Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/339 E. 2018/417 K. 17.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/339 Esas
KARAR NO : 2018/417
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 19/04/2005
KARAR TARİHİ: 17/05/2018
Taraflar arasındaki alacak davası, İstanbul … Asliye Hukuk mahkemesinin …-… E.K. Sayılı 14.07.2010 tarihli kararı ile dosya işbölümü yönünden mahkememize gönderilmekle, yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA
Davacı vekili öncelikle İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine verdikleri dava dilekçesinde; …, … ve … arasında imzalanmış olan ve 7.11.2000 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ” Ortak Tedavi Protokolü” ne istinaden Kurumlarca malzeme fiyatlarının güncelleştirilmesi sonucunda tespit edilen fiyatlar baz alınarak, geriye dönük ödeme yapılmasının kararlaştırıldığını, her üç kurumun temsilcilerinden oluşan fiyat tespit komisyonunun oluşturulduğunu, … Yönetim Kurulunca 19.6.2003-51 tarih-443 sayı ile kalp pilleri ve elektrodlarının yürürlükteki fiyatlarının … rayiç bedel tesbit komisyonunca tesbit edilen yeni tutarlarına çekilerek yeniden düzenlenmesine ve geriye dönük olarak 10.8.1998 – 5.6.2003 tarihleri arasında vekiledeni … aleyhine oluşan fiyat farklarının borç çıkarılmasına karar alındığını, bu nedenle söz konusu malzemeleri pazarlayan firmalara … Yönetim Kurulu kararı doğrultusunda geriye doğru borç çıkartıldığı, kurumlar arasındaki ortak tedavi uygulama protokolü hükümleri gereğince davalı ile … arasıda imzalanan sözleşmenin 5-UYGULAMA ESASLARI / B -ÖDEME ŞARTLARI bölümünün (h),(i) bentlerinde belirtilen hükümlere davalının aykırı davrandığı beyanla 667.337 USD,nin dava açma tarihindeki T.C … Bankası döviz satış kuru üzerinden karşılığı olan 884.354.61 TL alacağın dava tarihinden itibaren TCMB tarafından tespit edilecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı kamu kurumunun tacir olan vekiledeni şirketle kurduğu ilişki ticari bir ilişki olup, dava, ticari dava niteliği taşıdığından görevli mahkemenin … (…) Asliye Ticaret mahkemesi olduğunu, taraflar arasındaki ilişki, ticari alım-satım olduğundan, tacirler arasındaki alım satımlarda geçerli olan zamanaşımı süresine tabi olup, “ayıp” la ilgili hak düşürücü sürenin geçirildiğini, dava dilekçesine eklenmiş olan sözleşmede belirtilen imzanın şirketlerini temsil ve ilzam etmediğini, ancak vekiledeni şirket tarafından imzalandığı iddia edilen sözleşmenin geçerliliği bir an için kabul edilse bile, davacının ticari alım-satım faaliyeti sonunda kendisine gönderilen fatura kapsamına itiraz etmediğini, yasal süresinde herhangi bir ayıp itirazında bulunmadığını ve alım- satımla ilgili dava açma zamanaşımı sürelerini ve ihbarlarla ilgili hak düşürücü sürelerini geçirdiğini, davacının bu sözleşmeye dayanarak istirdat davası açma hakkı bulunmadığını, davacının dayanağı sözleşmenin (kabul edilmemekle birlikte) 5 B(h) bendinin vekiledeni şirketin başka kurumlara indirim yapması halinde bildirim yükümlüğü getirmekte olup, vekiledeninin davacının belirttiği gibi … ‘ya bir indirim yapmadığı için davacıya herhangi bir bildirim yükümlülüğü olmadığını, davacının dayandığı … kurumunun tek taraflı fiyat tespitinin hukuka uygun olmadığını, vekiledeni şirketin satmış olduğu iyileştirici nitelikteki sarf malzemeleri kalp pili olup, yüksek teknolojik ürünler olduğundan, aynı ürünün farklı modelleri arasında bile ciddi fiyat farklılıkları bulunduğunu, ürünler miadlı ürünler olup, miadlı ürünlerin son kullanma tarihinden sonra satılamamasının, davacının zamanında ödeme yapmayıp, çok geç ve sabit kurla ödeme yapmasının, ürünlerin Uluslararası onaylı ürünler olmasının, ürünlerin yüksek teknolojik ürün ve sağlıkla ilgili olması nedeniyle vekiledeni şirket kalifiye personel çalıştırmak zorunda olmasının, vekiledeninin sattığı kalp pilinin de bulunduğu kardiyoloji alanında bilgilendirme faaliyetine yönelik masraflar yapılmasının, vekiledeninin orjinal olmasına rağmen sorunlu olan malzemeyi geri alması ve bunu iade edememesinin ürünlerin maliyeti artıran faktörler olduğunu beyanla, öncelikle davada işbölümü itirazında bulunulduğundan işbulümü itirazının kabulü ile dosyanın yetkili Asliye Ticaret mahkemesine gönderilmesine ve zamanaşımı defileri ve hak düşürücü süreler yönünden ve esastan davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava, kurumlar arasında bağıtlanan ortak tedavi protokolüne dayalı olarak ödeme şartlarına aykırı hareket edildiğinin belirlenmesi sebebiyle sözleşmeye aykırılık nedenine dayalı fazla ödemenin davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Başlangıçta …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esasına tevzi edilen dava , ilgili mahkemenin faaliyetlerinin durdurulması üzerine …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esasına devredilmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda 13.07.2010 tarihli kararla davalının iş bölümü itirazının kabulü ile dosya görevsizlik kararı üzerine mahkememize tevzi edilmiştir.
Taraf delilleri toplandıktan sonra Asliye Hukuk Mahkemesinde Adli Tıp Uzmanı Doktor, Avukat bilirkişi ve Eczacı bilirkişiden oluşturulan kuruldan alınan 20.05.2007 tarihli rapor alınmıştır. Raporda, “… Davacı … ile davalı firma arasında 25.12.1999 tarihinden itibaren geçerli olan Sözleşme Fiyat Listesi, Ödeme Şartları, … Yönetim Kurulu’nun 19.06.2003 tarih ve 443 sayılı, 20.06.2003 tarih ve 222 sayılı kararları dikkate alındığında …’nın talebinde haklı olduğu,
Firmaya …’nın Döviz bazında yaptığı ödeme miktarının, …’nın firmadan mahsup ettiği para miktarının, malzemelerin Fiyat Tespit Komisyonu’nun kararları doğrultusunda güncelleştirilmiş fiyatlarının fatura, ödeme belgesi gibi resmi ve gerekli belgelerin temini sonrası görüş verilebileceği ” rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporunda belirlenen eksik hususlarda davacı …’nın devri üzerine davacı T.C … Başkanlığı tarafından Sağlık Hizmetleri Dairesi’nce gönderilen tüm bilgi ve belgeler 28.08.2007 tarihli dilekçeye ekli olarak sunulmuş ve aynı bilirkişiler heyetinden 24.12.2007 tarihli ek rapor alınmıştır. Ek raporda ” …. …nın firmaya ve hastanelere döviz bazında yaptığı toplam ödemenin 1.134.592-USD, malzemelerin güncelleştirilmiş listesine göre fiyatının 471.619 USD, … firmasının …na borcunun 662.973 USD, …nın firmadan mahsup ettiği miktarın 25.849,54 USD, mahsup edilen miktardan sonra firmanın …na toplam borcunun 637.123,46 USD, 12.07.2004 tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığının 842.986,33-TL, 23.12.2007 tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığının 757.157,52 TL olduğu” tespit ve rapor edilmiştir.
Davacının , tespit edilen miktarla talep arasındaki farka ilişkin itirazı üzerine dosya aynı bilirkişiler heyetine verilmek suretiyle 30.05.2008 tarihli ikinci ek rapor alınmış, raporda “…. heyetleri tarafından verilen … firmasının …na ve hastanelere fatura ettiği toplam 554 adet tıbbi malzeme ve kalp pilinin tutarı için, karışık listeler ayrı ayrı taranıp, tek tek miktarları ve fiyatları belirlendiği, yeniden istek doğrultusunda hesaplama yapılması için , davacı tarafından fatura edilen tıbbi malzeme ve kalp pillerinin alfabetik sıraya göre, gruplama yapılarak tek tek yazılmış eksiklikleri giderilmiş düzenli listelerini göndermesi gerektiği,
Bilirkişi heyeti olarak dosyadaki karışık ve eksik mevcut verilere göre hesaplama yaptıkları, (4+20+1+5+2+1+5=38 adet gibi) bazılarında da ödenmesi gereken bölümde hiçbir rakam olmadığı,
Yeniden hesaplama yapılması için davacı kurum tarafından fatura edilen tıbbi malzeme ve kalp pillerinin alfabetik sıraya göre, eksiksiz gruplaması yapıldığı, tek tek yazıldığı, eksiklikleri giderildiği, düzenli listelerinin sunulması gerektiği” rapor edilmiştir.
Dolayısıyla bilirkişiler heyeti kendi verdikleri birevvelki 24.12.2007 tarihli raporun yok hükmünde olduğunu beyan etmişlerdir.
Bilirkişiler son ek raporu doğrultusunda davacı vekiline eksiklikleri ikmal için arda arda celselerde süre verilmiş, 25.2.2009 tarihli celsede dosya davacı tarafından sunulan bilgi ve belgelerle birlikte yeniden aynı heyete verilmek suretiyle 22.05.2009 tarihli üçüncü ek rapor alınmıştır. Raporda ” ….davalı tarafından davacı …na geri ödenmesi gereken borç miktarının 641.487,08 USD olduğu ” rapor edilmiştir. Ancak, incelenen ek raporda bir evvelki 30.05.2008 tarihli rapor için davacı tarafından 29.04.2008 tarihli ara karar gereği sunulan belgelerin esas alındığı , bir evvelki raporda bu belgelerle birlikte karışık ve eksik verilere göre rapor düzenlendiği beyan edilirken, bu kez aynı veriler dayanak yapılarak davacının dava konusu ettiği miktar kadar alacaklı olduğu rapor edilmiştir.
Asliye Hukuk Mahkemesi yargılaması sırasında aynı heyetten alınan bir kök ve üç ek rapor açıklanan sebeplerle ve kendi içindeki çelişkiler sebebiyle hükme dayanak almaya elverişli görülmemiştir.
Dosyanın 13.07.2010 tarihli görevsizlik kararı üzerine Ticaret Mahkemesine gönderilmesi üzerine mahkememize tevzi edilen davada;
…, … ve … arasında bağıtlanan ve 7.11.2000 tarihinden itibaren yürürlüğe giren “Ortak Tedavi Protokolü” nün kapsam başlıklı 1. maddesinde :
a) Kurumların yapacakları aynı konulu sözleşmelerde uygulanacak ortak fiyatın tespiti ……
e) Paket program ve sabit ücretlerle hizmet alım sözleşmeleri uygulamalarının olanakları ölçüsünde yaygınlaştırılması ,
f) İlaç, her türlü tıbbi sarf malzemesi , ortez , protez, iyileştirici nitelikteki tıbbi malzeme temini hususlarında ortak davranılması yönünde çalışma yapılması,
g) Kurumlar arasında ortak tanı , tedavi ve uygulama ilaç kullanım politikalarının belirlenmesi hususlarının yer aldığı,
Protokolün 2. maddesinde ; her üç kurumun temsilcilerinden oluşan ” Fiyat Tespit Komisyonları ” kurulacağının belirlendiği,
Fiyat Tespit Komisyonları tarafından da; resmi ve özel sağlık kurumu, kuruluşlar ve işletmelerinden satın alınacak her türlü sağlık hizmetleriyle ilişkili diğer hizmetlerin, tıbbi malzeme ve araç gereçleri ile ortez, protez ve iyileştirici cihazların satınalma yöntemleri , normları ve ücretlerinin belirleneceği, Fiyat Tespit Komisyonlarınca düzenlenecek işlemlerden sonra, … tarafından da mevzuatlarındaki gerekli düzenlemenin yapılmasını takiben uygulanamaya konulacağı hükümlerini ihtiva ettiği anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda ” Ortak Tedavi Protokolü ” hükümleri gereğince davacı Sandık tarafından iyileştirici nitelikteki tıbbi sarf malzemeleri arasında bulunan kalp pillerinin ve elektrotlarının yürürlükteki fiyatlarının … Rayiç Bedel Tespit Komisyonu tarafından tespit edilen yeni tutarlarına çekilerek yeniden düzenlenmesine ve geriye dönük olarak 10.08.1998-05.06.2003 tarihleri arasında Sandık aleyhine oluşan fiyat farklarının borç çıkartılması çalışmalarının Kroner Stent , İntraaortic, Balon Katater ve Kalp Kapağı çalışmalarında yapıldığı üzere hastanelere ayrı ayrı çıkartılmasına ” şeklinde alınan karar doğrultusunda davalı şirket ile davacı sandık arasında akdedilen sözleşmenin UYGULAMA ESASLARI başlıklı bölümünün , ödeme şartları kısmının h ve i bentlerine göre davalı firmanın diğer kurum ve kuruluşları ile yapılan fiyat indirimlerini davacı sandık içinde uygulayacağı, davalı firmanın sözleşmenin 5-B /d.e.f.g.h madde ve fıkralarında belirtilen esaslara aykırı fiil ve hareketlerde bulunması halinde ödemesi yapılmış olan malzeme bedellerini, ödeme günündeki döviz baz alınmak suretiyle hakkın doğum tarihinden itibaren geri alım ( istirdat) günündeki Merkez Bankası döviz satış kuru karşılığı Türk Lirası üzerinden KDV dahil olarak ve yasal faizi ile birlikte istihkaklarından sandıkça yapılacak tahsilatı ve nakden ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği hususları düzenlenmiştir.
Dava konusu olay kamuoyunda ” Neşter Operasyonu ” olarak bilinen ve firmalarca düşük fiyatlarla temin edilen malzemelerin, kurumlara yüksek fiyatlarla satılması olarak açıklanan olaydır. Bu durumun ortaya çıkması üzerine söz konusu malzemeleri satan firmalara yazı yazılarak, gerek doğrudan hak sahiplerine sattıkları gerekse de özel hastanelere, hak sahiplerine kullanılmak üzere satılan ve özel hastanelerce de Sandığa fatura edilen Stent için 300 USD ( KDV dahil) , Kalp Kapağı için 1070 USD ( KDV dahil) ve İntraaortic Balon için de 680 USD ( KDV dahil) olarak … tarafından belirlenen fiyatların farkının ödenmesi istendiği, Kardioyoloji ve Kardiyovasküler Cerrahi dalında 29.3.2002 tarihinden önce yapılan sözleşmelere göre ameliyatlarda kullanılan sözü edilen malzemelerin bedeli firmaların Sandıkla yaptığı anlaşmalardaki fiyatlardan ödenmekte iken, malzemelerin diğer sosyal güvenlik kurumlarına daha ucuz verilmesi halinde aradaki farkın sandığa ödeneceğine dair sözleşmelere hüküm konulduğundan … ‘nun ilgili malzemeler için belirlediği fiyat üzerinden 10.08.1998 tarihinden itibaren alınan malzemeler için firmalara borç çıkartıldığı ve bu suretle de davacı Sandık tarafından da firmalardan fiyat farkının ödenmesinin talep edildiği, ancak firmaların malzemeleri hastanelere daha ucuza verdiklerini belirterek ve belgeleyerek fark ödenmesine itiraz ettikleri, hastanelerle yapılan sözleşmelerde malzeme fiyatlarının en yüksek bedeli göstermekte olup, hastanelerin ameliyatta kullandığı malzemeyi daha ucuza almaları halinde Sandığa bu miktarı fatura etmeleri gerektiği, aksi halin fesih sebebi sayılacağı da taraflar arasındaki sözleşmelerle belirlenmiştir.
Sistemin işleyiş şekline ilişkin olarak özel hastaneler tarafından paket işlemlere ilave olarak ödenen malzeme bedellerinin sandıktan talep edilmesi aşamasında malzemeyi satan firma tarafından hastane adına düzenlenen fatura fotokopisinin ibraz edilip, fatura tutarının sandık tarafından belirlenen protokol fiyatlarına uygun olması durumunda da ödeme yapıldığı, ancak gönderilen belgelerin incelenmesi sırasında uygun görülen malzeme bedelinin Sandık tarafından ödenmesini takiben hastane tarafından firmalara söz konusu faturalar için ” Hizmet Bedeli ” vb. isimlerle iskonto mahiyetinde fatura düzenledikleri, böylece daha düşük fiyatla temin ettikleri malzemeleri gerçek alım bedellerini saklamak suretiyle sandığa ödettikleri şeklinde açıklama yapıldığı, bu şekilde gerçekleşen olay üzerine davalı tarafından direk davacı Sandığa fatura edilen ve davalının borç listesinde adı geçen hastanelere fatura ettiği, ilgili hastaneler tarafından da davacı Sandığa fatura edilen Kalp Pili ve Aksesuar malzemelerden dolayı 20.02.2004 tarih ve 8342 sayılı yazı ile 667.337 USD borç tespit edildiği ve davalı firmanın hesabına işlendiği, davalı firmanın Sandığa gönderdiği 25.849,54 USD miktarındaki fatura bedeli mahsup edildikten sonra, kalan borcun 641.487,46USD olduğu, bunun da dava konusu edildiği anlaşılmaktadır.
Neşter Operasyonu olarak bilinen olay sebebiyle …. Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasında, bilahare devir sureti ile …. Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasında verilen 3.11.2015 tarihli kararla , davalı … yetkilisi … hakkında mal satışından kaçınmak fiilinden dolayı CMK nun 223/8 maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılamada alınan raporlar hükme dayanak etmeye elverişli olmadığından toplanan tüm deliller ve iddia ve savunma doğrultusunda bu kez mahkememizce yeminli mali müşavir bilirkişi, eczacı bilirkişi ve Kardioloji Enstitüsünden Kalp Damar Cerrahı Prof. Bilirkişiden oluşturulan heyetten rapor alınmış 23.01.2013 tarihli raporda ” …
” Davacı T.C…. ile davalı … End Cih. Tic.Ltd.Şti. arasında akdedilen 20.12.1999 tarihli sözleşmenin “Uygulama Esasları” başlığı altında B-ödeme Şartları başlıklı kısmının (h) ve (i) bendinde yer alan hükümler göz önünde bulundurularak, davacı …nın alacağının varlığına kanaat hasıl olmakla birlikte, davalı yanın itirazlarının değerlendirilmesi ve asıl taktirin mahkemeye ait olduğu,
Ancak, raporda 7. Maddede arzedildiği üzere, kalp pili ve aksesuar malzemeleri itibariyle gruplandırılan borç listelerindeki heseplamaların doğruluk kontrolünün ve gerekli karşılaştırmaların yapılabilmesi için ihtiyaç duyulan ve borç üstelerinde yer alan;
– Davacı Sandıkça ödenen tutarlara ilişkin ödeme belgelerinin,
– Ödenmesi gereken tutartara ilişkin olarak her cins kalp pili ve aksesuar malzemesi için dayanak belgelerin,
-Davalı firma veya Hastaneler tarafından davacı Sandığa düzenlenen fatura örneklerinin,
– Ayrıca, toplam 14 sayfadan ibaret her iki borç listesindeki toplam (342+216=) 568 malzeme için taraflar arasındaki 20.12.1999 tarihli sözleşmenin “Uygulama Esasları” başlığı altında B-Ödeme Şartları başlıklı kısmının (h) ve (i) bendi kapsamında davacı Sandık aleyhine oluşan farkların manuel olarak hesaplanması mümkün olmadığından, borç listelerinin bilgisayar ortamında üretildiği ve bilgisayar ortamında yapılan çalışmaların sonucu olduğu anlaşıldığından, davacı Sandık tarafından borç listelerine dayanak olan bilgisayar ortamında elde edilmiş olan çalışmalara ait raporların sunulması gerektiği ” rapor edilmiştir.
Davacı vekili tarafından bilirkişi raporu doğrultusunda yeniden belge sunulmuş ve aynı bilirkişiler heyetinden 13.11.2013 tarihli ek rapor alınmış, ek raporda da sunulan belgelerin 23.01.2013 tarihli kök raporun sonuç bölümünde ihtiyaç duyulan vedahi 18.02.2013 tarihli duruşma tutanağının 2. maddesinin a ve c bentlerinde talep edilen hususları karşılamadığı, bu itibarla gerekli karşılaştırmaların yapılmasının mümkün olmadığı rapor edilmiştir.
Davalı vekili bu aşamalarda davacının ispat külfetini yerine geti…iğinden bahisle haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini beyan etmişler, davacı vekili ise, vekiledeninin resmi bir kurum olduğunu, ödemelere ilişkin doğruluk kontrolüne ihtiyaç duyulmasının haklı bir gerekçesi olmadığını, dosyaya sunulan belgelerin alacağı kanıtlamaya yeterli olduğunu beyanla, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir.
Ancak yargılama sırasında mahkememizce bilirkişi raporlarında eksik olduğu bildirilen belgelerin ceza dosyası içinde bulunabilme ihtimali karşısında davacı vekiline bu konuda ve yeni bir bilirkişi incelemesi talep edip etmedikleri hususunda beyanda bulunmak için 09.04.2014 tarihli celsede süre verilmiş, bu aşamalardan sonra mahkememiz heyetine intikal eden dosyada davacı vekilinin 09.05.2014 tarihli dilekçeleri ve talepleri kapsamında 23.01.2013 tarihli raporu düzenleyen heyete tıbbi cihaz sektör uzmanı ve borçlar hukuku kürsüsünden hukukçu bilirkişinin de katılımı suretiyle heyet ek rapor alınmasına karar verilmiş, ancak mahkememizce sonradan atanan sektör uzmanı bilirkişi ve hukukçu bilirkişi heyete katılmaksızın 04.10.2016 havale tarihli ayrık raporlar ibraz etmişler, heyette bulunan ve daha evvel rapor düzenleyen bilirkişiler ise, bir kısmının meslekten men’i, bir kısmının ise heyet halinde bir araya gelinemediği ve taraflarına dosyanın yeniden rapor için verildiğinden haberdar olmadıkları, birlikte irtibat kurulmadığını bildirdikleri, heyet halinde rapor verilmediği görülmüştür.
Bu kez mahkememizce son olarak ve daha evvel verilen ara karar doğrultusunda ayrık ropar düzenleyen bilirkişiler hariç tutulmak suretiyle ve görevden men edilen bilirkişiler yerine yeni isimler tayin edilmek suretiyle oluşturulan bilirkişiler heyetinden ek rapor alınmasına ilişkin 09.03.2017 tarihinde verilen ara karar doğrultusunda yeminli mali müşavir bilirkişi, medikal malzeme ve klinik destek uzmanı bilirkişi ve kardiyoloji kürsüsü öğretim üyelerinden Prof. kalp uzmanı bilirkişiye verilmek suretile bilirkişiler heyetinden 29.1.2018 tarihli ikinci ek rapor alınmıştır. Bilirkişiler raporda;
“… Davacı vekilinin 09/05/2014 tarihli ve 22/05/2014 dilekçesi, 22,05.2014 havale tarihli dilekçesi ekinde dosyaya sunulan ceza dosyasından temin edilen belge örnekleri ile ek bilirkişi raporu örneği üzerinde yapılan ek incelemelerde;
13.11.2013 tarihli ek bilirkişi raporunda belirtildiği üzere mahkemenin 18.02.2013 tarihli celsesinde alınan 2 nolu ara karar kapsamında 130 adet bilgisayar çıktılarının tetkikinde, bunların kök raporda belirtilen 9 sayfalık ve 342 kalem halindeki listenin sadece 130 kalemine ilişkin davalı şirket faturalarına ait tüm bilgileri ve davacı kurumca yapılan ödemeleri içerdiği, ancak geri kalan (342-130=) 212 kalem alacağa ilişkin davalı faturalarına ait bilgiler ile yine kök raporda belirtilen 5 sayfalık listede yer alan 216 kalem alacak kalemi ile ilgili davalı faturalarına ait bilgileri içermediği, bu defa 3/b bentte açıklandığı üzere geri kalan (342-130=) 212 kalem alacağa ilişkin olarak ceza dosyasında, davalı … Endüstriyel Cihazlar Tic.Ltd Şti.tarafından 07.01.2002-31.12.2002 tarihleri arasında resmi ve özel hastaneler ile sağlık gereçleri bayilerine ve diğer resmi ve özel kişiler adına düzenlenmiş toplam 192 adet sağlık malzemesi araç, gereç faturalarına yer verildiği,
Ancak … İl Müdürlüğü … Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 06 03.2013 tarih ve … sayılı yazısı ekinde dosyaya sunulu bulunan;
-1.sıradaki 67 adet belge fotokopilerinin, mahkemenin 18.02.2013 tarihli celsesinde alınan 2 nolu ara kararında istenilen belgeler olmamasının,
– 3.sırada yer alan 8 adet yazı ve tutanak örneklerinden, davacı kurumca 1998-2006 yılları arasında şahıs ve kurumlara yapılan sağlık ödemeleri ile ilgili rapor, reçete, fatura v b evrakın Sandık İmha Yönetmeliği uyarınca imha edilmiş olmasının mahkemece değerlendirilmesi gerektiği ” tespit ve rapor edilmiştir.
Ek rapora davacı … vekili tarafından ayrıntılı olarak itiraz edilmiş, dosyadaki belgelerin resmi belge niteliğinde olup, alacak taleplerinin dayanağı tüm bilgi ve belgelerin Kurumun Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğünden istenerek yeniden inceleme yapılması hususunda talepleri dosya kapsamına, davacı vekiline bu konuda defalarca bilgi ve belgelerin ibrazı için süre verilmesine ve alınan raporlara göre reddedilmiştir.
Toplanan tüm delillere, iddia ve savunmaya , birden çok fazla alınan bilirkişiler heyeti raporlarına göre ;
Başlangıçta davacı olan … ile ( devir ile …) davalı …… Ltd. Şti. arasında, dava ve cevap dilekçelerinde bahsi geçmese de 20.12.1999 tarihli (25.12.1999 tarihinde yürürlüğe giren) ve iyileştirici nitelikteki her türlü malzeme, cihaz, ortez ve protezin satış ve dağıtımına dair sözleşme bağıtlandığı hususunda tarafların aşamalardaki ikrarları da ( davacı …’nun en son 28.6.2016 tarihli bilirkişi raporuna ilişkin beyan dilekçesi ve ekinde …. Asliye Hukuk Mah. … esas sayılı dava dosyasına davacı … … Ltd. Şti. tarafından verilen temyiz dilekçesi sureti ) nazara alındığında çekişme yoktur. Sözleşme altındaki imza yönünden, imzanın davalı şirket yetkilisi …’a ait olmadığı itirazı ileri sürülmüş ise de, sözleşme ve hükümlerinin uygulandığı ve taraflar arasında geçerli olduğu anlaşılmakla, bu hususta imza incelemesine, sözleşmenin geçerliğinin tartışılmasına gerek duyulmamıştır. Yargılama sırasında 02.06.2011 tarihli heyet ara kararında da sözleşmedeki imzaya itiraza rağmen ticari ilişkinin varlığı kabul edilmekle itirazın sonuca etkili görülmediği değerlendirilmiştir. Bu durumda sözleşmeye dayalı konularda genel 10 yıllık zamanaşımının uygulanacağı ve somut olayda zamanaşamının dolmadığı anlaşılmaktadır. Davalı, TTK 25(4) madde hükmü gereği ayıpla ilgili hak düşürücü sürelerin geçmiş olduğuna dair ve BK. 66′ da belirtilen sebepsiz zenginleşmeye ilişkin zamanaşımına dair savunma yapmış ise de, davacı tarafından ileri sürülen talep sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan tazminat talebi olarak değerlendirildiğinden ve olayda ayıp hükümlerinin uygulanma yeri bulunmadığından bu savunmalara itibar edilmemiştir.
İşbu davada, … mensuplarının tedavisinde kullanılan tıbbi malzemelerin, tıbbi cihazların, ortez ve protezlerin temininin davalı tarafından temini ve davacı … tarafından ise kesilen faturaların karşılığının ödeneceğine dair bağıtlanan ve 25.12.1999 tarihinde yürürlüğe giren sözleşme kapsamında , davalının kestiği faturaların davacı tarafça ödendiği, ancak 7.11.2000 tarihinden itibaren yürürlüğe giren …, …, Bağ-Kur arasında bağıtlanmış ” Ortak Tedavi Protokolü” hükümleri uyarınca Sandığa fatura edilen Kroner Stent , Kalp Kapağı ve İntraaotic Balon Katater ödemelerinin incelemeye alınması sonucu davalıya borç çıkarılmış olması sebebiyle, borç olarak çıkarılan miktarın iadesi talep edilmektedir.
… mali ve idari bakımdan özel bir kamu kurumudur. Kamu kurumlarınca yapılan mal ve hizmet alımları ilke olarak 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa tabidir. Ancak, 4734 sayılı kanun, bir kısım sözleşmeleri herbirine ilişkin ayrı özel sebeple kapsam dışı bırakmıştır. Sağlık yardımı yapılmasını gerektiren sigorta olaylarının ihale yapılmasını olanaksız kılacak kadar çok sayıda olması alımların ani veya hızlı gerçekleşmesi sebebiyle bu alımlar, Kamu İhale Kanunu ve Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu kapsamı dışında tutulmuştur. Bununla birlikte bu sözleşmelerin konusu olan mal ve hizmetlerin sağlanmasında kurumun ve genel idarenin yetki ve görevleri , bu mal hizmetlerden yararlanacak kişilerin kimler olduğu, kurumca finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin neler olduğu, katılım payı alınacak mal ve hizmetlerin neler olduğu, katılım oranının belirlenme yöntemleri ve ilave ücret alma koşulları gibi birçok husus 5510 sayılı kanunda düzenlenmiştir. Bu sözleşmelerin yapılmasının amacı kendilerine sosyal güvenlik hükümleri ile sağlık yardımı yapılması öngörülmüş olan sigortalı ve hak sahiplerine mal ve hizmet sağlanmasıdır. Bu kapsamda yapılan genel değerlendirmeye göre, … alacağının varlığı öngörülebilir ise de , mevcut alacağın ibraz edilecek bilgi ve belgelerle ispatlanması zorunludur.
Davacı tarafından alacak iddiasına dayanak olarak dosyaya sadece borç döküm listeleri sunulmuş, davacı vekili tarafından kurumun bir kamu kurumu olup, tüm kayıtların resmi belge hükmünde olduğu kurum tarafından kayıtlara istinaden düzenlenip dosyaya sunulan ve dava konusu alacağın dayandığı alacak kalemlerine ilişkin faturalarda sıra no , emekli sicili, malzeme kodu, malzeme adı, adet, ödeme tutarı, ödenen döviz tutarı, ödenmesi gereken borç USD , kalp pili adedi, fatura tarihi, fatura numarası, ödeme tarihi, ödeme no, hastane adının ayrıntısı ile yeraldığı, kayıtların resmi kayıtlar olduğu ve bunlara itibar edilmesinin zorunlu bulunduğu, listelerde yeralan bilgilerin başkaca bilgiler ve belgelerle doğrulanmasının davanın kabulü bakımından mutlak bir zorunluluk olmadığı, aksi halde kurum kayıtlarının bu belgelerle karşılaştırılması gerektiğinde incelemenin sadece dosya üzerinde değil, gerektiğinde kurumun ilgili dairesinde yerinde inceleme yapılması suretiyle açığa çıkarılması gerektiği, ayrıca dosyada talep edilen belge ve bilgilerin Kurumun Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılarak istenmesi gerektiğine ilişkin son savunmadan da anlaşılacağı üzere dosyada davacı yanca düzenlenen listeler ve faturalar içeriklerinin tüm aşamalarda bilirkişiler tarafından talep edilen diğer bilgi ve belgelerle doğrulanmadığı, davacının davanın açıldığı 2005 yılından buyana halen ilgili belgelerin söz ettiği kurumlardan yeniden istenmesine, yada kurumda inceleme yapılmasına dair istemlerinin davayı uzatmaya matuf olduğu, yargılama boyunca davacıdan kalp pili ve aksesuar malzemeleri için düzenlenen borç listelerindeki hesaplamalara dair davacı Sandıkça yapılan ödeme belgelerinin, kullanılan kalp pili aksesuar malzemesi için ödenmesi gereken dayanak belgelerin , davalı firma ve hastaneler tarafından davacı Sandığa düzenlenen fatura suretlerinin ve yanlar arasında bağıtlanan 20.12.1999 tarihli sözleşmenin “Uygulama Esasları” başlığı altında, ödeme şartları başlıklı kısmının h ve i bentleri kapsamında Sandık aleyhine oluşan farklara dair davacı tarafından bilgisayar ortamında elde edilmiş olan çalışmalara ait raporların sunulmasının istenildiği ancak, sunulamadığı, defalarca davacıya bu konuda süre verildiği ve somut olay bakımından gerçeğin açığa kavuşturulması için ne şekilde inceleme yapılamasını istediklerine dair talepleri sorulduğu ve süre verildiği ve buna rağmen kurum tarafından düzenlenen listelerin, dayanağı da belgelerin sunulmadığı anlaşılmakla, ispatlanamayan davanın reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla
HÜKÜM
1-)DAVANIN REDDİNE,
2-)Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-) Davacı yanca yapılan tüm yargılama giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,
4-)Davalı tarafından yapılan 28,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-)Davalı duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 49.298,52-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-) Davacı/davalı tarafından yatırılan gider /delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı/davalı/vekillerine iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle karar verildi. 17/05/2018

Başkan e-imzalıdır.

Üye e-imzalıdır.

Üye e-imzalıdır.

Katip e-imzalıdır.