Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1421 E. 2018/123 K. 27.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1421 Esas
KARAR NO : 2018/123
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 20/10/2014
KARAR TARİHİ : 27/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; … plakalı üst sınıf lüks otomobilin davacı şirket adına tescilli olduğunu ve şirketin hakim ortağı … tarafından kullanıldığını; 09.05.2014 tarihinde, …’ın bir arkadaşı ile alkol alacağı yemeğe giderken eskiden şoförlüğünü yapan …’ı da araç kullanması için yanında götürdüğünü, yemek sonrasında … plakalı otomobili …’ın kullandığı ve alkolsüz olduğunu; eve dönerken saat 00:30 sularında Yüksel Kırmızıkaya yönetimindeki … plakalı ticari taksi ve …’in yönetimindeki … plakalı motosiklet ile kazaya karıştıklarını; kaza sırasında motosiklet sürücüsü …’in hayatını kaybettiğini; …’ın yaralı olduğunu düşündüğü …’in başından kaskını çıkararak ilk yardımı yaptıktan sonra çevredeki kalabalığın saldırmasından korktuğu için kimliğini polise teslim etmesinden sonra kaza mahallinden ayrıldıklarını; ertesi günü karakola giderek ifade ve kan örneği verdiklerini; sigorta şirketinin sürücünün alkollü olduğu için kaza mahallini terk ettiği gerekçesi ile tazminat ödememesinin haklı olmadığını; … plakalı otomobilin pert durumunda, kaza öncesindeki rayiç değerinin 239.944 TL, kaza sonrasında hasarlı aracın sovtaj değerinin 115.556 TL ve hasar tutarının 124.388 TL olduğunu; davalı … şirketinden 08.07.2014 tarihinde tazminat talep edildiği, ancak ödenmediğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 124.388-TL tazminatın davalı … şirketine başvuru tarihi 08.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; … plakalı araç üzerinde … Bankası A.Ş. lehine rehin hakkı bulunduğunu, dava hakkının dain-i mürtehin bankada olup, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, esasa ilişkin olarak da; olay sırasında kazaya karışan … plakalı aracın … tarafından kullanıldığını, bu şahsın alkollü araç kullanmaktan 3 defa ceza almış olduğunu; kazanın meydana geldiği akşam … ile …’ın … Restoranda birlikte alkol aldıklarını; restoran çıkışı otomobili …’ın kullandığını; yolda bira aldıkları ve içmeye devam ettiklerini; alkol etkisi altında kaza yaptıklarını; alkollü oldukları için kaza mahallini terk ettiklerini; telefonlarını da kapattıklarını; polislerin bütün gece aramalarına rağmen … ve … ile ilişki kuramadığı ve bulamadığını; kazadan 21 saat sonra alkol testi için kan örneği verdiklerini: kaza tespit tutanağında sürücünün kaçtığının belirtildiğini, sürücünün alkollü olduğunu ve kazanın alkol etkisi altında meydana geldiğini, Kasko Poliçesi genel şartları A.5.10 maddede kaza yerinden ayrılma halinin sigorta teminatı dışında sebep olarak belirtildiğini, kaza sonrasında sürücü ve yanındakilerin olay yerinden kaçtıklarını, olay sonrasında olay mahalline trafik ve asayiş şubesinde görevli resmi üniformalı polisler gelmesine rağmen “şahısların ifadelerinde düvülecekleri korkusuyla kaçtıklarını ileri sürmelerinin” gerek olay saati, gerekse müteveffanın yakınlarının olay yerinde bulunmamaları dikkate alındığında kaçmalarını gerektirecek bir durumun olmadığını, kasden doğru bildirim ve ihbar yükümlülüğüne ve iyiniyet kurallarına aykırı davranıldığını, ödeme yükümlülüklerinin TTK. 1449. Md, gereğince kalktığını, ispat mükellefiyetinin yer değiştirdiğini, tazminat miktarının fahiş olduğunu, vekiledeni şirket nezdinde aracın hurda değeri tespit çalışmaları yapılmakta olup, buna ilişkin eksper raporunun bilahare sunulacağını, tazminat ödeme borcunun eksper raporunun sigortacıya sunulmasından itibaren 10 gün iş günü, her halükarda hasar ihbarından itibaren 45 sonrası olduğunu, davacı yanın 08.07.2014 başvuru tarihinden itibaren faiz talebinin haksız olduğunu beyanla, öncelikle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, İstanbul 15 Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/237 Esas sayılı ceza davası neticesinin beklenilmesine ve esasende haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; davacının kendi sigortacısına (kasko) karşı açtığı hasar ( pert) bedelinin tazmini talebinden ibarettir.
Kazaya karışan … plakalı aracın trafik tescil kayıtları getirtilip incelenmiştir.
Davalı … şirketi nezdindeki Kasko Sigorta Poliçesi ve hasar dosyası getirtilip incelenmiş, davacıya ait … plakalı aracın … numaralı kasko sigorta poliçesi ile 20.02.2014 -2015 vadelerini kapsayacak şekilde davalı … Sigorta A.Ş. nezninde sigortalandığı, kaza tarihi olan 09.05.2014 tarihi poliçe teminatı kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.
Getirtilip incelenen … 15. Asliye Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında; … Cumhuriyet Başsavcılığının 17.07.2014 tarih ve … esas sayılı iddianamesi ile sanık …’ın bilinçli taksirle ölüme neden olma suçundan TCK’nun 85/1, 22/3, 53, 63, maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle hakkında kamu davası açıldığı, mahkemece verilen … K. Sayılı 02.07.2015 tarihli karar ile ” sanık …’ın işlediği kanıtlanan taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçundan dolayı TCK ‘nun 85/1 maddesi gereğince suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği yer, suç konusunun önemi, meydana gelen zarar, sanığın asli kusurlu olması, kusur yüklenebilecek başka kişinin bulunmaması, fiilden sonraki davranışları gözönüne alınarak alt sınırdan ayrılarak ceza tertibinin dosya kapsamına adalet ve hakkaniyet prensiplerine uygun düşeceği anlaşılmakla taktiren ve teşdiden 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ” karar verildiği, mahkememizce son aşamaya kadar ilgili mahkemesine sorulmasına rağmen ceza kararının henüz kesinleşmediği, ceza yargılaması sırasında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alının 30.04.2015 tarihli raporda, mevcut kaza sebebiyle sanık sürücü …’ın asli kusurlu olduğunun, kazaya karışan sürücü Yüksel Kırmızıkal ile müteveffa sürücü …’in kusursuz olduğunun rapor edildiği anlaşılmıştır.
Olayın, kaza tespit tutanağı ve tüm bilgi ve belgelerden davacı sürücüsünün yönetimindeki … plakalı araç ile … yönünden … yönüne seyrederken … Varyant üstüne geldiğinde tehlikeli şerit değiştirdiği, önce sağdaki kaldırıma çarptığı, sonra sola doğru savrulduğu ve soldaki orta refüş demir parmaklıklara çarptığı, demir parmaklıkları devirerek ve havalanarak karşıdan gelen araçların kullandığı yola geçtiği, karşı yönden gelen … idaresindeki … plakalı ticari taksinin ön kaputuna havalanarak çarptığı, karşı yönden gelen … idaresindeki … plakalı motosiklete çarptığı, motosiklet sürücüsü …’in olay sebebiyle hayatını kaybettiği, olaydan sonra … plakalı aracın terk edildiği anlaşılmıştır.
Davalı yanın delilleri kapsamında, araç sürücüsünün kimliğinin gizlendiği, alkollü olduğu ve olay mahallini terk ettiği ileri sürülmekle, ilgili GSM oporetörleri, … ve …’ya olay tarihi ve bundan itibaren 24 saat içindeki görüşme kayıtları yönünden teskere yazılmış, … ya yazılan teskereye olumsuz cevap verilmiş, istenilen hususların TİB’ den istenilmesi gerektiği bildirilmiş, bu doğrultuda Telekominikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB) teskere yazılmış, gelen cevap doğrultusunda tekrar operatörlere teskere yazılmış, … A.Ş. ne yazılan teskereye 8.11.2016 tarihinde cevap verilmiş, bildirilen telefonlara ait 9.5.2014-10.05.2014 tarih aralığında arama kayıtları gönderilmiş, … İletişim Hizmetleri’ne yazılan teskereye ise ilgili telefonların şirketleri tarafından tahsis edilmediğine dair olumsuz cevap verilmiştir.
Davacının … Eğitim ve Araştırma Hastanesine müracaat ettiğini bildirmesi kapsamında ilgili hastaneye teskere yazılmış, gelen cevapta … ve …’ın hastaneye müracatlarına ilişkin kayıtların ekli olarak gönderildiği, mevcut kayıtlara göre …’ın 9.5.2014 tarihinde 21:46 da , …’ın ise 10.05.2014 tarihinde 21:07 de işlem için müraccat ettiklerine dair hastane kayıtlarının bulunduğu, ancak muayenenin hangi hususta olduğuna dair kayıtlarda bilgi bulunmadığı anlaşılmıştır.
Başlangıçta davalı tarafından Dain-i mürtehin Banka yönünden aktif husumet yokluğu ileri sürülmüş ise de, sigorta poliçesi üzerinde rehin hakkı bulunmadığı, davalının savunması üzerine araç kaydı üzerinde bankanın rehin hakkı bulunduğu bildirilmesine göre getirtilip incelenen Trafik Tescil Kayıtlarına göre (… İlçe Emniyet Müd. 14.7.2015 tarihli yazısı ve eki Trafik Tescil Kayıtları ), … plakalı araç kaydı üzerinde de rehin hakkı bulunmadığı anlaşılmakla, davalının, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığına dair savunması yerinde görülmemiştir.Davacı vekilinin talepleri doğrultusunda iddia ve savunma ve deliller esas alınarak dava konusu aracın pert total değerinin tespiti yönünden Makine Mühendisi ve Sigortacı bilirkişiden oluşturulan bilirkişi kurulundan rapor alınmış, 25.12.2017 tarihli raporda;
”…Davacıya ait … plakalı aracın … numaralı kasko sigorta poliçesi ile 20.02.2014-2015 vadelerini kapsayacak şekilde davalı … Sigorta AŞ tarafından sigortalandığı, kaza tarihi olan 09.05.2014 tarihinin poliçe teminat süresi içinde olduğu,
01.04.2013 tarihinden sonra düzenlenen kasko poliçeleri için yürürlüğe giren yeni genel şartların A.5.10. md. gereğince yeni getirilen teminat dışı durumun dava konusu poliçe yönünden yürürlükte olduğu,
Dosya kapsamında, davacı taraf araç sürücüsünün iddia edilen araç sürücüsü olduğu. kazadan sonra olay verini terketmediği ya da haklı gerekçe ile olay yerini terk ettiği, alkolsüz ve yeterli sürücü belgesine sahip olduğunun ispatının sigortalı davacıya ait olacağı, isnat külfetinin yer değiştirdiği,
Mahkemece, sürücünün haklı gerekçe ile olay verinden ayrıldığı ya da sürücünün iddia edilen sürücü olduğu, alkolsüz ve yeterli sürücü belgesinin olduğu hususunda ispat hukuku çerçevesinde kanaate varılması halinde ise, TTK 1409. Md. göre ispat yükümlülüğü kendisine geçen davalı … şirketi yönünden dosya kapsamında, poliçe teminat dışı sayılan hallerin varlığının görülmediği,
Söz konusu kazanın 2918 sayılı KTK kapsamında maddi hasarlı TRAFİK KAZASI olduğu, kasko poliçesi kapsamındaki riziko olduğu,
Söz konusu aracın onarım maliyetinin araç piyasa rayiç değerine göre ekonomik görülmediğinden bu kapsamda PERT TOTAL kabul edilmesi gerektiği,
Aracın 2. el piyasa rayiç değeri ve hurda bedeli dikkate alınarak 124.388,00 TL hasar tazminatı hesaplandığı,
Sigorta şirketinin temerrüt tarihinin TTK 1427/2. Md. gereğince 01.08.2014 olarak kabul edilebileceği, avans oranında faiz talep edilebileceği” tespit ve rapor edilmiştir.
Davalı … şirketi ; Kasko Sigortası Genel Şartları A.5.10 bendi uyarınca, sürücü ve yanındakilerin olay mahallinden kaçarak hem sürücünün kimliğini hem de sürücünün alkol oranının tespitini engellediklerinden hasarın teminat kapsamı dışında olduğunu savunmaktadır.
Poliçe genel şartlan A/l a maddesinde;
Gerek hareket gerek durma, halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar sonucunda meydana gelen hasarlar teminat kapsamında sayılmıştır. Davacı tarafından sunulan 09.05.2014 tarihli trafik kazası tespit tutanağı içeriğine göre, trafik kazası riziko türü olarak, kasko poliçesi genel şartları kapsamı dahilinde bir rizikodur.
Mal sigortası türünden olan kasko sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyiniyet esasına dayalı sözleşme türlerindendir. Bu sebeple, hasarın kasko poliçesi genel ve özel şartları kapsamında bir rizikodan doğmus olduğu ve meydana gelen zarar miktarının ispat külfeti sigortalıya ait olmakla birlikte, hasarın teminat dışı olan rizikolardan kaynaklandığı, sigortalı davacının ihbar yükümlülüğünü, iyiniyet kurallarına uygun ve doğru olarak yapmadığı konusunun da 6102 sayılı TTK 1409. Md. gereğince davalı … şirketi tarafından ispat edilmesi gerekmektedir.
Somut olayda sigorta şirketinin hasarı red gerekçesi kasko poliçesi genel şartları teminat dışı hallerin belirtildiği A.5.10 md olduğu anlaşılmaktadır. İddianın ispatı, 6102 sayılı TTK 1409/2 md. gereğince davalı sigortacıda bulunmakta ise de. Poliçe genel şartlarında 01.04.2013 tarihinde yapılan değişiklik ile A.5 maddesinde belirtilen “teminat dışı haller” e ilave maddeler eklenmiştir. A.5.10, md. yer alan “Zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bendlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması” şeklindeki düzenleme 01.04.2013 tarihinden sonra düzenlenen kasko poliçesi genel şartlarına yeni olarak ilave edilmiştir.
( 5.10.Zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bendlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması,
5.4.Poliçede gösterilen aracın, ilgili mevzuat hükümlerine göre gerekli sürücü belgesine sahip olmayan kimseler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
5.5.Aracın, uyuşturucu madde veya Karayolları Trafik Yönetmeliğinde belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar, ) davaya konu poliçe, düzenleme tarihi itibarıyla değişiklikten sonraki yeni genel şartlar kapsamındadır.
Sigortalının; araç sürücüsünün kaza mahallinden ayrılması konusunda haklı bir gerekçesi olduğunu ispat etmesi gerekmektedir. Haklı gerekçenin ispat edilmesi halinde , TTK 1409. md. uyarınca ispat yükümlülüğü sigortacıya geçecektir. Sigortacının TTK 1409. md. gereğince araçta sürücü değişikliği olduğunu, kaza sırasında aracın beyan edilen sürücünün dışında, ehliyetsiz ya da alkollü sürücü tarafından kullanıldığı hususunu ispat etmesi gerekecektir.
Davaya konu olayda tutanakta “SÜRÜCÜSÜ TESPİT EDİLEMEYEN” şeklinde tutanak düzenlenmiş, dava dilekçesinde araç sürücüsünün olay yerinde polislere kimliğini verdiğini beyan etmesine rağmen, neden dolayı bu hususun kaydedilmediği anlaşılamamıştır. Davacının iddiasını ispat hukuku çerçevesinde ispat etmesine gerek bulunmaktadır. Davaya konu kazanın meydana geliş tarihi ve düzenlenen kasko sigorta poliçesinin 01.04.2013 tarihli değişiklikten sonra düzenlenmiş olması sebebi ile genel şartlarda düzenlenen ve somut olayı ilgilendiren yeni bir teminat dışı durum uygulama alanı bulmuştur. Buna göre sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması başlı başına teminat dışı sayılmıştır. İlgili madde düzenlemesi ile karşılıklı iki tarafa da ispat yükümlülüğü getirilmiş, ilk olarak sürücünün olay yerini haklı olarak terk etmesi halinin sigortalı tarafından ispat edilmesi gerekecektir. Genel şartlara eklenen bu madde ile hedeflenen olay alkollü veya ehliyetsiz sürücülerin değiştirilmesini engellemektir.
Somut olayda davacı yanca, araç sürücüsü …’ın olay yerinden kaçmadığı, araçtan inip müteveffa …’e ilk müdahaleyi yapanlar arasında olduğu, yaklaşık yarım saat boyunca müteveffa ile ilgilendiği, sağlık ekipleri, emniyet ekipleri olay mahalline intikal ettikten sonra olay yerinin kalabalıklaşması üzerine öfkeli kalabalığın kendisine zarar vereceğinden endişe ederek, olayın da vermiş olduğu heyecan ve telaşla kimliğini polise teslim ederek yürümek suretiyle olay yerinden ayrılmak zorunda kaldığı, şok halinde olduğu, kendine geldiğinde derhal … Polis Karakolundan alkol muayenesi için … Hastanesine götürüldüğü iddia edilmiş ise de, dosyada toplanan delil ve belgeler bu iddiayı doğrulamamaktadır. Davacı sürücüsünün özellikle polisler ve sağlık ekiplerinin olay mahalline gelmesinden sonra paniğe kapılarak öfkeli kalabalıktan kaçması yaşamın olağan akışına aykırıdır. Şahıs olay mahalinden kendi beyanına göre yürüyerek kaçabildiğine göre gelenlerin henüz kendisini dahi teşhis edemedikleri muhtemelen yardıma gelenlerden biri sandıkları düşünülebilir. Keza, davacı sürücüsünün yanında içmediği aklı başında olduğu iddia edilen şirket yetkilisi … olmasına rağmen , hemen karakola müracaat etmedikleri, alkol muayenesi yaptırmadıkları, bunun kazaya alkollü olarak sebebiyet verdikleri hususunu pekiştirdiği kabul edilmiştir. Bu kabulü destekler mahiyette 09.05.2014 tarihinde olaydan hemen sonra tutulan kaza tespit tutanağında, … plakalı aracın sürücüsünün tespit edilemediği, şahsın olay yerinden yaya olarak kaçtığı, araç içinde açık bira kutuları mevcut olduğu, kazanın oluş şekline göre … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun tespit edildiği ve özellikle aynı gün saat 03:00 da ve 05:20 de polis memurlarınca tutulan tutanaklar içeriğinden … ve aracı kullandığı bildirilen …’ın olay yerinden, polis denetiminden ve muayeneden kaçtıkları anlaşılmaktadır. Aracın sürücüsü olduğu savunulan …’ın can güvenliği nedeniyle olay yerinden ayrılmak zorunda kalmış olsa dahi en kısa sürede ilgili kolluk birimine başvurması gerekirken bunu yapmadığı, kazadan çok sonra koltuk birimlerine başvurduğu, kazanın oluş biçimi ve meydana geldiği saat gözetildiğinde; haklı sebeple olay yerini terkin ötesine geçen bir durum bulunduğu dolayısıyla, davacı sürücüsü poliçe genel şartları A.5.10 maddesi kapsamında olay mahallini haklı gerekçe ile terk ettiği hususunu ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. O halde zararın teminat dışı olduğu açık ve sabittir. … 17. HD. nin 19.06.2017 tarihli … – … E.K sayılı kararında “Olay tarihinde geçerli olan … ‘nın A.5.10. maddesinde, “zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bendlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılma… ” denilmek suretiyle, maddede ifade olunan haller ile benzer haller dışında olay yerini terkin, zararın teminat dışı olmasına yol açacağı kabul edilmiştir.
Açıklanan tüm nedenlerle; somut olayda 01.04.2013 tarihinden sonra düzenlenmiş poliçe yeni genel şartlara tabi olup, sürücünün haklı sebep olmaksızın olay mahallinden ayrılması hali başlıbaşına teminat dışı hal olarak düzenlenmiş olmakla , öncelikle genel şartların A. 5.10 maddesi düzenlemesi gereğince sigortalı davacının sürücüsünün kimliği hususunu ve haklı gerekçe ile sürücünün olay yerini terk ettiğini ve alkolsüz olduğunu ispat mükellefiyetinde olduğu, ancak dosya kapsamına ve mevcut delillere göre, davacı yanın bu hususu ispatlayamadığı, davacı sürücüsünün zorunlu hal olmadığı halde, kimliğinin tespit edilmesini engellemek ve alkollü olduğunun tespitini engellemek amacıyla kaza yerinden ayrıldığı açıkça anlaşılıp kabul edilmekle; ıspatlanamayan davanın reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür . Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)DAVANIN REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 35,90-TL harçtan peşin alınan 2.124,25-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.088,35-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı tarafından yapılan 19,50.-TL davetiye giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 12.693,04-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-)Davacı-davalı yanca yapılan gider/delil avansından arta bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya/davalıya/vekillere iadesine,
Davacı vekilinin ca davalı vekilinin yüzüne karşı , tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/02/2018

Katip Hakim