Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/955 E. 2022/953 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/955 Esas
KARAR NO :2022/953 K.

DAVA:İstirdat
DAVA TARİHİ:18/09/2014
KARAR TARİHİ:29/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan … … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin demir ticaretiyle iştigal etmekte olup, diğer davalı …’in bu şirketin yetkili müdürü ve büyük ortağı olduğunu, davalıların müteahhitlik işleri yapan müvekkilleri ile 2008 yılı ve evvelinde ticari ilişki içinde olduklarını, son olarak … … müteahhitliğini yapan müvekkillerinin 2007 yılının sonundan itibaren yaşanan küresel ekonomik kriz nedeniyle nakit ihtiyacı doğmuş ve
müvekkillerinin nakit sıkışıklığından haberdar olan davalı …’in faiz almak kaydıyla müvekkillerine borç para verebileceğini iletmiş, davalılardan … 2007 yılı için aylık % 5 faiz alarak borç para vermiş, verdiği paranın faiziyle tahsili için müvekkillerinden, verilen asıl miktarın üstüne aylık % 5 faiz eklenerek bedeli belirlenen çekler almış olduğunu, bu ilişki, müvekkillerinin müteahhitliği yaptığı işleri bitirmek için içinde
bulunduğu nakit sıkışıklığı nedeniyle süre gelmiş ve nihayet 2008 yılında ekonomik krizin zirveye ulaşmasıyla birlikte aylık % 10 faiz ile ödünç para verilmesiyle devam etmiş olduğunu,
bu süreçte davalı …, faiz almak kaydıyla 1.380.000- TL nakit parayı müvekkilinin hesabına havale etmek suretiyle ödünç olarak verdiğini, bu bedel için müvekkilinden aldığı çeklerin karşılığının bankalardan tahsil edilmesi ve icra baskısı altında yapılan ödemelerin toplamı olarak 2.860.043,- TL’nin tahsil edilmiş olduğunu, netice olaraksanık tarafından tefecilik işlemleri nedeniyle, 1.480.043,- TL faizin tahsil edildiğini,
müvekkillerinin müzayaka halinden de faydalanılarak kabul ettirilen faiz oranı o derece korkunçtur ki, müvekkilleri tarafından ödenmiş olan 1.480.043-TL faizin yanında ayrıca menfi tespit davasına konu icra dosyası ile tahsil edilen 400.000-TL ile bakiye 681.000,-TL’nin tümünün de tefecilik faizi olduğunu, davalı …’in tefecilik eylemi nedeniyle doğmuş faiz alacağını tahsil etmek için her yola başvurmuş olup, müvekkillerinden aldığı çekleri eski yasanında elverişli olması nedeniyle tarihinden önce bankaya ibraz etmiş ve icra takibine konu etmekle kalmamış, müvekkillerini tehdit etmiş ve şantaja da başvurmuş olduğunu, müvekkilleri her ne
kadar bu tehditlere bir süre boyun eğse de nihayetinde devletin alacağı koruyucu önlemler dışında sığınacak bir yerinin olmaması nedeniyle konuyu Cumhuriyet Savcılığına konu hakkında şikayette bulunmuş olduklarını, müvekkillerinin şikayeti üzerine, … Cumhuriyet Başsavcılığının … hazırlık numaralı dosya ile yapılan tahkikatın gizli yürütüldüğünü ve 19.10.2011 tarihli arama ve el koyma işlemi neticesinde müvekkilleri üzerinde ki baskı ve tehdidinin azaldığını ve iş bu davanın açılması için müvekkillerinin güç toplamış olduğunu, akit serbestisi prensibini sınırlandıran B.K.’nun 19. ve 20. maddesi çerçevesinde, tefecilik işlemi neticesinde müvekkili aleyhine hukuka ve ahlaka aykırı olarak kurulan ve devamında tehdit nedeniyle mahkeme önüne getirilemeyen davaya konu borç ilişkisi mutlak butlanla malul olduğunu, müvekkillerinin ve davalıların şirket defter ve kayıtlarında yapılacak inceleme ile taraflar arasında böyle bir borç ilişkisi olmadığının açıklığa kavuşturulacağını, öte yandan … Cumhuriyet Başsavcılığına şüpheli sıfatıyla …’in verdiği ifadede
savlarının doğrular nitelikte olduğunu, her halükarda davalılar hakkında yapılacak ceza yargılaması neticesinde verilecek mahkûmiyet kararının huzurda ki davayı esastan etkileyeceği Sayın Mahkemenizin
malumu olduğunu, bu açıklamalar ışığında, müvekkilleri aleyhine ikame edilen kötü niyetli, haksız, hukuka ve ahlaka aykırı icra takibi nedeniyle, ticari olarak girdiği çıkmaz ve uğradığı maddi ve manevi zararlar bir yana taşınmazların satışına gidileceği yönünde yapılan işlemler nedeniyle üzerinde kurulan baskının kalkması için bu safahatta yargılama neticelene kadar takibin teminatsız olarak durdurulmasını, borçlu olmadığının tespiti ve davaya konu icra dosyası ile tahsil edilen fazla ödenen 400.000-TL’nin istirdadına talep etme zaruretinin hasıl olduğunu, tüm bu nedenlerle, tüm tazminat talep ve dava etme hakları saklı kalmak kaydıyla, takibin bu aşamada teminatsız olarak durdurulmasına, davaya konu icra dosyasından müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, baskı altında yapılan 400.000-TL ödemenin istirdadına, tüm masraf ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava ettikleri anlaşıldı.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; gerçektende tamamen suiniyetli olarak açılan dava konusu icra takibinde borçlular, icra takibinin hiçbir aşamasında borcun varlığına ilişkin hiçbir itirazda bulunmamış
dahası tamamen kendi rızaları ile borca mahsup edilmek üzere ödemelerde bulunmuşken bunca zaman geçtikten sonra muhtemelen son çare olara belki tuttururum kabilinden açılmış bir dava ile karşı karşıya bulunmakta olduklarını, müvekkillerinin 1974 yılından beri demir ve demir ticareti ürünleri ile iştigal eden, yasaları riayeti ilke edinmiş ve yarattığı istihdam ile hem iş alanı sağlamakta hem de
devletimize yüklü miktarlarda vergi ödemekte olduğunu, bu nedenle davacılar tarafından kendilerine atfedilen isnat ve ithamlardan dolayı büyük üzüntü duyduklarını, davada müvekkili şirketin pasif dava ehliyeti bulunmadığından, müvekkili şirket yönünden davanın ehliyet yokluğu nedeni ile reddedilmesini talep ettiklerini, dava da harca esas değer olarak 400.000-TL’nin gösterildiğini, menfi tespit
davalarına harca esas değerin, davanın açıldığı tarih itibariyle icra takip dosyasına kapak hesabının yapılarak alacağının bütün ferileriyle baliğ olduğu rakam olduğunu, bu nedenle de işbu huzurda ki davanın açıldığı tarihte ki icra takip dosyasının kapak hesabı yapılarak eksik yatırılan harcın tamamlatılmasını talep ettiklerini, davacının iddialarını bir kabul anlamında olmamak üzere, bizzat borçluların kendi rızaları ile icra takibi kapsamında ödedikleri 400.000,-TL bedelin istirdadı yönünden dava hak düşürücü 1 yıllık süre içinde açılmamış bulunduğunu, bu çerçevede, istidat talebine konu 400.000-TL yönünden davanın öncelikle bu yönüyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, takibe konu çeklerin … tarafından müvekkili …’e ciro yolu ile müvekkiline olan borçların ödenmesi için verildiğini, asla bir kabul anlamında olmamak üzere, davacının iddia ettiği gibi takibe konu çekler verilen borcun faizi için verilmiş olsalardı, bu durumda müvekkilinin sebepsiz zenginleşmiş olacağını, sebepsiz zenginleşme davalarının ise 1 yıllık zaman aşımı süresine tabi olup, huzurda ki dava konusu taleplerin tamamının bu yönüyle de zamanaşımına uğradığını, özetle, dava konusu takibin dayanağı imzası inkar edilmemiş olan çeklerin borcun varlığını açıkça ortaya koymakta olup, kambiyo senetleri esas ilişkisinden bağımsız ve mücerret bir borç doğurduğundan esasen kambiyo ilişkisine dayalı alacağın aksi ancak yazılı bir senetle ispatlanabileceğini, bu nedenle de davacıların tamamen kurgusal iddialarına
dayanarak alt ilişkisini incelenmesine muvafakatlerinin bulunmadığını, bu hususlarda da hukuken tanık da dinletilemeyeceğinden, davacının tanık dinletilmesine de herhangi bir muvafakatlerinin bulunmadığını,
Müvekkillerine atfedilen itham ve isnatların tamamı, davacıların alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik suiniyetli davranışlardan ibaret olup, dava konusu takibin dayanağı da kambiyo senetleri-çekler olmakla, bu alacağın aksinin ancak senetle ispatlanabilir olduğunu, tüm bu nedenlerle; davaya esas harç eksik yatırıldığından, harcın ikmal edilmesine, müvekkili şirket yönünden, takibin tarafı olmaması nazara alınarak, davanın
öncelikle pasif ehliyet yokluğu nedeni ile reddine, istirdat ve menfi tespit talebi taleplerinin zamanaşımına uğramış olmaları nedeni ile reddine, sonuçta da haksız, hukuka aykırı ve suiniyetli davanın reddine, davacıların takip konusu alacağın % 40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine, yargılama masrafları ve avukatlık ücretinin davacılara tahmiline karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
DELİLLER
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına, … CBS’nın … hazırlık numaralı dosyasına, davalılar ve müvekkile ait ticari defter ve kayıtlara, faturalara, banka kayıtlarına, tanık, bilirkişi, yemin ve sair kanuni tüm delile dayanmışlardır.
Davaya dayanak edilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının bir suretinin Mahkememiz dosyası arasına alındığı, ilgili dosya incelenmesinde alacaklı … tarafından borçlular … Yapılar ve İnş. Ltd. Şti.ve … aleyhine takibe girişildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 01/10/2020 tarihli duruşmasının 1 nolu ara kararı ile … 6. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas (Yeni Esas:…) sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılmasına karar verildiği, … 6. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasının bir suretinin UYAP sistemi üzerinden Mahkememize getirildiği, incelenen dosya kapsamında Mahkemece verilen 19/12/2019 tarihli kararın temyiz edildiği, Mahkeme kararının Yargıtay tarafından zaman aşımı nedeniyle düşmesine karar verildiği, ilgili kararın ve kesinleşme şerhinin bir suretinin Mahkememiz dosyası arasına alındığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce 15/10/2021 tarihli ara karar ile tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması amacı ile bilirkişi …’ün tayin edildiği, ancak davacı vekilinin 03/11/2021 tarihli dilekçesi ile bilirkişi …’ün görevden alınmasını, bilirkişi … ise 05/11/2021 tarihli dilekçesi ile dava dosyasının Mahkememize iadesi ile görevden çekilmeyi talep ettiği anlaşılmış olup, 15/11/2021 tarihli ara karar ile bilirkişinin görevden alınarak yerine …’ın tayin edildiği, bu kapsamda Mahkememizce toplanan deliller, iddia ve savunmaya göre bilirkişi …’dan alınan 31/05/2022 tarihli raporda “… Davacılardan … … Ltd. Şti. tarafından
ibraz edilen 2008 ve 2009 yılları ticari defterlerin açılış ve kapanış noter tasdikleri zamanında yaptırılmış olup, kayıtlarının düzenli ve muhasebe ilkelerine uygun bulunduğu,
Davalılardan … … San.Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından ibraz edilen 2007 ve 2008 yıllarına ait ticari defterlerin açılış noter tasdiklerinin zamanında yaptırılmış olduğu, ancak Envanter Defterlerinin kapanış noter tasdiklerinin yaptırılmamış olduğu,
Dava dosyası içerisinde davacı ile davalı arasındaki ilişkiyi belirleyen yazılı bir sözleşme bulunmadığı, Davalı ve davacı tarafça sunulan ticari defterlerde 2007 yılında toplam 197.251,20 TL.lık , 2008 yılında da toplam 158.515,25 TL.lık bir ticari alış veriş olduğu, Dava konusu olan davacılardan … … Ltd.Şti. tarafından davacılardan … adına keşide edilen, davacılardan … tarafından cirolanarak davalılardan …’e verilen, davalılardan
… tarafından da cirolanarak davalı … … San.ve Tic. Ltd. Şti.’ne verilen dava konusu ;
… nolu 04.11.2008 vade tarihli 396.000,00 YTL tutarlı;

… nolu 07.11.2008 vade tarihli 55.000,00 YTL tutarlı;

… nolu 29.12.2008 vade tarihli 280.000,00 YTL tutarlı;

… nolu 23.01.2009 vade tarihli 350.000,00 YTL tutarlı kambiyo çeklerine ait herhangi bir kayıt davacılardan … … Ltd. Şti.nin ve davalılardan … … San. ve Tic. Ltd. Şti.nin ticari
defterlerinde kayıtlı olmadığı,

İncelenen davacı … … … Ltd. Şti.nin ve davalı … … San. ve Tic. Ltd. Şti.nin ticari defterlerinde taraflar arasında dava konusu çeklerle ilgili tutarlarda bir ticari ilişkinin, borç alacak ilişkisinin olduğunun görülemediği,

İcra dosyasına alacaklı vekili tarafından 02.07.2009 tarihinde 400.000,00 TL.lık haricen tahsilat yapıldığının belirtildiği…” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi … tarafından sunulan rapora karşı davacılar vekilinin beyan, davalılar vekilinin ise itirazlarını sunduğu, Mahkememizin 06/07/2022 tarihli ara kararı ile davalılar vekilinin itirazları kapsamında bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişiden 25/10/2022 tarihinde alınan ek raporda “…dava konusu çeklerin davalı … … San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından tekrar davalı …’e ciro edilmiş davalı … tarafından da
icra takibi yapıldığı görülmektedir. Ancak davalılardan … … San. ve Tic. Ltd.Şti.’nin ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede mezkür çeklerle ilgili olarak davalı şirketin ticari defterlerinde tarafımca herhangi bir kayıt görülememiş olup, davalı tarafça da ticari defterlerin incelenmesi sırasında dava konusu çeklerle ilgili bir kayıtta tarafıma sunulmamıştır.
Bu sebeple dava konusu çeklerin tekrar …’e ciro edilmiş olması davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi aşamasında mezkür çeklerin davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı yönündeki incelemeyi değiştirmeyecek olup, yapılan inceleme çeklerin ticari defterlerde kayıtlı olup olmadığı hususu ile ilgilidir.
Davalının ticari defterlerinde tarafımca yapılan incelemelerde; bu çeklerin ticari defterlerde kaydı görülemediğinden, davalı tarafça da çeklerin kaydına ilişkin bir bilgi
verilmediğinden, belge ve kayıt da sunulmadığından ticari defterlerden dava konusu çeklerin kimden alındığı, kime verildiği, hangi hesaplarda kayıtlı olduğu hususlarında bir tespit yapılamamış olup, bu sebeple de kök raporumda bu konuda bir değerlendirme bulunmamaktadır.
Ek rapor aşamasında da taraflarca kök rapordaki inceleme ve tespitlerimi değiştirecek herhangi bir belge, kayıt sunulmadığından Sayın Mahkemenize sunmuş olduğum kök raporumda yer alan tespitlerimi değiştirecek bir husus bulunmadığı, aynen devam ettiği yönündeki görüşümü…” tespit ve rapor edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava kambiyo senedine karşı açılan menfi tespit davasıdır.
Davacı yan, ekonomik sıkıntı içinde olması nedeniyle davalıdan faiz karşılığında borç para aldığını, karşılığında çek verdiğini, davacı aleyhine ikame edilen kötü niyetli, haksız, hukuka ve ahlaka aykırı …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe konu edilen toplam 1.081.000,00-TL bedelli 3 adet çek nedeniyle davalı yana borçlu olmadığının tespitine, söz konusu icra dosyası için baskı altında yapılan 400.000,00-TL ödemenin istirdatına karar verilmesini talep etmiş; davalı yan ise, davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığını, harcın eksik olduğunu, kapak hesabı yapılarak harcın tamamlattırılması gerektiğini, davanın reddi ile %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini savunmuştur.
İcra dosyası kapsamına göre; davalılardan … tarafından davacılardan … Yapılar ve İnş. Ltd. Şti. hakkında 1.081.000,00 YTL asıl alacak, 4.273,50 YTL işlemiş faiz, 54.050,00 YTL çek tazminatı ve 3.243,00 YTL çek komisyonu olmak üzere toplam 1.142.566,50 YTL tutarındaki alacağın tahsili talebi ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 17.11.2008 tarihi itibariyle takibe geçtiği, takibe konu çekler incelendiğinde, keşidecinin davacı … … … Ltd.şti., lehdar ve 1. cirantanın davacı … olduğu, 2.ciranta davalı …’in çekleri davalı … … San. Ve Tic.ltd.Şti.ne ciro etttiği, anılan şirketin de tekrar davalı …’e ciro etmesi sonucu takibin … tarafından başlatıldığı görülmüştür.
… 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 19.12.2019 tarihli … kararı ile sanıklar … ve …’ün olay tarihinde birlikte hareket etmek sureti ile kazanç elde etmek maksadı ile katılanlara faiz karşılığı ödünç para verdikleri ve üzerlerine atılı tefecilik suçunu işledikleri kabul edilerek eylemlerine uyan …nın 241 maddesi uyarınca cezalandırılmalarına karar verildiği, temyiz üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2020/7699 Esas 2021/1937 Karar sayılı ilamı ile sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı düşmesine karar verildiği ve kararın 06/04/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce hükme elverişli bulunan bilirkişi kök ve ek raporuna göre; dava dosyası içerisinde davacı ile davalı arasındaki ilişkiyi belirleyen yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davalı ve davacı tarafça sunulan ticari defterlerde 2007 yılında toplam 197.251,20 TL.lık, 2008 yılında da toplam 158.515,25 TL.lık bir ticari alış veriş olduğu, dava konusu kambiyo çeklerine ait herhangi bir kayıt davacılardan … … Ltd. Şti.nin ve davalılardan … … San. ve Tic. Ltd. Şti.nin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, dava konusu çeklerle ilgili tutarlarda bir ticari ilişkinin mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
İspat kuralına ilişkin …m.6 hükmüne göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür”. HMK.m.190/1 hükmüne göre: “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağianan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir”. Bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan taraf delilleri, yukarıda değinilen hukuksal durum, hükme elverişli bulunan bilirkişi kök ve ek raporu ile tüm yargılama dosyası kapsamına göre; davacıların şikayeti üzerine davalı … hakkında açılan ceza davasının Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2020/7699 Esas 2021/1937 Karar sayılı ilamı ile zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verildiği ve kararın kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Ceza Mahkemesince verilen “ceza davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması kararı” hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte bir karar değildir. Dolayısıyla yukarıda anılan hükümler uyarınca davacının davaya konu kambiyo senetlerinin tefecilik yapılmak suretiyle davalıya verildiğini kanıtlaması gerekmekte olup, ispat yükü davacı tarafa aittir. Davalı yan tefecilik iddiasını kabul etmemekte olup, bu husus yasal deliller ile kanıtlanamamıştır. Davaya konu çekler her iki tarafın ticari defterlerinde de yer almamaktadır. Kıymetli evrak olan çek bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir ve hamiline borç verildiğini göstermekte olup, dosya kapsamında bunun aksini gösteren yasal bir delil bulunmadığından kanıtlanamayan davanın davalı … yönünden reddine, dosya kapsamında konulmuş bir tedbir ve buna bağlı zarar bulunmadığından davalı yanın icra tazminatı talebinin reddine, davalılardan … … ve Ticaret Limited Şirketi’nin takip alacaklısı olmadığı, kendisine menfi tespit davasında husumet yöneltilemeyeceği anlaşıldığından anılan davalı yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın davalı … … ve Ticaret Limited Şirketi yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-)Davanın davalı … yönünden REDDİNE,
3-)Davalı yanın icra tazminatı talebenini REDDİNE,
4-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 27.324,00-TL harcın peşin alınan 5.940,00-TL ve 11.628,00-TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 9.756,00-TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Davalı yanca yapılan 22,85-TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılara verilmesine, davacı yanca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-)Davalı … duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 59.000,00-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı …’e verilmesine,
7-)Davalı … … ve Ticaret Limited Şirketi duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı … … ve Ticaret Limited Şirketi’ne verilmesine,
8-)Karar kesinleştiğinde davacıların / davalıların gider avansından artan bakiyesinin talep halinde iadesine,
Davacılar vekili, davacı asil ve davalılar vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/12/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır