Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/509 E. 2018/712 K. 18.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/509 Esas
KARAR NO: 2018/712 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2015
KARAR TARİHİ : 18/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize verdiği 20.05.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkili firma adına , İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün .. Esas sayılı dosyası ile …bankası’nın … nolu ve 15.02.2009 ödeme tarihli çeki ile ihtiyati haciz kararı alınarak esas takibe geçildiğini, ancak müvekkili firma yetkilisinin takip konusu çeki keşide etmediğini, anılan çekin rızası hilafında başkalarının eline geçtiğini, çekteki imzanın müvekkili firma yetkili …‘a ait olmadığını, müvekkili firmanın 2009 yılı itibariyle … firması ile bir ticari ilişkisi bulunmadığını, Ayrıca … firmasının Ticaret Sicil Gazetesindeki kaydına bakıldığında diğer ciranta …’ın ise, … nin ortaklarından olduğunu, anılan çekin arkasında karşılıksızdır ibaresinin yanında, müvekkili firmanın rızası hilafında elinden çıktığına dair kayıtta düşüldüğünü, müvekkili firmanın davalılara takip konusuna dayanak çeke ilişkin bir borcu bulunmadığını belirtmiş, tüm bu nedenlerle, müvekkilinin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün .. Esas sayılı dosyası ile başlatılan takip konusu borçtan dolayı borçlu olmadığının tespitine, İİK 72/3 maddesi gereğince teminat karşılığında icra dosyasına yatırılan paranın alacaklısına ödenmemesi yönünde yönünde Tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce 03/06/2015 tarihli ara karar ile dava konusu takiple ilgili İİK 72/3 maddesi gereğince tedbir kararı verildiği anlaşıldı.
Davalılara usulüne uygun tebligatın yapıldığı, davalıların davaya cevap vermediği ve duruşmalara da katılmadığı anlaşılmıştır.
Talep doğrultusunda davacı şirket yetkilisinin huzurda imza ve yazı örneklerinin alındığı, ilgili yerlerden ıslak imza örneklerinin dosyamız içersine getirtildiği anlaşılmaktadır.
Ancak İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün .. Esas sayılı dosyası ile takibe konulan …bankası … … Sitesi Şubesine ait 15.02.2009 tarihli çekin gönderilmesi için icra müdürlüğüne yazılan yazıya verilen 31.01.2018 tarihli cevapta çekin üzerine dairemizin kaşe ve dosya numarası basılarak alacaklıya iade edildiğini, çek aslının alacaklıdan istenmesi gerektiğini bildirdiği görüldü.
Davacıdan çek aslını dosyaya sunarak imza incelemesi yapılacağının bildirilmesine rağmen çek aslının sunulmadığı anlaşıldı.
Alacaklıya 28.03.2018 tarihli oturumda çek aslını sunması, sunmadığı taktirde davacının itirazları doğrultusunda çekteki imzanın davacının eli mahsulü olmadığı konusunda karar verileceğinin ihtarının 03.04.2018 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen sunmadığı anlaşılmıştır.
Çekin imzasının da sahte olduğu yönündeki itirazlar bilirkişi incelemesi ile sonuçlandırılması gerekir. Çek keşideci tarafından düzenlenmiş olduğundan, çek üzerindeki imzanın grafoloğ bilirkişisinden rapor alınarak incelettirilmesi gerekir.
İİK’nun 170/3 . maddesinde inkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşıldığı takdirde itirazın reddedileceği hükme bağlanmıştır. Öte yandan takibe başlayan ve icra dosyasına sunduğu çekteki imzaların borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklı olup, bu iddiayı ispat külfeti alacaklıya aittir (HGK’nun, 26.04.2006 12-259/231 sayılı kararı). Bu durumda çek aslı sunulmadığından bilirkişi raporu alınamayarak meydana gelen belirsizliğin borçlu lehine yorumlanması zorunludur.
Dosyamızdaki olayda, mahkemece bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, ancak çek aslı sunulamadığı için rapor alınamadığı çek üzerindeki imzanın keşideci borçlunun eli ürünü olduğu ya da olmadığı yönünde saptanamadığı görülmektedir. Alacaklı tarafından yeni bir bilirkişi incelemesi yapılması talep edilmediği ve ispat yükü de alacaklıda olduğu dikkate alındığında çekin ibrazı için 03.04.2018 gönderilen ihtarın tebliğ edilmesine rağmen ibraz 10 günlük süre yapılmadığından alacaklı takip haklarını kaybetmiştir.
Açıklamalardan anlaşıldığı üzere davanın kabulü ile ….bankası … … Sitesi Şubesine ait 9.000.-Tl tutarlı 15.02.2009 keşide tarihli çekteki imza davacının eli mahsulü olmadığından davacının bu çekin takibe konulduğu İstanbul … İcra Müdürlüğünün .. Esas sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- İş bu davanın kabulü ile ….bankası … … Sitesi Şubesine ait 9.000.-Tl tutarlı 15.02.2009 keşide tarihli çekteki imza davacının eli mahsulü olmadığından davacının bu çekin takibe konulduğu İstanbul … İcra Müdürlüğünün .. E sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine,
2- Karar ve ilam harcı 614,79-TL nin peşin alınan 320,07-TL den düşümü ile kalan 294,72-TL bakiye ilam harcının davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 351,87-TL peşin ve başvuru harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 183,00-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının yatırmış olduğu Teminatın ve gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/07/2018

Katip Hakim