Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1139 E. 2018/832 K. 03.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1501 Esas
KARAR NO : 2018/891 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2014
KARAR TARİHİ : 17/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize verdiği 13.11.2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Tarafların 10.02.2012 tarihli protokol ile Hisse Devir Sözleşmesi düzenlediklerini, … Ltd, Şti.’ni, … ve … Ltd. Şti.’ne devrettiğini, tarafların 14.05.2012 tarihli protokol ile ilk sözleşmede yapmış oldukları sözleşmeye istinaden, şirketin devrinden kaynaklanan tüm problemlerin tasfiyesine yönelik sözleşme imzaladıklarını ve tüm protokol hükümlerinin yerine getirildiğini, yine aynı taraflar arasında 15/02/2012 tarihinde ikinci protokoldeki ihtilafların belirlendiğini, bunları çözmek için ek protokol hazırlandığını, protokolde … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile ibra şartlarının yerine getirildiğini, her iki protokolde de …’ın vekili olarak Av. …’ın imzasının mevcut olduğunu, ikinci protokol vekilin kendi el yazısıyla hazırladığını, icra dosyasında Av. … ile Av. …’ın beraber çalıştığını, icra dosyasındaki vekaletname her iki avukata da çıkartıldığın beyan etmiş, ihtiyati tedbir kararı verilmesine, karşı tarafa borçlu olmadıklarının tespitine, davalı hakkında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, avukatlık ücreti ile mahkeme masraflarının karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 06/12/2014 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacı aleyhine 75.000.-TL bedelli senetten kaynaklanan alacağın tahsili için ilamsız takip başlatıldığını, taraflar arasında 16.02.2012 tarihinde imzaladıkları Hisse Devri Sözleşmesi ile … Ltd. Şti.’ni … (%10) ve … Ltd. Şti.’ne (%90) devrettiğini, tarafların Hisse Devir Sözleşmesinde belirlenmemiş olan hususlarda mutabakata varmak için protokol düzenlendiğini, kalan ihtilaflı hususları çözüme kavuşturmak için … Ltd. Şti. ile davacı arasında 15.07.2012 tarihinde ikinci protokol düzenlendiğini, davacı aleyhine 02.04.2014 tanzim tarihli, 12.04.2014 vade tarihli 75.000 TL bedelli senetten kaynaklanan borç sebebiyle icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davacının eşine tebliğ edildiğini ve kanuni süre içerisinde itiraz edilmediğini takibin kesinleştiğini, 14.05.2012 tarihli protokolün 2. Maddesinin G bendi uyarınca söz konusu icra dosyasından protokoldeki şartların yerine getirilmesi ve sözleşmedeki tüm borçların ödenmesi halinde icra dosyalarından vazgeçileceğini, aynı bentte borcun ödenmemesi veya sözleşme şartlarında herhangi birinin yerine getirilmemesi halinde icra dosyalarına kaldığı yerden devam edileceğini, sözleşmedeki tüm borçlar ödenmediği için sözleşme şartlarının yerine getirilmediğini, müvekkilinin dava konusu icra dosyalarından icra takibine devam etme hakkı doğduğunu ve müvekkilinin hakkını kullanmış olduğunu beyan etmiş, sonuç olarak, … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yönelik açılan menfi tespit istirdat davasının 1 yıllık hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesini, davacı tarafın menfi tespit ve kötü niyet tazminatına ilişkin taleplerin reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğü … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenerek davalının davacı aleyhinde 75.000.-Tl lik 12.04.2012 vadeli kanbiyo senedi nedeniyle kanbiyo takibi yaptığı anlaşılmaktadır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takibe konulan keşidecisi …, alacaklısı … olan 75.000.-Tl lik bonodan dolayı borçlu olup olmadığı borçlu ise miktarının saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 05.05.2016 tarihli 11 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Takip tarihi olan 16.04.2012 tarihinde takibe konu tutar davacı borcunun olduğu, 15.07.2012 tarihinden sonra davacı (ve adına) tarafından şirket hesabına ödenenler hesaplandığında 118.000-TL tutar olduğu, ödeme toplamı protokoller kapsamında hesaplanan tutarın üzerinde olmakla davacının en son sunulan makbuz 17.10.2012 tarihinde ve dolayısıyla dava tarihinde Ödeme yükümlülüğü kalmadığı, ancak davacının ödemelerinde neye istinaden yapıldığı yer almamakla, taraflar arasındaki ilk sözleşmenin eki bulunmamakla, ve arada 26.04.2012 tarihli bir başka protokol olduğu 14.05.2012 tarihli protokolde belirtilmiş olmakla birlikte dosyaya sunulmadığından mevcut protokoller kapsamında belirlenen tutar davacı borcunun ödenip ödenmediği değerlendirildiğinden, banka borcu için bankaya yazı yazılmasında taktir Mahkemeye ait olup keza 10.000-TL avukatlık ücretinin Av. …’a hangi ödeme ile yapıldığının ayrıca araştırılıp araştırılmamasının (davacıya açıklattırılmasının) takdirinin Mahkemeye ait olduğu sonucuna varılmıştır.” gerekçesi ile ilk raporunu sunmuştur.
Dava dışı … Ltd Şti nin defterlerinin incelettirilmesi için … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmıştır.
Talimat Mahkemesince atanan bilirkişinin … Ltd Şti nin defterlerini inceledikten sonra 28.08.2017 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; Dava dışı Şirketin Ticari Defterleri 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu gereğince belirtilen usul ve esaslar ile muhasebe standartlarına uygun olarak tutulmadığı, kayıtların usulüne uygun yapılmadığı görülmüştür. Dava dışı şirket ile ilgili olarak, Davacı ve Davalı arasında akdedilen hisse devir protokollerinde belirtilen borç veya alacakların, ödemelerine ait dekontlar ve belgeler, şirket ticari defter kayıtlarında olmadığı anlaşılmış, Protokollerde görülen vergi borcu, sgk borcu, kredi borcu tutarlarının, şirket ticari defterleri ile uyuşmadığı, defter üzerinden doğrulanamadığı, yukarıdaki 2. Maddede de belirtildiği üzere muhasebe kayıtlarının doğru ve gerçeği yansıtması ancak günlük kayıtların düzenli ve standartlara uygun kaydedilmesi ile mümkün olacağından, incelenen defterlerde bulunan kayıtların şirketin gerçek borç/alacak durumunu yansıtmadığı anlaşılmıştır. Davalı tarafın dosyaya sunduğu SGK Prim borç listeleri, Dava Dışı Şirketin kayıtları ile uyuşmamakta, 11.05.2012 tarihinde yapılan 10.000,00 TL SGK ödemesi, 29.06.2012 tarihinde yapılan 17.500,00 TL SGK ödemesi dahi kayıtlarda görülmemiş, kayıtlara girilmediği anlaşılmıştır. … için 3.500,00 TL işçilik alacak ödemesi şirketin ticari defterlerinde tespit edilememiştir. İncelemeler Dava dışı Şirket Merkezinde, 2012-2013 dönemi Ticari Defterler ile dosya içerisine sunulan belgeler üzerinden yapılmış, Dava konusu hisse devir sözleşmesi ve ek protokollerinde belirlenen hususlar dava dışı şirketin ticari defterlerinde kayıtların usule uygun kaydedilmediği, hesaplarda görülen bakiyelerin gerçek borç/alacak durumunu yansıtmadığı, SGK ödeme dekontlarının yada kredi ödemelerine ait ekstrelerin ticari defterlere kaydedilmediği tespit edilmiş olup, protokollerde belirtilen ödemelere ait …’ in hazırladığı raporda detaylı olarak verildiği, kredi ödemesi ve avukatlık ücreti ödemesi hakkında ait makbuz, banka dekontları ve ekstreler üzerinden teyit edilmesi gerektiği” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Talimat raporunun gelmesinden sonra mahkememizce alınan ilk rapor, talimat mahkemesinden yaptırılan … Ltd. Şti.’nin defterlerinin incelettirilmesine ilişkin raporlara yapılan itirazların değerlendirilmesi için ek rapor alınmasına karar verilerek dosya ilk bilirkişiye yeniden verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 26.09.2018 tarihli 7 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Dosyaya gelen kök rapordan sonraki cevaplar ve taraflarca sunulan belgeler yukarıdaki şekilde incelenmiş olup, protokole konu Ziraat bankası kredi borcunun davacı tarafından en son yapılan 17.10.2012 tarihli takipten sonraki ödeme ile kapatıldığı tespit edilmiştir. Davalının protokole konu edilen Vergi ve SGK borcuna ilişkin tatarların üzerinde ödeme yaptığı hususunun tespit edilemediği, keza davacının dava tarihinde davalıya borçlu kaldığı hususunun gelenler kapsamında davalının iddia ettiği şekilde Vergi Dairesine borca ilişkin davalının ileri sürdüğü 75.000 TL ilave vergi borcu doğduğu hususunda gelen yazı cevaplan içeriklerinde bilgi mevcut olmayıp, davacı tarafından vergi dairesine yapılmış ödemeler yukarıdaki şekilde dosyaya sunulduğu tespit edilmiştir.” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, incelenerek alınan ilk rapor, davacının devrettiği şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen talimat raporu, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Taraflar arasında 10.02.2012 tarihli protokol ile Hisse Devir Sözleşmesi düzenledikleri yanlar arasında ihtilafsızdır. Dava dışı olan … Ltd, Şti.’ni, … ve … Ltd. Şti.’ne devrettiğini, tarafların 14.05.2012 tarihli protokol ile ilk sözleşmede yapmış oldukları sabittir. Bu sözleşmeye istinaden, şirketin devrinden kaynaklanan tüm problemlerin tasfiyesine yönelik sözleşme imzaladıkları anlaşılmaktadır.
Dava dışı şirket ile ilgili olarak, Davacı ve Davalı arasında akdedilen hisse devir protokollerinde belirtilen borç veya alacakların, ödemelerine ait dekontlar ve belgeler, şirket ticari defter kayıtlarında olmadığı anlaşılmış, Protokollerde görülen vergi borcu, SGK borcu, kredi borcu tutarlarının, şirket ticari defterleri ile uyuşmadığı, defter üzerinden doğrulanamadığı, yukarıdaki 2. Maddede de belirtildiği üzere muhasebe kayıtlarının doğru ve gerçeği yansıtması ancak günlük kayıtların düzenli ve standartlara uygun kaydedilmesi ile mümkün olacağından, incelenen defterlerde bulunan kayıtların şirketin gerçek borç ve alacak durumunu yansıtmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafın dosyaya sunduğu SGK Prim borç listeleri, Dava Dışı Şirketin kayıtları ile uyuşmamakta, 11.05.2012 tarihinde yapılan 10.000,00 TL SGK ödemesi, 29.06.2012 tarihinde yapılan 17.500,00 TL SGK ödemesi dahi kayıtlarda görülmemiş, kayıtlara girilmediği anlaşılmıştır. … için 3.500,00 TL işçilik alacak ödemesi şirketin ticari defterlerinde tespit edilememiştir.
Taraflar arasında tüm protokol hükümlerinin yerine getirildikten sonra, yine aynı taraflar arasında 15/02/2012 tarihinde ikinci protokoldeki ihtilafların belirlendiği anlaşılmaktadır.
Son protokolde … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile ibra şartlarının yerine getirildiği, her iki protokolde de …’ın vekili olarak Av. …’ın imzasının mevcut olduğunu, ikinci protokol vekilin hazırladığı anlaşılmaktadır.
Protokoldeki borçların davacı tarafından tamamlanmasından sonra davalının davacıya iade etmesi gereken bonoyu … İcra Müdürlüğü … Esaslı dosyası ile takibe koymuştur. Senedin incelenmesinde 75.000.-Tl lik kanbiyo senedi olup kanbiyo takibi yaptığı anlaşılmaktadır. Söz konusu senedin protokolün yerine getirilmesi için düzenlenmiş teminat bonosu olduğu kanaatine varılmış olup, taraflar protokol gereği borçlarını yerine getirdikleri anlaşılmakla davacı aleyhinde … İcra Müd. … Esas sayılı dosyasından takibe konulan keşidecisi …, alacaklısı … olan 75.000,00-Tl lik bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davacı aleyhinde … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takibe konulan keşidecisi …, alacaklısı … olan 75.000,00-TL lik bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine,
2- Karar ve ilam harcı 5.123,25-TL nin peşin alınan 1.286,55-TL den düşümü ile kalan 3.836,70-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.315,55-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.479,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 8.600,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/10/2018

Katip …

Hakim …