğe uygun olarak tüketiciden kayıp-kaçak bedeli adı altında bedel tahsil ettikleri, ancak anılan madde ile Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisinin verilmediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararları ile bu bedelin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenlemesi ve yukarıda açıklanan Hukuk Genel Kurulu kararı doğrultusunda, Yargıtay ilgili daireleri tarafından da pek çok kararla kayıp-kaçak bedeli gibi dağıtım şirketleri tarafından faturalara yansıtılan dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, parekende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin, tüketicilerden tahsil edilemeyeceği kabul edilmiştir.
Dava açıldıktan sonra, henüz yargılama süreci devam ederken 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen;
Geçici 19. maddede; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmü ile,
Geçici 20. maddede; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Mevcut yasal değişikliklerin açılan ve hala devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gereken hükümler içermesine göre, somut olaya etkisinin tartışılması gerekmiştir.
Mahkememizce olaya uygulanması gereken 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı yasanın 26.maddesiyle eklenen geçici 20.maddenin (1) numaralı fıkrasının iptaline karar verilmesi talebiyle … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasında … Mahkemesi’ne müracaat edilmiş ve talep Anayasa Mahkemesi’nin … Esasına kaydedilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere 5 ay içinde kararını vermeli ve açıklamalıdır, hükmüne rağmen (Anayasa m. 152, III; An.Mah. m 28,IV C,2) süresinden sonra da olsa, Anayasa Mahkemesi’nin 28/12/2017 tarih … E … K sayılı kararı ile iptal isteminin reddine karar verildiği anlaşılmakla, Mahkememizce anayasa Mahkemesine müracaat sonucunun beklenmesi hususundaki ara kararından dönülmüştür.
Somut olayda kanunun 21. Maddesi 17/06/2016 tarihinden sonrasını, geçici 20. Maddeyi öngören 26. Maddeside 17/06/2016 tarihine kadar açılan takip ve davalar ile başvuruları kapsamaktadır. Bahsi geçen yasal düzenlemeler iptal edilmedikleri, yürürlükte kaldıkları sürece uygulanacak olup davalı dağıtıcı/tedarikçi şirket mevcut yasal düzenleme ile kayıp kaçak v.s bedelini abonelerine yansıtabilecektir.
Davacı vekili yargılama sırasında açılan davanın o tarihte yürürlükteki mevzuata göre haklı olduğunu beyanla, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmişler tahkikata dair başkaca talepde bulunmamışlardır.
Bu noktada uyuşmazlık; davanın açıldığı tarihte davacının haklı olup olmadığı, davalının, davanın açılmasına sebebiyet verip vermediği, yargılama giderlerinden hangi tarafın sorumlu tutulacağı noktasında toplanmaktadır.
Yargılama harç ve giderleri, kural olarak davada haksız çıkan tarafa, eş söyleyişle aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir (HMK m. 326/I). Davayı kazanan taraf, davayı bir vekil aracılığı ile takip etmişse, haksız çıkan taraf, yargılama gideri olarak vekalet ücreti ödemeye de mahkum edilir (HMK m. 323/1-ğ).
Bir tarafın, dava açıldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü veya yeni bir içtihadı birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkmış olması halinde, yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği kuşkusuzdur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 günlü ve … E – … K. sayılı ilamı).
Somut olayda; davacı, davanın açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Zira YHGK’nun 21/05/2014 günlü … E … K sayılı ilamı ve Yargıtay ilgili hukuk dairelerinin yerleşik kararlarına göre dava konusu kayıp kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış bedeli, sayaç okuma bedeli adı altında tahsil edilen bedellerin kurallara uyan abonelerden tahsil edilmesinin hukuka uygun olmadığı kabul edilmekte idi. Davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, iş bu davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Davacı yanca dava açıldığı tarihteki yasal düzenleme doğrultusunda karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, halen mevcut yasal düzenlemelerin ve geçmişe etkili hükümlerini yok saymak olanaklı değildir. O halde dava açıldıktan sonra değiştirilen/ yeni çıkan kanun hükmü nedeniyle, yani sonradan hasıl olan hukuki durum nazara alınarak davanın reddine, ancak davacının dava açmakta haksız sayılamayacağı kabul edilmekle, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline ve davacı yararına maktu vekalet ücretine (… 3 … …-… E K sayılı, 28.03.2017 günlü ilamı) hükmetmeye karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)Sonradan hasıl olan hukuki durum nedeniyle DAVANIN REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 35,90-TL maktu red harcının peşin alınan 81,12-TL harçtan mahsubu ile bakiye 45,31-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
3-)Davacı tarafından yapılan 35,90-TL red harcı, 27,70-TL başvuru harcı, 4,10-TL vekalet harcı, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, 110,00-TL davetiye gideri olmak üzere toplam 1.677,70-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı/davalılar tarafından yatırılan gider/delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya/davalı/vekillere iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/06/2018

Katip … Hakim …