Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/672 E. 2018/125 K. 28.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/672 Esas
KARAR NO : 2018/125 Karar

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 29/02/2010
KARAR TARİHİ : 28/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize verdiği 29.12.2010 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Mühendis olarak görev yapmakta olan müvekkilinin çalıştığı şirketin öneri ve aracılığı ile davalı Sigorta Şirketi ile yaptığı 01.10.2010 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli sözleşme ile sigorta kapsamına alındığını,müvekkilinin sigorta primlerini düzenli olarak ödediğini ve sigortalı olduğu sürece sigorta şirketinin anlaşmalı olduğu sağlık kurumlarının sağlık hizmetlerinden taraflar arasında imzalanan poliçe kapsamında faydalandığını, 27.11.2010 tarihinde davalının anlaşmalı kurumlarından olan … Hastanesine diz ağrısı şikayeti ila başvuran müvekkiline yapılan muayene sonunda Patella Bozukluğu tanısı konulduğunu, müvekkilinin durumu sigorta şirketine bildirerek,hastanede yapmış olduğu masraf,gider ve tetkik ücretlerini talep ettiğini,ancak sigorta şirketinin verdiği 07.12.2010 tarihli cevapta, “Önceki mevcut hastalık” sebebi ile muayene,tetkik ve kontrol giderlerinin sigorta kapsamında olmadığını beyan ederek tazminat taleplerini reddettiğini,müvekkilinin sigorta başlangıcından önce hastaneye başvurma sebebiyle ilgili bir rahatsızlığının bulunmadığını ve bu rahatsızlıkla ilgili bir tedavi sürecinin gerçekleşmediğini, … Hastanesinde tanzim edilen raporun şikayet ve klinik bulgular bölümünde yer alan”7-8 yıl önce yapılan radyolojik tetkiklerde dizde biyopsi gerektirebilecek bir bozukluk olduğu söylenmiştir.” İbaresinin, hastanın “… Hastanesinde 2001 yılında pansuman oldum “ demesi üzerine doktor tarafından yazıldığını,rapordaki bu teşhisin beyana dayalı olarak yazıldığının belirtilerek raporun muayeneyi yapan Prof.Dr…. tarafından düzeltilmesine ve sigorta şirketine bildirilmesine ve müvekkilinin … Hastanesinden aldığı 2001 yılındaki muayeneye ilişkin hastane evrakını sigorta şirketine sunmasına rağmen davalının tazminat talebini yine reddettiğini,müvekkilinin hastaneye başvurmasında etken olan sorunun daha evvel yaşamadığı ve son 2-3 aydır eğilip kalkarken dizinde duyduğu ağrılar olduğunu,müvekkilinin günlük yaşamında bir sağlık sorunu ile karşılaştığında,anlaşmalı kurumlardan iyi bir tedavi almak amacıyla sağlık sigortası yaptırdığını,ancak sigorta şirketinin müvekkilinin daha çok zarara uğramasına sebebiyet verdiğini,müvekkilinin yaptığı masrafların şimdilik 6.000.00.TL’yi bulduğunu,müvekkilinin bunun yanında manevi açıdan da kayba uğradığını, işinde bu nedenle yaşadığı performans kaybı nedeniyle işten çıkarıldığını,…vs.” belirterek,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.000.00.TL maddi, 25.000,00.TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 28.03.2011 havale tarihli cevap dilekçesiyle özet olarak;”Davacının 01.01.2010-2011 vadeli Sağlık Sigorta Poliçesi ile müvekkili şirkete sigortalı olduğunu,poliçe vadesi içinde meydana gelen hastalık ve kaza sebebiyle yapılan tedavi masraflarının poliçe şartları ve muafiyetleri içerisinde teminat kapsamında olduğunu, davacının gönderdiği tedavi evraklarının incelendiğini ve poliçe öncesi meydana gelen bir rahatsızlığın,poliçe vadesi içinde nüksetmesi sonucu doğan rahatsızlığa ait olduğu tespit edilerek talebinin reddedildiğini,sağlık poliçelerinin sigortalının beyanı dikkate alınarak şartları ve teminat miktarlarının belirlendiğini,Sağlık Sigortası Genel Şartlarının 6.maddesi uyarınca,poliçe düzenlenmeden önce meydana gelen bir rahatsızlık varsa,bunun sigorta şirketine bildirilmesi yükümlülüğü olduğunu,poliçenin özel şartları 14/1.maddesi gereği “Sigorta başlangıç tarihinden önceki mevcut rahatsızlıklar” teminat harici olduğundan, davacının talebinin reddedildiğini,manevi tazminat taleplerinin sağlık poliçesi teminat kapsamında olmadığını,…vs.” beyanla,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra ; “Davanın REDDİNE” karar verilmiştir.
Bu karar davacı tarafca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2013/6808 E, 2013/21534 K sayılı 27.11.2013 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle ; “Dava, sağlık sigorta poliçesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içerisinde bulunan 23.11.2012 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu hastalığın önceden mevcut hastalık olduğundan bahisle davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı tespitlerine yer verilmiştir. Davacı vekili bu rapora karşı itirazlarını 28.12.2012 tarihli dilekçesiyle ileri sürmüş olmasına rağmen, mahkemece bu itirazlar ek rapor alınması yoluyla karşılanmamıştır. Ayrıca, bilirkişi raporunda davacının ilk rahatsızlığı ile son rahatsızlığı arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı hususu da ortaya konulmamıştır. Bu durumda, öncelikle davacının ilk ve son rahatsızlıkları da gözetilerek, bu rahatsızlıklar arasında uygun illiyet bağının olup olmadığı, davacının 7 yıl önceki rahatsızlığının tekrar nüksedip etmeyeceği, ilk rahatsızlığın son rahatsızlığa etki edip etmeyeceği hususlarına ilişkin olarak, dosyaya yansıyan rahatsızlık türü de dikkate alınmak suretiyle alanında uzman üç kişilik hekim bilirkişilerden oluşacak bir heyetten rapor alınmadan eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli değildir. Öte yandan; Sigorta Genel Şartları’nın 6. maddesi kapsamında tazminat ödenmesi gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi de doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile mahkememiz hükmünü bozmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Yargıtay bozma ilamında sözü edildiği gibi, davacının ilk rahatsızlığı ile son rahatsızlığı arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının, davacının ilk ve son rahatsızlıkları da gözetilerek, bu rahatsızlıklar arasında uygun illiyet bağının olup olmadığı, davacının 7 yıl önceki rahatsızlığının tekrar nüksedip etmeyeceği, ilk rahatsızlığın son rahatsızlığa etki edip etmeyeceği hususlarına ilişkin olarak, dosyaya yansıyan rahatsızlık türü de dikkate alınmak suretiyle alanında uzman üç kişilik hekim bilirkişilerden rapor alınması belirlenmiş ise de mahkememizce bu hususun en iyi Adli Tıp Kurumunca belerlenebileceği kanaatine varılmış olmakla, dosya bu hususta Adli Tıp kurumuna gönderilmiştir.
Adli Tıp kurumunun tanı ve teşhis için istediği Dicom tamamlandıktan sonra düzenlediği 26.10.2016 tarihli 3 sayfadan ibaret rapor dosyamıza gelmiştir.
Raporda özetle; “Davacı …’ nin 21.10.2001 tarihinde çekilen grafısinde tespit edilen rahatsızlığının, 30.12.2010 tarihinde geçirmiş olduğu operasyonla arasında bir illiyet bağının bulunduğu ve tespit edilen ilk rahatsızlığının tekrar nüksettiği görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde olduğu görülmüştür.
Dosya Adli tıptan döndükten sonra Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 23.10.2017 tarihli 7 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacının 21.10.2001 tarihinde çekilen grafisinde tespit edilen rahatsızlığının, 30.12.2010 tarihinde geçirmiş olduğu operasyonla arasında bir illiyet bağının bulunduğu ve tespit edilen ilk rahatsızlığının tekrar nüksettiği görüş ve kanaatine varılmış olduğundan dava konusu talebin sigorta teminatında bulunmadığı tespit edilmiştir.” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen hasar dosyası, ilk hüküm, Yargıtay bozma ilamı, Adli Tıp raporu, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Davacının,davalı sigorta şirketi tarafından .. vadeli ve … numaralı Sağlık Sigortası Poliçesi ile sigortalandığı sunulan poliçe ve delillerden anlaşılmış olup,yanlar arasındaki uyuşmazlık,davacı sigortalının 27.11.2010 tarihinde yapılan muayenesi ile Patella Bozukluğu tanısı konulan rahatsızlığının,tedavi giderlerinin poliçe teminatına dahil olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Davacı ayrıca, tedavi giderlerinin sigortaca karşılanmaması sonu yaşanan süreçte manevi yönden kayba uğradığını iddia ederek manevi tazminat talep etmektedir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler incelendiğinde; … oğlu … doğumlu …’ nin 21/10/2001 tarihinde trafik kazası geçirdiği, trafik kazasına bağlı olarak. … Hastanesi’ nin 21/10/2001 tarihli poliklinik muayene formunda; çekilen grafıler sonucunda 2 yönlü sağ diz grafısi ve patella grafısinin normal olduğu, trafik kazasına bağlı olmayan femur distal uç posterolateralde kitle görüntüsü mevcut olduğu, travmatik multiple kesi tanısı ile debritman, primer sütür ve tetenoz aşısı yapıldığı, Ortopediye danışıldığı, elektif şartlarda ileri tetkik önerildiği,
… Hastanesi’ nin 29/11/2010 yatış, 30/11/2010 çıkış tarihli epikrizinde; dizde ağrı sonrası çekilen MR’ da kitle tespit edildiği, sağ dizde bir sütur mevcut olduğu, hastaya kontrol BT çekildiği, anestezi altında sağ femur latéral kondilinde 7 sene önceki travma yerinde gelişen ekzofıtik iezyona yönelik osticut ile BT altında iki kez tru-cutt biopsi yapıldığı, işlemin patoloji eşliğinde yapıldığı, numune yeterli bulununca işlemin sonlandırıldığı,
.. Bahçelievler Hastanesi’ nin 30/12/2010 yatış, 02/01/2011 çıkış tarihli epikrizinde; 3 haftadır sağ dizinde olan ağrıları nedeni ile başvuran hastanın yapılan biyopsi sonrası operasyon planlandığı, ameliyat öncesi; alt ekstremite uzun kemikleri benign neplazmı olduğu tanısıyla yapılan operasyonda spinal anestezi altında kitlenin eksize edildiği, ameliyat sonrası; alt ekstremite uzun kemikleri benign neplazmı olduğu, postop pansumanları yapılan hastanın önerilerle taburcu edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı …’nin 21/10/2001 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonrası başvurduğu … Hastanesi’ nde çekilen direk grafısinde femur distal uç posterolateralde kitle görüntüsü saptanmış ve buna yönelik elektif şartlarda ileri tetkik önerildiği, dosya kapsamında bu tarihten sonra alınan ilk tıbbi belgenin 25/11/2010 tarihli MR incelemesi ve buna ait rapor olduğunun anlaşıldığı, bu MR incelemesi sonrası yapılan biopsi ile kitleden ömek alındığı, patoloji incelemesinde lezyonun fibroelastokartilajenöz lezyon olarak tanımlandığı, aşikar malignité gözlemlendiği, 30/12/2010 tarihinde kişinin operasyona alınarak kitlenin eksize edildiği,
Adli Tıp Raporundada, Davacı …’ nin 21/10/2001 tarihinde çekilen grafısinde tespit edilen rahatsızlığının, 30/12/2010 tarihinde geçirmiş olduğu operasyonla arasında bir illiyet bağının bulunduğu ve tespit edilen ilk rahatsızlığının tekrar nüksettiği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Davalı Sigorta Şirketi düzenlemiş bulunduğu sağlık sigorta poliçesi ile Davacı …’yi 01.01.2010- 01.01,2011 tarihleri arası için sigortalamıştır. Sigorta teminatı poliçe ön yüzünde yazılmış olan risklere karşı verilmiştir. TC. Hazine Müsteşarlığınca tespit edilmiş olup taraflar arasında sözleşme şartı niteliğinde olan sağlık sigortası genel şartı gereğince sigortacı sigortalıların sigorta süresi içinde hastalanmaları ve/veya herhangi bir kaza sonucu yaralanmaları halinde tedavileri için gerekli masrafları ile varsa gündelik tazminatları, bu genel şartlarla varsa özel şartlar çerçevesinde poliçede yazılı meblağlara kadar karşılamaktadır.
Poliçe genel şartlarının 2.Maddesinde teminat dışında kalan haller sayılmış olup maddenin (h) bendinde de “poliçe özel şartlarında düzenlenecek sair teminat dışı haller” teminat dışında bırakılabileceği şarta bağlanmıştır. Poliçe özel şartlarının 14. maddesinde de sigortalının sigorta başlangıç tarihinden önceki mevcut rahatsızlıkları ve mevcut maluliyetleri ile bunlara bağlı olarak gelişen rahatsızlıklar için yapılan masraflar teminat dışında bırakılmıştır. Davacı sigorta poliçesinin düzenlenmesinden önce kendisinde var olan bu hastalığı beyan etmemiş olduğundan dava konusu talebin sigorta teminatında bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Adli Tıp Kurumunca da davacının 21.10.2001 tarihinde çekilen grafisinde tespit edilen rahatsızlığının, 30.12.2010 tarihinde geçirmiş olduğu operasyonla arasında bir illiyet bağının bulunduğu ve tespit edilen ilk rahatsızlığının tekrar nüksettiği görüş ve kanaatine varılmış olduğundan dava konusu talebin sigorta teminatında bulunmadığı kanaatine varılmış olmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir..
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın Reddine,
2- 35,90-TL karar harcının peşin alınan 460,35-TL den düşümü ile kalan 424,45-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/02/2018

Katip …

Hakim …