Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/860 E. 2019/992 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/860 Esas
KARAR NO : 2019/992
DAVA : Genel Kurul Kararının iptali
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 12/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali İstemli davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 10/06/2014 tarihinde yapılan 2012 ve 2013 yılı olağan genel kurul toplantı tutanaklarının vekiledenine teslim edilen tutanaklardan içerik olarak farklı olduğu, usul ve yasaya aykırı şekilde yeni genel kurul toplantı tutanakları düzenlendiği, dava konusu genel kurullara şirkette pay sahibi olmayan kişilerin usul ve yasaya aykırı şeklilde iştirak ettiği, davalı şirketin %99 oranındaki hissesinin gerçekte davacıya ait olduğu, davacı şirketin, davalı şirketteki hakim ortak konumunun ortadan kaldırılması amacıyla davacının geçerli katılımı olmaksızın sermaye artışı kararı alındığı, davacı sermaye artışına dahil edilmeden, ortak … kontrolünde olan “…” isimli şirketin tek hissedarı olan “…” nin davalı şirket hissedarı yapılmaya çalışıldığı, amacın davalı şirketin … kontrolünde ele geçirilmesi olduğu, bu doğrultuda … ve ona yardım eden … ile … hakkında … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı, Yargıtay … Ceza Dairesinin bozma ilamında ” Hileli işlemlerle holding hisselerini paravan şirketlere devrettikleri, hissedarların zararlarına sebep oldukları ve nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri” gerekçesi ile yapılan bozma üzerine mahkemede yargılamanın halen devam ettiği, 6102 TTK nun 418.maddesinde “Genel kurulların, şirket sermayesinin en az 1/4’ünü temsil eden pay sahiplerin yada temsilcilerinin varlığı ile toplanacağı” öngörüldüğünden, davalı … Emlak’ın %99 ortağı davacı …nin temsilcisinin yetkisiz kişiler tarafından atanması nedeni ile genel kurul toplantısında davacı …Ş. temsil edilemediğinden, TTK 372 maddede aranan gerekli toplantı nisabının sağlanamadığı, alınan tüm kararların yoklukla malul olduğu, 22/02/2008 tarihinde gerçekleştirilmeye çalışılan 2007 yılı genel kurul toplantısında şirketin sermayesinin 10.000.000-TL’den 20.500.000-TL’ye çıkarılmasına karar verildiği, ancak bu toplantıda davacı geçerli bir şekilde temsil edilmediği, gerekli toplantı nisabı sağlanmaksızın sermaye artırım kararının geçerli olmasının mümkün olmadığı ve bu kararın davacı şirketin, davalı şirketteki hissesini azaltmayı hedeflediği, mevcut sermaye artışı ile davalı şirkette hissedar oluduğu ifade edilen “…” isimli şirketin gerçekte davalı şirket ortağı olmadığı için 10/06/2014 tarihinde gerçekleştirilmeye çalışılan 2012 ve 2013 yıllarına ait genel kurul toplantılarına iştirak etme hakkının bulunmadığı, 6102 sayılı TTK’nun 446 maddesi çerçevesinde de pay sahibi olmayan şirketin, davalı şirketin 2012 ve 2013 yılı genel kurul toplantılarında oylamaya katılması nedeniyle toplantıda alınan kararların iptalinin gerektiği, bu nedenle hazirun cetvellerininde gerçeği yansıtmadığı, davalı şirketin 27/06/2007 tarihinde gerçekleştirilen 2006 yılına, 22/08/2008 tarihinde gerçekleştirilen 2007 yılına, 24/04/2009 tarihinde gerçekleştirilen 2008 yılına, 27/09/2012 tarihinde gerçekleştirilen 2009- 2010 – 2011 yıllarına ait olağan genel kurul toplantılarının ve alınan tüm kararların yoklukla malul olduğunun tespiti, yok hükmünde sayılması talepli olarak … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası (… Asliye Ticaret Mahkemesi … esas) ile davanın devam etmekte olduğu, ayrıca usul ve yasaya aykırı şekilde gerçekleştirilmeye çalışılan 27/09/2012 tarihli 2011 yılı olağan genel kurul toplantısında seçildiği iddia edilen yetkisiz yönetim kurulu tarafından yapılan davet üzerine iş bu dava konusu edilen genel kurul toplantısının ve alınan kararların yoklukla malul olduğu nedenle, 10/06/2014 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yetkisiz, pay sahibi olmayan kimselerin iştirakı ile alındığı, toplantı ve karar yeter sayısının oluşmadığı ve genel kurulda alınan karar ile ticaret siciline tescil edilen kararın birbirinden farklı olduğu gerekçesi ile yokluğunun tesbiti ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafça iddia edilen ve birden fazla olduğu belirtilen toplantı tutanaklarının imzaya açıldıktan sonra, alınan kararlarda değişiklik olması nedeniyle değiştirildiği, ancak imzalı surette bulunan ve değiştirilen tutanakların davacı tarafça elde tutularak, açılacak davaya konu edilmek üzere kötü niyetle iade edilmediği, değişikliğin yapıldığını bilen, tutanakların yapılan değişiklikten sonra baştan imzalandığını ve eski tutanakların imha edildiğini bilen davacı tarafın bu kötü niyet girişimine cevaz verilmeyeceğinin düşünüldüğü, davacı taraf dışındaki ortakların oybirliği ile alınan kararların ve tutaklardaki maddi hataların düzeltilmesinin son derece normal olduğunu, değişikliğin olduğu imzalı tutanakların iade edilmemesinin ise kötü niyet göstergesi olduğunu, davacı tarafın aynı isnatlarla açmış olduğu 2006-2011 yıllarına ait Genel Kurulların iptali istemli … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davanın halen derdest olduğu, 10/06/2014 tarihinde yapılan 2012 ve 2013 yıllarına ait olağan genel kurul toplantılarının TTK’nun 407 vd. hükümlere ve 414 maddeye uygun yapıldığı ve tescil edildiği, şirketin 20.500.000-TL’lik sermayesine tekabül eden 20.500.000.000 adet payın 10.500.000.000 adedinin toplantıda temsil edildiği, bu nedenle toplantı nisabının oluşmadığı iddasının mesnetsiz olduğu, yasanın öngördüğü şekil şartlarına uygun yapılan TTK 447’ye göre butlan ile sakat olmayan genel kurulların iptalinin mümkün olmadığı, davacının hükme bağlatmak istediği hususun, hissedarlık yapısı ile ilgili dava olduğu ve hisse değeri üzerinden harca tabi olduğu, davacının maktu harç yatırmak suretiyle hissedarlık yapısını tescil edecek bir mahkeme kararı elde etmeye çalıştığı, bu durumun HMK ve TTK’na aykırı olduğu, davacının “…” isimli şirketin oy hakkının olmadığını tespite çalışmakla aslında yanlış dava açtığı, şayet oy hakkı olmadığı iddiası var ise öncelikle bu hakkın olmadığının ispatına yönelik bir dava açması, bu iddia ispatlanırsa genel kurulların yok sayılması gerektiği, bu durumun şirketin işleyişini tehlikeye soktuğu, uğranacak zararlardan davacı şirketin sorumlu olduğu gerekçeleri ile, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; 10.06.2014 tarihli 2012 yılı ve 2013 yılı olağan genel kurul toplantısı ve toplantıda alınan kararlarının yoklukla malul olduğunun tespiti ve iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce dayanılan tüm deliller toplanmış, şirketlerin sicil dosyaları getirtilmiş ve mahkememizce oluşturulan bilirkişi kurulundan 02/07/2015 tarihli rapor alınmıştır. Dosya içeriği ve rapor kapsamına göre;
İbraz edilen davalı şirkete ait 2014 yılına ilişkin genel kurul toplantı ve müzakere defterinde; 2012 yılına ilişkin 10.06.2014 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantı Tutanağında özetle; toplantıya … AŞ. adına vekaleten Av. … ‘in, … adına vekaleten Av….’ın katıldığı, 20.500.000.-TL’lik sermayesine tekabül eden 20.500.000.000 adet paydan 20.400.000.000 adet payın vekaleten toplantıda temsil edildiği, böylece asgari toplantı nisabının mevcut olduğunun anlaşıldığı, davacı vekilinin hissedarlık yapısının gerçeği yansıtmadığına dair muhalefet ettiği, gündemin diğer maddelerinin de 10.500.000.000 adet kabul oyuna karşılık 9.900.000.000 red oyu ile oyçokluğu ile kabul edildiği, hazirun cetvelinin … Holding vekili ile … vekilince imzalandığı,
2013 yılına ilişkin aynı tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağında da aynı maddelerin aynı şekilde oylandığı ve aynı vekillerce imzalandığı,
Dosya içeriği dava dilekçesi ekinde sunulan, davacı vekilince kendilerine verildiği iddia edilen 2012 ve 2013 yılı Olağan Genel Kurul Toplantı tutanağı ile, yukarıda belirtilen aynı zamanda Ticaret Sicil Gazetesinde de ilan edilen toplantı tutanaklarının Yönetim Kurulu seçimi ile ilgili bölümünün, davacı vekilince iddia edildiği gibi farklı olduğu; 2012 – 2013 yılı tutanağında, yönetim kurulu üyesi olarak, … ve … / … ve … yanı sıra “…” yer alırken, davacının ibraz ettiği tutanaklarda (diğer isimlerde değişiklik yapılmaksızın) “…” yerine, yönetim kurulu üyesi olarak … in yer aldığı tespit edildiği,
Tescil edilen toplantı tutanağında davacı şirket temsilcisinin imzasının bulunmadığı, davacı şirket temsilcisinin sadecc hazirun cetvelinde imzasının bulunduğu, davalı şirket tarafından toplantı tutanaklarının içeriğinde değişiklik yapıldığına dair herhangi bir tutanağın veya bir belgenin dosya içeriğinde bulunmadığı, bu duruma göre; davacının iddiasında haklı olduğu, kendilerinde bulunan toplantı tutanakları ile davalı şirketçe tescil ve ilan edilen toplantı tutanaklarındaki yönetim kurulu üyelerinin farklı olduğu anlaşılmaktadır.
10.06.2014 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantılarının TTK’nun öngördüğü şekilde yapıldığı ve tescil edildiği, şirketin 20.500.000.-TL’lik sermayesine tekabül eden 20.500.000.000 adet payın 20.400.000.000 adedinin toplantıda temsil edildiği, bu nedenle toplantı nisabının oluşmadığı iddiasının mesnetsiz olduğu ileri sürülebilir ise de;
Davalı şirketin ticaret siciline kayıtlı kayıtlı esas sermayesi 20.500.000.-TL olarak görüldüğü, davalı şirketin 10.000.000-TL olan esas sermayesini 22.02.2008 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında sermaye artışı kararı alarak 20.500.000-TL’na yükselttiği, bu artırım sonrası …’niıı davalı şirkette 10.500.000,00 TL tutarında yani, % 51,22 oranında paya sahip olduğu, davacı şirketin ise sermayedeki payının %48,2 oranında 99.900.000,00 TL olarak kaldığı, davalı şirket hissedarı “…” unvanlı şirketin, hisseleri sermaye artırım yoluyla elde ettiği, bu iktisapta haksız edimden bahsetmenin mümkün olmadığı, şirketin hissedar olmadığının ispatı ancak bu artırıma ilişkin hukuka aykırılığın tespiti ve bunun kesinleşmesi ile mümkün olduğu, aksi halde hukuka uygun suretle elde edilen hisseler ve bu hissedarlığa dayalı olarak yasanın aradığı toplantı ve karar yeter sayısı ile toplanıp karar alınmış olmakla, haksız iddiaların reddinin gerektiği, BU KAPSAMDA davalı şirketin esas sermayesi ticaret sicilinde halen 20.500.000,00-TL olarak gözükmekle, … Asliye Ticaret Mahkemesinin kararı kesinleşmedikçe alınan kararların yokluğuna karar verilmesi mümkün olmadığı, 10.06.2014 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların yokluğuna karar verilebilmesi için 22.02.2008 tarihli sermaye artırımı kararının hükümsüzlüğüne karar verilmiş olmasının şart olduğu, bu doğrultuda … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası neticesinin beklendiği, mahkemenin 18/04/2019 tarihinde kesinleşen 08/10/2015 tarihli kararı ile davalı … A.Ş.’nin 27/06/2007 tarihli 2006 yılı, 22/02/2008 tarihli 2007 yılı, 24/04/2009 tarihli 2008 yılı, 27/09/2012 tarihli 2009 – 2010 -2011 yılı olağan genel kurul toplantılarında alınan karaların yoklukla malul olduğunun tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Netice itibariyle davalı şirketin sermaye artımına ilişkin 22/02/2008 tarihli genel kurul toplantısı kararının yoklukla malul olduğu kesinleşen mahkeme kararı ile sabit olmakla, bu suretle sermaye artırım suretiyle ortak olan …’nin davalı şirkette pay sahibi olmadığıda tespit edilmiş olmakla, başkaca husus araştırılmaksızın davacı şirketin, davalı şirkette %99 hisseye sahip olduğu dikkate alındığında, TTK 418 md. (eTK 372 md.) uyarınca genel kurulda davacı şirketin usulüne uygun şekilde temsil edilmediği, karar için gerekli ve zorunlu karar yeter sayısı sağlanmadan yani toplantı nisabına uyulmaksızın toplantının gerçekleştiği, anlaşılmakla davanın kabulüne, 10/06/2014 tarihli 2012 – 2013 yılları olağan genel kurul toplantılarında alınan kararaların yoklukla malul olduğunun tespitine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür. Bu itibarla;
HÜKÜM:
DAVANIN KABULÜNE,
1-)10.06.2014 tarihli 2012 – 2013 yılları olağan genel kurul toplantılarında alınan kararların YOKLUKLA MALUL OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 44,40-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin yatırılan 25,20-TL harçtan mahsubu ile bakiye 19,20-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan 25,20-TL peşin harç, 25,20-TL başvurma harcı, 3,80-TL vekâlet suret harcı, 1.600,00-TL bilirkişi ücreti, 139,20-TL davetiye gideri olmak üzere toplam 1.793,40-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı yanca yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya / vekiline iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/12/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …