Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/818 E. 2022/952 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/818 Esas
KARAR NO :2022/952

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:24/07/2012
KARAR TARİHİ:29/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı … kullanımındaki davalılardan … … dına kayıtlı … plaka sayılı araç ile 13/07/2010 tarihinde … İli … Merkezinden kum plaj sahil istikametine seyir halindeyken yolun karşısına geçmek için caddeye bir adıma atan davacıya aracın ön sağ tarafı ile süratli şekilde 2 kez çarptığını, çarpmanın etkisiyle aracın ön tampon üzerindeki ızgara ve kaput kısmının tamamen eğildiğini, aracın ön camının yolcu tarafında bulunan kısmının tamamen çatladığını, kaza sonrası davalı …’ın 1.68 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, kaza sonucunda davacının adli tıp raporlarına göre hayati tehlike geçirdiğini, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve vücutta ağır derecede kemik kırığı oluşturacak şekilde ağır yaralandığını, 29 gün yoğun bakımda, 10 gün özel bakımda kaldıktan sonra sayısız ameliyat geçirdiğini, yardım alamadan normal yaşantısını sürdüremediğini, bu süreçte davacının tüm masraflarını kardeşi … …’in karşıladığını, …vs”beyanla, trafik kazasında yaralanarak beden gücü kaybına uğrayan davacı Süleyman …’in toplanacak delillere göre maddı tazminat tutarı belirlenerek davacı … …’in yapmış olduğu tüm masrafların da göz önünde tutularak araç sahibi ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigortacı yönünden sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden, aşan kısım için … hesabından, işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme davalılardan tahsiline, ayrıca davacı Süleyman için 300.000,00.TL yine davacı … … açısından kazadan sonra ağabeyi olan davacının acısını beraberce her aşamada yaşamış olması ve hatta bu sebeple işinden olması sebebiyle 100.000,00.TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücetiyle birlikte işletilen ve sürücüden tahisline,işleten ve sürücünün taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 10/06/2015 tarihli dilekçesi ile dava dilekçelerinde … … yönünden talep edilen 100.000-TL’nin sehven manevi tazminat olarak talep edildiğini, ancak bu talebin … … tarafından yapılan hastane harcamalarına ilişkin olup maddi tazminat olarak taleplerinin kabulünü talep etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı … Hesabı vekili cevap dilekçesinde; Kaza tarihi olan 13.07.2010 tarihi itibariyle Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesinin limiti yaralanma halinde 175.000,00.TL ölüm ve sakatlanma halinde 175.000,00.TL ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin … hesabının sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, Zorunlu Trafik Sigortası bulunmayan araç sürücüsünün kusur oranı ve gerçek zarar miktarı ile sınırlı olduğunu, HMK.’nun 121.maddesi uyarınca dava dilekçesi ekinde davaya ilişkin belgelerin tebliğ edilmesi gerektiği halde bu hususa uyulmadığını, davacı tarafından tazminat limitini aşan kısım için müvekkilinin … Hesabından tazminat talep edildiğini, fakat … Hesabı Yönetmeliğine göre müvekkilinin kaza tarihindeki zeyil farkı ile ilgili olarak herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, dolasıyla davanın müvekkili açısından reddi gerektiğini, 6111 sayılı yasaya göre gerek tedavi giderleri gerekse sürekli iş görmezlik, geçici iş görmezlik ve işten kalma tazminatı açısından müvekkilinin değil SGK’nın sorumluluğu bulunduğunu, davaya konu edilen geçici ve sürekli iş görmezlik taleplerin de Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının sorumluluğunda bulunduğu açık olmakla, yeni yasal düzenlemeler çerçevesinde tedavi giderlerine ilişkin talepler bakımından müvekkili açısından reddine karar verilmesi gerektiğini, olayda müterafik kusurun varlığından söz edilebileceğini, müterafik kusurun varlığı halinde de tazminat indiriminin söz konusu olacağını, müterafik kusurun Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere tazminattan indirim sebebini gerektirdiğini, dolayısıyla davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili açısından tazminattan indirim yapılmasını gerektiğini,…vs.”beyanla, kaza tarihi itibariyle zeyil farkından müvekkili … Hesabı sorumlu olmadığından davanın reddini, temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili aleyhine dolaylı zararların reddini, yargılama giderleri, faiz ve vekalet ücretine karar verilmemesini, karar verilmesi halinde müvekkili … Hesabının sorumlu olduğu azami poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı dikkate alınarak yargılama gideri, faiz ve vekalet ücretine hükmolunmasını, reddedilen kısım için yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde; HUMK’nın 121.maddesi gereğince delillerin taraflarına tebliğ edilmediğinden, sorumluluklarının tespitine yarayacak açıklayıcı bilgi verilemediğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davalı … … adına kayıtlı … plakalı aracın … nolu Trafik Sigorta Poliçesi ile müvekkili şirket tarafından sigortalandığını, müvekkili şirketin davalının sigortacısı olarak üçüncü kişilere verilen zarardan doğan sorumluluğu, kusur oranında ve işbu poliçe ile belirlenen Trafik (K.M.M.) Sigortası limitleriyle sınırlı olduğunu, davacı tarafın kusur ve zararı ayrıca zarar ile müvekkili şirkete sigortalı … plakalı araç sürücü arasındaki illiyet bağını ispatla mükellef olduğunu, bu nedenle olayda sigortalı araç sürücüsünün kusurunun tespiti amacıyla Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığından veya … öğretim üyelerinden rapor alınmasını talep ettiklerini, kazayla ilgili soruşturma ve ceza yargılaması bulunmakta ise, işbu dava yönünden bekletici mesele yapılmasını ve böylelikle taraf kusurlarının da kesinleştirilmesini talep ettiklerini, davacıların sürekli sakatlık kalemine ilişkin talebi için sakatlanma oranının Adli Tıp Kurumu vasıtasıyla tespit edilmesini ve sakatlık oranına göre konusunda uzman aktüerler tarafından tazminatın hesaplanmasını talep ettiklerini, ayrıca davacının tazminata esas gelirinin yazılı deliller vasıtasıyla ispatlanması gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin KTK’nun 92.maddesinin f bendi uyarınca trafik sigortasının teminat kapsamı dışında olduğunu, bu nedenle manevi tazminat taleplerine yönelik davanın reddini talep ettiklerini, davacının geçirmiş olduğu kaza nedeniyle SGK tarafından aylık bağlanıp bağlanmadığının tespiti gerektiğini, davacının herhangi bir ödeme almışsa söz konusu miktarın hükmedilecek tazminattan mahsubunu Mahkemeden talep ettiklerini, müvekkili şirketin davaya konu kazadan işbu dava ile haberdar olduğunu, sigorta şirketinin temerrüdü, meydana gelen zararın teminat kapsamına girip girmediğini incelemeye yeterli belgelerin tebliği tarihinden itibaren başladığını, dava açılmasına sebebiyet vermeyen müvekkili şirket aleyhine kaza tarihinden itibaren faiz , mahkeme masrafı ve vekalet ücretinin de yükletilmesinin olanaksız olduğunu, dava konu olayın haksız fiil kaynaklı olduğundan davacının yasal faiz dışındaki faiz taleplerine itiraz ettiklerini,”beyanla, her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve dayanaksız davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar … vekili cevap dilekçesinde; Kanaatlerince dava ve özellikle maddi tazminat talebinin itibariyle zaman aşımına uğradığını, dava dilekçesi ile birlikte ekli belgelerin davalılara tebliğ edilmediğini, taksirli fiilin oluşmasında şüphesiz müvekkilinin de ağır kusuru olduğunu, ancak kazanın oluşunda davacı …’in de ağır kusuru bulunduğunu, kazanın oluşunda davacının da açık katkısı olduğunu, diğer davalı müvekkili … …’ın kazada hiçbir hal ve surette dahili ve müessir fiile iştiraki bulunmadığını, aleyhine açılmış davayı kabul etmediklerini, …vs.”beyanla, davanın ilgili yasalar hükümlerince zaman aşımı yönünden reddini, öncelikle dava dilekçesinde yaygın halde belirtilen tutanak ve delillerin, Mahkemenin tensip zaptı 3.bendi hükmünce taraflarına tebliğden sonra karşı beyan, cevap ve delil ikame haklarının saklı tutulmasını, fahiş ve usulsüz tazminat taleplerinin de reddini talep etmiştir.
DELİLLER
Dava öncelikle … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına tevzi edilmiş, mahkemenin …-2013/9 E K sayılı 09.01.2013 tarihli görevsizlik karar ve bu kararın 21.02.2013 tarihinde kesinleşmesi üzerine 21.02.2013 tarihli talik dilekçesi ile dava Mahkememizle birleşen … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esasına tevzi edilmiştir.
Mahkememizle birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esasına tevzi edilmiş, …-88 E K sayılı 17/04/2013 tarihli karşı görevsizlik kararı verilmiş, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/6647-9684 E K sayılı, 12.06.2014 tarihli ilamı ile …. Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiş ve mahkememizin iş bu esasına kayıt edilmiştir.
Davacı yan delil ve belgelerini ibraz etmişler, Jandarma tutanağına, trafik tescil kayıtlarına, kaza tutanağına, … 2. Sulh Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına, hasar dosyasına, hastane kayıtlarına ve bilirkişi incelemesine dayanmışlardır.
Davacı vekili 20/03/2015 havale tarihli dilekçesi ile … Diş Hastanesi’ne yazılan müzekkere cevabını sunmuş, hastane tarafından davacı … için hazırlanan tedavi planını gösterir dökümü ibraz etmiş, incelenen planlama dökümünde planlama yapıldığı ancak tedaviye devam edilmediği için herhangibir ücret alınmadığı anlaşılmıştır.
… Devlet Hastanesi’nden , … Devlet Hastanesinden ve … … Hastanesi’nden …’e ait hastanede yapılan işlemlerle ilgili tüm tıbbi evrakların mahkememize gönderildiği görüldü.
Kazaya karışan … plakalı aracın trafik tescil kayıtları getirtilip incelenmiştir.
Davalı sigorta nezdindeki … nolu Trafik Sigortası Poliçesi getirtilip incelenmiştir.
Yargılama sırasında mevcut kazadan dolayı açılmış … 5 Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E sayılı dosyası (Kapatılan 2. Sulh Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası) getirtilip incelenmiş,
Mahkeme tarafından aldırılan İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu 30.03.2012 tarihli raporda:
”…Kişi hakkında düzenlenmiş olay tarihli tıbbi belgelerde tarif edilen ve kişinin 10.06.2011 ve 16.03.2012 tarihlerinde Kurulumuzda yapılan muayenesinde, yüz sınırları içerisinde tesbit edilen yara izlerinin, balirli bir mesafeden, ilk bakışta belirgin olarak fark edildiğine göre, yüzde sabit iz niteliğinda OLDUĞU…” tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkemece keşif yapılmış, 24.04.2014 tarihli keşif raporunda;
”…. plakalı otomobil sürücüsü … alkollü olarak araç kullandığında kaza yapabileceğini bilmesine rağmen aracını sürmeye kalktığından bu kazayı bilinçli taksirle işlediği ve yaralanmaya sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 48/5maddesini (yasal sınır olan 0,5 promil üzerinde alkol alarak ,alkolün etkisi altında araç kullanma) ihlal ettiği ve aynı kanunun 51 ve 52 maddelerini (meskun mahalde hız limitleri üzerinde seyretme , aracının hızını, aracın teknik özelliğini,görüş ,yol hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara göre ayarlamadığı) ihlal ettiğinden meydana gelen bu kazada asli kusurlu olduğu,
Yaya …’in 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 68. Maddesi Trafik yönetmeliği 138. madde b -3 fıkrasını (yolu yeterince kontrol etmediği yaklaşan araçların uzaklık ve hızlarını yeterince kontrol etmediği ve yola birdenbire çıktığından ) ihlali görüldüğünden meydana gelen bu kazada tali kusurlu olduğu…” tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkeme tarafından aldırılan İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulu 11.07.2014 tarihli raporda:
”…A- Sanık sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı otomobil ile yerleşim yerinde gündüz vakti iki yönlü yolda … istikametinden Kocadere istikametine seyir halinde iken gereken dikkatini yola venmediği, mahal şartlarını da dikkate alarak hızını tedbir alabilecek düzeye düşürüp yola giren yaya nedeniyle zamanında etkili tedbir almadığı anlaşılmış olup, dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı olayda tali kusurlu olduğu,
B- Müşteki yaya … ‘in kontrolsüz şekilde yola girdiği, gelen aracın uzaklık ve hızını dikkate almadığı ve ilk geçis hakkımı araç sürücüsüne vermediği anlaşılmış olup,dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı olayda asli kusurlu olduğu…” tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkemece … -543 E K sayılı, 25.10.2019 tarihli karar ile;
”…Mahkememizin 27/10/2014 tarih ve 2014/5-2014/234 E.K. sayılı kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, İstanbul 22. Ceza Mahkemesi’nin 11/12/2018 tarih, 2017/270-2018/601 E.K sayılı dosyasına konu suçu 26/05/2017 tarihinde işlediği, dolayısıyla sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının gerektiği anlaşılmakla;
1-Sanığın sabit görülen Taksirle Bir Kişinin Yaralanmasına Neden Olmak suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCK.’nun 89/1 maddesi uyarınca; suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, işlendiği zaman ve yer nazara alınarak takdiren ve teşdiden 6 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
2-Olay nedeni ile mağdurun vucüdunda kemik kırılması meydana geldiği, yüzünde sabit ize neden olduğu ve yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olduğu anlaşıldığından sanığın cezasının TCK’nın 89/2-b-d-e maddesi gereğince 1/2 oranında artırılarak 9 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
3-Sanığın olayda bilinçli taksirle haraket ettiği sabit görüldüğünden TCK’nın 22/3 maddesi gereğince cezasının takdiren 1/3 oranında artırılması ile 12 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
4-Sanığın yargılama sırasındaki olumlu tutum ve davranışları sanık lehine takdiri indirim nedeni kabul edildiğinden cezasının TCK2nın 62. Maddesi gereğince 1/6 oranında indirilmesi ile neticeten 10 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
5-Sanığın trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketi nedeni ile işlediği taksirli suçtan dolayı TCK’nın 53/6 maddesi gereğince TAKDİREN 10 AY SÜRE İLE SÜRÜCÜ BELGESİNİN GERİ ALINMASINA,
6-Sanığın daha önce bu suçtan hakkında kurulan hükmün CMK’nın 231/5 maddesi uyarınca açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilerek ayı yasanın 231/8 maddesi uyarınca beş yıllık denetim süresine tabi tutulduğu ve bu şekilde kesinleşen hükme rağmen sanığın denetim süresi içerisinde kasten işlediği suçtan tekrar mahkum olduğu anlaşıldığından ve yine Mahkememizce sanığın kişilik özellikleri ile duruşmalardaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurulduğunda yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmadığından takdiren CMK’nın 231 maddesi uyarınca sanık hakkında kurulan HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA YER OLMADIĞINA,
7-Sanığın deneme süresi içerisinde yeni bir suç işlemesi nazara alınarak sanık hakkındaki hapis cezasının TCK’nın 50.maddesindeki tedbirlerden birine ÇEVRİLMESİNE YER OLMADIĞINA, TCK’nın 51.maddesi gereğince ERTELENMESİNE YER OLMADIĞINA …” karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı maddi tazminat kapsamında maluliyet tazminatı da talep etmekle, davacı bütün hasta dosyaları toplanmak suretiyle Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’na sevk edilmiş, kurul tarafından düzenlenen 18.10.2017 tarihli raporda :
”…1. Eşref oğlu 1951 doğumlu …’ın 13.07.2010 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak:
Gr1 VII (19B……………..40)A%44 x 2/5=% 17,6 x0,8=% 14,08 ( sol kol)
Gr1 VII (19D……………..15)A%19 x 2/5=% 7,6 x 0,8 = %6,08 (sol kol)
Gr1 VII (11Aa…………….40)A%44 x 0,8=% 35,2
Gr1 XII (32a………………..1)A%5
Gr1 XII (28BA…………….15)A%19
Gr1 II (69……………….41)A%45 x 2/6 = %15
Baltazard formülüne göre …….%65.79
E cetveline göre:%73.0 (yüzdeyetmişüçnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 12 (oniki) aya kadar uzayabileceği…” tespit ve rapor edilmiştir.
Davada, kusur oranına itiraz edilmiş olmakla dosya Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulu’na sevk edilmiş, kurul tarafından düzenlenen 22.03.2018 tarihli kusur raporunda:
”…A) Davalı sürücü …, sevk ve idaresindeki aracıyla dikkatsiz seyirle olay mahalline geldiğinde karşıdan karşıya geçmek isteyen yayayı zamanında fark etmediği, hızını meskun mahal şartlarına göre ayarlamadığı ve bu sebepten ötürü yayayı fark ettiğinde aldığı fren tedbirinde yetersiz kalıp karşıdan karşıya geçmek isteyen yayaya çarptığı anlaşılmakla gerçekleşen kazada tali derecede kusurlu olduğu,
B) Davacı yaya …, karşıdan karşıya geçmeden evvel gelen araçların hız ve mesafesine dikkat etmediği, geçişi boyunca yolu kontrolü altında bulundurmadığı, ilk geçiş hakkının taşıtlara ait olduğu yolda gelmekte olan aracın seyir şeridini kapattığı, korunma tedbiri almadığı anlaşılmakla gerçekleşen kazada asli derecede kusurlu olduğu,
C) Dosya içerisinde bulunan Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından … 2. Sulh Ceza Mahkemesine tanzim edilen 11.07.2014 tarihli rapor olayın oluş şekli ve mahal şartları dikkate alındığında isabetli bulunduğu…” tespit ve rapor edilmiştir.
Toplanan delillere göre mahkememizden talep edebilebilecek tazminat miktarının tespiti yönünden hesap yapılması için dosya aktüer bilirkişiye verilip rapor alınmış, 25.07.2018 tarihli raporda;
”…1) T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan 22/03/2018 tarihli 2017/71216/10629 sayılı “Adli Tıp Raporu” na göre; “…, Davalı sürücü …’ın %40 (yüzde kırk) oranında kusurlu olduğu, Davacı yaya …’in Y60 (yüzde altmış) oranında kusurlu olduğu,…” sonuç ve kanaatine varıldığı,
2) T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan 18.10.2017 tarih ve 2017/71424/17636 sayılı “Adli Tıp Raporu” na göre; “…E cetveline göre %73,0 (yüzdeyetmişüçnoktasıfir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 12 (oniki) aya kadar uzayabileceği…” şeklinde görüş ve kanaatine varıldığı,
3)Rapor tanzim tarihi 25.07.2018 tarihi itibariyle; davacı mağdur …’e ilişkin olarak,
a) geçici işgöremezlik zarar tutarı olarak 3.000,47 TL,
b) sürekli işgöremezlik tazminat tutarı olarak toplam 62.942,44 TL olmak üzere geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı olarak toplam 65.942,91 TL hesaplandığı,
Davacı tarafından talep edilen tedavi giderlerinden 2918 sayılı Yasanın 98.maddesi kapsamında kalanların Sosyal Güvenlik Kurumunun, 2918 Sayılı Yasanın 98 maddesi kapsamı dışında kalan giderlerden ise davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulması gerektiği,
Davacı vekilince dosya kapsamına tedavi giderlerine ilişkin belge sunmuş olmakla birlikte söz konusu giderlerin kazaya ilişkin olup olmadığı ve SUT kapsamında ödenirliği konusunda uzman bir tıp doktorundan görüş alınması daha hakkaniyetli olunacağı,
Kaza tarihinde, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Trafik sigorta poliçesinin kişi başına sakatlanma ve tedavi teminatı ayrı ayrı 175.000,00 TL olduğu,
Davacı vekilince talep edilen 400.000 TL manevi tazminat taleplerinin Mahkemelerinin takdirinde olduğu,
Davacı vekili tarafından toplam 400.000,00 TL Maddi ve manevi Tazminat talep edildiği…” tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı … yönünden SGK’na yazılan tezkereye cevap verildiği; 01.11.2001 tarihinde 4/a kapsamında emekli olduğu, 13.07.2010 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle tarafına herhangi bir geçici iş göremezlik ödemesi yapılmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce hernekadar önceki heyete SUT konusunda uzman bilirkişi eklenerek ve tarafların tüm itirazlarının değerlendirilmesi kapsamında ek rapor alınmasına karar verilmiş ise de, davacı vekilince ilgili masraflar yatırılmadığından inceleme yaptırılamamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinden ibaret olup, davalılardan … kazaya karışan ticari otomobilin sürücüsü, davalı … …, davalı …’ın sevk ve idaresinde olan aracın işleteni, davalı … Şirketi ise kazaya karışan aracın ZMMS’idir.
Davacı yan, davacının hayati tehlike geçirdiğini, 10 gün özel bakımda kaldıktan sonra sayısız ameliyat geçirdiğini, yardım alamadan normal yaşantısını sürdüremediğini, bu süreçte davacının tüm masraflarını kardeşi … …’in karşıladığını, davacı …’in toplanacak delillere göre maddi tazminat tutarı belirlenerek, davacı … …’in yaptığı masraflarda göz önünde tutularak araç sahibi ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigortacı yönünden sigorta limitini aşmamak üzere dava tarihinden, aşan kısım için … hesabından, işletilecek faizi ile birlikte davalılardan tahsili istemiyle belirsiz alacak davası açtığı, ayrıca 400.000,00 TL. Tutarında manevi tazminat isteminde bulunduğu, ancak maddi tazminat tutarı için HMK m.107 uyarınca asgari bir miktar ya da değerin belirtilmediği, sadece manevi tazminat talebinin harçlandırıldığı anlaşılmıştır.
Davacı yana maddi tazminat talebinin belirlenerek harçlandırılması için kesin süre verilmiş olup, 10.06.2015 tarihli dilekçe ile davacı … … yönünden harçlandırılan 100.000,00 TL tazminat tutarının sehven yapılan bir hata neticesinde bu talebin manevi tazminat olarak bildirildiği, bu kalemin asıl olarak … … tarafından yapılan hastane harcamalarına ilişkin olduğu belirtilmiştir.
Buna göre eldeki davada davacı tarafın netice talebinin; davacı … yönünden 300.000,00 TL tutarında manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacı … … için ise 100.000,00 TL tutarında maddi tazminat istemine ilişkin olduğu kabul edilmiştir.
Somut olayda, davalılardan … adına kayıtlı … plaka sayılı araç sürücüsü Davalı …’in, 13/07/2010 tarihinde … ili … merkezinden kum plaj sahil yolu istikametine seyir halindeyken yolun karşısına geçmek için caddeye adım atan davacıya aracın ön sağ tarafı ile 2 kez çarptığı, kaza sonrası davalı …’ın 1.68 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, meydana gelen olayda Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporuna göre; davalı sürücünün %40, davacı yayanın ise %60 kusurlu olduğunun mütalaa edildiği, yine ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporuna göre davacının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre %73.0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 12 (on iki) aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce dosya aktüerya bilirkişisine verilmiş olup; bilirkişi raporunda özetle; rapor tanzim tarihi 25.07.2018 tarihi itibariyle; davacı mağdur …’in geçici işgöremezlik zarar tutarı olarak 3.000,47 TL, sürekli işgöremezlik tazminat tutarı olarak toplam 62.942,44 TL,olmak üzere geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı olarak toplam 65.942,91 TL hesaplandığı, davacı tarafından talep edilen tedavi giderlerinden 2918 sayılı Yasanın 98.maddesi kapsamında kalanların Sosyal Güvenlik Kurumunun, 2918 Sayılı Yasanın 98 maddesi kapsamı dışında kalan giderlerden ise davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulması gerektiği, davacı vekilince dosya kapsamına tedavi giderlerine ilişkin belge sunmuş olmakla birlikte söz konusu giderlerin kazaya ilişkin olup olmadığı ve SUT kapsamında ödenirliği konusunda uzman bir tıp doktorundan görüş alınmasının daha hakkaniyetli olacağı, kaza tarihinde, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk /TRAFIK sigorta poliçesinin kişi başına sakatlanma ve tedavi teminatı ayrı ayrı 175.000,00 TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Mahkememizce önceki heyete sut konusunda uzman bilirkişi eklenerek ek rapor alınmasına karar verilmiş ise de, ihtar edilen kesin süreye rağmen davacı yanın bilirkişi ücretini yatırmadığı anlaşılmıştır.
Öte yandan davacı yana HMK 107.maddesi gereğince talebini tam olarak belirlemesi için 2 haftalık kesin süre verilmesine rağmen dava değerini belirlemediği anlaşılmıştır.
Tüm yargılama dosyası kapsamı, alınan raporlar ve taraf delillerine göre; her ne kadar davacı Davacı … …, davacı Süleyman’ın 10 gün özel bakımda kaldıktan sonra sayısız ameliyat geçirdiğini, yardım alamadan normal yaşantısını sürdüremediğini, bu süreçte davacının tüm masraflarının kendisince karşılandığı iddiasıyla 100.000,00 TL. maddi tazminat isteminde bulunmuş ise de; davacının davasını kanıtlayacak bir delil sunmadığı, sunulu tedavi giderlerinin denetlenmesi için Mahkememizce sut konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmasına karar verildiği, ancak ihtar edilen kesin süreye rağmen davacı yanın bilirkişi ücretini yatırmadığı, bir an için aksi kabul edilse bile bu tazminat kalemlerinin davacı kazazede Süleyman tarafından talep edilmesi gerektiği, davacı …’nın maddi tazminat talebi hususunda aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından davacı …’nın maddi tazminat talebinin husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine,
Davacı …’in maddi tazminat davasının harçlandırılmadığı anlaşılmakla HMK. m. 119/1-d atfı ile 107/2, 119/1-ğ ve 119/2 maddesi gereğince iş bu talep yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davacı tarafın manevi tazminat talepleri yönünden: Yaşanan kaza sonucu davacı … …’in 29 gün yoğun bakımda, 10 gün özel bakımda kalması, ameliyat geçirmesi, yardım alamadan normal yaşantısını sürdürememesi, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olayın meydana geliş şekli, kusur durumu ve davacılar üzerindeki etkisi göz önünde bulundurularak ve Yargıtayın, manevi tazminat tutarının bir tarafın sebepsiz zenginleşmesine, diğer tarafın fakirleşmesine neden olmaması gerektiğine ilişkin yerleşik uygulaması da nazara alınarak davanın kısmen kabulü ile; 200.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 13.07.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar kısa kararda kanun yolu olarak İstinafa tabi olduğu yazılmış ise de, yargı yeri belirlenmesi için dosyanın daha evvel yargıtay denetiminden geçtiği, bu nedenle temyiz incelemesine tabi olduğu anlaşılmakla kanun yolu bu doğrultuda düzeltilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacı …’in maddi tazminat davasının HMK. m. 119/1-d atfı ile 107/2, 119/1-ğ ve 119/2 maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Davacı …’in manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 200.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 13/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Davacı … …’in maddi tazminat isteminin aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine,
4-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 27.324,00-TL harçtan peşin alınan 5.940,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 21.384,00-TL harcın davalılar …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Davacılar tarafından yapılan 21,15-TL başvuru harcı, 5.940,00-TL peşin harç, 3,30-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 5.964,45-TL ‘nin davalılar …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
6-)Davacılar tarafından yapılan 850,00-TL bilirkişi ücreti, 1.054,35-TL davetiye/tezkere masrafı, 1.009,40-TL adli tıp masrafı olmak üzere toplam 2.913,75-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 1.456,87-TL’sinindavalılar …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
7-)Davacılar duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 31.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
Davacı …’in reddedilen maddi tazminat talebi yönünden;
8-)Davalılar duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılar … … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılar …’na verilmesine,
Davacı …’in reddedilen manevi tazminat talebi yönünden;
9-)Davalı … duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 16.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacılar … … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalı …’a verilmesine,
Davacı … …’in reddedilen maddi tazminat talebi yönünden;
10-)Davalılar duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılar … … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılar …’na verilmesine,
11-)Karar kesinleştiğinde davacının gider avansından artan bakiyesinin iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/12/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır