Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/659 E. 2022/540 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/659 Esas
KARAR NO : 2022/540

DAVA:Tazminat (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/09/2014
KARAR TARİHİ:30/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalılar; … -…-…-…-…’in müvekkil kooperatifin asil yönetim kurulu üyeleri olduklarını, 25.06.2011 taribinde yapılan genel kurulda azil edildiklerini ve çeşitli usulsüzlüklerin araştırılması için davalılar hakkında hesap tetkik komisyonu kurulduğunu, diğer davalılar; …- … -…- … ‘ın 2005-2011 yılları arasında denetim kurulu asil üyeleri olduklarını, hesap tetkik komisyonu hazırladığı raporunda davalıların koaperatifi uğrattığı zarar miktarının bazı iş kalemlerinde 2.371.170,00 YTL hesaplandığını, hesap tetkik komisyonu hazırladığı 20.06.2012 Tarihli raporu 30.06.2012 tarihinde kooperatif genel kuruluna sunduğunu, 30.06.2012 tarihinde yapılan genel kurulda hesap tetkik komisyonu raporunun değerlendirildiğini, davalıların ibra edilmediğini ve davalılar hakkında tazıminat davası açılmasına karar verildiğini, Genel kurulun bu toplantısında hazır bulunan davalılar , alınan bu genel kurul kararına karşı muhalefet şerhi koymadıklarını, bu genel kurul kararının iptali için dava açmadıklarını, davalılar hakkında alınan bu kararın kesinleştiğini, davalıların verdikleri zararların , 30.06.2012 tarihli hesap tetkik kurulu raporu ile öğrenildiğini, kooperatif kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde ; 30.12.2002 tarihinde başlayan fiiller hakkında genel kurula ya hiçbir bilgi verilmediği, yada genel kurula sadece soyut bilgiler verilip davalıların kendi ibralarını sağladığının anlaşıldığını, Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre , kooperatif genel kuruluna ayrıntılı bilgi verilmeden sadece soyut bilgiler ile yönetimi kurulu ve denetim kurulu Üyelerinin ibra edilmiş olmalarının hüküm ifade etmeyeceğini, bu sebeple davalıların soyut ve açıklayıcı olmayan bilgiler vererek kooperatif genel kurullarında aldıkları ibraların geçersiz olduğunu, oluşan zarardan dolayı, yöneticilerin kusursuz olduklarını kendilerinin ispat etmeleri gerektiğini, zira para transferlerinde ve tutanaklarda imzası olan … … holdingde muhasebe müdürü, …’un … holdingde idari işler müdürü olduğu, kooperatifin zararıma olarak yapılan ödemelerin basit bir ihmal neticesinde olamayacağını, diğer yönetim kurulu üyelerinin de yapılanları onaylayarak kooperatifin zarara uğramasında etkili olduklarını, Kooperatif denetçilerinin gerekli özen ve denetim görevlerini yerine getirmeyerek Kooperatifin zararına olarak yapılan işlerin ve fahiş ödemeleri tespit edip genel kurula ve yasal mercilere bildirmediklerini, bu şekilde davranarak kooperatifin zarara uğramasında etken olduklarını beyanla, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, ve usulsüzlükler ve re’sen tespit edileçek usulsüz harcamalar ve gerçek olmayan ödemeler ile oluşan kooperatif zararının, tüm davalılardan müşterek ve müteselsil olarak şimdilik üçyüzbin YTL sının 31.12.2002 tarihinden itibaren başlayan reoskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilinin iddia edilen olaylarda bir kusuru bulunmadığını, davacı tarafın tüm iddialarını kabul etmediklerini, davacı tarafça, Müvekkil tarafından denetim görevini yerine getirmemekle kusurlu olduğu İddiasıyla dava açılmış olup dava konusu zararın tanzimi istendiğini, davacı kaoperatif tarafından rücuen tazminata ilişkin zamanaşımı itirazları bulunduğunu, bulunmakta olup, kabul anlamına gelmemek kaydı ile, tazminata yönelik alacakları zamanaşımına uğramış olduğunu, davacı tarafça dava dilekçesinde anlatılan olaylarda Müvekkilnin kusuru bulunmadığı gibi, denetçi olarak görev yapmadığı dönemlere ilişkin iddia edilen zararlara ilişkin husumet yöneltilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, davacı Kooperatife karşı açılan davalarda ve icra takiplerinde müvekkiline ihbar yapılmadığını, bu dava konusunda ve davacı kooperatifin dava aşamasında yapmış olduğu anlaşmaya ilişkin müvekkilinin de muvafakati bulunmadığını, davacı tarafın dava dışı kişi ve kurumlara yapmış olduğu ödemeleri kabul etmediklerini beyanla, öncelikle davanın usulden zamanaşımı ve husumet itirazları yönünden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalılar …, …, …, …, … vekili cevap dilekçesinde; Kooperatif yöneticileri ve denetçilere karşı dava açmak belli bir süreye tabi olup, davacının, zararı ve sorumlu olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren beş yıl içinde davayı açması gerektiğini, iş bu davada öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl ve iddia edilen olayın üzerinden 5 yıl geçtiği ortadan olan taleplerin bir kısmı zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazları bulunduğunu, Arsa bedeli dahil, 224 daire ve müştemilatının kaba inşaatı dahil (dairelerin inşasında kullanılan birinci sınıf beton, nervürlü demir, ytong malzeme, siemens elektrik malzemeleri, ısıcamlı özel üretim pvc doğramaları,özel üretim radyatör-kombi-kal.tesisatı,çelik kapısı,lafarge hazır sıvası v.b)havuz dahil,yeraltı-yerüstü düzenleri dahil( ptt hattı,doğalgaz hattı,temiz su-pis su hatları v.b) ,elektrik –doğalgaz-ptt- temizsu giderleri,site içi yollar-parklar-kaldırımlar dahil ,site içi aydınlatma dahil,çevre koruma duvarı dahil,kat irtifak tapuları dahil ve diğer tüm masraflar-giderler dahil dairelerin üyelere teslim tarihi olan ve 2007 yılı itibariyle üyelerden tahsil edilen; Üretim maliyetleri ve üyelerin ödediği tutarlar hesaplanıp tahkik edildiğinde usulsüzlük olmadığı daha sarih şekilde anlaşılacağını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı … Demircan vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilinin 2 süre ile denetçi olarak görev yaptıktan sonra 02.06.2007 tarihinde yapıları Olağan Genel Kurul Toplantısında denetim kurulu faaliyet raporunun okunması sonrasında Genel Kunul tarafından ibra edildiğini ve görevinin sona erdiğini, müvekkilinin denetçilik görevi 02.06.2007 tarihinde sona ermiş olduğundan bu tarihten sonraki dönemler için müvekkiline yöneltilen iddialara husumet itirazları bulunduğunu, alacağın varlığını asla kabul etmemekle birlikte, dava dilekçesi ile talep edilenlerden müvekkilin dönemine ilişkin olan kısım zamanaşımına uğradığından, davanın müvekkili yönünden reddi gerektiğini beyanla, davanın öncelikle huzumet ve zamanaşımından reddine karar verilmesini, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalılar …, … vekili cevap dilekçesinde; Kooperatif yöneticileri ve denetçilere karşı dava açmak belli bir süreye tabi olup, davacının, zararı ve sorumlu olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren beş yıl içinde davayı açması gerektiğini, iş bu davada öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl ve iddia edilen olayın üzerinden 5 yıl geçtiği ortadan olan taleplerin bir kısmı zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazları bulunduğunu, Arsa bedeli dahil, 224 daire ve müştemilatının kaba inşaatı dahil (dairelerin inşasında kullanılan birinci sınıf beton, nervürlü demir, ytong malzeme, siemens elektrik malzemeleri, ısıcamlı özel üretim pvc doğramaları,özel üretim radyatör-kombi-kal.tesisatı,çelik kapısı,lafarge hazır sıvası v.b)havuz dahil,yeraltı-yerüstü düzenleri dahil( ptt hattı,doğalgaz hattı,temiz su-pis su hatları v.b) ,elektrik –doğalgaz-ptt- temizsu giderleri,site içi yollar-parklar-kaldırımlar dahil ,site içi aydınlatma dahil,çevre koruma duvarı dahil,kat irtifak tapuları dahil ve diğer tüm masraflar-giderler dahil dairelerin üyelere teslim tarihi olan ve 2007 yılı itibariyle üyelerden tahsil edilen;Üretim maliyetleri ve üyelerin ödediği tutarlar hesaplanıp tahkik edildiğinde usulsüzlük olmadığı daha sarih şekilde anlaşılacağını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı … …. vekili cevap dilekçesinde; Kooperatif yöneticileri ve denetçilere karşı dava açmak belli bir süreye tabi olup, davacının, zararı ve sorumlu olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren beş yıl içinde davayı açması gerektiğini, iş bu davada öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl ve iddia edilen olayın üzerinden 5 yıl geçtiği ortadan olan taleplerin bir kısmı zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazları bulunduğunu, Arsa bedeli dahil, 224 daire ve müştemilatının kaba inşaatı dahil (dairelerin inşasında kullanılan birinci sınıf beton, nervürlü demir, ytong malzeme, siemens elektrik malzemeleri, ısıcamlı özel üretim pvc doğramaları,özel üretim radyatör-kombi-kal.tesisatı,çelik kapısı,lafarge hazır sıvası v.b)havuz dahil,yeraltı-yerüstü düzenleri dahil( ptt hattı,doğalgaz hattı,temiz su-pis su hatları v.b) ,elektrik –doğalgaz-ptt- temizsu giderleri,site içi yollar-parklar-kaldırımlar dahil ,site içi aydınlatma dahil,çevre koruma duvarı dahil,kat irtifak tapuları dahil ve diğer tüm masraflar-giderler dahil dairelerin üyelere teslim tarihi olan ve 2007 yılı itibariyle üyelerden tahsil edilen; üretim maliyetleri ve üyelerin ödediği tutarlar hesaplanıp tahkik edildiğinde usulsüzlük olmadığı daha sarih şekilde anlaşılacağını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER:
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; kooperatife ait ticaret sicil kayıtlarına, genel kurul kararlarına, sözleşmelere, hakediş raporlarına, kooperatif yönetim kurulu karar defterine, faturalara, kooperatife ait ticari defter ve kayıtlara, bilirkişi incelemesine, keşif deliline dayanmışlardır.
Celp edilip incelenen …. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.11.2020 tarih, … sayılı kararı kapsamına göre yönetim kurulu üyeleri olan davalılar hakkında, ihale yapılmadan aynı şirketlerle iş yapılması, sözleşmelerde fiyat farkı olmadığı halde her yıl fiyat farkı uygulanarak kooperatifin zararına yol açıldığı gerekçesiyle görevi kötüye kullanma ve zimmet suçlarından dava açıldığı, davalılar … ve …un’un görevi kötüye kullanmak ve zimmet suçundan, …, …, … ve …’in ise görevi kötüye kullanmak suçundan cezalandırılmalarına karar verildiği, görevi kötüye kullanmak suçundan verilen cezalar bakımından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, HAGB kararlarının kesinleştiği, zimmete yönelik kararın istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesinin 2021/793 Esas, 2022/313 sayılı kararı ile Nurettin ve Mehmet Savrunun eyleminin basit zimmet suçu kapsamında kaldığından bahisle kararın kaldırıldığı, mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucu verilen …. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.05.2022 tarih, 2022/79 Esas, 2022-230 Karar sayılı kararına göre … ve …’un basit zimmet suçundan ayrı ayrı 3 yıl, 5 ay, 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiği, kararın henüz istinaf incelemesinde olduğu anlaşılmıştır.
Toplanan tüm deliller iddia ve savunma doğrultusunda işbu davanın yönetici ve denetçiler yönünden sorumluluk davası olması sebebiyle davacı kooperatifin iddia kapsamında varsa mevcut zararı ve miktarı yönünden rapor aldırılmış, 17.10.2019 tarihli raporda:
”…Hakedişlerde yapılan düzeltmeler sonucunda, imalat ve fiyat farkı toplamında 637.307,38TL tutarında fazla bir ödemenin söz konusu olduğu, Müşavirlik Hizmet Bedeli adı altında bir bedelin ödenmeyeceği, bu nedenle de 113.045,00TL tutarındaki ödemenin fazladan yapıları bir ödeme olduğu, 124.500,48 TL yemek harcamasının gerçek ve makul olmadığı,
Kooperatif adına kayıtlı taşınmazın tapudan devredilmesinde; Kooperatif yönetim kurulunun, Kooperatifler Kanunu 42. ve 59. maddelerine uygun olarak, kooperatif genel kurul kararları doğrultusunda gayrimenkulü devrettikleri, dolayısıyla genel kurul kararları doğrultusunda gayrimenkulü devreden kooperatif yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğundan bahsedilemeyeceği…” tespit ve rapor edilmiştir.
Dosyaya ibraz ettirilen tüm bilgi ve belgeler ve itirazlar kapsamında dosyanın bilirkişilere sevki ile ek rapor aldırılmış, 06.04.2021 tarihli ek raporda:
”…Hakedişlerde yapılan düzeltmeler sonucunda, imalat ve fiyat farkı toplamında 637.307,38 TL tutarında fazla bir ödemenin söz konusu olduğu,
Müşavirlik Hizmet ve Yemek Bedeli adı altında bir bedelin ödenmeyeceği, bu nedenle de 237.545,48 TL tutarındaki ödemenin fazladan yapılan bir ödeme olduğu,
Fazla ödenen toplam tutarın 874.852,86 TL olarak hesaplandığı,
Genel kurul kararları doğrultusunda gayrimenkulü devreden yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğundan bahsedilemeyeceği yönündeki görüş ve kanaatimizde bir değişiklik bulunmadığı…” tespit ve rapor edilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 74. maddesi uyarınca ceza mahkemesince verilen karar; kusur ve derecesi, zarar tutarı ve illiyet gibi esasların hukuk hâkimini bağlamayacağı, ancak ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağı kabul edildiğinden; …. Ağır Ceza Mahkemesinin bir kısım sanıklar yönünden kesinleşmeyen 2017/381 Esas sayılı kararındaki tespitlerin değerlendirilmesi, anılan dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporları mahkememiz dosyasındaki raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi ile taraf vekillerinin bilirkişi ek raporuna yaptıkları itirazların değerlendirilmesi için dosyasının bilirkişi heyetine tevdii ile ek rapor düzenlenmesine karar verilmiş, 06.12.2021 tarihli 2.ek raporda:
”…Teknik yönden değerlendirme:
Hakedişlerde yapılan düzeltmeler sonucunda, imalar ve fiyat farkı toplamında 656.475,56-TL tutarında fazla bir ödemenin söz konusu olduğu,
Müşavirlik Hizmet ve Yemek Bedeli adı altında bir bedelin ödenmeyeceği, bu nedenle de 237.545,48-TL tutarındaki ödemenin fazladan yapılan bir ödeme olduğu,
İmalata ilişkin fazla ödeme, çalışan işçi olmadığı halde gösterilen işçilik bedeli, belge olmadığı halde gösterilen maliyet toplamları 228.054,27-TL yersiz yapılan ödeme olduğu,
Fazla ödenen toplam tutarın 1.122.075,31-TL olarak hesaplandığı,
Kooperatif Hukuku Yönünden Değerlendirme:
Kooperatifin; 2000 Olağan Genel Kurulun 8.maddesinde gayrimenkulün müteahhide devrini ”İşlerin Bitmesi” şartına bağlamış olduğu halde, 2001 Olağan Genel Kurulunun 7.Maddesinde bu şarttan bahsedilmeksizin, taşınmazın müteahhit şirkete devri için yönetim kuruluna yetki verildiği,
Kooperatif Yönetim Kurulu tarafından yapılan 31.12.2002 tarihli gayrimenkul devri, 2001 yılında yapılan Kooperatif Olağan Genel Kurulunun 7. maddesine istinaden yapılmış olup, 7, maddede devirle ilgili hiçbir şarttan bahsedilmediği,
…. Ağır Ceza Mahkemesi 2017381 E. Şayılı dosyasından verilen gerekçeli kararında, tarihinden pahsedilmediği halde, Kooperatifin; 2000 Olağan Genel Kurulunun 8. Maddesinde gayrimenkulün müteahhide devrini “işlerin bitirilmesi” şartına bağlanmış olmasının dikkate alındığı ve buna istinaden karar oluşturulduğu,
Ancak, Kaoperatifin 2000 Olağan Genel Kurulundan sonra yapılan, 2001 Olağan Genel Kurulunun 7. Maddesinde bu şarttan bahsedilmeksizin, taşınmazın müteahhit şirkete devri için yönetim kuruluna yetki verildiği ve bu yetkiye istinaden, 31.12.2002 tarihinde, koaperatif yönetim kurulu tarafından taşınmazın tapudan müteahhit şirket adına devredildiği, devir edilirken de resmi senede 440.000 USD bedelli İnşaat teminat ipoteği tesis edildiği ayrıca da müteahhitle yapılan sözleşmenin de reşmi senede yazılmış olmakla kooperatifin hak ve menfaatlerinin gözetildiği anlaşıldığından, Kaoperatif yönetim kurulunun, Kooperatifler kanunu 42 ve 59. maddeleri Uygun hareket ettikleri Ve genel kurul kararları doğrultusunda gayrimenkulü devrettikleri de tespit edilmiş olmakla, genel kurul kararları doğnıltusunda gayrimenkulü devreden yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğundan bahsedilemeyeceği…” tespit ve rapor edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı kooperatif yönetici ve denetçilerinin kooperatife verdikleri zararın tespit ve tahsili için açılan kısmi alacak davasıdır.
Davacı yan; davalılar …, …, …, …, …, …’in davacı kooperatifin 25.06.2011 tarihinde yapılan genel kuruluna kadar yönetim kurulu üyesi olarak, diğer davalılar …, … ve …’ın ise 2005-2011 yılları arasında denetim kurulu asil üyesi olarak görev yaptıklarını, 25.06.2011 tarihinde yapılan genel kurulda azil edilmeleri üzerine çeşitli usulsüzlüklerin araştırılması için davalılar hakkında hesap tetkik komisyonu kurulduğunu, bu kapsamda yapılan tespitlere göre; 31.12.2002 tarihinde müteahhit … Mühendislik isimli inşaat firmasıyla kooperatife ait bir kısım ince inşaat işlerini yapması karşılığında devredilen 550.000 USD tutarındaki arsa karşılığı yapılması gereken işlerin yapılmayarak kooperatifin zarara uğratıldığını, … Mühendisliğin 2005 yılında şantiyeyi terketmesi üzerine, yerine aralarında organik bağ bulunan … AŞ ile sözleşme imzalandığını, …’e yaptığı işler karşılığı 19 hakkediş ödemesi yapıldığını, ancak ödenen tutarların rayicin çok üstünde olduğu, yine barbeküler, şev taşı döşenmesi, bahçeye toprak dökülmesi, aydınlatma ve havuz imalatı için rayicin üzerinde ödeme yapıldığı, …’in işleri işçilik dahil yaptığı halde bu şirkete ayrıca haksız yere isçilik ücreti ödenerek kooperatifin zarara uğratıldğı, 10.07.2007 Tarihinden itibaren düzenli olarak yemek bedeli adı altında 30 âdet fatura ödeme yapılmasına rağmen bu dönemde kooperatifin çalışanı bulunmadığı, gerçekte …’den müşavirlik hizmeti alınmadığı halde 18 Adet fatura karşılığında müşavirlik hizmeti adı altında ödeme yapıldığı, … isimli kişi ile bir iş yapılmadığı halde 2008 ve 2009 yıllarında ödeme yapıldığı ve nihayet kooperatif yönetim kurulu üyelerinden … ve …’un şahsi hesaplarına havaleler yapıldığı (Nureddin, 83.300,00, Levent 25.515,00) ancak bu paraların nerelerde kullanıldığının belli olmadığını ileri sürerek tüm davalılardan müşterek ve müteselsil olarak şimdilik 300.000,00 TL.nin 31.12.2002 tarihinden itibaren işleyecek reoskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi talep edilmiş, davalılar ise önceki genel kurullarda ibra edildikleri için haklarında sorumluluk davası açılamayacağını, taleplerin zamanlaşımına uğradığını savunmuşlardır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 62. maddesinde yönetim kurulu üyelerinin görevleri belirtilmiş, yönetim kurulunun kooperatif amaçlarının gerçekleşmesi ve ortaklarının çıkarlarının korunması ile ilgili olarak yasalara, ana sözleşme hükümlerine ve genel kurul kararlarına göre işleri titizlikle yürütecekleri ve kooperatifin başarısı ve gelişmesi yolunda gereken çabayı göstermekle görevli oldukları açıklanmış, 1163 sayılı yasanın 98. maddesi yollamasıyla TTK. md.553 hükmüne göre, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde verdikleri zarardan sorumlu oldukları, TTK md.554 hükmüne göre de denetçilerin; kanuni görevlerinin yerine getirilmesinde kusurlu hareket ettikleri takdirde, hem şirkete hem de pay sahipleri ile şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarar dolayısıyla sorumlu oldukları belirtilmiştir.
Kooperatif Genel kurulların incelenmesinde;
19.06.2004 Tarihli 2003 yılı olağan genel kurulunda;
Yönetim Kuruluna: …, …,…, …, …, …, …,
Denetim Kuruluna: …, …’ın seçildiği, önceki yönetim ve denetim kurulunun ibra edildiği anlaşılmıştır.
28.05.2005 Tarihli 2004 yılı olağan genel kurulunda;
Yönetim Kuruluna: …, …, …, …, …, …, …,
Denetim Kuruluna: …, …’ın seçildiği, önceki yönetim ve denetim kurulunun ibra edildiği anlaşılmıştır.
06.05.2006 Tarihli 2005 yılı olağan genel kurulunda;
Yönetim Kuruluna: …, …, …, …, …, …, …,
Denetim Kuruluna: …, …’ın seçildiği, önceki yönetim ve denetim kurulunun ibra edildiği anlaşılmıştır.
02.06.2007 Tarihli 2006 yılı olağan genel kurulunda;
Yönetim: …, …, …, …, …, …, …,
Denetim: …, …’ın seçildiği, önceki yönetim ve denetim kurulunun ibra edildiği anlaşılmıştır.
28.06.2008 Tarihli 2007 yılı olağan genel kurulunda;
Yönetim Kuruluna: …, …, …, …, …, …, …,
Denetim Kuruluna: …, …’ün seçildiği, önceki yönetim ve denetim kurulunun ibra edildiği anlaşılmıştır.
25.07.2009 Tarihli 2008 yılı olağan genel kurulunda;
Yönetim ve Denetim Kurulu üyeleri 2007 yılı olağan genel kurulunda iki yıl süreyle görev yapmak üzere seçildikleri için yeni bir seçim yapılmadığı anlaşılmıştır.
29.05.2010 Tarihli 2009 yılı olağan genel kurulunda;
Yönetim: …, …, …, …, …, …, …,
Denetim: …, …’ün seçildiği, önceki yönetim ve denetim kurulunun ibra edildiği anlaşılmıştır.
25.06.2011 Tarihli 2010 yılı olağan genel kurulunda;
Yönetim ve denetim kurulu üyeleri azledilerek yerine yenilerinin seçildiği, hesap tetkik komisyonu kurulmasının ve önceki yönetici ve denetçilerin ibra edilip edilmeyeceklerinin komisyon raporundan sonra yapılacak genel kurulda ele alınmasının kararlaştırıldığı, 30.06.2012 tarihinde yapılan 2011 yılı olağan genel kurulda hesap tetkik komisyonu raporu değerlendirilerek 2011 yılının ilk altı ayında yönetim ve denetimde görevli davalıların ibra edilmemelerine ve haklarında tazminat davası açılmasına karar verildiği, davanın denetçiler tarafından açıldığı anlaşılmaktadır.
Kooperatif zararının tespiti bakımından yapılan incelemde;
Dosya kapsamına göre, kooperatif ile dava dışı yükleniciler arasında, teklif birim fiyat esasına dayalı olarak düzenlenmiş 7 adet sözleşme bulunduğu, ancak sözleşmelerde teklif birim fiyatlarının belirtilmediği, sözleşmelerin sırasıyla;
– 05.12.2005 Tarihli “Binalarda 187 adet Barbekü ve İnşaat Yapım İşleri” sözleşmesi,
– 08.01.2007 Tarihli “Çevre Düzenleme ve İnce İnşaat İşleri” Sözleşmesi,
– 05.01.2008 Tarihli “Çevre Düzenleme ve İnce İnşaat İşleri” Sözleşmesi,
– 06.01.2009 Tarihli “Çevre Düzenleme ve İnce İnşaat İşleri” Sözleşmesi,
– 08.01.2010 Tarihli “Çevre Düzenleme ve İnce İnşaat İşleri” Sözleşmesi,
– 01.08.2010 Tarihli “Dış Cephe Onarımı ve Baya İşleri” Sözleşmesi,
-07.05.2009 Tarihli “Site Havuz Kafeteryasının İşletilmesi ile ilgili İnşaat İşleri” İşletme Sözleşmesi” şeklinde oldukları anlaşılmaktadır.
Mahkememizce hükme elverişli bulunan 06.12.2021 tarihli bilirkişi kurulu 2.ek raporuna göre; sözleşmenin 17. Maddesinde akaryakıt, çimento ve demir zamlarının fiyat farkının ödeneceği, bunun haricinde resim, vergi, ssk pirimi, taşıma ve işçi ücretlerinin artması durumunda bunlara yüklenicinin katlanacağı kararlaştırıldığı halde, hakedişlerde yapılan düzeltmeler sonucunda, imalat ve fiyat farkı toplamında (inşaat işleri tutarı ve İnşaat malzeme fiyat farkı tutarı ve İnşaat işçilik fiyat farkı tutarı olmak üzere üç kalemde toplam) 656.475,56 TL tutarında yüklenicilere fazla bir ödemenin söz konusu olduğu, mali müşavirlik hizmeti alınmadığı halde Müşavirlik Hizmet ve Yemek Bedeli adı altında yapılan 237.545,48 TL tarındaki ödemenin fazladan yapılan bir ödeme olduğu, yine SGK kayıtlarına göre kooperatif bünyesinde çalışan işçi olmadığı halde işçilik bedeli olarak yapılan toplam 228.054,27.-TL ödemenin yersiz yapılan ödeme olduğu anlaşılmıştır.
…. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.11.2020 tarih, … sayılı kararı kapsamına göre yönetim kurulu üyeleri olan davalılar hakkında, ihale yapılmadan aynı şirketlerle iş yapılması, sözleşmelerde fiyat farkı olmadığı halde her yıl fiyat farkı uygulanarak kooperatifin zararına yol açıldığına ilişkin tespit ve değerlendirmeler sonucu hükmolunan görevi kötüye kullanma suçundan verilen HAGB kararlarının kesinleştiği anlaşıldığından, halen devam eden zimmet suçuna ilişkin yargılamanın sonucunun beklenmesine gerek olmadığı sonucuna varılmıştır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 59/3. maddesinde; “Yönetime veya temsile yetkili şahısların kooperatife ait görevlerini yürütmeleri esnasında meydana getirdikleri haksız fiillerden doğan zararlardan kooperatif sorumludur” hükmüne yer verilmiş, 62/1. maddesinde ise, yönetim kurulu üyelerinin görevleri belirtilmiş, yönetim kurulunun, kooperatif amaçlarının gerçekleşmesi ve ortakların çıkarlarının korunması ile ilgili olarak yasalara, anasözleşme hükümlerine ve genel kurul kararlarına göre işleri titizlikle yürütecekleri ve kooperatifin başarısı ve gelişmesi yolunda gereken çabayı göstermekle görevli oldukları açıklanmıştır. 62/3. maddesinde ise; “yönetim kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar” hükmüne yer verilmiştir.
TTK’nun 359. maddesinde, ”denetçiler, kanun veya esas mukavele ile kendilerine yüklenen vazifelerini hiç veya gereği gibi yapmamalarından doğan zararlardan dolayı kusursuz olduklarını ispat etmedikçe müteselsilen mesuldürler. Bu sorumluluk hakkında aynı Yasa’nın 309. ve 341. maddeler hükümleri tatbik olunur.” hükmüne yer verilmiştir. TTK’nun 340. maddesinde, 309. maddeye yapılan göndermenin sadece sorumluluk halleri ile sınırlı olduğunun ve 309. maddedeki ”hükmonulacak tazminat şirkete verilir” hükmünün 336. maddedeki doğrudan doğruya zarar hallerine uygulanmayacağının kabulü gerekmektedir. Sorumluluğun söz konusu olabilmesi için de öncelikle bir zararın doğması şarttır. Zarar meydana gelmiş ise yöneticiler veya denetçilerin kusursuzluğunu ispat etmesi gerekir. Kusursuzluğun ispatı da genel hükümlere tabidir. Kural olarak yönetim ve denetim kurulu üyeleri kooperatif adına yaptıkları işlemlerden dolayı kişisel olarak sorumlu tutulamazlarsa da anılan 336. ve 359. maddedeki hallerde kooperatife, kooperatif ortaklarına ve kooperatif alacaklılarına karşı kusursuz olduklarını ispat etmedikçe müteselsilen sorumlu olurlar. (Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2016/3595 , 2016/3434K sayılı ilamı)
Zaman aşımı yönünden yapılan incelemede; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 560. maddesinde sorumlu olanlara karşı tazminat isteme hakkının davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren 5 yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda zararın hesap tetkik komisyonunun 20.06.2012 Tarihli raporu ile öğrenildiği halde iki yılı geçtikten sonra dava açıldığı anlaşılmakla birlikte, fiil cezayı gerektirip Türk Ceza Kanunu’na göre daha uzun dava zaman aşımına tabi bulunuyor ise tazminat davasında, bu zaman aşımı süresi uygulanır.
…. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.11.2020 tarih, … sayılı kararı ile yönetici olan davalıların görevi kötüye kullanma suçu sabit görüldüğünden ve görevi kötüye kullanma suçu için yasada öngörülen zamanaşımı süresi çok daha uzun olduğundan davanın uzamış zamanaşımı süresi içinde açıldığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan denetçi olan davalılar haklarında ceza davası açılmadığını, bu nedenle uzamış zamanaşımı süresinin kendileri bakımından uygulanmayacağını ileri sürmüşlerse de; TBK m.72 hükmüne göre tazminatın ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmasının yeterli olduğu, davalılar hakkında beraat hükmü verilmesi veya hiç dava açılmamasının bunu bir etkisinin bulunmadığı, yukarıda değinildiği gibi denetçilerin, kanun veya esas mukavele ile kendilerine yüklenen vazifelerini hiç veya gereği gibi yapmamalarından doğan zararlardan dolayı sorumlu oldukları sonucuna varılmıştır.
Yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ibrası yönünden yapılan incelemede; Bir kısım davalılar, daha önceki genel kurullarda ibra edilmiş oldukları ve sorumluluklarına dair davanın görülemeyeceğini savunmuşlardır. Yukarıda ayrıntılı olarak ele alınan genel kurul tutanaklarının özetlerinde de görüleceği üzere davalıların bu savunmaları şeklen doğrudur.
İbra, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı …nun 558.maddesinde düzenlenmiştir. Yasa uyarınca, genel kurulunun, sorumluluktan ibraya ilişkin kararı, ibranın kapsadığı açıklanan maddi olaylara ilişkin olarak ancak genel kurulun bilgisine sunulan, tartışılıp sonuca bağlanan konulara münhasırdır.
Genel kurula sunulmayan, soyut genel bilgi ve rakamların ve satır başları altında sunulan tüm konuların oylanmış ve benimsenmiş olması ibra olarak kabul edilemez. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemis, 17. Hukuk Dairesi, 2018/462 Esas, 2019/223 Karar sayılı kararı)
Somut olayda, davalıların sorumluluklarına gidilen yıllara dair genel kurullarda genellikle faaliyet raporları, bilanço, kar zarar cetveli genel kurula okunduktan sonra, yönetim ve denetim kurulu bilançolarının müzakeresine geçildi beyanının devamında, yönetim ve denetim kurulu raporları ile bilançonun ayrı ayrı oylanarak genel kurulca oybirliği ile ibra edildi denildiği, böyle bir ibraya geçerlilik tanınamayacağı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan taraf delilleri, hükme elverişli bulunan kök ve ek rapor içerikleri ile tüm yargılama dosyası kapsamına göre; davalılar …, …, …, …, …, …’in davacı kooperatifin 25.06.2011 tarihinde yapılan genel kuruluna kadar yönetim kurulu üyesi olarak, diğer davalılar …, … ve …’ın ise aynı tarihe kadar denetim kurulu asil üyesi olarak görev yaptıkları, 30.06.2012 tarihinde yapılan 2011 yılı olağan genel kurulda hesap tetkik komisyonu raporu kapsamına göre davalıların ibra edilmeyerek haklarında dava açılmasının kararlaştırıldığı, davalıların yönetici ve denetçi olduğu dönemde kooperatif ile dava dışı yükleniciler arasında 7 adet sözleşme imzalandığı, sözleşmelerde teklif birim fiyatlarının belirtilmediği, sözleşmenin 17. Maddesinde akaryakıt, çimento ve demir zamlarının fiyat farkının ödeneceği, bunun haricinde resim, vergi, ssk pirimi, taşıma ve işçi ücretlerinin artması durumunda bunlara yüklenicinin katlanacağı kararlaştırıldığı halde, 06.12.2021 tarihli bilirkişi kurulu 2.ek raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, imalat ve fiyat farkı toplamında (inşaat işleri tutarı ve İnşaat malzeme fiyat farkı tutarı ve İnşaat işçilik fiyat farkı tutarı olmak üzere üç kalemde toplam) 656.475,56 TL, mali müşavirlik hizmeti alınmadığı halde Müşavirlik Hizmet ve Yemek Bedeli adı altında 237.545,48 TL ve SGK kayıtlarına göre kooperatif bünyesinde çalışan işçi olmadığı halde işçilik bedeli olarak 228.054,27.-TL olmak üzere yüklenicilere toplam 1.122.074,31 TL zarara uğrattıkları, davacı yanın diğer iddialarının kanıtlanamadığı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 62/3. Maddesine göre yönetim kurulu üyelerinin kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumlu oldukları, 1163 sayılı yasanın 98. maddesi yollamasıyla TTK. md.553 hükmüne göre, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde verdikleri zarardan sorumlu oldukları, TTK md.554 hükmüne göre de denetçilerin; kanuni görevlerinin yerine getirilmesinde kusurlu hareket ettikleri takdirde, hem şirkete hem de pay sahipleri ile şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarar dolayısıyla sorumlu oldukları, Kooperatifler Kanunun 66. Maddesine göre denetçilerin genel kurul namına kooperatifin bütün işlem ve hesaplarını tetkik etmesi gerekmekte olup, denetçilerin işletme hesabıyla bilançonun defterlere uygunluk halinde bulunup bulunmadığı ve işletmenin neticeleriyle mameleki hakkında uyulması gerekli olan hükümlere göre işlem yapılıp yapılmadığını incelemekle yükümlü oldukları halde bu sorumluluklarını ihmal ederek kooperatifin zarara uğramasına yol açtıkları anlaşıldığından davacı yanın talebi ile bağlı kalınarak davanın kabulüne, 300.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla;
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE, 300.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-)Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 20.493,00-TL harcın, başlangıçta peşin olarak alınan 5.123,25-TL harçtan mahsubu ile bakiye 15.369,75-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı yanca yapılan 25,20-TL başvuru harcı, 5.123,25-TL peşin harç, 7,60-TL vekalet harcı, 10.500,00-TL bilirkişi ücreti, 674,50-TL davetiye tezkere gideri olmak üzere toplam 16.330,55-TL ‘nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
4-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 29.450,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
Davacı vekilinin ve davalı …, davalı …, bir kısım davalılar vekili AV. … (e-duruşma) ile davalı … vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/06/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır