Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/962 E. 2019/181 K. 01.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/962 Esas
KARAR NO : 2019/181
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/09/2014
KARAR TARİHİ : 01/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; Müvekkili …’nin … ‘den mezun Endüstri mühendisi olduğunu, 2008 yılında … Ltd. Şti.’ni kurduğunu ve …, … firmaları için gerçekleştirilen portal yazılım, … için gerçekleştirilen lojistik yazlım, … için gerçekleştirilen … danışmanlığı, … için satın alma yazılımı, … gibi muhtelif yazılım işleri gerçekleştirdiği, Davacı Şirketin alanında ülke çapında başarılı bir yazılım müellifi olduğu, bu doğrultuda Kariyer geliştiren müvekkili şirket yetkilisinin … Projelerinde görev almaya başladığı, davalı …, davalı … San Tic Ltd Şti’nin ortağı ve yetkilisi olduğunu, davalı şirket eliyle müvekkili şirketin haklarını ve itibarını ihlal eden davalı …’nın tüm fiillerden sorumlu olduğunu, haksız fiile dayalı olarak kendisine dava ikame edildiği, müvekkili ile davalı …’nın tanışıklığı … SAN ve TİC LTD ŞTİ ‘de ortak oldukları 2010 yılına uzandığı, Ortaklar arasındaki anlaşmazlıklar … ATM … E Sayılı dosyasında tarafların 04.03.2011 Tarihli Sulh Sözleşmesi ve İbraname ile ayrıldıkları, davalılar Sulh Sözleşmesinin imzalanmasından 20 gün içinde Müvekkili … ve Müvekkili şirket aleyhine maksatlı olarak haksız rekabet etmeye yönelik karalama ve hakarete başlandığını, İddiaların takipsizlikle sonuçlanan suç duyurusu, ihtarnameler düzenlendiği, asılsız suç duyuruları ile müvekkilinin ticari ilişkisinin olduğu şirketleri de hiç ilişkisi yok iken zor durumda bıraktıkları, müvekkili …’nin müvekkili firmayı dolandırıcılıkla kurduğu, pazarlanan ürünün hırsızlanarak enerji piyasasına pazarlandığı suçlamalarında bulundukları, Ayrıca, manevi, mali veya bağlantılı hakları ihlal ederek bir eseri hak sahibi kişilerin yazılı izni olmaksızın işlemiş, çoğaltmış, değiştirmiş, dağıtmış, dağıtılmış internet üzerinden umuma iletilmiş ve yayınlanmış, satışa arz etmiş ve kişisel kullanım amacı dışında elinde bulundurarak depolamıştır, şeklinde şikayette bulunduğu, ayrıca haksız rekabet suçu işlendiği suçlamasında bulundukları, davalıların müvekkilleri hakkındaki suçlamaların Savacılık soruşturmalarında ispatlanamadığı ve soruşturma dosyası sonucunda 31.10.2011 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, davalı şirket ve davalı şirket yöneticisi davalı …’nın Savcılık soruşturmasına konu ettikleri asılsız iddiaları, bir ticari hamle olarak tasarlayacak, planlayacak ve uygulatacak bilinçte hareket etmeleri olduğu, davalılar vekilleri eliyle müvekkili şirket ve yetkilisi hakkında dolandırıcılık, hırsızlık 5846 Sayılı kanuna muhalefet başta olmak üzere işbu dava dilekçesinde belirtilen isnatları, iftiraları ve hakaretleri haiz dilekçeleri kaleme aldığı, imzaladığı ve mercilere ibraz ettiği, ticari sahada faaliyet gösteren bir çok sayıda gerçek ve tüzel kişilere duyurusu ile ilişkilendirerek ihtarnameler tanzim ve tebliğ ettiği, haksız fiil teşkil eden uygulamaları ile müvekkillerin ilişkisi bulunan ancak davalılarla ilişkisi bulunmayan şirketler özellikle seçilerek yöneltildiği, hiçbir şekilde ispatlanamadığı ve ispatlanamayacağı haksız ve yalan beyanların kötüleme, gerçeğe aykırı bilgi vermek iş yaşantısının koşullarına uymamak niteliğinde olduğunun görüldüğü, müvekkili şirket ve yöneticisinin yazılım konusunda hırsızlık ve dolandırıcılık gibi aslı olmayan iddialar ile karşı karşıya bırakmak bu iddiaları içeren ihtarnameleri, piyasadaki ilgili ilgisiz birçok şirkete noter kanalı ile göndermek, kasıtlı olduğu gibi müvekkili şirketin ve yöneticisinin tüm kariyerini bitirecek saldırılar olduğunu, asılsız iftiraların kamuya yayma amacı ile hareket eden davalıların girişimlerinin doğuracağı zararlar ve yaratabileceği itibar kayıplarının kestirilemez ve belirsiz olduğu, davacı şirket 2011 yılı ilk 4 aylık dönemde ortalama 60.000 – 70.000 TL ciro elde ederken piyasada dolaşan ihtarnameler, savcılık şikayet ve soruşturmalar ile Mayıs ayında : 25.397 TL , Haziran ayında 35.000 TL gibi düşük ciro elde edildiği, davacı şirket olumsuz imajı düzeltebilmek için çok çaba sarf edildiği, davalılar tarafından gerçekleştirilen haksız fiiller öncesi cirolarına ulaşamadığı, davacı şirket ile ticari ilişkisi bulunan … Ltd Şti‘ne mesnetsiz ihtarnameler muhatap tutulduğu, İhtarname davalılar vekili tarafından şikayet dilekçesinde ek olarak sunulduğu ve soruşturmaya dahil olmalarının sağlanmaya çalışıldığı, somut olay yönünden benzer vakıalarda Yargıtay Kararlarında davalı şirket ve yöneticilerinin şikayetlerine dayanak gösterdikleri vakıaları ispatlayamadıkları takdirde haksız rekabet fiilinin vuku bulduğunu kabul etmek gerektiği, davalıların haksız fiilden dolayı sorumlu oldukları, aşırı ve hukuksal sorumluluk doğuran haksız fiil ve ihlallerin ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve ayrıca mevcut ve gelecekteki zararların tazmin edilmesi için işbu davanın ikame edildiği, izah edilen nedenlerle: Davanın kabulüne, Haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, Haksız rekabet nedeniyle oluşan mevcut zararın ve gelecekteki zararın tazmini için fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla 120.000 TL maddi, 60.000 TL manevi tazminatın müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davalılarca, Nato Güvenlik belgesi almaya hak kazandığı, müvekkili şirket yöneticisi hakkında “dolandırıcılık ve hırsızlık” ve 5846 sayılı kanuna muhalefet ve benzeri ihlal ve haksız fiil teşkil eden beyanları ve bunları 3. Kişilere duyurmuş olmasından dolayı fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi, 18.0000 TL manevi tazminat hükmedilmesine, hükmün ülke çapında yayın yapan ve karar tarihinde tirajı en yüksek gazetelerden birinde birer ay arayla 2 kere yayınlanmasına ve giderinin davalılardan tahsiline, sair talep ve başvuru haklarının saklı tutulmasına, masraf ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde ;
Davacı firma vekili tarafından sunulan dava dilekçesinin büyük bir bölümünün sadece davacı firma yetkilisi … hakkında … C. Başsavcılığı’nca yürütülen ve taraflar arasındaki ihtilafın hukuki nitelikte olduğundan bahisle, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen soruşturmada … LTD ŞTİ adın sunulan şikayet dilekçesindeki beyanların tekrarından ibaret olup bu beyanlardan yola çıkarak her iki davalının birden Hem Haksız rekabet eylemini işlediği, hem de (ayrıca) haksız fiil suçuna vucut verdiğini değerlendirmenin mümkün olmadığı, davacı yanın talep sonucundan hareket ile Haksız Fiil iddiası ile ikame ettiği davanın ihtisas mahkemesi niteliğindeki Ticaret Mahkemesi önünde değil, Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gereği yasal zorunluluk olduğu, dava dilekçesinde davacı firma yetkilisi …’nin kişisel meziyet ve özelliklerinin izahı oluşturduğu ve adı geçenin davanın tarafı olmadığının anlaşıldığı, davanın tarafı olmayan bir kişinin uluslar arası başarıları veya aldığı ödüllerin dava ile ilgisinin anlaşılamadığı, Dava dilekçesine bir bölümünde ve ekinde belirtilen belgelerin işbu davanın tarafı olmayan 3. kişiler de davalı şirket arasında süre gelen İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nde devam eden bir kısım davalar ile ilgili olduğu, davacı firmanın tarafı olmadığı dava dosyalarını delil olarak sunulmasının tuhaf/ hukuki değerden yoksun olduğunun dışında dahi, huzurdaki davanın zayıf delillerle ikame edildiğinin ispatı nitelinde olduğu, davanın tarafı olmamakla birlikte davacı firma ortak ve yöneticisi …’nin “… Ltd Şti ile Davalı … Ltd Şti’nin ticari faaliyet alanlarının farklı olduğu yönünde iddiaları mevcut ve bilinir iken.” Davalı firmanın davacı firmaya karşı hem haksız rekabet hem de haksız fiil eylemini icra ettiği yönündeki değerlendirilmesi hukuki izaha muhtaç olduğu, her iki müvekkili yönünden ayrı ayrı verilen cevapta ise: Davalı … yönünden: Dava dilekçesinde, Davalı … Ltd Şti yasalardan kaynaklanan haklarını farklı yargı mercileri önünde kullanılmış olması izahı üzerine inşa edilmiş olduğu, kanuni yolların kullanılmasının hiç birinde …’nın doğrudan bir katkısının bulunmadığı, … Ltd Şti yasal mevzuat hükümlerine uygun kurulan ve ticari tüzel kişiliği olan, (hiçbir şekilde kabul etmemekle birlikte eğer varsa) haksız fiil/ haksız rekabet eylemlerinden firma müdürünün sorumlu tutulmasının yasal dayanağının bulunmadığı, dava dilekçesinde …’nın … ve şirketi … Ltd Şti aleyhine maksatlı ve haksız rekabet etmeye yönelik karalamalara ve hareketlere başlandığı beyan edilmiş ise de Müvekklili …’nın davanın tarafı olmayan … ‘ye ve onun ortağı olduğu davacı firmaya karşı, maksatlı bir şekilde hakaret etmeye yönelik ne tür bir karalamalarda bulunduğunun, hangi hakaretler yapıldığının, bunların hangi vasıtalarla işlendiğinin cevabının bulunmadığı, … yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığının sabit olduğu diğer davalı … Ltd Şti yönünden ileri sürülen yasal dayanağı olmayan iddia ve beyanların …’ya mal edilemeyeceği, … Ltd Şti Yönünden: … Ltd Şti’nin ortaklık yapısı içerisinde …, …, …, … ve … bulunduğu, … Noterliğinin 16.04.2010 tarih … sayı ile onaylı esas mukavele ile 20.04.2010 tarihinde kurulduğu, Davalı şirketin hissedarı olan … ile dava dışı … ve … hisselerinin tamamını 04.03.2011 tarihinde …’ya devrettiği, müvekkili firmanın ana sözleşmesinin 3. Maddesi gereğince Şirket faaliyetlerinin ticari sır olarak kalacağının açık olduğundan, her bir çalışanı ile gizlilik ve rekabet etmeme sözleşmesi akdedildiği, müvekkili şirket ortaklarının da “Ticari Sır” niteliği taşıması muhtemel bilgi, belge, veri, yazılım, örnek, teknik bilgi, araştırma stratejisi, know-how ile şirket faaliyetleri arasında hazırlanan tüm analiz ve projelerin şirket faaliyetleri sırasında elde edilen müşteri portföyüne dair bilgi ve kayıtların şirket bünyesinde muhafaza edilmesi için “Gizlilik ve rekabet etmeme Sözleşmesi” imza edilmesinin takip edildiğini, ortaklardan … ve … dışındakilerin sözlü davete rağmen, bu sözleşmeyi imza etmekten imtina ettiği, sözleşmenin imza edilmesi için … Noterliğinin 07.09.2010 … yevmiye nolu ihtarname ile talep edildiği ancak bir kez daha imzadan kaçınıldığı, Müvekkil şirketin üzerinde çalıştığı ve ticari sır niteliğindeki YAZILIM PROĞRAMI’nın kopyalanması ve izinsiz kullanılmasının önlenmesi için …’ye müracaat edildiği, “ULUSAL YAZILIM ve SERTİFİKASYON VERİ TABANINA “ yüklenmesi talep edildiği, Önce “…” ismiyle … numaralı Proje Klasörüne kayıt sertifikasyonu ve Orijin eşlik denetimi temin edildiği, bilahare de “PMUM” Piyasa Yöneti Sistemi” adıyla son haliyle tescil edildiği, hukuki ve cezai koruma altında olduğu, taraflar arasında imzalanan 04.03.2011 tarihli SULH Sözleşmesinin 2. maddesine göre: … Ltd. Şti. tarafından üretilen PMUM Piyasa Yönetim Sistemi isimli yazılımın ve bundan sonra üretilen ileri Versiyonlarının da … Ltd. Şti.’ne aidiyetini koşulsuz olarak kabul edip imzaları ile onayladıkları, … Ltd. Şti. adına yapılan müracaat ile … C. Başsavcılığı tarafından soruşturma yürütülmüş, C. savcısı talebi hakim kararı ile bir kısım arama ve el koyma kararları alındığı, bilirkişi incelemeleri yapıldığı, ihtilafın hukuki nitelik arz ettiği neticesine varıldığı, adli mercilerce yapılan işlem ve alınan kararların müvekkili firmaya mal edilmesinin yasal dayanağının bulunmadığı, davacının adli işlemlerden gerçekten zarar gördüğü inancında ise aleyhine dava ikame edilmesi icap enden mercii soruşturmayı yürüten C.Savcılığı olup bu yolun yasal olarak kullanılmasının yolu açık olduğu, … C.Savcılığının yürüttüğü soruşturma nedeniyle, soruşturmanın başlaması için sunulan dilekçede bir kısım ifadelerin seçilerek müvekkili firma aleyhine haksız ve hukuki dayanaktan yoksun dava açılmasının sebebinin davacı yanın asıl/husumet yöneltilmesi gereken muhatabı ve/veya ona karşı kanun yolunu kullanmayı bilmiyor olması olmadığını, sonuç ve istem olarak: İzah edilen nedenlerle, Davanın müvekkil … yönünden husumeten reddine, Haksız ve hukuka aykırı davanın yasal dayanağı bulunmadığından her davalı yönünden de reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin lehe hükmedilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
GEREKÇE:
Dava; Haksız fiil ve haksız rekabet fiillerine dayalı olarak tecavüzün tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinden ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; Sulh Sözleşmesi, İbraname, Hisse devir sözleşmesi, Şikayet Dilekçesi, … Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesinin … Esas Sayılı dosyası, tanık, bilirkişi incelemesi vs. delillerine dayanmıştır.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre davacının, davalı borçludan alacaklı olup olmadığı hususunda bilirkişiden rapor alınmış, 31/08/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Dava dosyası kapsamı belgeler, taraf beyanları, dosyaya sunulan deliller davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan ve detayları yukarıda ilgili bölümlerde verilen inceleme ve tespitler birlikte değerlendirildiğinde; Davalının, kendi programının korunması amacıyla açtığı davalar, yaptığı şikayetler ise kanunun kendisine tanıdığı haklar kapsamında bulunmaktadır. Bu nedenle davanın açıldığı 21.02.2012 tarihi itibari ile davalının davacı şirkete ve diğer şirketlere gönderdiği 23.03.2011 tarihli ihtarnameler nedeni ile bir haksız rekabet fiilini oluşmadığı kanaatine varılmıştır. 2. Öte yandan ihtarın yapıldığı 23.03.2011 ile davanın açıldığı 21.02.2012 tarihi arasında davalıların fiili ile davacı şirketin aktifinde meydana gelen bir zararın varlığı tespit edilemediği, 01/06/2016 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle: Kök rapora yapılan itirazlar ve dosyaya giren yeni belgeler yeniden incelenmiş ve yapılan değerlendirme sonucunda, kök raporda varılan sonuçları değiştirecek bir eksikliğe rastlanmadığı, 05/07/2018 tarihli bilirkişi 2.ek raporunda özetle: Tarafların 01.06.2016 tarihli Ek Rapora yönelik beyan ve taleplerin gerek Kök Raporda gerekse 01.06.2016 tarihli Ek Raporda detaylı ve gerekçeli olarak değerlendirilmiş olduğu, Kök ve Ek Raporda varılan sonuçları değiştirecek bir eksikliğe rastlanmadığı tespit ve rapor edilmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; davacı, eski ortak olduğu şirket ve o şirketin müdürü olan kişinin gerçeğe aykırı kötülemesi ile haksız rekabet yapıldığını tespitini, haksız rekabetin önlenmesini ve maddi manevi tazminatın verilmesini talep ettiği, davalı ise olayda bir haksız rekabet fiilinin bulunmadığını, davalı şirketin kanunların kendisine verdiği yetkileri kullanarak ticari sır niteliğindeki bilgileri kullanmak için gerekli müracaatları yaptıklarını ileri sürdüğü, olayın 2011 yılında meydana geldiği, davanın ise 21.02.2012 tarihinde açıldığı. Bu nedenle 6103 sayılı Uygulama Kanununa göre davanın 6762 sayılı TTK’nın haksız rekabete ilişkin hükümlerine göre çözülmesi gerektiği, davacı şirketin ortağı olan …’nin davalılardan … ile birlikte 16.04.2010 tarihinde kurulan davalı … Lmt. Şti.’nin kurucu ortağı oldukları, aralarında çıkan anlaşmazlık üzerine … Asliye Ticaret Mahkemesinde … E. Sayısına kayıtlı dava ile şirketin feshi talepli dava açtıkları, dava derdest iken aralarında yaptıkları sulh sözleşmesi ile davayı takipsiz bıraktıkları, Sulh sözleşmesinin 1.Maddesinde “… Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından tasarlanan ve hazırlanan UYSB (Ulusal Yazılım ve Sertifikasyon Merkezi/…) 17.02.2011 tarih ve … dilekçe numarası ile kaydedilen “PMUM Piyasa Yönetim Sistemi” adlı yazılım ve yazılımın bundan sonra üretilen ileri versiyonları … Pazarlama ve Sanayi Limited Şirketinin malıdır. Taraflar bu yazılımın … Şirketine aidiyetini koşulsuz ve gayrikabili rücu kabul ve beyan ederler”. Şeklinde belirledikten sonra, açılan davanın takipsiz bırakılması, bu davanın davacısı olan şirketin ortaklarından …’nin …deki paylarının davalı …ya devrine karar verdikleri, davalı …nin, eski kurucu ortağı …’nin de ortak olduğu Davacı … Ltd. Şti.’nin, … şirketinin üretip 17.02.2011 tarihinde … UYSM tescil ettirdiği PMUM Piyasa Yön. Sis., programa benzer bir programı … Enerji K.D.Y.S adıyla 13.04.2011 tarihinde Kültür Bakanlığına, 24.04.2011 tarihinde de … UYSS tescil ettirdiği, davalı şirketin, davacı şirketin yazılımını yaptığı yeni programdan haberi olduğu, bu programın kendi yazılımının kopyası şüphesi taşıdığı, bu nedenle 23.03.2011 tarihinde, …. Noterliği vasıtasıyla, şirket ortakları, …, …, …’e, yine şirket eski çalışanları …, … ve …’a, davalı … şirketinin eski ortaklarının kurucusu ve yöneticisi oldukları … Limited Şirketi,… San ve Tic. Ltd. Şti, ile davacı … Ltd. Şti.’ne, eski çalışanlarının çalıştığı … Ltd. Şti’ne, hem davalı … Şirketi ile hem de … San ve Tic. Ltd. Şti. ile çözüm ortaklığı anlaşması olan ve ticari faaliyetlerini bu çerçevede sürdüren … AŞ’ye, eski ortaklarının uzun bir süredir işbirliği yaptığı … AŞ ve … AŞ’ye, … AŞ, … AŞ’ne, ihtar çektiği ve bu ihtarda şirketleri tarafından üretilen ve tescil edilen PMUM Piyasa Yönetim Sistemi isimli yazılımın hukuki ve cezai olarak koruma altında bulunduğu, 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 nolu muhatapların ticari sır ve bahsi geçen veriyi şirketin bilgisi ve rızası dışında kopyaladığı, kullandığı, diğer muhatapların ise şirketlerine ait sırdan elde edilen kopyaları kullandığı, sattığı bu yolla ticari kazanç elde ettiği, bu nedenle müvekkillerine ait ticari sır niteliğindeki verilerinin/eserlerinin izinsiz olarak kopyalanmasına, bulundurulmasına, çoğaltılmasına, satışa arz edilmesine, kullanılmasına, depolanmasına, değiştirilmesine, yayınlanmasınaaracılık edilmesine son verilmesi ihtar edilmiştir. davalı şirket yine Beyoğlu Noterliğinden 16 Eylül 2011 tarihinde, … AŞ ile … Tic. AŞ benzer içerikte ihtarname gönderildiği, davalı şirketin 26.05.2011 tarihinde şirket eski ortakları …, …, … hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek anılan bilgisayar programı ile ilgili olarak, dolandırıcılık, haksız rekabet, FSEK’e muhalefet bilişim sistemine girmek suçalarını işlendiğinden bahisle, şikayete dilekçesi verdikleri, savcılığın … Soruşturma, … karar sayılı ve 31.10.2011 tarihli soruşturmaya yer olmadığına dair kararında “ müştekinin çalındığını iddia ettiği “PMUM Piyasa Yönetim Sistemi” isimli programla , işlevsel olarak benzer özellikleri taşıyan … adlı programın sahibinin, şüphelilerden …’a ait … Limited Şirketi olarak gözüktüğü, bu haliyle müşteki ve şüpheliler arasındaki anlaşmazlığın soruşturmaya konu bilgisayar programının mülkiyeti konusundaki ihtilaftan kaynaklandığı anlaşılmakla” kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği,davacı şirketin ortağı, davalı şirketin eski ortağı …, … Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet dilekçesi vererek …nın hakkında, hakaret ve suç uydurma suçunu işlediğini ileri sürmüştür. Anılan savcılık, 29.11.2012 tarih ve … soruşturma No, … karar nolu kararı ile “şikayete bağlı suçlarda altı aylık şikayet süresinin geçmiş bulunması, suç uydurmada ise şikayet hakkının kötüye kullanıldığına ilişkin delil olmaması” nedeni ile kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği,davalı … LTD. Şti., 23.12.2011 tarihinde … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde, … limited Şirketleri aleyhine … ismiyle piyasaya sürülen orijinal adı PMUM olan yazılımla ilgili olarak tecavüz davası açtığı, anılan … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına sunulan 16.05.2014 tarihli bilirkişi raporunda: “… davalı/karşı davacı yanın iddiası, davacı karşı davalı yanın kötüleme suretiyle haksız rekabette bulunduğudur. Dosya münderecaatı incelendiğinde davacı/karşı davalı firmanın karşı davacı olmayan davalılara ve dava dışı bazı şirketlere ihtarname keşide ederek, … isimli programın kullanılmaması konusunda ihtarname gönderildiği tespit edilmiştir ki ihtarname gönderilen bu firmalar da esasen davalı/karşı davacı firmanın müşterisi konumundadır. Bu bakımdan davacı/karşı davacı firmanın çekmiş olduğu bu ihtarnamelerle keşide tarihlerinde esasen bir eser hakkına tecavüzün bulunup bulunmadığı kesin olarak tespit edilmediği, sadece davacı yanın iddialarına dayandığı da dikkate alındığında, dava/karşı davacının müşterilerini taciz etmiştir. Bu bakımdan davalı/karşı davacı aleyhine haksız rekabette bulunmuştur. davacı/karşı davalı yanın da bu eylemlerine sadece kendi iddialarına dayanarak girişmesi kusurlu olduğunu da ortaya koymaktadır. Öte yandan davacı/karşı davalı yanın haksız rekabet teşkil eden bu eylemleri dolayısıyla zarar gördüğünü de ortaya koyması gerekmektedir. Bu bakımdan davacı/karşı davalı yanın eylemleri dolayısıyla davacı şirketin müşterilerini kısmen/tamamen kaybedip kaybetmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir…” sonucuna ulaştığı, bu haksız rekabet davasının açılmasından çok sonra, davalı … şirketi tarafından … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin müşterisi olan … AŞ … Noterliğinden 18.01.2013 tarihinde, yine … AŞ 24.01.2013 tarihinde gönderdiği ihtarda “kendi şirketlerine ait olan PMUM piyasa Yönetimi Sistemi isimli yazılımın çalındığını ve çalındıktan sonra … adıyla kopyalanıp çoğaltıldığını, bu çalınmış ve kopya ürünün hukuki ve cezai sorumluluk gerektirdiği ileri sürerek ihlalin durdurulmasının istendiği, … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin davalı … hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığında şikayette bulunduğu, dilekçede programın çalındığına ve kopyalandığına ilişkin hiçbir tespit bulunmayan … isimli programın gayri meşru, suç mahsulü gibi gösterilip, kötüleyerek haksız rekabette bulundukları ileri sürülmüştür. Savcılık anılan kişiler hakkında …. Sulh Crza Mahkemesinde … Esas sayılı davayı açtığı, dosya kapsamında davalı … Paz. Ve San. Tic. Ltd. Şti.’nin, davacı … Ltd. Şti.’ne ve diğer şirketlere gönderdiği 23.03.2011 tarihli ihtarnamenin içeriği incelendiğinde, ihtarnamede 17.02.2011 tarihinde tescil edilerek koruma altına alınan PMUM isimli programın kullanılmaması, kopyalanmaması ihtarının yapıldığı, bu tarihte tescil edilmiş … isimli başka bir programın olmadığı ve o programdan söz edilmediği anlaşılmaktadır. Zira … isimli programın … K.D.Y.S adıyla 13.04.2011 tarihinde Kültür Bakanlığına, 24.04.2011 tarihinde de … UYSS tescil ettirdiği anlaşıldığı, ETTK m. 57/1 başkalarını veya onların emtiasını, iş mahsullerini, faaliyetlerini yahut ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya lüzumsuz yere incitici beyanlarla kötülemenin bir haksız rekabet hali olduğunu hüküm altına almıştır. Yargıtay’da verdiği kararlarında bir kişinin rakibinin ticari itibarını bozmak ve onun müşterileri üzerinde olumsuz etkide bulunmak amacıyla sözde suçlamalarda bulunarak dava açmasını haksız rekabet saydığı, somut uyuşmazlıkta ihtarın gönderildiği 23.03.2011 tarihinde davalının 17.02.2011 de tescil ettirdiği bilgisayara programını korumak için ihtarlar yaptığı tespit edilmiştir. Diğer yandan davalının, kendi programının korunması amacıyla açtığı davalar, yaptığı şikayetler ise kanunun kendisine tanıdığı haklar kapsamında bulunmaktadır. Bu nedenle davanın açıldığı 21.02.2012 tarihi itibari ile davalıların, davacı şirkete ve diğer şirketlere gönderdiği ihtarnameler nedeni ile bir haksız rekabet fiilini oluşmadığı, öte yandan ihtarın yapıldığı 23.03.2011 ile davanın açıldığı 21.02.2012 tarihi arasında davalıların fiili ile meydana gelen bir zararın varlığı tespit edilemediği, davalının, kendi programının korunması amacıyla açtığı davalar, yaptığı şikayetler ise kanunun kendisine tanıdığı haklar kapsamında olduğu, bu nedenle davanın açıldığı 21.02.2012 tarihi itibari ile davalının davacı şirkete ve diğer şirketlere gönderdiği 23.03.2011 tarihli ihtarnameler nedeni ile bir haksız rekabet fiilini oluşmadığı, Öte yandan ihtarın yapıldığı 23.03.2011 ile davanın açıldığı 21.02.2012 tarihi arasında davalıların fiili ile davacı şirketin aktifinde meydana gelen bir zararın varlığı tespit edilemediği,tespit ve rapor edildiği anlaşılmakla, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davacının davasının reddine,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 44,40-TL karar ve ilam harcının başlangıçta alınan 3.088,80-TL peşin nispi harçtan mahsubu ile 3.044,40-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 18.430,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı ve davalılarca yatırılan gider/delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı/davalılar/vekillerine iadesine,
5-Yapılan tüm yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
Dair, Davacı vekili davalı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/03/2019

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.