Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/407 E. 2021/160 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/407 Esas
KARAR NO : 2021/160
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/04/2015
KARAR TARİHİ : 24/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23.02.2007 tarihinde müvekkile … …’in yolcu olarak bulunduğu … sevk ve İdaresindeki … plakalı motosiklete kaza anında plakası alınamayan faili meçhul bir aracın çarpıp kaçması neticesinde maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasmda motosikletin arkasında yolcu olarak bulunan müvekkile … … yaralandığını, kaza sonrası kazaya sebebiyet veren asli kusurlu araç sürücüsü kaza mahallini terk ettiğini, bu sebeple aracın plakası tespit edilemediğini, bu sebeple davalı kuruma karşı dava ikame edildiğini, müvekkilinin geçirdiği kaza neticesinde sürekli sakat kaldığını, yargılama sırasında istenilecek evraklar ile birlikte yapılacak bilirkişi incelemesi ile de müvekkilin sakatlık durumunun tespit edileceğini, müvekkilinin Adıyaman’da ikamet ettiğini maluliyet raporunun alınması için müvekkilinin en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğü’ne sevkini talep ettiğini, kazadan sonra uzun süre tedavi görmek zorunda kalan müvekkilinin günlerce hastanede kaldığını, müvekkilinin dava harç ve giderlerini ödeyecek durumu bulunmadığını, bu hususta mahkeme tarafından yapılacak sosyal ve ekonomik araştırma sonrası da bu sonuca varılacağını, davanın bu nedenle adli yardım talebiyle açıldığını, davalı tarafın kurum olduğunu dava sonunda hükmedilecek harç ve yargılama giderlerinin tahsil edilememesi gibi bir durum söz konusu olmayacağından bu hususun da adli yardım talebimizde dikkate alınmasını müvekkilinin sürekli sakatlık tazminatının tahsili sebebiyle huzurdaki davayı açmak gereğinin hasıl olduğunu, adli yardım talebimizin kabul edilmesine, belirsiz alacak davası kapsamında olmak üzere, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, müvekkili … … için 1.000,00 TL sürekli sakatlık tazminatının (davalı kurumun azami poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı kurumdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davalı kuruma yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazanın 23.02.2007 tarihinde gerçekleştiğinin dava dilekçesinde belirtildiğini, motorlu araç kazalarından doğan zararlar nedeniyle …ndan tazminat taleplerinin zamanaşımı süresi 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109 ve … Yönetmeliği’nin ilgili maddeleri uyarınca 2 yıl olduğunu, Yasa ve yönetmelikte belirtilen bu 2 yıllık süre geçtiğini, olaya ilişkin 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi de geçtiğini, davacı yanca yasada belirtilen zamanaşımı süresi geçtikten sonra ikame olunan davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafından başvuru ön şartı yerine getirilmeden doğrudan dava açıldığını, davacıya önel verilerek başvuru ve evraklarının ikmalinin sağlanması aksi halde davanın bu sebeple reddine karar verilmesini, dava konusu iddia edilen maddi vakıa şaibeli olduğunu, gerçeğe aykırı olarak haksız çıkar sağlamak amaçlı olduğunu dava dilekçesinde belirtilen kazadaki kusur durumu ve kusurlu hareket ile meydana geldiği iddia edilen zarar arasındaki illiyet bağı tespit edilmesi gerektiğini, faiz istemi, başlangıç tarihi ve yargılama gideri istemi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, usule yönelik itirazlarımızın karara bağlanmasına, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama gideri ve ücreti vekâletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 23/02/2007 tarihinde plakası tespit edilemeyen aracın, davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı motosiklete çarpması neticesinde gerçekleşen trafik kazasında yaralanan davacının sürekli sakat kaldığı iddiasına dayalı sürekli maluliyete ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Davacının tıbbi evrakları ilgili hastanelerden celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
ATK … Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 17/05/2019 tarihli maluliyet raporunda; … kızı, 1991 doğumlu … …’in 23/02/2007 tarihinde maruz kaldığı trafik kazasına bağlı yaralanmasının olay tarihinde yürürlükte olan 85/9529 karar sayılı Sosyal Sigortalak Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli mamuliyet tayinine mahal olmadığını, iyileşme (iş göremezlik/ iş ve güçten kalma) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı vekili 12/11/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; belirsiz alacak davası kapsamında fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak davanın ıslahı ile 1.000,00-TL geçici iş göremezlik tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsilini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Haksız fiilin gerçekleştiği tarih 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü uygulanacak olup, kaza tarihi 23/02/2007 olduğundan ATK maluliyet raporunda doğru yönetmeliğin uygulandığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde yalnızca sürekli sakatlık tazminatı talep etmiş, ATK raporunda ise sürekli maluliyet bulunmadığı tespit edilmiş ve devamında davacının 9 aylık iyileşme süreci nedeni ile geçici maluliyet belirlenmiş, bunun üzerine davacı vekili 09/07/2019 tarihli dilekçesinde geçici iş göremezlik yönünden davayı ıslah edeceklerini ve ıslah hakkının 1 kez tanındığını belirterek müvekkilinin 9 aylık geçici iş göremezlik zararının hesaplanması için dosyanın aktüer bilirkişiye gönderilmesini talep etmiştir.
Yargıtay 14.HD 03/04/2018 tarih 2017/6098 esas 2018/2609 karar sayılı ilamında; “…Tarafların, davada iddia ve savunmanın değiştirilmesi yasağı sebebiyle yapamadıkları işlemleri yaparak verdikleri dilekçeleri tamamen veya kısmen düzeltmelerine ıslah denir. Islahın konusu, tarafların kendi yaptıkları usul işlemleridir. Taraflar ıslahla dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava sebebini, talep sonucunu değiştirebilirler. Bu sayede, taleplerini tamamen değiştirebilecekleri gibi, yeni bir vakıa da ileri sürebilirler. Her ne kadar ıslahla usul işlemlerinin düzeltileceği kabul edilse de (m.176/1), esasen ıslah iddia ve savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesinin bir istisnası olarak karşımıza çıkmaktadır. Islah bir usul hukuku imkanı olduğundan, ıslahla maddi hukuk işlemi yapılamaz…” denilmek suretiyle ıslahla usul işlemlerinin yapılabileceği hususuna değinilmiştir.
Yukarıda alıntılanan Yargıtay ilamından ve HMK’nın 176.maddesinde düzenlenen ıslahın kapsamına ilişkin hükümden açıkça anlaşıldığı üzere ıslahın konusu tarafların kendi yaptıkları usul işlemleridir. Dava dilekçesinde hiç yer olmayan bir talep olan geçici iş göremezliğe ilişkin tazminat talebi ıslahla yargılama aşamasında talep edilemez çünkü bu bir usul işlemi değildir.
Bu nedenle dava dilekçesinde yer alan sürekli sakatlığa ilişkin maddi tazminat talebine dair davanın, ATK raporu uyarınca sürekli maluliyet bulunmadığı tespit edildiğinden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 -TL karar ve ilam harcından peşin alınan 27,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 31,60 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı/vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸

“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”