Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/81 E. 2018/1144 K. 12.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/81 Esas
KARAR NO : 2018/1144 Karar

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/01/2015
KARAR TARİHİ : 12/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 23.01.2015 tarihli dilekçesinde özetle; “davacı şirketin, otomotiv sektöründe ekipman satışı, tedariki, satış sonrası servis hizmetlerin verilmesi, servis personellerin eğitimi, servis mimarlığı ve inşaatı konularında Türkiye’nin en büyük ve köklü firmalarından biri olduğunu, davalı …’nün ise, iş akdinin fesih edildiği 12.12.2014 tarihine kadar davacı şirket nezdinde “bölge satış koordinatörü” olarak çalıştığını, davacı şirketin, isimsiz bir ihbar mektubu neticesinde, daha önceki yıllarda müvekkili şirkette uzun yıllar hizmet akdi ile çalışmış ve hizmet akdi sona ermiş bulunan … isimli şahsın aynı sektörde faaliyet gösteren … Tic. A.Ş. unvanlı bir şirket kurarak, davacı şirketin portföyünde yer alan müşteri ve tedarikçi listelerini hukuka aykırı olarak elde ettiklerini, güvenlik talimatlarını, iş metotlarını, kataloglarını, fiyat listelerini ve benzeri ticari sır niteliğindeki gizli belgelerini kullandıklarını, bu süreçte de davacı şirketin bir kısım mevcut personeli ile birlikte hareket ettiğini öğrendiğini, ihbar mektubunun ekinde yer alan e-mail’lerin içeriğinde, … Tic. A.Ş. için davacı şirketin mevcut çalışanlarının dava dışı şirketteki görev dağılını ve iş bölümü, çalışanların e-mail adresleri ve söz konusu şirketteki ortaklık yapısına ilişkin listenin yer aldığını, şirket içerisinde yapılan incelemede, …’in kurucusu …un, davacı şirketteki bazı mevcut çalışanları ayartarak, bunlarla iş birliği yaptığını ve şirketin ticari sırlarını ele geçirip, ciddi boyutlarda zarara soktuğunun ortaya çıktığını, davacı şirketin personeli olan davalı …’nün, şirketin başka çalışanları ve daha önce işten ayrılan …’la birlikte hareket ettiğini ve … Tic A.Ş.’de gizli ortak olduğunun 12.12.2014 tarihli savunmasından anlaşıldığını, …’in 02.08.2004 tarihinde …, davalı … ve davacı şirketin bazı çalışanlarına gönderdiği e-mail içeriğinde, çalışanların görev dağılımının yer aldığını, 18.09.2014 tarihli e-mail’de ise sermaye katılım paylarının yer aldığını, buna göre, davalı …’nün söz konusu şirkette 17.500,00 TL karşılığında sermayesi olduğunu, davalı … ve …’un gayri kanuni yollarla bu belgelere ulaştığını ve amacının, bu belgelerle birlikte davacı şirket portföyünde yer alan müşteri çevresini ele geçirerek, haksız kazanç elde etmek olduğunu, davalının gizli ortağı olduğu …’de davacı şirket aleyhine haksız rekabet teşkil eden fiilleri neticesinde, davacı şirketi çok ciddi maddi zarara uğrattığını ve şirketin mağduriyetine sebep olduğunu; davacı şirketin 2013 yılı cirosu 30.225.079,00 TL iken, 2014 yılı cirosu 20.817.645,00 TL olduğunu, bir önceki yıla oranlar arttırması hedeflenirken 9.407.437,00 TL ciro kaybına uğrandığını belirterek, davalının fiillerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, davalının haksız rekabet teşkil eden fiillerinin önlenmesine, davanın haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeniyle yoksun kalınan kar ve kazanç kaybı ile müvekkili şirketin uğramış olduğu fiili zararların tazmini için fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline; BK m.58 uyarınca kararın basın yoluyla ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 01.03.2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri değil iş mahkemeleri olduğunu, davacı şirketin davalının iş akdini, haksız rekabet iddiası ile haksız ve usulsüz olarak feshettiğini ve haksız fesih nedeni ile … İş Mahkemesi’nde … Esas sayısı ile işe iade davası açıldığını, işbu davanın halihazırda derdest olduğunu, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, esasa yönelik olarak ise davalının uzun yıllar boyunca otomotiv sektöründe çalışmış, dürüstlüğü, çalışkanlığı ve güvenilirliği ile sektörde kendine yer edinmiş, aranılan bir sektör çalışanı olduğunu; davalının iş akdinin usulsüz olarak 12.12.2014 tarihinde feshedildiğini, iş güvenliği uzmanı Av. … bizzat söyleyerek yazdırdığı savunmayı ve içeriğine vakıf olmadığı, önceden hazırlanan ihtarnameyi ile fesih bildirimini şirket yetkilerinin imzalattığını, davalının fiziksel ve psikolojik baskı ile verilen belgeleri, 2.5 yıl ağır hapis cezası ile yargılanacağı ve çok yüklü tazminatlar ödeyeceği tehdidi ile, imzalamak zorunda bırakıldığını, imzalatılan belgeden kendisine suret dahi verilmediğini, özel e-mail hesabından baskı, korkutma ve tehdit ile çıktı alınması sağlandığı, gerçekleştirilen iş akdinin haksız şekilde feshine yönelik bazı kişiler aleyhine … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma Numarası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, davacı şirketin haksız davasını dayandırdığı, iddialarının dayanağı olarak gösterdiği tüm delillerin hukuka aykırı biçimde ve kendilerince “delil yaratma” şeklinde elde edilmesi itibarı ile, bunlara itibar edilmemesi gerektiğini, davalının ne otomotiv ne de başka bir sektörde faaliyet gösteren bir şirkette ortak veya şirket yetkilisi olmadığını, …in davacı … San. Tic. Ltd. Şti.’nin bayisi olduğunu, bu iki şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu ve davacı şirketin yetkililerinin … kurulmadan önce de bu şirket hakkında bilgi sahibi olduklarını, aynı dilekçede gizli olduğu ileri sürülen fiyat listeleri ve katalogların tüm yedek parça işi yapan firmaların elinde bulunduğunu ve herhangi bir ticari sır içermediğini, ticari sır niteliğinde olduğu iddia edilen belgelerin bizzat davacı şirket tarafından …’e verildiğini, davalının davacı şirkette çalıştığı 4 yıl boyunca, haksız rekabet teşkil edecek hiçbir fiilinin bulunmadığını, otomotiv sektöründe müşteri portföyünün hemen hemen aynı olduğunu ve rahatlıkla bulunabileceğini beyan etmiş, dilekçesinde vs açıklamalarda bulunarak davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 01.01.2017 tarihli 7 sayfadan ibaret raporunda özetle; “davacı şirket kayıtlarında yapılan incelemede 2013 yılına ait satışların toplamının 30.099.666.00-TL olduğu, 2014 yılı satışları toplamının 20.107.304.00-TL olduğunu iki yıl arasında 9.992.362.00-TL fark olduğunu, bu farkın davalının … şirketine davacının müşterilerini aktarması neticesinde meydana geldiğinin davacı kayıtlarından belirlenmesinin mümkün olamayacağı, bu hususun ibraz edilecek … şirketine ait defterlerin incelenmesi ile belirlenebileceği kanısına varılmıştır.
Bu rapora yapılan itiraz üzerine itirazların değerlendirilmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verilerek dosya tevdi edilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 12.04.2018 tarihli 8 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “dosya içeriğindeki belgeler ışığında, haksız rekabetin TTK 55/1-d ve 55/1-e hükümleri uyarınca oluştuğu; … AŞ.’nin eyleminin haksız rekabet tekil ettiği; bu yeni Şirkete, davacı şirketten ayrılarak katılan kişilerin eylemlerinin de haksız rekabet teşkil ettiği; Davacı Şirketin cirosunun 30.225.000-TL’dan 20.817.645-TL’ye düştüğü; …’in defterlerindeki kârın tespit edilemediği anlaşılmaktadır. Bu ciro azalışının Şirketin zararına hangi ölçüde etkilediği, … Şirketinin hangi oranda kar elde ettiğini tespit etmek ve bunun içinde davalının haksız rekabetteki payını tayin etmek zorluğu karşısında Mahkemenin TBK’nunun 50. maddesi uyarınca hakkaniyet ölçüsünde bir tazminat tayin edebileceği sonucuna varılmıştır. Bu konuda takdir tamamen Sayın Mahkemeye aittir.” şeklinde rapor sunulmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen delil dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek ve tüm dosyakapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava davacı şirketin, otomotiv sektöründe ekipman satışı, tedariki, satış sonrası servis hizmetlerin verilmesi, servis personellerin eğitimi, servis mimarlığı ve inşaatı konularında Türkiye’nin en büyük ve köklü firmalarından biri olduğunu, davalı …’nün ise, iş akdinin fesih edildiği 12.12.2014 tarihine kadar davacı şirket nezdinde “bölge satış koordinatörü” olarak çalıştığını, davacı şirketin, isimsiz bir ihbar mektubu neticesinde, daha önceki yıllarda davacı şirkette uzun yıllar hizmet akdi ile çalışmış ve hizmet akdi sona ermiş bulunan … isimli şahsın aynı sektörde faaliyet gösteren … Tic. A.Ş. unvanlı bir şirket kurarak, davacı şirketin portföyünde yer alan müşteri ve tedarikçi listelerini hukuka aykırı olarak elde ettiklerini, güvenlik talimatlarını, iş metotlarını, kataloglarını, fiyat listelerini ve benzeri ticari sır niteliğindeki gizli belgelerini kullandıklarını, bu süreçte de davacı şirketin bir kısım mevcut personeli ile birlikte hareket ettiğini öğrendiğini, ihbar mektubunun ekinde yer alan e-mail’lerin içeriğinde, … Tic. A.Ş. için davacı şirketin mevcut çalışanlarının dava dışı şirketteki görev dağılını ve iş bölümü, çalışanların e-mail adresleri ve söz konusu şirketteki ortaklık yapısına ilişkin listenin yer aldığını, şirket içerisinde yapılan incelemede, …’in kurucusu …un, davacı şirketteki bazı mevcut çalışanları ayartarak, bunlarla iş birliği yaptığını ve şirketin ticari sırlarını ele geçirip, ciddi boyutlarda zarara soktuğunun ortaya çıktığını belirterek açılmış bir haksız rekabet davası olduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar mahkememiz Ticaret mahkemelerinin TTK 58 Md anlamında Yetkili olduğunu kabul ederek rapor ve ek rapor alarak dosyayı karar verilecek hale getirmesine rağmen son oturum duruşmasında davacı vekilinin aynı konuda açılmış pek çok haksız rekabet dosyasının görevsizlik kararı verilerek İş Mahkemesine gönderildiğini, bu dosyaların bir kısmının Yargıtayca onaylandığını bildirdiğinden, nihai karar vermek yerine davanın işçi ve işveren arasındaki anlaşmazlıktan kaynaklanan dava olması, davacının işveren davalının işçi olması nedeniyle görevsizlik kararı verilerek dosya İstanbul İş mahkemesine göndermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın Görev yönünden Reddi ile dosyanın Görevli Nöbetçi İstanbul İş Mahkemesine gönderilmesine,
2- HMK 20. Maddesi gereğince dosya kesinleştikten sonra 2 hafta içinde Görevli Mahkemeye gönderilmesi için başvuruda bulunulmaz ise Davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtaratına,
3- Yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda Görevli Mahkemece karar verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/12/2018

Katip …

Hakim …