Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/258 E. 2018/560 K. 22.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/258 Esas
KARAR NO : 2018/560
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/03/2015
KARAR TARİHİ: 22/06/2018
İstanbul …. İş Mahkemesinin 31/12/2014 tarih, … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosyanın Mahkememize tevzi olduğu ve yukarıdaki sıra numarasına kaydedildiği anlaşılmakla,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01/11/2012 – 15/11/2013 tarihleri arasında davalının, müvekkili şirkette yazılım geliştirme uzmanı pozisyonunda çalıştığını, şirket içi ve dışı gizliliğin devamı için taraflar arasında kapsamlı bir iş sözleşmesi imzalandığını, ancak davalının söz konusu sözleşmeye aykırı davrandığını ve müvekkili şirketten ayrıldıktan çok kısa bir süre sonra müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösteren başka bir şirkette çalışmaya başladığını, işbu haksız rekabete son vermesi için davalıya ihtarname gönderildiğini ve sözleşme hükümleri gereği 5 aylık ücret tutarında tazminatı ödemesinin ihtar edildiğini, ancak davalının söz konusu haksız fiilini kabul etmediğini ve cevaben müvekkiline ihtarname gönderdiğini, davalının müvekkiline ait bilgiler kapsamında olan ve ticari sır niteliğindeki pek çok bilgiye ulaşma yetkisine sahip bir çalışan olduğunu ve müvekkiline ait pek çok ticari sırrı bildiğini, bu nedenle müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösteren başkaca bir şirkette çalışmasının, müvekkili için büyük bir risk ve tehlike oluşturduğunu, daha sonra ise ticari sır niteliğindeki bilgilerin davalı tarafından şirket dışına çıkarıldığı hususunun anlaşıldığını, bu nedenle de müvekkilinin zarara uğradığını beyanıyla neticeten ek beyanda bulunma hakları ile fazlaya, diğer hususlara ve cezai yollara başvuru haklarının saklı kalması kaydıyla, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri gereği davalının üç aylık ücret tutarı olan 21.840-TL’lik tazminatın, davalının iş akdinin sonlandığı tarihten itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına ve ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, 01/11/2012 tarihli iş akdinin 13. Maddesinde rekabet yasağı süresinin sözleşmenin feshinden itibaren 6 ay olarak belirlendiğini, müvekkilinin, davacı şirketten ayrılma tarihinin 15/11/2013 olduğunu, yeni iş yerinde ise 11/08/2014 tarihinde işe başladığını, müvekkilinin öğrenmiş olduğu herhangi bir sırrın bulunmadığını, rekabet yasağına ilişkin maddelerin yer aldığı iş sözleşmesinin, iş ilişkisinin başladığı tarihinden daha sonra baskı ile imzalatıldığını, davacı şirket ile müvekkilinin işe başladığı şirket arasında faaliyet alanları farklılıkları olduğunu, davacının faaliyet alanlarına ilişkin olarak yapılan sınıflandırma neticesinde 66.19.03 numaralı … kodunu aldığını, müvekkilinin yeni işyerinin ise 64.99.09 numaralı … kodunu aldığını, yani davacı ile müvekkilinin yeni işyeri olan … Yönetim A.Ş.’nin faaliyet konularının rekabet yasağı kapsamında olmadığını, müvekkilinin davacı şirketten ayrılması neticesinde davacıya ait sistemlere ulaşma yetkisinin de sona erdiğini, müvekkilinin görev esnasında öğrendiği bilgilerin de ticari sır niteliğinde olamayacağını, davacının iddialarının tümünün hukuki dayanaktan yoksun olduğunun beyanıyla davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya yükletilmseine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında yapılan sözleşmeye dayalı cezai şart istemine ilişkin tazminat davasıdır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; iş kanunun ve ilgili diğer yasal mevzuatlara, dosyaya sunulan ek olarak gösterilen delillere, iş yeri kayıtlarına, e-mail çıktılarına, tanık, bilirkişi incelemesine, yemin, keşif ve her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizin 13/02/2017 tarihli 5 nolu celsede davacı tanıkları dinlenmiş, tanık … “Davacı kurumda yönetici pozisyonunda çalıştığını beyan eder.Davalı iki sene bizim yanımızda çalışmıştır, … kayıtlarına uygun şekilde 26/06/2014 tarihinde işten ayrılmıştır, … Holding bünyesinde bulunan bu üç kişi geçmiştir, davalının bahsettiğim şirket nezdinde çalıştığını söyleyebilirim, davacı şirkette ayrıca İstanbul Varlık Yönetim şirketin iştirakıdır, ortaklık yapısıda birdir, davalı borçluların takibine yönelik iç yazılımı hazırlayan şirket bünyemizde çalışan kişi idi davacı şirketi ile davalını çalıştığı şirket arasında benzer çalışma alanları vardır onlarda bankalardan alacağını temlik alıp tahsili hususunda farklı stratejiler geliştiren şirketler olup davalı bu şirketlerde çalışmaktadır ayrıca davalı bizim veri tabanımızı ele geçirdiğini dünüşüyoruz bu sebeple iş yerimizden ayrılan bu üç kişiyede dava açılmıştır, veri tabanımızın y azılımcılar dışında dışarı çıkması imkansızdır biz bu veri tabanının davalı … tarafından veya ayrılan diğer iki kişi tarafından dışırıya sızdırıldığını düşünüyoruz, çünkü dışardan birinin bizim sistemimize ulaşması mümkün değildir, bu hususda diğer … uzmanımız daha iyi bilgiye sahiptir, veri tabanımıza finans ve analız direktörü ile analız ekipi ve yazılım ekibinden başka bu veri tabanına erişebilecek kişi yoktur, toplamda 10-15 kişilik bir şirket çalışanımızın bu veri tabanına erişimi bulunmaktadır, davalı işe girdiği an sözleşmeyi imzalatırız sözleşmede gerekli değişiklikler oldluğu vakit bununla gerekli aydınlatma yapılarak bu konuya önem vermemizden ötürü yeni bir sözleşmeyide çalışanımıza sunarız” beyanında bulunmuştur.
Tanık … “ben davacı şirkette … Müdürü olarak görev yapmaktayım, … şirkette yazılım uzmanı olarak benden önce iş yerinde çalışmaya başlamıştır, 2014 Haziran ayı gibi işten ayrıldığını söyleyebilirim, davalıda dahil olmak üzere şirketten ayrılan üç kişi oldu, biri davalı, biri analız grubunun başındaki şahıs idi diğeri analiz grubundan çalışandı bu kişilerin önemi veri tabanımıza erişim haklarının olmasıdır, iki aylık süre içerisinde üç personelin ayrıldığını söyleyebilirim, bir birbuçuk ay sonra diğer bir şirkete geçtiklerini öğrendik, davacı firma ile davalının geçitiği firma arasında bir bağ söz konusundur davacı firma İstanbul Varlık Yönetimi şirketine bağlı bir firmadır, onun adına piyasada dosyalarının takibini ve elektronik ortama aktarılmasını benim bulunduğum davacı şirket yapmaktadır, operasyon yöneticileri borçlulara SMS gönderir, SMS’ gönderilirken SMS lerin içerinin kontrolü amaçlı davacı şirkete ait olup şirket yöneticelere ait bir numarada eklenir, ve böylece hem borçluya SMS hemde davacı şirketi bu işlemlerini yapan personelinie SMS gider böylece davacı şirket ve çalışanları gönderilen SMS’lerin içeriğini kontrol etmiş olurlar bahse konu davalı da dahil olmak üzere üç kişi ayrıldıkta sonra bu işlemleri yapan şirket çalışana …’a dava dışı davalının çalıştığı … yönetim şirketinden bir SMS geldiğini birlikte gördük bunun üzerine kendi veri tabanımızın davalılardan biri tarafından dava dışı şirkete taşındığını düşünüyoruz fakat buna ilişkin kimin yaptığını tam tespit edemedik buna ilişkinde bir Savcılık dosyası da olup olmadığını benim alanım olmadığı için bilemiyorum dedi. Bende davalı gibi gizlilik üzerine sözleşmeleri imzaladım, davalı Altın has şirketi altında çalıştığı ifade edilmiş ise de bizler …ın altında bulunan … yönetim isimli şirketet çalıştığını biliyordu çünkü bu iki şirket arasında organik bir bağ mevcuttur, diğer taraftan bu telefon numaraları ihale ile GSM operatorlerinden şirketlere borçlulara tek tek kaydedilmiş ve bu borçlulara gönderilen SMSlerin kontorolü için … beyin telefonu eklenmiştir GSM operatörlerden ihale ile bu SMS ler alınmış olsa idi bu şekli ile … beye mesaj gelme imkanı olmazdı fakat … beye datamız sızdırılmış olduğu için mesaj gelmiştir, veri tabanlarının oluşturulması aşamasında bu numaralar yetersiz kaldığı zaman telefon numaraların tespiti için GSM şirketlerindende maliyet karşılığında bu hatlara ulaşılabilmektedir” beyanında bulunmuştur.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia, savunmaya göre tarafların ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanağı belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak tazminat talebinin yerinde olup olmadığı ve tazminat tutarının saptanması hususunda bilirkişilerden rapor alınmış, bilirkişiler 19/12/2017 tarihli raporunda; davalı ile davacı arasında akdedilen 01/11/2012 tarihli iş sözleşmesinin rekabet yasağı hükümlerinin geçerli olduğunu, söz konusu iş sözleşmesinin, işe ikinci giriş bakımından geçerli olmadığını ve 02/05/2014 tarihinde ikinci kez başlayan iş ilişkisi bakımından dosyada yeni bir iş sözleşmesi ve rekabet yasağı hükümlerinin bulunmadığını, dolayısıyla 26/06/2014 tarihinde biten iş ilişkisi bakımından rekabet yasağına ilişkin hükümlerin uygulanmayacağını, … Yönetimi A.Ş. İle davacı ….’nin iştigal konularının aynı olduğunu, davalı işçinin işyerindeki konumu nedeniyle müşteri bilgilerine ulaşabilecek durumda olduğunu, buna karşılık davacının müşteri bilgilerinin davalı tarafça … Yönetimi A.Ş.’ye aktarıldığı iddiasının dosyaya sunulan belgelerle ispatlanamadığını, bu veriler ışığında, davacının rekabet yasağına aykırılık içeren bir fiilinin bulunmadığını tespit ve rapor etmişlerdir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; taraflar arasındaki dava konusu 01/12/2012 tarihli iş sözleşmesi’nin ve yine aynı tarihli bir Gizlilik Sözleşmesi’nin akdedildiği, söz konusu iş sözleşmesinin, işe ikinci giriş bakımından geçerli olmadığını ve 02/05/2014 tarihinde ikinci kez başlayan iş ilişkisi bakımından dosyada yeni bir iş sözleşmesi ve rekabet yasağı hükümlerinin bulunmadığını, dolayısıyla 26/06/2014 tarihinde biten iş ilişkisi bakımından rekabet yasağına ilişkin hükümlerin uygulanmayacağını, … Yönetimi A.Ş. İle davacı ….’nin iştigal konularının aynı olduğunu, davalı işçinin işyerindeki konumu nedeniyle müşteri bilgilerine ulaşabilecek durumda olduğunu, buna karşılık davacının müşteri bilgilerinin davalı tarafça … Yönetimi A.Ş.’ye aktarıldığı iddiasının dosyaya sunulan belgelerle ispatlanamadığını, bu veriler ışığında, davacının rekabet yasağına aykırılık içeren bir fiilinin bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmakla, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının reddine,
2-Dava açıldığı sırada peşin alınan 373,00-TL peşin nispi harçtan, alınması gereken 35,90-TL maktu karar ilam harcının mahsubu ile geriye kalan 337,10-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.620,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacının gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin davacı / vekillerine iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2018

Katip Hakim