Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/172 E. 2018/71 K. 08.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/172 Esas
KARAR NO : 2018/71
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 12/12/2005
KARAR TARİHİ : 08/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan …’in 05.07.1995 tarihinde vekiledeni bankaya kredi başvurusunda bulunduğunu, hesap açılışında alınan “Lehtar Sahibinin Kimliğinin Doğrulanması” (Verification of The Beneficial Owner’s Identity) başlıklı 05.07.1995 tarihli belgede, lehtarın … olduğunun belirtildiğini, 10.01.2001 tarihinde vekiledeni şirketle müşterisi … arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davalıların da bu sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla yer aldıklarını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine keşide edilen 24.08.2004 tarihli ihtarname ile hesabın kat edildiğini, 30.07.2004 tarihi itibariyle toplam 4.457.580,22 USD borcun üç gün içinde ödenmesinin ihtar edildiğini, davalılardan …’in vekiledeni bankaya ipotekler verdiğini, davalıların kredi borçlarını ödememeleri üzerine davalı … Ltd.’nin vekiledeni bankaya … Boru Profil San. ve Tic. A.Ş.’nin keşidecisi, …’in de avalisti olduğu 23/07/2004 vade tarihli 5.500.000 USD’lik bir senet verdiğini beyanla, şimdilik 500.000 USD. lik kısmının, davalılardan dava tarihinden itibaren Genel Kredi Sözleşmesinin 8. Maddesine göre işleyecek faizi ile birlikte, müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:Davalılar vekili cevap dilekçesinde; İstanbul .. ATM. nin … Esas sayılı dosya ile görülmekte olan 5.500.000 USD. tutarındaki senet takibinden tahsilat yapılamadığı için bu davanın açıldığını, davacının davasına dayanak teşkil eden GKS’deki imzaların müvekkillerine ait olmadığını, vekiledenlerinin herhangi bir krediden borçlarının bulunmadığını, böyle olduğu kabul edilmiş olsa dahi söz konusu iddiaların asılsız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu; vekiledenlerinin 1995’de kredi hesabı açtırdığını, 2001 yılına kadar taraflar arasında herhangi bir Genel Kredi Sözleşmesi bulunmadığının ikrar edildiğini, ihtilafın İsviçre Mahkemelerince, İsviçre Hukukuna göre çözümlenmesi gerektiğini, davacı yanın hesapları kat etmediğini, GKS’ye vekiledenleri tarafından kefil sıfatı ile imza atılmadığını, üç ayda bir noter marifetiyle gönderilmesi gereken hesap özetlerinin gönderilmediğini, hesap özetlerinin gönderilmemesi ile hangi cari faiz oranı uygulandığının belli olmadığını, 2001 öncesi herhangi bir kredinin kullanılmadığını, 2001 yılı sonrası kullanılan kredilerin de bankaya ödenmiş olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 14 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2007/554-450 E K SAYILI DAVA DOSYASINDA
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; Mahkememizde açılan davadaki tüm iddiaları tekrarla Mahkememizde açılan davada alacağın sadece 500.000-USD lik kısmı için alacak davası açıldığını davanın halen derdest olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla dava açıldığında dava konusu edilmeyen bakiye 3.957.580,22-USD’ninde Genel Kredi Sözleşmesinin 8. maddesine göre işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:Davalılar vekili cevap dilekçesinde; ticari ilişki olmamasına rağmen 2004 yılında İstanbul ….İcra Müdürlüğünün .. sayılı ile 4.478.382,26-USD’lik takip başlatıldığını, kendilerince İst. … İcra Hâkimliğinin … sayılı dosyasından takibe ve imzaya itiraz edilmesi üzerine yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde senetteki imzanın vekiledeni şirket eli mahsulü olmadığının ortaya çıktığını ve vekiledeninin itirazları kabul edilerek vekiledeni şirket bakımından takibin durdurulmasına karar verildiğini, ayrıca aynı konuda İstanbul .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile dava açılmıp olup, davanın halen derdest olduğunu, Kredi sözleşmesinin 6. maddesi gereği yargılama yetkisinin kullanılacağı yer olarak Cenevre olarak belirlendiğini beyanla davanın derdestlik nedeni ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini ve yetkisiz Türk mahkemelerinde açılmış bulunan davanın usul yönünden reddine, usule ilişkin itirazları kabul edilmez ise haksız sebepten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Asıl dava ve birleşen dava, davacı ile kredi borçlusu davalı … arasında diğer davalıların müşterek borçlu müteselsil kefaletleri ile bağıtlanan genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi sebebiyle tahsili talebine ilişkindir.
Yargılama esnasında davalılardan … Boru Profil San ve Tic. A.Ş iflas etmiş olup, müflis şirket iflas idaresi davaya dahil edilmiş ve müflis şirket yönünden davaya kayıt kabul davası olarak devam edilmiştir.
Mahkememizce iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu doğrultusunda yapılan yargılama sonunda verilen 2005/1050-2010/713 E. K. sayılı, 20/12/2010 tarihli karar ile “.. asıl ve birleşen davada davalılarından … Boru Profil San ve Tic. A.Ş.’nin 18.12.2007 tarihinde iflas ettiği anlaşıldığından, iflas tarihi itibari ile davacı alacağı olan 4.865.442,76 USD’nin iflas masasına kayıt ve kabulüne, diğer davalılar yönünden açılan davanın kabulü ile asıl davada 500.000,00 USD’nin dava tarihinden itibaren sözleşmenin 8. maddesinde belirtilen %2,685 oranında temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, birleşen davada 3.957.580,22 USD.’nin 21.07.2004 hesap kat tarihinden temerrüt tarihlerine kadar %1,79 cari faiz oranı, temerrüt tarihlerinden itibaren sözleşmenin 8. maddesinde belirtilen %2,685 temerrüt faiz oranı uygulanmak sureti ile davalılardan tahsiline” karar verilmiştir.
Karar, davalılar … ve … vekili ile Müflis … Boru Profil San. A.Ş. iflas İdaresi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine ; Mahkememiz kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2011/6312 – 2013/9442 E.K. Sayılı 09.05.2013 tarihli ilamı ile ; “…….. Davalı Müflis … Boru Profil San A.Ş. iflas İdaresi vekili ile davalı … vekilinin tüm ve davalı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Asıl ve birleşen davalar, banka kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Yukarıdaki bentte de belirtildiği üzere, mümeyyiz davalılar vekilince dava konusu genel kredi sözleşmesindeki imzaların müvekkillerine ait olmadığı savunulmuş, mahkemece bu konuda bir imza incelemesi yaptırılmamıştır. Oysa yine yukarıda belirtilen ihtarname ve yazı nedeniyle davalı … yönünden imza incelemesinin yaptırılmasına gerek yoksa da, davalı … yönünden bu türden bir belgenin dosyaya sunulmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durum karşısında mahkemece, dava konusu 10.01.2001 tarihli genel kredi sözleşmesindeki imzanın davalılardan …’e ait olup olmadığı konusunda imza incelemesi yaptırılmadan ve neden imza incelemesine gerek duyulmadığı karar yerinde belirtilmeden, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır ” gerekçesi ile ancak mümeyyiz davalılar vekilince Mahkeme kararının sadece asıl dava yönünden bozulması talep edildiğinden asıl dava yönünden bozulmuş, Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekilinin talepleri doğrultusunda mahkememizce verilen ilk hükme kısmen kesinleşme şerhi verilmiş davanın tefriki talepleri reddedilmiştir.
Bozma ilamı doğrultusunda davalı …’in huzurda oturarak ve ayakta birden fazla ıslak imzaları alınmış, davalı …’e ait 2001 yılı ve öncesine ait mukayeseye esas ıslak imzalı tüm belgeler, Ataşehir tapu sicil müdürlüğünde mevcut tapu kayıtları asılları toplanmış, davaya dayanak imzası inkar edilen Genel Kredi Sözleşmesi aslı uzun araştırmalardan sonra en son İstanbul 4. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından (Mahsenden ) getirtilmiş, toplanan tüm belgelere göre, dosya İstanbul Jandarma Kriminal Labarutuvarına gönderilerek dosya arasında mevcut mukayeseye esas ıslak imzalı belgeler ile davaya dayanak GKS altındaki imzanın davalı …’e ait olup olmadığı hususunda rapor alınmış, İstanbul Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliğinin 23.11.2017 tarih 76694383-901-2595814/Krim sayılı uzmanlık raporunda; “inceleme konusu belgeler üzerinde … adına atılı bulunan imzalar ile …’in mukayese imzaları arasında yapılan inceleme ve karşılaştırma da imzaların genel şekli ve işleklik derecesi, imzaların başlangıç hareketinin yapılışı, imzalardaki dikey çıkış hareketlerinin yapılışı, imzalar içerisindeki buklesel el hareketlerinin yapılışı, imzaların bitim hareketinin yapılışı, kaligratif ve karakteristik özellikler yönünden benzerlik görüldüğü, söz konusu imzaların …’in eli ürünü olduğu” kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili rapora itirazları olmadığını, iddialarını teyit ettiğini bildirmiş davalı vekili ise rapora itiraz ederek dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesini talep etmiştir.
Gelinen aşamada ve dosyanın İstanbul Jandarma Kriminal Enstitüsüne yan vekillerinin 09.03.2017 tarihli celsede olurları alınmak suretiyle gönderildiği, raporun bilimsel, son derece teknik aletler kullanılarak düzenlendiği anlaşılmakla, davalı vekilinin imza incelemesi yönünden dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi talepleri reddedilmiştir.
O halde davaya dayanak 10/01/2001 tarihli 6.200.000-USD tutarlı 1 adet Genel Kredi Sözleşmesi altında davalı …’e atfen atılı imzanın bu şahsın ürünü olduğu anlaşılmakla daha evvel Mahkememizce verilen 20/12/2010 tarihli karar uyarınca ve bilirkişiler Doç. Dr Halil Akkanat, Mali Müşavir Bankacı Mevlüt Şengür’den oluturulan bilirkişiler kurulundan alınan 12/02/2009 tarihli bilirkişiler raporu kapsamında davacı banka ile davalı …Şti arasında bağıtlanan 6.200.000USD tutarlı genel kredi sözleşmesi uyarınca davalı …’in sözleşme kapsamı ve ihtarnameye göre 04/09/2004 temerrüt tarihine ve yıllık %2,685 temerrüt faizi oranına göre müşterek borçlu müteselsil kefil …’ten 4.457.580,22-USD alacaklı olduğu anlaşılmakla davalı … yönünden davanın kabulüne, ancak … yönünden birleşen davanın temyiz edilmediği ve kesinleştiği anlaşılmakla, yine diğer davalılar yönünden asıl ve birleşen davanın kesinleştiği anlaşılmakla, yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla
HÜKÜM:
1-)ASIL DAVA VE BİRLEŞEN İSTANBUL 14 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2007/554 E SAYILI DAVA DOSYASINDA;
Davalı … dışında diğer davalılar yönünden Mahkememizce verilen 2005/1050-2010/713 E K sayılı 20.12.2010 tarihli karar kesinleşmiş olmakla YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
2-)ASIL DAVADA ;
DAVANIN KABULÜNE,
500.000-USD’nin diğer davalılarla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla dava tarihinden itibaren sözleşmenin 8.maddesinde belirtilen yıllık %2,685 oranında faizi ile birlikte davalı …’ten tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 46.382,49-TL ilam harcından peşin alınan 9.166,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 37.215,99-TL harcın bozma öncesi ilgili vergi dairesine yazılan 31,166,10-TL miktarlı harç tahsil edilmiş ise mahsubu ile bakiye 6.040,89-TL harcın tahsiline, tahsil edilmemiş ise 37.215,99-TL harcın davalı …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Bozmadan evvel ilk hükümle karar altına alınan yargılama giderleri toplamı 10.757,30-TL nin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ve bozmadan sonra yapılan 277.05-TL davetiye/müzekkere giderinin davalı …’ten tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 41,110,00-TL nispi vekalet ücretini ilk hükümle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine, ilk hükümle karar altına alınan 36.730-TL vekalet ücreti ödenmiş ise aradaki farkın davalı …’ten tahsiline,
6-)Davacı/davalı yanca yatırılan gider/delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı/davalılar/vekillerine iadesine,
BİRLEŞEN İSTANBUL 14 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2007/554-450 E K SAYILI DAVA DOSYASINDA
7-) DAVANIN KABULÜNE,
Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 3.957.580,22-USD’nin hesap kesim tarihi 21.07.2004 tarihinden itibaren temerrüt tarihi 04.09.2004 tarihine kadar %1,79 faizi, temerrüt tarihinden itibaren sözleşmenin 8.maddesi uyarınca %2,685 temerrüt faizi uygulanmak suretiyle davalı …’ten tahsili ile davacıya verilmesine, (İlk 20/12/2010 tarihli hükümle birleşen dava yönünden verilen bu karar kesinleşmiştir. )
8-)Birleşen dava yönünden davalı … yönünden de hüküm kesinleşmiş olmakla, yeniden yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmetmeye yer olmadığına,
Dair davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı ilamın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/02/2018
Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …