Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1530 E. 2022/895 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1530 Esas
KARAR NO : 2022/895

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 21/11/2014
KARAR TARİHİ : 08/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili Bankanın Firuzköy Şubesi ile dava dış… Ltd. Şti. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden borçlu şirkete kredi açılarak kullandırıldığını, davalı borçlu …’un kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, ancak kullandırılan kredilerin geri ödenmesinde sorunlar yaşanması nedeniyle kredi hesaplarının Beşiktaş … Noterliği’nden 16.07.2014 tarih ve… yevmiye numarası ile gönderilen ihtarname ile kat edildiğini, ihtarnamenin tebliğine rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlular hakkında İstanbul .. .İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından 674.135,88 TL alacak miktarı üzerinden haciz yolu ile icra takibi başlattıklarını, ödeme emrinin tebliği sonrasında borçlunun ödeme emrine itiraz edip takibi durdurduğunu, itirazın iptal edilerek takibin devamını temin için itirazın iptali davası açılması zorunluluğunun doğduğunu, borçlunun itirazlarının kendilerine tebliğ edilmediğini, yapılan itirazların haksız olduğunu, alacaklarının muaccel olduğunu, banka kayıtları üzerinde yapılacak incelemede alacaklı oldukları ve alacak tutarlarının belirlenebileceğini, borçlunun itirazı haksız olduğundan tazminata mahkum edilmesi gerektiğini, borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı sayılı dosyasından yapılan takipteki itirazının iptaline, takibin devamına, lehlerine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davanın Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, görev ve yetki itirazında bulunduklarını, icra takibinin İİK.68/b maddesi gereğince ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren bir ay geçtikten sonra yapılması gerektiğini, müvekkilinin kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, Beşiktaş … Noterliği’nden 16.07.2014 tarih ve … yevmiye numarası ile gönderilen ihtara da Bakırköy … Noterliği’nden 21.07.2014 tarih ve … yevmiye numarası ile gönderdikleri ihtar ile itiraz ettiklerini, kredi sözleşmesinin müvekkiline kredi kullandırıldıktan sonra hileli bir şekilde banka çalışanı tarafından imzalattırıldığını, müvekkilinin kredi kullanan şirkete, kredi kullandırıldıktan sonra 25.11.2013 tarihinde hissedar ve müdür olduğunu, banka çalışanının başkaca evraklar imzalattığını söyleyerek hile ile kredi sözleşmesini imzalattığını, bu konu ile ilgili olarak…Cumhuriyet Başsavcıtığı’na… soruşturma numarası ile suç duyurusunda bulunduklarını, genel kredi sözleşmesindeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, imza incelemesi yapılması istediklerini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasına, sözleşme, banka defter ve kayıtları üzerinde yapılacak incelemeye dayanmışlardır.
Davaya dayanak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasında; alacaklı…Bankası T.A.O tarafından, borçlular…Ltd Şti., … ve … aleyhine, 675.329,77-TL alacağın tahsili için 25.07.2014 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiği, 21/08/2014 tarihinde … vekili tarafından imzaya, borca, tüm ferilerine itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce takip ve dahi dava tarihi itibariyle, davacı bankanın varsa alacak ve miktarının tespiti yönünden rapor aldırılmış, 16.11.2015 tarihli raporda:
”…Gerek İcra dosyası içeriği ve gerekse dava dosyası içeriği, taraflarca sunulan belgeler ve banka kayıtları üzerinde yaptığımız inceleme ve değerlendirme sonuçları aşağıda arz edilmiştir.
1. …’un 23.08.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesindeki imzasını inkar ettiği, imza imcelemesinin uzmanlığımız dışında olduğu,
2. Keza, 23.08.2013 tarihli genel kredi sözleşmesindeki …’a izafe edilen kefalete ilişkin el yazılarının …’a ait olup olmadığının da belirlenemediği,
3. Yine, …’un 23.08.2013 tarihi itibariyle evli olduğu, bu tarih itibariyle kefili olduğu şirketin ortağı veya yöneticisi olmadığı, buna rağmmen kefil olunan tarih itibariyle eş rızası alınmadığı,
İmza ve el yazısı incelemesi sonucunda imzanın ve el yazılarının …’un eli ürünü olduğu belirlenmiş olsa bile kefaletin verildiği 23.08.2013 tarihi itibariyle eş rızası alınmadığından kefaletin geçersiz sayılacağı,
Taraflar arasındaki 23.08.2013 tarihli kefalet sözleşmesi geçersiz olduğundan alacak tutarı bakımından ayrıca hesaplama yapılmadığı…” tespit ve rapor edilmiştir.
Kefilin eşinin icazeti dışında takip tarihi ve dahi arada ödeme var ise dava tarihine göre davacı bankanın alacaklı olup olmadığı, var ise miktarının tespiti yönünden rapor aldırılmış, 13.01.2017 tarihli raporda:
”…Gerek İcra dosyası içeriği ve gerekse dava dosyası içeriği, taraflarca sunulan belgeler üzerinde yaptığımız inceleme ve değerlendirme sonuçları aşağıda arz edilmiştir.
1. Alacaklı banka ile kredi borçlusu … Ltd. Şti. arasında 23.08.2013 tarihinde, 600.000,00 TL limitle genel kredi sözleşmesi imzalandığı,
Davalı …’un bu sözleşmeyi müteselsil kefil olarak limiti 1.500,000,00 TL limitle imzaladığı,
2. Gönderilen hesap kat ihtarnamesi …’a 16.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği,
Ödeme için 1 gün süre verildiğinden temerrüt tarihinin 17.07.2014 Perşembe günü mesai saati bitiminde oluşacağı,
Temerrüt faiz oranının 439 olduğu,
3. 25.07.2014 takip tarihi itibariyle alacak tutarının;
İ. 4000379407 numaralı SKA kredisi hesabından;
582.468,95-TL asıl alacak,
50.092,65-TL akdi faiz,
2.504,62-TL %5 gider vergisi,
4.978,91-TL temerrüt faizi %39,
248,94-TL gider vergisi olmak üzere toplam ; 640.294,07-TL olduğu,
ii. Tazmin edilmiş çek yaprağı kredisi hesabı:
12.320,00-TL asıl alacak,
793,98-TL akdi faiz,
39,69-TL %5 gider vergisi,
105,31-TL temerrüt faizi %39,
5,26-TL gider vergisi olmak üzere toplam ; 13.264,24-TL olduğu,
Buna göre alacaklı bankanın;
4000379407 numaralı … kredisi için 582.468,95 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren 9439 oranında temerrüt faizi işletilmek suretiyle 640.294,07-TL üzerinden,
Tazmin edilmiş çek yaprakları kredisi için 12.320,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren 39 oranında temerrüt faizi işletilmek suretiyle 13.264,24 TL üzerinden takibe devam edebileceği,
4. Banka kayıtlarına nazaran itirazın iptali davasının açıldığı 21.11.2014 tarihi itibariyle herhangi bir tahsilat olmadığı için ayrıca bu tarih itibariyle hesaplama yapılmadığı…” tespit ve rapor edilmiştir.
Daha evvel 18.02.2016 tarihli duruşmada mahkememiz dosyasına davacı vekili tarafından ibraz edilen ve Mahkememizin 1002 numaralı kasasına kayıt edilen ”eş rıza belgesi” nin 13.06.2018 tarihinde Av…’e iade edildiği anlaşılmakla, Eş rıza belgesi aslının Mahkememize ibraz edilmesi halinde, ilgili belgedeki imza ile davalı …’un eşi …’a ait olup olmadığı hususunda imza incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, 03.08.2021 tarihli raporda:
”:..Yazı ve imza incelemelerinde geçerli tüm grafolojik tanı yöntemleri dikkate alınarak; lup, stereomikroskop, … document dedector ve bilgisayar/scan kullanılarak yapılan incelemelerde;
İnceleme konusu … Bankası T.A.O. ile … Ştd. Şti. arasında imzalanacak Kredi Genel Sozleşmesı’ için düzenlenmiş 23,08.2013 tarihli eş rıza belgesinde Hatice Karakuş’a atfen atılmış imzanın, kişiye ait mevcut karşılaştırma imzalarına kıyasla, …’un eli ürünü OLMADIĞI, takliden atıldığı…” tespit ve rapor edilmiştir.
Taraf vekilleri rapora itiraz etmiş, davacı vekilinin itirazları kapsamında yeniden rapor aldırılmış, 21.12.2021 tarihli raporda:
”:..23.08.2013 tarihli Eş Rıza Belgesi metninde yer alan inceleme konusu Rıza veren (Eş) … adına atfen atılı imza ile …un mukayese imza örnekleri arasında yapılan karşılaştırmada imzaların benzer tarzda “H” harfi ile başlanıldığı, ancak takip eden grama örgüsünün, inceleme konusu imzada sağdan sola doğru, mukayese imzalarda ise farklı olarak soldan sağa doğru tersim edilerek, imza bitişine kadar tekrarlayan dönüş hareketleriyle devam ettiği belirlendiğinden, inceleme konusu imzanın dava dosyasında mevcut mukayese imza örneklerine kıyasla, …’un eli ürünü olmadığının kabulü gerektiği…” tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı vekili Mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir şekilde sonuç ortaya çıkarılacak Adli Tıp Kurumu Başkanlığından alınacak raporla karar verilmesi gerektiğini, işbu sebeple dosyanın Adli Tıp Kurumu Başkanlığına rapor tanzimi için gönderilmesini talep etmiş olup, dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş, 17.05.2022 tarihli Adli Tıp Fizik İhtisas Kurulu raporunda:
”… İnceleme konusu belgede … adına atılı majiskül “H” harfi ve yatay çizgilerden oluşan imzanın teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imza olması nedeniyle söz konusu imzanın aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere …’un eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği…” tespit ve rapor edilmiştir.
Davaya konu …Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık, Narkotik ve Ekonomik Suçlar Soruşturma Bürosu … Soruşturma nolu dosyasında şüpheliler hakkında iddianame düzenlenerek kamu davası açıldığı, kovuşturmanın İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesi’nin …İddianame Değerlendirme sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü anlaşılmakla, Mahkememizce iş bu dava sonucunun beklenilmesine karar verilmiş ise de; Mahkememizce 07.09.2022 tarihli ara karar ile; sonuca etkili olmayacağından İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesinin …Esas sayılı dava dosyasının sonucunun beklenilmesi ara kararından dönülmesine karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın İİK.m.67 uyarınca iptaline ilişkindir.
Davacı yan, davacı banka ile kredi lehtarı dava dışı …Ltd. Şti. arasında 23.08.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığı, davalının da sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını ileri sürerek icra takibi ve itiraz üzerine eldeki davayı açmış, davalı yan ise; kredi sözleşmesindeki kefil sıfatı ile kendisine atfen atılı bulunan imzanın hileli yollarla elde edildiğini, davalının kredi kullanan şirkete, kredi kullandırıldıktan sonra 25.11.2013 tarihinde hissedar ve müdür olduğunu, banka çalışanının başkaca evraklar imzalattığını söyleyerek hile ile kefalet sözleşmesini imzalattığını, eş rızası belgesinde eşine ait imzanın eşinin eli ürünü olmadığını, eşinin okuma yazma bilmediğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
O halde; dava konusu genel kredi sözleşmesinde, davalı kefile atfen atılı bulunan imzanın davalının eli ürünü olduğu hususu çekişmesiz olup, çekişme; kefalet sözleşmesinin eş rızasına tabi olup olmadığı, kefalet sözleşesinde davalının eşi Hatice Karakuş’a atfen atılı bulunan imzanın adı geçenin eli ürünü olup olmadığı, kefalet sözleşmesinin geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Borçlar Kanununun 583. Maddesinde; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükümlerinin yer aldığı, yine 584. Maddesinde; “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır (…) Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.” düzenlemesinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
İncelenen Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre, davalının 15.11.2013 tarihinde, yani kredi sözleşmesinin imzalanmasından sonra şirket ortağı olduğu, kefalette eş rızasının gerekli olduğu sonucuna varılmıştır.
Eş rıza belgesi aslı getirtilerek yaptırılan imza incelemesi sonucu alınan 03.08.2021 ve 21.12.2021 tarihli raporlara göre; inceleme konusu 23.08.2013 tarihli eş rıza belgesinde Hatice Karakuş’a atfen atılmış imzanın, kişiye ait mevcut karşılaştırma imzalarına kıyasla, …’un eli ürünü olmadığı, takliden atıldığı mütalaa edilmiştir.
İtiraz üzerine alınan 17.05.2022 tarihli Adli Tıp Kurumu, Fizik İhtisas Dairesi raporuna göre de; inceleme konusu belgede … adına atılı majiskül “H” harfi ve yatay çizgilerden oluşan imzanın teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imza olması nedeniyle söz konusu imzanın aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere …’un eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan taraf delilleri, hükme elverişli bulunan bilirkişi kök ve ek raporları, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin raporu ile tüm yargılama dosyası kapsamına göre, davacı banka ile kredi lehtarı dava dışı … Ltd. Şti. arasında imzalanan 23.08.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin davalı tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, sözleşme tarihi itibariyle davalının kredi lehtarı şirketin ortağı veya yöneticisi olmadığı, kefeletin geçerli olabilmesi için eş rızası gerektiği, sözleşmede bulunan eş rızası belgesinde davalının eşi Hatice Karakuş’a atfen atılı bulunan imzanın adı geçenin eli ürünü olmadığı, bu haliyle geçerli bir eş rızasının ve buna bağlı olarak kefalet sözleşmesinin mevcut olmadığı anlaşıldığından davanın reddine, davacı yanın takipte kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Davalı yanın icra tazminat talebinin REDDİNE,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 80,70-TL harçtan peşin alınan 8.142,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.061,30-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
4-)Davacı yanca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı tarafından yapılan 850,00-TL bilirkişi ücreti, 15-TL davetiye/tezkere gideri olmak üzere toplam 865,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 92.154,95-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-)Karar kesinleştiğinde davacının gider avansından artan bakiyesinin talep halinde iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2022

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır