Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/52 E. 2019/683 K. 03.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/52 Esas
KARAR NO : 2019/683
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/02/2014
KARAR TARİHİ : 03/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkili … ile davalı arasında 01.01.1996 tarihinde bir acentelik sözleşmesi imzalandığını, 03.04.2006 tarihinden itibaren de sözleşmenin aynı şartlarla davacı …’in sahibi olduğu diğer davacı … olarak devam ettiğini, buna göre davacının: davalının dağıtımını üstlendiği gönderileri onun adına sözleşmede belirtilen şartlarda dağıtımını yapacağını, davalının taraflar arasındaki acentelik sözleşmesini 01.01.2012 tarihi itibariyle tek taraflı olarak feshettiğini, bu feshin haksız olup hiçbir haklı gerekçeye dayanmadığını, davacının bu fesih sebebiyle, gerek işin yapılması sürecinde uğradığı zarar ziyanın ve yaptığı işin bedelinin kendisine eksik ödenmesi sebebiyle oluşan maddi kayıpların tazmini için iş bu davayı açmaları gerektiğini, Ticari defter incelemesi ile davalının 2011 yıl sonu itibariyle 508.466,59 TL eksik ödeme yaptığını, bunun yanında davalının hak edişlerden haksız ve gereksiz yere fatura öncesinde çeşitli isimler altında kesintiler toplamının 600.000 TL olarak tespit edildiğini, kesintilerin dayanağı olmadığını, ayrıca davalıya dağıttıkları kredi kartlarına ilişkin tazminat adı altında 400.000 TL tutarında bir meblağ ödemek zorunda kaldığını, çünkü davacının çalıştırdığı personelin seçimine ve güvenlik araştırmasının davalı tarafından yapılmakta olduğunu, ayrıca personelden güvenceler aldığını, personelin kusurundan davacıyı sorumlu tutarak zararı iş akdini fesih ederim tehdidi ile davacıya ödettiğini, haksız fesih nedeniyle geleceğe dönük kazanç kaybına uğradığını, bu nedenle 1 yıl için mahrum kaldığı karın tespit ve tazminini talep ettiklerini, davacının bürosunun kendisinden habersiz boşaltılarak el konulduğunu beyanla davalı taraftan alacağının tespitini, bu çerçevede belirlenecek alacağın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin, 21 senedir kesintisiz olarak birçok sektörün yanı sıra, ağırlıklı olarak bankacılık ve finans kurumlarının gönderilerini alıcılarına ulaştırmakta olduğunu, dava dilekçesinde belirtildiği üzere, her hak ediş hesapşanmasında, karşı taraf ile adeta bir mutabakat yapıldığını, müvekkili şirketin her türlü talebinin açıkça incelemeleri için sunulduğunu ve bu zımni mutabakat sonrasında davacıların faturalarını düzenlediklerini, her türlü itiraz ve uyuşmazlığın bu safhada hallolmuşken, şimdi birçoğunun içerisinden bir takım evrakların seçilip sunularak bir senaryo kurgusu içerisinde haklılıklarının delili olarak yıllarca sonra dile getirdiklerini, oysaki hesaplamaların haksız olduğunu düşünüyor olsalardı, sözleşmelerini o anda fesih ederler ve dilekçelerinde mübalağa ile sundukları fahiş zararlara uğramayacaklarını, bu basiretli davranıştan o tarihlerde niye imtina ettiklerini merak ettiklerini, müvekkili şirketin acentelik sözleşmesinde belirtilen tek taraflı fesih hakkını kullanmış olup davacıların feshin haksız olduğuna ilişkin iddiasının tarafınca kabul edilmemekte olduğunu, müvekkili şirketin fesih bildiriminin haklı nedenlere dayandığını, davacıların tazminat olarak yapılan kesintilerin haksız olduğuna ilişkin iddiasının gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirket tarafından yapılan kesintilerin haksız olmayıp acentelik sözleşmesine dayandığını, davacıların hak edişlerden haksız kesintiler yapıldığı şeklinde iddialarının gerçeği yansıtmadığını, yapılan kesintilerin acentelik sözleşmesine dayanılarak yapıldığını, davacıların haksız kesinti tutarı adı altında talepte bulunmasının mümkün olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; davacılar ile davalı arasında imzalandığı söylenen acente sözleşmesi gereğince üstlenilen hizmetin yerine getirilmesi sırasında davalının 01.01.2012 tarihinde tek taraflı olarak sözleşmeyi feshettiğinden bahisle uğranılan zararın giderilmesine yönelik belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu, davalı vekilinin davacı tarafın haksız feshi iddiasını kabul etmediği tazminat olarak yapılan kesintilerin haksız olduğuna ilişkin iddiaları kabul etmeyerek kesintileri acentelik sözleşmesine göre yapıldığını ileri sürdüğü anlaşıldı.
Davacılar vekili tarafından davalı şirketin devir edildiğinin bildirilmesi üzerine mahkememiz tarafından İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalı … Ticaret A.Ş. (Eski Ünvanı … San Tic A.Ş. Sicil no :…) şirketi ile … A.Ş. Sicil dosyalarının istenilmiş olup gelen kayıtlar incelendiğinde … Ticaret A.Ş.’nin tasfiyesiz infisah yoluyla ve devir ile … A.Ş.’ne devredildiğinin ve en son tescilinin 15.07.2011 tarihinde yaptırdığının bildirildiği anlaşılmakla hernekadar başlangıçta dava … San Tic A.Ş. (ünvan değişikliği ile … Hiz A.Ş. ) aleyhine yöneltilmiş ise de bu şirketin devir yoluyla tüzel kişiliğinin terkin edildiği ve … A.Ş. Bünyesinde birleştiği anlaşılmakla HMK 124 maddesi uyarınca davada hasmın … A.Ş. olduğunun tespitine ve davanın bu davalıya karşı yürütülmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; tarafların ticari defter ve kayıtlarına, banka kayıtlarına, fesih ihbarına, 1996 tarihli sözleşmeye, 2006 tarihli sözleşmeye, … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı kararına, 17.01.2005 tarihli bilirkişi raporuna, 01.03.2006 tarihli davalı tarafın yazısına, … Asliye Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı kararına, 18.01.2011 tarihli bilirkişi raporuna, … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı kararına, davalı tarafın bilgisayar kayıtlarından alınmış 25 adet örnek kesinti dökümüne, tanık beyanına, bilirkişi incelemesi deliline dayanmışlardır.
Davalı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; acentelik sözleşmesine, fesih ihbarnamesine, ticari defterler, cari hesap, acente denetim formları, tanık, yemin ve bilirkişi deliline dayanmıştır.
Mahkememiz tarafından … Ağır Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … esas sayılı dosyasının akıbetinin ne olduğunun bildirilerek anılan dosya karara çıkmış ve kesinleşmiş ise kesinleşmiş karar örneğinin sistem üzerinden gönderilmesi istenilmiş olup … Ağır Ceza Mahkemesi cevaben … Esas sayılı dava dosyasının Yargıtay bozma sonrası … Esasa kayden yürütüldüğünü, mahkemelerinin… Esas sayılı dava dosyasına ilişkin kesinleşme şerhli karar örneğinin ekte gönderildiği bildirilmiş olup gönderilen kesinleşme şerhli karar örneği mahkememiz tarafından incelenmiştir.
Mahkememiz tarafından … Ağır Ceza Mahkemesi’ne tekrar müzekkere yazılarak … E. … K. Sayılı dosyada bulunan gerekçeli kararın ve bilirkişi raporunun Uyap üzerinden Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup … Ağır Ceza Mahkemesi cevaben … esas (bozma sonrası … esas ) sayılı dava dava dosyasında mevcut gerekçeli karar suretleri ve bilirkişi raporunun yazıları ekinde gönderildiği bildirilmiş olup gönderilen gerekçeli karar suretleri ve bilirkişi raporu mahkememiz tarafından incelenmiştir.
Mahkememiz tarafından … Asliye Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … esas sayılı dava dosyasının akıbetinin ne olduğunun bidirilerek karara çıkmış ve kesinleşmiş ise kesinleşmiş karar örneğinin bir suretinin gönderilmesi istenilmiş olup … Asliye Ceza Mahkemesi cevaben … Esas … Karar sayılı kararlarının kesinleştirilerek müzekkere ekinde gönderildiği bildirilmiş olup gönderilen kesinleşme şerhli karar örneği mahkememiz tarafından incelenmiştir.
Mahkememiz tarafından … Asliye Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … esas sayılı dava dosyasının akıbetinin ne olduğunun bildirilerek, anılan dosya karara çıkmış ve kesinleşmiş ise kesinleşmiş karar örneğinin çıkartılarak sitem üzerinden gönderilmesi istenilmiş olup … Asliye Ceza Mahkemesi cevaben … Esas sayılı dosyası Yargıtaya gönderildiği ve henüz dönmediği, gerekçeli kararın yazıları ekinde gönderildiği bildirilmiş olup gönderilen gerekçeli karar örneği mahkememiz tarafından incelenmiştir.
Mahkememiz tarafından dosya kapsamında toplanan tüm deliller doğrultusunda tarafların 2004,2005,2006,2007,2008,2009,2010,2011 yılları ticari defter ve tüm kayıtlarının incelenmesi suretiyle yanlar arasında mevcut dağıtım işinden dolayı borç alacak ilişkisinin tespiti hakediş ve kesintilerle birlikte davacıların davalı şirketten alacaklı olup olmadığı ve var ise miktarının tespiti amacıyla dosya bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş olup bilirkişi kurulu tarafından sunulan 09.12.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda; ” … Sözleşmenin başlangıç tarihi 03.04.2006 tarihi olup, yenilenmeye ilişkin 13. Maddesinde sözleşme sonundan 60 gün önce ihtar ile fesih kararlaştırılmış, davalının ise sözleşmenin bitmesine 3 ay kala sözleşmeyi fesih ettiği görülmüştür. 03.04.2012 tarihine kadar olan 3 aylık sözleşmenin bitiş süresi baz alındığında 3 aylık kar mahrumiyeti 4.266,39 TL olarak hesaplandığı, davacı Ticari defter incelemesi ile davalının 2011 yıl sonu itibariyle 508.466,59 TL eksik ödeme yaptığını,bunun yanında davalının hak edişlerden haksız ve gereksiz yere fatura öncesinde çeşitli isimler altında kesintiler toplamının 600.000 TL olarak tespit edildiğini, kesintilerin dayanağı olmadığını, ayrıca davalıya dağıttıkları kredi kartlarına ilişkin tazminat adı altında 400.000 TL tutarında bir meblağ ödemek zorunda kaldığını,bildirdiğini, davacının eksik ödemelerin hak edişlerde yapılan kesintilerden kaynaklı olduğunu bildirdiğini, sözleşmenin 6. Maddesi kapsamında davacının bildirdiği kesintilerin yapıldığının değerlendirildiği, Cari hesapta davacının Aralık 2011 için tanzim ettiği 31.12.2012 tarihli 31.549,66 TL tutarındaki faturasının davalıda olmadığının tespit edildiği, bu faturanın davalıda kaydının bulunmaması sebebiyle davacıya ilişkin borç alacak bakiyesi olmadığı yine yukarıda tespit edildiği, ancak davacının Ocak ayında feshedilen sözleşmeye ilişkin Aralık ayındaki hak edişini talep edebileceği değerlendirilmiştir. Bu nedenle ödenmeyen 31.549,66 TL davacının alacaklı kaldığı sonucuna varıldığı, davacının bildirdiği 508.466,59 TL tutarın Sözleşmenin 6. Maddesi kapsamında yapıldığı değerlendirilmiş olmakla söz konusu talebin ispata muhtaç kaldığı sonucuna varıldığı, Davacının ayrıca Kredi kartlarına ilişkin tazminat adı altında 400.000 TL meblağ ödemek zorunda kaldığını bildirdiğini, bu kapsamda dosyada çeşitli ceza mahkemesine konu örnekler olduğunu, davacının çalışanlarından şikayetçi olduğu, dağıtıma konu kredi kartlarının kullanımından kaynaklı zarar ziyan ortaya çıktığının anlaşıldığı, davalının incelenen kayıtlarında söz konusu tazminatların isim isim taksitler halinde davacıdan kesildiği belirlenmiş olup, 8.Maddenin 2.fıkrası kapsamında davacının sorumluluğunda olan bu tutarların davalı tarafından davacıdan tahsili söz konusu olduğu değerlendirilmiş olmakla kesintilere ilişkin taleplerin yerinde olmadığı sonucuna varıldığı, davacının fesihten önceki döneme ait ödenmeyen 31.549,66 TL tutar alacağı, davalının feshinin uzmanlık alanlarının kapsamında haklılığı konusunda yapmış oldukları değerlendirmelerin nihai hukuki tavsifi Sayın Mahkemeye ait olmak üzere kalan süre için hesaplanan davacının mahrum kaldığı gelirin 4.266,39 TL olduğu, davacının davalının yapmış olduğu tazmin kesintilerine ilişkin taleplerinin dosya içeriğine ve sözleşmeye göre davacının sorumluluğunda olduğu, bu nedenle söz konusu talebin ve diğer taleplerin yerinde olmadığı” tespit ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş olup davacı vekili rapora itirazla birlikte ek rapor talebinde bulunmuştur.Davalı vekili rapora itirazla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz tarafından davacı vekilinin ayrıntılı itirazları kapsamında bilirkişiler heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup 19.10.2019 havale tarihli bilirkişi ek raporunda; … Davacı tarafın itirazında kendisi yokken bürodaki telefonların menkullerin davalı tarafından alındığı dava dilekçesinde bildirmiş, 10.01.2017 tarihli dilekçesinin 1. Bendinde de mallara davalı taraf el koymuş bedelinin de ödememiştir, tanık dinletme talebi reddedildiği için başkaca belge de elimizde olmadığından … Bu yolda ek rapor alınmasını talep ediyoruz dediğini, belirttiği itiraz ile ilgili dosyaya bu hususta inceleme yapılabilmesi için defterlerinde demirbaşların kaydının sunulması ve eksilen ile ilgili bir kayıt varsa incelenebilmesi için verdiğimiz dilekçemizden sonra 16.05.2017 tarihli dilekçe ile demirbaşlara ilişkin defter kayıtlarını sunulduğunu, 255 Demirbaşlar hesabına ilişkin 2011 yılı Defteri kebir kayıtlarında demirbaşlara ilişkin toplam 65.701,42 TL kayıtlı olduğunun görüldüğünü, davacı tarafından 2006,2008,2010 ve 2011 yıllarına ilişkin kebir defteri suretleri sunulmuş olduğunu, … Davacı yapılan kesintiler ile ilgili haksız olduğu iddiasında ise de dosyada mevcut ceza dosyaları ve diğer sunulanlar ile yine davacının kesintiler ile ilgili yazılar ile ilgili sözleşmenin 10. Maddesinde kararlaştırılan her türlü zararın acente tarafından karşılanacağı hükmü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği , davacının bildirdiği gibi hizmete konu kredi kartlarının dağıtımı sırasında çalışan tarafından ortaya çıkan zararlar yargı tarafından da tespit edilmiş olup, davacı sözleşme hükmünün aksine elemanlar ile ilgili davalının araştırma yaptığından bahisle zararın kendisinden karşılanmaması gerektiğini iddia ettiği görülmüştür. Davalının kayıtlanan zarar ile ilgili davacıdan sözleşme kapsamında tazminin talep edebileceği, davacının da iddia ettiği gibi davalı tarafından ödenip taksitler halinde davacıdan yapılan kesintiler mevcut olduğu, bu kesintilerin iadesinin talep edilmesinin dayanağının mevcut olmadığı, 7. maddede belirtilen kesintiler ile ilgili davacının kesintiden sonra fatura tanzim ettiği durumda ve sözleşme kapsamında hesaplanan hak edişleri fatura ettiği durumda itiraza binaen kök raporda tespit edilmiş hususları değiştirici nitelikte bulunmadığının değerlendirildiği, davalı tarafından bildirdiği itirazlar mali tablolar kapsamında bilimsel veriler ve oranlamalar uyarınca yapılan tespitleri değiştirici nitelikte bulunmadığının değerlendirildiği, davacının itirazlarına ilişkin davacı tarafından da sunulanlar ve kök raporumuzdaki incelemeler, sözleşme, de’liller kapsamında kök rapordaki tespitlerimizi değiştirecek yeni bir husus bulunmadığı, tazmin kesintilerinin sözleşme kapsamında olduğu ve davacının sorumluluğunu ortadan kaldıran herhangi bir husus değerlendirilmediği üzere dosya içeriği , mahkeme kararları /karşılıklı yazışmalarda mevcut zararları davalının ödeyip davacıdan taksitle tahsil etmesinin sözleşmeye veya herhangi bir düzenlemeye aykırı bir durum teşkil etmediği ve diğer hususlar ile ilgili olarak davacının envanterinde kayıtlı menkullerden 66 adet telefonun davalı tarafından iddia edildiği gibi el konularak alınması halinin Sayın Mahkemece tespiti ve değerlendirmesinin yapıldığı durumda sunulanlar kapsamında davacının davalıdan fatura ile 66 adet telefon için 32.604,60 TL ödediği belirlenmiş olup, kök rapordaki diğer tespitlerimizi değiştirmeye mahal bir durum arz edilenlerin dışında bulunmadığı ” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraf vekillerine tebliğe çıkartılmış olup davacılar vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunulmuştur. Davalı vekili tarafından da rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.
Mahkememiz tarafından 06.02.2018 tarihli duruşmada davalı vekilinin beyanları doğrultusunda ve ek incelemede davalı yan defterleri incelenmediği anlaşıldığından bu kez özellikle davacı vekilinin itiraz ettiği taraflar arasında ki fon ve yapılan kesintiler yönünden davalı defterlerinin incelenmesi suretiyle 2. Ek rapor oluşturulması için dosyada bilirkişiler kurulundan 2.ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişiler kurulu tarafından hazırlanan 08.10.2018 havale tarihli 2.ek raporda “… davalı adresinde tarafların katılımı ile incelemelerin yapıldığı, kök rapor ve 1. Ek rapor tespitlerindeki görüşlerini muhafaza ettiklerini” rapor etmişlerdir.
Bilirkişi 2.ek raporunun taraf vekillerine tebliğe çıkartılmış olup davacılar vekili tarafından rapora karşı itiraz ve beyan dilekçesi sunulmuştur.Davalı vekili tarafından rapora karşı beyan dilekçesi verimiştir.25.12.2018 tarihli duruşmada davacılar vekilinin rapora karşı itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili mahkememize sunmuş oldukları 25.04.2019 tarihli dilekçe ile ” Mezkur davayı belirsiz alacak davası olarak açtıklarını, harca esas bedeli de 1.000 TL olarak belirlemiş olduklarını, bu defa … San.ve Tic.Ltd.Şti. Yönünden dava değerini 1.000 TL den 50.000 TL’sına çıkararak dava değerini 50.000 TL olarak belirlediklerini, fazlaya dair dava ve talep hakkımızı saklı tuttuklarını, 49.000 TL’nin harcının alınmasını” talep etmiştir.
Davacılar vekilin ıslah dilekçesi davalı vekile tebliğ edilmiş davalı vekili tarafından zamanaşımı itirazında bulunulmuştur.
Mahkememiz tarafından 30.04.2019 tarihli duruşmada davacılar vekiline dava dilekçesindeki ve ıslah dilekçesindeki taleplerinin her bir davacı yönünden kalem kalem ayrıştırması için 1 haftalık kesin süre verilmiş olup, davacı vekili 02.05.2019 tarihli dilekçesinde ” … yönünden alacağı 500 TL, … LTD.Şti yönünden alacağı 49.500 TL olarak, toplam alacağın Ödenmeyen alacak için : 31.549 TL, Mahrum kalınan gelir için 4.266 TL , Fon kesintisi için 10.000 TL, Cep telefonu ve el konulan Malzeme bedeli için 3.185 TL ” taleplerinin olduğunu belirtmiştir.
14.05.2019 tarihli duruşmada davalı vekili davacının her ne kadar 02/05/2019 tarihinde sunmuş olduğu dilekçesinde davasını belirsiz alacak davası olarak açtığını beyan etmiş ise de davasını açarken kısmi dava olarak açtığını, bu sebeple taraflar arasındaki uyuşmazlığın acentelik sözleşmesinden kaynaklı olduğundan TBK’na göre acentelik sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarda zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğunu bu sebeple davacının ıslah dilekçesindeki arttırdığı miktarın zamanaşımına uğradığını, davacının taraf olduğu iki ceza dosyasında alınan bilirkişi raporlarına ve defter kayıtlarına göre davacının alacağı belirlenebilir nitelikte olduğundan belirsiz alacak davasına konu olamayacağı beyan edilmiş olup davacının sumuş olduğu 02/05/2019 tarihli dilekçesine karşı beyanda bulunmaları için süre talep edilmiş olup davalı vekiline davacılar vekilinin 02.05.2019 tarihli dilekçesine karşı yazılı beyanda bulunması için süre verilmiştir.
Dosya kapsamında toplanan tüm delillere göre davacı tarafından dava dilekçesinde davalı taraftan alacağının tespitini, bu çerçevede belirlenecek alacağın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi talep edilmiş olup 09.12.2016 havale tarihli bilirkişi kök raporunda “… davacının fesihten önceki döneme ait ödenmeyen 31.549,66 TL tutar alacağı, davacının mahrum kaldığı gelirin 4.266,39 TL olduğu, davacının davalının yapmış olduğu tazmin kesintilerine ilişkin taleplerinin dosya içeriğine ve sözleşmeye göre davacının sorumluluğunda olduğu, bu nedenle söz konusu talebin ve diğer taleplerin yerinde olmadığı” tespit edilmiş, 19.10.2019 havale tarihli bilirkişi ek raporunda “…. davacının itirazlarına ilişkin davacı tarafından da sunulanlar ve kök raporumuzdaki incelemeler, sözleşme, de’liller kapsamında kök rapordaki tespitlerimizi değiştirecek yeni bir husus bulunmadığı, tazmin kesintilerinin sözleşme kapsamında olduğu ve davacının sorumluluğunu ortadan kaldıran herhangi bir husus değerlendirilmediği üzere dosya içeriği , mahkeme kararları /karşılıklı yazışmalarda mevcut zararları davalının ödeyip davacıdan taksitle tahsil etmesinin sözleşmeye veya herhangi bir düzenlemeye aykırı bir durum teşkil etmediği ve diğer hususlar ile ilgili olarak davacının envanterinde kayıtlı menkullerden 66 adet telefonun davalı tarafından iddia edildiği gibi el konularak alınması halinin Sayın Mahkemece tespiti ve değerlendirmesinin yapıldığı durumda sunulanlar kapsamında davacının davalıdan fatura ile 66 adet telefon için 32.604,60 TL ödediği belirlenmiş olup, kök rapordaki diğer tespitlerimizi değiştirmeye mahal bir durum arz edilenlerin dışında bulunmadığı ” tespit edilmiş olduğu, 08.10.2018 havale tarihli 2.ek raporda bilirkişi kurulunun kök rapor ve 1. Ek rapordaki tespitlerindeki görüşlerini muhafaza ettiklerini belirttikleri, davacılar vekili tarafından dava değerinin 1.000,00 TL’den 50.000,00 TL’ye yükseltildiği, davacı … yönünden dava değerini 500 TL, … LTD.Şti yönünden 49.500 TL olarak belirlendiği, taleplerini ödenmeyen alacak için : 31.549 TL, mahrum kalınan gelir için 4.266 TL , fon kesintisi için 10.000 TL, cep telefonu ve el konulan malzeme bedeli için 3.185 TL olarak belirlediği, davalı vekili tarafından davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı ve zamanaşımı itirazında bulunulduğu görülmekle davacılar vekilin ödenmeyen alacak ve el konulan malzeme bedeli ile ilgili talepleri belirlenebilir nitelikte olup belirsiz alacak davasına konu olamayacağından ve taraflar arasındaki uyuşmazlık acentelik sözleşmesinden kaynaklı olduğundan ve TBK’da acentelik sözleşmesinden kaynaklı alacaklarda zamanaşımı süresi 5 yıl olduğundan bu taleplerin zamanaşımına uğradığı, davacılar vekilin talepleri arasında her ne kadar fon kesintisi talebide bulunmuş olsada bilirkişiler kurulu tarafından hazırlanan kök ve ek raporlarda talebinin yerinde olmadığı tespit edilmiştir.Mahrum kalınan gelir ile ilgili talep belirlenebilir nitelikte olmayıp belirsiz alacak davasına konu edilebilecektir. Bilirkişiler kurulu tarafından hazırlanan kök ve ek raporlarda mahrum kalınan gelirin 4.266,39 TL olduğu belirlenmiş olduğu, davacılardan … ile davalı arasında başlangıçta akdedilen sözleşmeye davacılardan … LTD.Şti ile devam edildiği ve davacı … yönünden davanın ispat edilemediği anlaşılmakla Davanın Kısmen Kabulü ile 4.266-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı … Limited Şirketine verilmesine, fazla talebin reddine, davanın davacı … yönünden reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM
Davanın KISMEN KABULÜ ile
1-)4.266-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı … Limited Şirketine verilmesine,
Fazla talebin reddine,
2-)Davanın davacı … yönünden REDDİNE,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 291,41-TL karar ve ilam harcının, başlangıçta peşin alınan 25,20-TL harç ve ıslah ile alınan 836,80-TL harçtan mahsubu ile bakiye 570,59-TL harcın davacılara iadesine,
4-)Davacılar tarafından yapılan 25,20-TL başvuru harcı, 25,20-TL peşin harç, 3,80-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 54,20-TL nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine
5-)Davacılar tarafından yapılan 2.000,00-TL bilirkişi ücreti, 268,00-TL davetiye gideri olmak üzere toplam 2.268,00-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 193,50-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı … Limited Şirketine verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-)Davacı … Limited Şirketi duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı … Limited Şirketi’ne verilmesine,
7-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.380,74-TL nispi vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca 500,00 TL’sini davacı …’dan bakiyesini … Limited Şirketinden tahsili ile davalıya verilmesine,
7-)Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıların / davalının gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin davacılar / davalı / vekillerine iadesine,
Dair davacılar vekili, davalı vekilinin ve Davacı asil … yüzüne, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/09/2019

Katip …

Hakim …