Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/491 E. 2020/92 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/491 Esas
KARAR NO : 2020/92
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 07/10/2008
KARAR TARİHİ : 13/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Vekiledeni … A.Ş. … Bankası’nın eski hâkim ortağı olan … Grubu şirketlerinden olduğunu; …’nun, 25.5.2004 tarih ve … sayılı kararı ile … A.Ş’nin temettü hariç; ortaklık hakları ile yönetiminin ve denetiminin, Fon tarafından devralındığını; yönetim ve denetim kurulu üyeliklerine atamalar gerçekleştirildiğini ve … kararı ile … ‘ın, …’nın ve …’in Denetleme Kurulu üyesi olarak atandıklarını; bu heyetin hazırladığı, 16.10.2006 tarihli Denetim Kurulu raporunda, şirketin 2001-2004 yıllarında, yönetim ve denetim kurulu üyeleri olan davalıların, şirketin mâli zarara uğramasına sebebiyet veren faaliyetlerinin ve doğan ortaklık zararının tespit edildiğini, şirketin 25.01.2007 tarihinde yapılan 2001, 2002, 2003, 2004 ve 2005 yıllarına ilişkin Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda, davalıların ibra edilmemeleri ve haklarında belirlenen şirket zararının tazmini yönünde mâli sorumluluk dâvası açılmasına karar verildiğini; şirketin 2000 yılı faaliyetlerinin denetlendiği 10/06/2005 tarihli Denetçi Raporu’nda, şirketin görev yapan yönetim ve denetim kurulu üyelerinin şirketin zarara uğramasma neden olduklarının tesbit edildiğini; söz konusu raporda … Mâli Sistemler Müşavirlik Anonim Şirketi’nin geçmiş yıllarda İktisat Bankası’ndan aldığı kredileri, yine aynı grupta yer alan … A.Ş’ye güvencesiz aktarıldığını; alacakların donuklaştığını ve kredinin geri dönmediğini ve şirketin zarara uğradığının tespit edildiğinin, 2000 yılındaki bu eylem nedeni ile o dönemin yönetim ve denetim kurulu üyeleri hakkında …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas dosyası ile mâli sorumluluk dâvası açıldığı ve derdest olduğunu, 2002, 2003 yılları ile 25.05.2004 tarihi arasında şirketin Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu Üyesi olan davalıların ise, seleflerinin bu işlemleri hakkında gerekli işlemleri başlatmamaları ve durumu murakıplara bildirmemeleri ve şirkete karşı uygulanan haksız fiillere kayıtsız kalmaları nedeni ile oluşan şirket zararından TTK’nın 337, 317, 320, 353, 354, 355 ve 359. maddeleri uyarınca sorumlu olduklarını beyanla; şirketin tespit edilebilen 10.566.921-USD tutarındaki zararına ilişkin olarak, şimdilik 7.453-USD’lik şirket zararının tahsilini talep ve dava etmişler, temlik alan … vekili, ise ıslah dilekçesinde toplam 10.566.921-USD alacağının tahsilini talep etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın TTK’nın 309. maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığını, davalının kendi döneminden önce yapılan işlemlerden dolayı sorumlu tutulamayacağını, dava konusu işlemlere ilişkin olarak ibra kararları alındığını, davacı şirketin son genel kurul hazurun cetveli incelendiğinde tüm ortaklar adına tek bir kurumun katıldığını, savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Davalı … cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, davalının kendi döneminden önceki işlemlerden dolayı sorumlu tutulamayacağını, dava konusu işlemler ile ilgili olarak ibra kararları alındığını, TTK’nın 337. maddesi yöneticilerin seçildiği hesap yılı içindeki zararlandırıcı işlemler için söz konusu olabileceği, yeni üyelerin selefleri ile birlikte sorumlu tutulabilmesi için bilinen yolsuz bir işlem olması gerektiğini, savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, eski yöneticiler hakkında açılan …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, bu dava sonuçlanmadan TTK’nın 337. maddesi uyarınca halef konumundaki yeni yöneticiler için işbu davaya devam edilemeyeceğini, davayı ikame eden denetim kurulu üyelerinin … tarafından atanan kayyım yöneticiler olduğunu, zarar olmadan tazminat davası açılamayacağını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, vekiledeninin 16.08.2002 tarihli genel kurulda 1 yıllığına denetçi olarak seçildiğini, 2002-2003-2004-2005 yılı denetim raporlarının … tarafından atanan denetçiler tarafından hazırlandığını, bu nedenle görev yapma imkanı elinden alınan davalının sorumlu tutulamayacağını, şirket ortklarının şirkete nakden destek olmaları ticari teamüllere uyan bir uygulama olduğunu, savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Davalılar … ve … ‘na usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemişler, duruşmalara da katılmamışlardır.
GEREKÇE
Dava; davalı yönetim kurulu üyelerinin …’nin bilerek ve kasten zarara uğratıldığı iddiası ile sorumlulularına dayalı olarak açılan tazminat davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda verilen karar ile “iddia, savunma ve benimsenen 22.01.2013 tarihli bilirkişi raporuna göre, davacı şirkette hisseleri bulunmadığı halde 16.08.2002 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında eski yönetim kurulu üyeleri yerine l yıl süre ile yönetim kurulu üyesi seçilen davalıların 6762 sayılı TTK’nın 312. maddesi yönünden yönetim kurulu üyesi sıfatlarının oluşmadığı, davacı tarafın davalılara karşı ileri sürülen şirket zararının kanıtlanamadığı, dolayısıyla açılan bu davadan dolayı davalıların bir kusurlarının tesbit edilemediğinden ve sorumlulukları da bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine” karar verildiği, kararın temlik alan davacı … tarafından temyiz edildiği, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … – … E.K. Sayılı ilamı ile; “Davalı yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin holding bünyesinde bulunan dava dışı bankadan kredi kullanmak sureti ile temin ettikleri paraları gereği yokken başka bir grup şirketine aktaran eski yönetimin eylemlerinden selefleri olmaları nedeni ile 6762 sayılı TTK’nın 337. maddesi uyarınca sorumlu oldukları iddiası ile işbu dava açılmıştır. Her ne kadar işlem tarihinde yürürlükte olan TTK’nın 312/2. maddesi gereğince yönetim kurulu üyelerinin göreve başlayabilmeleri için pay sahibi olmaları gerekir ise de dava konusu olayda olduğu gibi bu koşul yerine getirilmeden göreve başlanması ve bu şekilde şirketin zarara uğratılması halinde davalı yöneticilerin böyle bir savunma getirmeleri MK’nın 2’nci maddesine aykırı olduğu gibi bu yönde bir savunma olmamasına rağmen bu hususun davanın reddine gerekçe yapılmasıda doğru değildir. Ayrıca, gerekliliği gösterilmeden kredi alan bir şirketin aldığı kredi tutarını başka bir şirkete aktarması şirket bakımından zarar teşkil edip mahkemenin gerekçesinde kabul edildiği üzere zararın oluşması için aciz belgesinin varlığı da gerekmez. Davacı taraf zararını müteselsil sorumlu durumunda bulunan dava dışı şirketten isteyebileceği gibi tahsilde tekerrür olmamak üzere davalılardan da isteyebilir. Ayrıca, denetçi durumunda bulunan davalı da 6762 sayılı Yasa’ nın 359. maddesi uyarınca zarardan sorumlu bulunmadığını kanıtlamadıkça sorumluluktan kurtulamaz. Bu itibarla mahkemenin bu yöndeki red gerekçesine de itibar olunamayacağı…” gerekçesiyle bozulduğu, mahkememizce bozma ilamına uyulduğu anlaşılmaktadır.
Bozmadan itibaren … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasının Yargıtaydan dönüşü beklenmiş, nihayet Yargıtay … H.D.’nin … – … E.K.sayılı 18/10/2018 tarihli kararı ile … Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/12/2013 tarihli kararının bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak … esasına kaydedilen davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı … vekili mahkememiz bozmasından itibaren dosyanın … Asliye Ticaret Mahkemesinin … dosyası ile birleştirilmesini talep etmişlerdir.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin … (evveliyatı … ) Esas sayılı dava dosyası getirtilip incelenmiş; davanın yine aynı davacı şirket denetçileri tarafından, işbu davadaki davalılardan önceki yönetim ve denetim kurulu üyeleri aleyhine, eldeki bu davada 16/10/2006 tarihli denetim kurulu raporuna dayalı olarak, … Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davada ise 10/06/2005 tarihli denetim kurulu raporuna dayalı olarak, ANCAK, aynı zarardan yani davacı şirket …’nin iktisat bankasından çekip …’e aktardığı, 10.566.921-USD’den sorumlu tutuldukları, ardarda görevi yürüten yönetici ve denetçilerin zarardan müteselsil sorumlulukları sözkonusu olabileceği, bu itibarla davalarda biri hakkında verilecek kararın diğerini doğrudan etkileyeceği, bu sebeple de davalar arasında bağlantı bulunduğu anlaşılmakla; HMK 166 ve devamı maddeleri uyarınca mahkememizde açılan işbu davanın daha evvel açılan … Asliye Ticaret Mahkemesinin evveliyatı … esas bozma üzerine … Esas nolu dosyası ile birleştirilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-)Mahkememizde açılan iş bu davanın HMK 166 ve devamı maddeleri uyarınca … Asliye Ticaret Mahkemesinin v (Eski esası …) Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine,
2-)Mahkememiz esasının birleştirme suretiyle KAPATILMASINA,
Davacı temlik alan … vekili ile Davalılar … ve … vekillerinin yüzlerine karşı diğer davalılar/vekillerinin yokluğunda birleşen dosyada esas ile birlikte temyize kabil olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/02/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …