Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1320 E. 2020/420 K. 09.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1320 Esas
KARAR NO : 2020/420
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2014
KARAR TARİHİ : 09/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı-karşı davalı vekili harç tarihli dava dilekçesi ile; müvekkilinin …hazır giyim ve dekorasyon perakendeciliği sektöründe hizmet verdiğini, davalı şirket … Ltd Şti ise performans değerleme alanında hizmet veren bir şirket olduğunu, müvekkilinin davalı şirket ile imzalamış olduğu 02/01/2012 tarihli sözleşme uyarınca davalı şirketten performans değerleme hizmetini haklı nedenle fesih tarihi olan 17/02/2014 tarihine kadar aldığını, münakid olan 02/01/2012 tarihli sözleşmenin 3.maddesi uyarınca müvekkilinin davalıdan almış olduğu hizmetin ne şekilde olacağının belirlendiğini, personelin terfileri ve ücret artışları e-performans sisteminde belirlenen hedeflerin tutup tutmadığı yönünde tespit ve değerlendirmeler sonucunda belirlendiğini, şirketin ciro ve satış hedefinin tutup tutmadığı yönündeki tespit ve değerlendirmelerin de şirketin mali tablosunu belirlediğini, ciro ve satış hedefinin personellerin ücret artışlarını da etkileyeceğinden bu anlamda personellerin hedefleri arasında yer aldığını, davalıdan beklenen hizmetin müvekkili şirket nezdinde oldukça kritik ve önemli bir belirleyiciliğe sahip olduğunu, yaşanılacak en ufak bir aksaklığın dahi müvekkili şirket düzenini son derece etkileyeceğinin açık olduğunu, davalı şirketin münakid sözleşme uyarınca kendisine atfedilen yükümlülükleri yerine getirmediğini, davalı şirket muhafazası altında bulunan verilerin silindiğini, sözleşmenin 4.maddesinin açıkça ihlal edilerek müvekkili şirketin ihtiyaç duyduğu performans analiz hizmetini kendi belirlediği kriterler sonucu yanlış veriler içerecek şekilde almasına sebep olduğunu, davalı şirketin müvekkiline kusur ve özensiz tutum neticesinde ayıplı hizmet ifa ettiğini, yaşanılan aksaklıklar ve hatalar üzerine müvekkili şirket tarafından davalıya defalarca e-posta gönderildiğini ancak hataların sayısının ve aksaklıkların gün geçtikçe daha da arttığını, davalının kusuru neticesinde yaşanan bahse konu aksaklıkların, müvekkili şirket genelinde büyük bir zaman ve iş kaybının yaşanmasına ve dolayısıyla müvekkili şirketin doğrudan maddi açıdan zarar görmesine neden olduğunu, davalının yükümlülüklerini yerine getirmemesi sonucu taraflar arasındaki güven ilişkisinin temelden sarsıldığını ve sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini ve davalı şirkete bu hususta 17/02/2014 ihtarname gönderildiğini, davalı yanın bu ihtarnameye karşılık Kadıköy 30. noterliği aracılığıyla müvekkiline gönderdiği 21/03/2014 tarihli ihtarname ile bu hususları reddettiğini bildirdiğini, müvekkili şirketin 25.036,50-TL tutarındaki zararından davalı yanın sorumlu olduğunu belirterek, müvekkili şirket nezdinde oluşan 25.035,50-TL maddi zararın dava tarihinden itibarin tahsili anına kadar işleyecek banka iskonto faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin tüm hak ve alacak taleplerinin saklı tutulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini, Karşı davaya cevaplar : davacı karşı davalının, müvekkili şirketten 23.255,87-TL bakiye alacağı olduğu iddiasına karşı davanın ikame edildiğini, ancak söz konusu tutarın neye göre belirlendiğinin belli olmadığını, davacı karşı davalının dönem sonlanmadan sözleşmenin feshedilemeyeceğini belirttiğini fakat hukuken böyle bir iddianın mümkün olmadığını, davacı karşı davalının müvekkili için sözleşmenin, ayıplı hizmet sebebi ile çekilmez hale geldiğini ve feshedildiğini, bu durumda davalı / karşı davacının ikame ettiği karşı davanın dayanaktan yoksun olduğunu, açılan karşı davanın reddinin gerektiğini belirterek, asıl davanın kabulü ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini, karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı-karşı davacı vekili davaya cevap dilekçesinde; davacı firmanın kendi üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ödemelerini yapmadığını, yapmadığı ödemelerden kaçınmak için dayanaksız iddialar ileri sürerek müvekkiline borçlu olduğu tutar kadar bir alacak çıkararak borcundan kurtulmayı amaçladığını, dava konusu ihtilafta davacı şirket ile davalı müvekkili arasında e-performans hizmetinden yararlanmak için 02/01/2012 tarihinde sözleşme imzalandığını, buna göre davacı şirketin 1 yıl içinde kullanmak üzere 50.000 adet soru sorma ve analiz yapma hakkını kiraladığını, sözleşmenin iki yıllık olup, sözleşmenin 7.6 maddesi gereğince geçerlilik süresi içinde devam edilmeyeceği bildirilmezse kendiliğinden birer yıllık sürelerde yenileneceğini, sözleşme devam ederken ve iki senelik ilk dönem henüz bitmemişken, davacının memnuniyeti sebebiyle tarafların 21/06/2013 tarihinde ek bir protokol yaptığını ve davacının kiraladığı soru sorma ve analiz yapma hakkını 50.000 den 100.000 e çıkardığını, sözleşmenin bitiş tarihi olan 02/01/2014 de davacının üründen memnun olması sebebiyle, sözleşmenin 1 yıllık süre için kendiliğinden yenilendiğini, buna ilişkin olarak yeni döneme ait 03/01/2014 tarihli faturanın müvekkili tarafından kesildiğini ve davacı tarafça ödemesinin yapıldığını, sözleşme 1 yıl için yenilendikten bir süre sonra davacının herhangi bir gerekçe ileri sürmeden sözleşmeyi sonlandırmak istediğini, bu tutumun müvekkilince kabul edilmediği için sözleşmenin haksız ve dayanaksız olarak davacı tarafından feshedildiğini, davacının böylece müvekkili şirkete aylık olarak yapması gereken ödemelerden kaçınmayı hedeflediğini, sözleşmede bahsi geçen 7/24 mantığı ifadesinin açıkça web sitesi hizmeti için kullanılmışken davacının bunu sanki 7/24 bir uzmanla ve hatta yerinde hizmet vermek olarak yorumlamaya çalıştığını, davacının bahsettiği ayıplara ilişkin bir mahkeme tespiti olmadığını, süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı olmadığını, davacının dosyaya sunduğu ve ürünün ayıplı olduğuna dayanak yapmaya çalıştığı yazışmaların fesih tarihinden 6-7 ay öncesine ait olduğunu, dolayısıyla davacının bir memnuniyetsizliği varsa bunu kanuni süresi olan 8 gün içerisinde kullanmasının gerektiğini, buna rağmen davacının süresinde fesih hakkını kullanmak yerine sözleşmeyi yeni dönem için yenilediğini ve kesilen yeni döneme ait faturayı da ödediğini, hizmete ilişkin belirttiği ayıplarla ilgili olarak herhangi bir eksik ücret ödemesi de yapmadığını, davacının ayıp olarak yansıtmaya çalıştığı hususların hiçbir şekilde kabul edilmemekle birlikte yazışma içeriklerine bakıldığında davacının uygunsuz kullanımından kaynaklandığının görüldüğünü, verilerin davacıya ait olduğunu, davacının hangi veriyi verirse programın o veriye göre çalıştığını, verilen verinin yanlış olmasının davacının sorumluluğunda olduğunu, verilen veri yanlış ise düzeltmeyi ya davacının yapacağını ya da müvekkili şirkete bildirerek düzeltilmesini isteyeceğini, bunun müşterinin sorumluluğunda olduğunu, davacının, verilerini (binlerce) programa kolay girilsin diye excele girdiğini ve müvekkilininde bu verileri programa yükleyeceğini, müvekkilinin verinin içeriği veya çıkacak sonucun ne olduğu ile ilgilenmediğini, sözleşme süresince davacının verilerinin kendi talebiyle defalarca yüklendiğimi veya düzeltildiğini, programda veri kaybı olamayacağını, Davacı düzeltmeden veya silmeden bir verinin silinemeyeceğini, davacı hata yapsa bile yedeklerden geri dönülerek sorunun halledilebileceğini, müvekkilinin gönderilen kriter ve saklanan içeriği ile ilgilenmediğini, ayrıca veriler yüklendikten sonra verileri kontrol edip sistemi genel kullanıma açmanın davacının sorumluluğunda olduğunu, davacıya ait hataların müvekkili tarafından herhangi bir yükümlülüğü olmadığı halde iyi niyetle düzeltildiğini, davacının 534 kişinin verisinin silindiğini ve bunun müvekkilinin kusuruyla olduğunu ispatlayamadığını, esasen 534 kişi sayısının müvekkilinin davacıdan olan alacağını dengelemek/sıfırlamak için ortaya atılmış asılsız bir iddia olduğunu, çok eski ve kendi hatalarından kaynaklanan maillerin davaya dayanak olarak yapılmaya çalışıldığını, Karşı Dava Yönünden: davacının dönem sonlanmadan sözleşmeyi feshetme hakkı bulunmadığını, 2014 yılı toplam ücretinin 25.370,04.-TL olup yeni dönemin ilk faturasının 10 Şubat 2014 tarihinde ödendiğini, bakiye 23.255,87.-TL alacağının bulunmadığını, ayrıca müvekkilinin sözleşme kapsamında olmayan form düzeltme, veri transferi, yardım masası hizmetlerini de davacıya sağladığını, bunlara ilişkin ücret yansıtma haklarını da saklı tuttuklarını, ayrıca mevcut haksız fesih sebebiyle uğradıkları ve uğrayacakları itibar kaybına ilişkin tüm zararlarının da davacıya yansıtılacağını beyan ederek haksız ve dayanaksız davanın reddi ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla karşı davalarının kabulü ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Asıl davanın konusunun sözleşmenin müspet ihlali sebebiyle zararların tazminine, karşı davanın ise sözleşmenin haksız feshi sebebiyle uğranan zararların tazminine yönelik olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; sözleşme, e-posta çıktıları, ihtarname, hesap tablosu, ticari defter ve kayıtlar, tanık, bilirkişi raporu, keşif vs. delillere dayanmıştır.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; ” ben yaklaşık 6 ay öncesine kadar davacı şirkette insan kaynakları bölümünde eğitim ve performans uzmanı olarak çalışıyordum, biz davalı ile yapılan sözleşme uyarınca performans değerlendirilmesi için … nin hazırladığı yazılımı kullanmaya başladık, sorunları birebir yaşayan kişilerden birisi benim, ben teknik kullanıcıydım, yapılan değerlendirmeler benim onayımdan geçiyordu, yaptığımız performans değerlendirmeleri için bazı teknik sorunlar çıkmaya başladı, örneğin ben bir çalışana ait görev ismi tanımlanmasını istiyordum, buna ilişkin yetkiyi bize vermiyorlardı, … kendisi bunu yapıyordu, ben talepte bulunduğum zamanlarda hızlı çözüm getirmiyorlardı, sözleşmede 7/24 destek şartı olmasına rağmen aradığımda şuan mesai doldu yardımcı olabilecek kimse yok şeklinde cevaplar veriliyordu, ayrıca en çok yaşadığımız problem davalı alt yapıda çalışan kişilerin hedef ağırlıklarını bizim tespit ettiğimiz değerleri değiştirerek izinsiz olarak değiştirmişlerdi, bunu ben daha sonra farkettim, yetkili kişiye sorduğumda, kusura bakmayın yanlışlık olmuş diyip hemen düzelticeklerini söylediler, bizim 2000 çalışanımız vardı, 560 kişinin değerlendirmesi, yapılmış ve tamamlanmıştı, ancak davalının bu yanlış işlemleri nedeniyle bu değerlendirmelerin hepsi yanlış sonuçlanmış oldu, bunların daha sonra tekrar düzeltilmesi gerekti, biz herkezten bu nedenle tekrar değerlendirme yapmalarını istedik bu da esktra zaman kaybına sebebiyet verdi, ek protokol yapılmasının sebebi, mümnuniyetten dolayı değil ilk protokoldeki kullanıcı sayısının aşılmasından dolayı gerekli olduğu içindir, ayrıca bu sorunları , uygulamaya başladıktan sonra bir yıl içerisinde bir çok defa yaşadık, benim bildiğim kadarıyla faturalarda aylık bazda ödeniyordu.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; ” halen davacı şirkette yaklaşık 5 yıldır çalışıyorum, halen çalışmaktayım, insan kaynakları bölümünde yönetici olarak çalışıyorum, performans değerlendirme sürecini yönetenlerden birisi benim, yaklaşık bizim 2100 kişi çalışanımız vardır, davalı ile sözleşme yapıldıktan sonra en baştan itibaren sorun yaşanmaya başladı, ilk baştaki sorunlar ufak tefek sorunlardı ama en son yaşadığımız sorun çok önemliydi, performans değerlendirmesi yıl içerisinde haziran ayında ve yıl sonunda olmak üzere iki kere yapılmaktadır, yıl sonu değerlendirmesi daha önemlidir, performans değerlendirmesi için veriler çalışanlardan ve yöneticilerden toplanmakta davalıya toplanan veriler bildiriliyordu, ancak bu verileri ve puanlamayı bizim iznimiz ve bilgimiz olmadan değiştirmiş, dolayısıyla çalışanın değerlendirme notu gerçeğe uygun bir şekilde hesaplanmamıştır, bu formlar yaklaşık 500 küsür tane idi, bu nedenle bu formları hazırlayan iki yönetici ve formun sahibi çalışan kişi yeniden bu formları doldurmak zorunda kaldılar, bu da iş gücü ve zaman kaybına neden oldu, ayrıca bu durum insan kaynaklarına olan güveni de sarsmış oldu, ayrıca maillerimize ve telefonlarımıza hemen cevap verilmiyordu, maillerimize iki üç gün içerisinde dönülüyordu, telefonla aradığımız zaman mesai saati içerisinde değiliz şeklinde cevap veriliyordu, yöneticililere ulaşamıyorduk, davalının sorunlardan sonra yaklaşımı özür dileriz bu şekilde olmuş biz de anlamadık şeklide oluyordu, biz davalı firmanın yaklaşımlarının daha pozitif ve yapıcı olmasını beklerdik, bir formun hazırlanması iki yönetici ve bir çalışan için hesaplandığında toplam 1 saat sürüyordu, davalıya aylık bazda ödemeleri yapıyorduk, ancak bu konuda emin değilim, performans değerlendirmesi için bir şirketle ilk anlaştığınızda sözleşmeyi işin niteliği gereği bir yıldan önce sonlandıramazsınız, zira o dönemin çalışması tamamlanamaz, zira yeni bir firma ile çalışılması demek aynı işlerin tekrar yeni baştan yapılması anlamına gelmektedir, ek protokol yapılmasının nedeni hizmetlerden çok memnun olduğumuz için değil bizden sözleşme haricinde fazladan faturalar gönderildiği için bu protokolü yapmak zorunda kaldık, yoksa sözleşmeyi uzatmak için ek protokol yapılmadı.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … duruşmadaki beyanında ; ” Ben halen davalı şirkette ürün yöneticisi ve danışman olarak çalışıyorum, destek ekibinin de başındayım, … ile 2011 yılında görüşmelere başladık, 2012 yılında da çalışmaya başladık, 2013 yılı ortalarında … nun ekinde bir değişiklik olmuş, bu nedenle … tarafından gelen datalar konusunda sıkıntılar yaşanmış, bizim sistemin çalışmasında bir sıkıntı yoktu, biz dataları mudoya göndeririz, excel den sisteme aktarılır, yöneticilerde bunu kontrol ederler, normalde bizim sisteme girdiğimiz dataların mudonun görevlileri tarafından kontrol edilip daha sonra çalışanlarına açılması gerektiğidir, ancak bu kontroller yapılmadan ya da eksik yapıldığından bilgilerde bazı aksaklıklar olmuş ama bu bizden kaynaklı değildir, bize ne geldi ise biz onu aktarıyoruz, bizim şirket uzun yıllardır, piyasada faaliyet gösteren hizmet veren bir şirkettir, sorun bizden sistemden kaynaklanmış olsa idi zaten şirket bu güne kadar gelemezdi, bizim şirketin çağrı merkezi yoktur, sözleşmede de böyle bir hüküm yoktur, 24 saat esasına dayalı olan sistemin açık kalması yani sisteme erişimdir, sözleşmeye göre sadece mesai saatleri içerisinde gelen maillere cevap vermek suretiyle veya telefonla destek hizmeti veriyoruz, bizim yapabildiğimiz işlerle ilgili olarak aynılarını … kendisi yapabiliyordu buna ilişkin şifreler verilmiştir, sistemden kontrol ettiğimde 13/02/2014 tarihinde sisteme girdikleri ve son kontrollerini yaptıkları görülüyordu, bizim mudoya ilişkin verileri silmemiz söz konusu değildir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … duruşmadaki beyanında; ” Ben davalı şirketin genel müdürüyüm, davacı şirket bizden bir proğram satın aldı iki yıl boyunca kullandılar iki yılın sonun da sözleşme uzadı, daha sonrada sebebini anlıyamadığımız bir şekilde böyle bir dava ile karşılaştık, bizim proğramda hiç bir sorun yoktur, birçok büyük şirkete hizmet vermekteyiz, bunlarda ilgili bu güne kadar hiç bir sıkıntı yaşamadık, sorunun kaynağı … tarafından girilen ve girilmesi gereken verilerle ilgilidir, bazen de davacının kendisinin sisteme girmesi gerektiği halde vakit kaybetmemek için bunları sisteme girmeyip bize siz girermisiniz diye gönderdiği, verilerle alakalıdır, sözleşmemiz yıllık tı ancak ödemeler aylık bazda on iki taksitte yapılıyordu, ödemeler konusunda davacı ile hiçbir sorun yaşamadık.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tarafın alacağının varlığı ve miktarının tespiti, davalı tarafın alacak miktarının varlığı varsa miktarının tespiti, feshin haklı olup olmadığı ile tarafların diğer beyan ve iddiaları hususunda bilirkişi heyetinden rapor aldırıldığı, 21/01/2016 tarihinde alınan kök raporda özetle; Huzurdaki asıl davanın konusunun sözleşmenin müspet ihlali sebebiyle zararların tazminine, karşı davanın ise sözleşmenin haksız feshi sebebiyle uğranan zararların tazminine yönelik olduğu, asıl dava bakımından, davacının sözleşmeye aykırılık iddiasına ilişkin sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini, zarara uğradığını, zarar ile fiil arasındaki nedensellik bağını ispatlaması gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesine göre davacının verilerinin korunmasının davalının sorumluluğunda olduğu, olayda davacının zarar iddiasına konu Ocak 2014 tarihlerinde yaşanan veri kaybının skala değişikliğinden kaynaklandığı, zarar talebinin hukuken korunması için skala değişikliğinin davalı tarafça gerçekleştirildiğinin kesin ve açık olarak ispatlanması gerektiği, ancak bu halde davacının TBK md.112 kapsamındaki tazminat talebinin kabul görebileceği, tazminat talebinin kusur sorumluluğu olması sebebiyle bu kapsamda davacının müterafik kusurunun olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği,
Karşı dava bakımından, davacı-karşı davalı tarafından taraflar arasındaki sözleşmenin 17.02.2014 tarihinde feshedildiği, Temmuz 2013 tarihinde ve (yukarıda izah edildiği şekilde ispat edilmesi halinde) Ocak 2014 tarihinde yaşanan veri kaybının sözleşmenin 8. maddesinin ihlali olarak değerlendirilebileceği, davalı-karşı davacı tarafın sözleşmenin 7.10. maddesinde belirtilen 7/24 web hizmet bakımından sözleşmeyi gereği gibi ifa etmediğinin söylemeyeceği, karşı davalı tarafın sözleşmeyi feshinin, yaşanan veri kayıplarına rağmen sözleşme ilişkisinin devam ettirilmesi, 10.02.2014 tarihinde sözleşmenin yenilenen dönemi (ayıplı hizmet sunulduğunu iddia ettiği Ocak 2014) için ödeme yapması sebebiyle çelişkili davranış yasağına aykırı olduğu, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunduğu, bu sebeple sözleşmenin haklı sebeple feshinden bahsedilemeyeceği, karşı davacının sözleşmenin feshi tarihine kadar sözleşmesel alacağında haklı olduğu; karşı davalının, karşı davacının sözleşmenin bakiye süresine isabet eden müspet zararlarını tazmin ile yükümlü olduğu, karşı davacının sözleşmenin feshi 17.02.2014 tarihine kadar bakiye sözleşme alacağı, 17.02.2014-02.01.2015 tarihleri arasındaki döneme isabet eden müsbet zararını istemeye hakkı bulunduğu, taraflar arasında anlaşmazlığa konu olan “Temmuz 2013 tarihinde gerçekleşen veri kaybı iddiası” ile ilgili olarak; … ’ın, olay tarihi itibarı ile davalı firma da “Uygulama ve Destek Uzmanı” olarak görev aldığı, olay tarihi itibarı ile, değerlendirme süreci devam etmekte iken soru seti değiştirme talebinin davacı … firması tarafından talep edildiği ancak destek ve danışmanlık antlaşmasıyla hizmet veren davalı … firması yetkilisinin, talebin uygulanması halinde olabilecek durumları öngöremediği ve bu konuda davacıya herhangi bir uyarıda bulunmadığı, bu işlem sonucunda 100 adet kadar personel formunun yeniden doldurulması gerektiğinin tespit edildiği, taraflar arasındaki diğer anlaşmazlık konusunun ise; Ocak 2014 tarihinde skala değişimi olduğu, yazılımın değerlendirme derecesini hesaplamaya yarayan Skala puanlarının, değişmesi sonucunda aynı dönem içerisinde daha önce doldurulmuş olan personel değerlendirme formlarının kullanılamaz hale geldiği, bu işlemin davalı firma personeli tarafından yapıldığının tespit edildiği, söz konusu bu değişiklik nedeni ile personel formları yeniden değerlendirildiği, davalı tarafın bu değişiklik talebinin o tarihte davacı tarafından yapıldığına dair herhangi bir delil sunamadığı, davalı … firmasının kendi kontrolü altında bulunan verilerin güvenliği konusunda kusurlu olduğu, gerekli önlemleri almadığı hususu tespit edildiği, davalı … firmasının veri güvenliği standartlarına (TS ISO/IEC 27001) uymayan diğer tespitler; davalı .. firmasının davaya konu olan veri değişiklikleri ve sonucunda oluşan veri kaybı ile ilgili olarak sistem üzerinde gerçekleşen değişikliklerle ilgili IP kaydının doğru olarak tutulamadığı, yapılan işlemlere ilişkin delil sunamadığı, e-performans sitesinde davalı firma tarafından kullanılan “ … ” yönetici hesabı bilgisinin, davacı firma yetkilisi ile paylaşıldığı, bu nedenle bu kullanıcı adı ile yapılan değişikliklerin kimin tarafından yapıldığının kesin olarak belirlenemediği, bunun güvenlik açığına neden olduğu tespit edildiği, davalı tarafın sözleşmede bulunan 7/24 destek maddesini uygulanmadığı konusunda, dosya içeriğinde bulunan sözleşmede yapılan incelemede 7/24 destek içeren bir maddenin bulunmadığı, sözleşmede yer alan 7.10 maddesinde ise sadece internet üzerinden e-performans sitesinin erişiminin 7/24 olmasını düzenlemektedir. Dava dosyası içerisinde yer alan beyanlara göre, davacı …, davalı …’a gönderdikleri e-mail mesajlarına geç cevap verildiğini belirtmiş, tespitler esnasında yazışmaların süreleri üzerinde yapılan kontrollerde böyle bir durumun olmadığı,
Bilirkişi heyetinden alınan 13/01/2017 tarihli birinci ek raporda özetle; davacı-karşı davalı yönünden değerlendirilen 592,34 TL, değerlendiren kısmı (b) 288,60 TL, üst yönetici (c) 592,94 TL olmak üzere toplam tazminat 1.474,48 TL olarak hesaplandığı, davalı- karşı davacı yönünden 11 aylık kar mahrumiyeti 1.777,70-TL olarak hesap edildiği,
Bilirkişi heyetinden alınan 12/04/2019 tarihli ikinci ek raporda özetle; ek raporda varılan maddi tespitlerinde herhangi bir değişiklik olmadığı,
Bilirkişi heyetinden alınan 03/02/2020 tarihli üçüncü ek raporda özetle; davacı-karşı davalı yönünden; davacı, karşı davalının tazminat tutarına esas EK-9 olarak beyan ettiği 12 sayfa tutarlı çalışan personellerin bulunduğu ve yine 25.036,50 TL olarak talep ettiği maddi tazminat heyetimizdeki mali bilirkişi tarafından 12.872,17 TL olarak hesap edildiği, hesap ayrıntısının ise; değerlendirilen (A) 1.127,00 TL, değerlendiren (B) 5.783,95 TL, Üst Yönetici (C) 5.961,22 TL olmak üzere toplam tazminat 12.872,17 TL olduğu, davalı- karşı davacı yönünden ; kök ve ek raporumuzda davalı talebinin her ne kadar mahrum kalınan kar olarak 1.777,70 TL hesaplanmışsa da, davalı-karşı davacının sözleşme feshi nedeniyle tazminat talep edebileceği yönünde karar ittihaz halinde 11 aylık bakiye sözleşme bedeli tazminatı 23.255,87 TL olarak hesap edildiği, yukarıda, teknik inceleme bölümünde açıklanan hususlar ışığında; tarafların 2.ek rapora itirazlarına ilişkin teknik bilgiler yukarda açıklandığı, yeni bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı anlaşılmış olup kök rapor ve CD ekinde yer alan c-pcrformans sisteminden alınmış rapor çıktıları ve e-mail yazışmalarının bulunduğu ekran görüntülerini içerir fiziksel tespitler doğrultusunda, teknik olarak kök rapor sonuç bölümünde belirtilen görüşlerin değişmesini gerektirir herhangi bir durum olmadığı hususu tespit ve rapor edilmiştir.
Huzurdaki asıl davanın konusunun sözleşmenin müspet ihlali sebebiyle zararların tazminine, karşı davanın ise sözleşmenin haksız feshi sebebiyle uğranan zararların tazminine yönelik olduğu, davacı şirket …’nun 02.01.2012 tarihinde davalı … yazılım firması ile internet üzerinden çalışan e-performans sitesi üzerinden “Personel Performans Değerlendirme” hizmetinin alınmasına dair sözleşme imzaladıkları, 21.06.2013 tarihinde program sorgu sayılarının arttırılması amacıyla ek protokol imzalandığı, 03.01.2014 tarihli son … faturasının 10.02.2014 tarihinde davacı tarafından ödendiği, tarafların faturalara itirazları bulunmadığı, davacı … firmasının 17.02.2014 tarihinde noter kanalıyla “davalının sunmakla yükümlü olduğu hizmetin kusurlu olması” gerekçesiyle sözleşmeyi tek taraflı fesh ettiğini bildirdiği,
Davacının davasında, taraflar arasındaki 02.01.2012 tarihli sözleşme gereği, performans değerlendirme hizmetini aldığını, davalı tarafın sözleşmeyi ihlal ettiğini, hizmeti ayıplı olarak sunduğunu, sözleşme ilişkisinin devamının çekilmez hale geldiğini, sözleşmenin 17.02.2014 tarihinde noter marifetiyle haklı nedenle feshedildiğini, davalının kusuru sonucu 534 kişinin yeniden değerlendirme durumu yapılmak suretiyle iş kaybı yaşandığı ve iş kaybı zararının 25.036,50-TL olarak belirlendiğini, davalının sağladığı hizmetin ayıplı olması sebebiyle belirlenen 25.036,50-TL zararın davalıdan tahsilini talep ettiği, davalı tarafın ise, davacının üründen memnun olması sebebiyle sözleşmenin 1 yıllık süre için kendiliğinden yenilendiğini, yine 21.06.2013 tarihli ek protokol ile davacının soru sorma ve analiz yapma hakkının 50.000 den 100.000’e çıkarıldığını, veriler ve davacının hataları ile ilgili sorumluluğunun bulunmadığını, yeni döneme ait 03.01.2014 tarihli faturanın davacı tarafından ödendiğini, davalının davacıdan olan alacağı dengelemek için iş kaybı iddiasında bulunduğunu savunmuş, asıl davanın reddini talep etmiş ve karşı dava ile yenilenen dönem için 23.255,87-TL alacaklarının bulunduğunu, yeni dönemin ilk faturasının 10.02.2014 tarihinde ödendiğini, bakiye 23.255,87-TL alacaklarının davacı-karşı davalıdan tahsili talep ettiği,
Taraflar arasındaki 06.02.2012 tarihli sözleşme ile, davalının e-performans hizmetlerini davacı tarafa sağlayacağı, bu kapsamda sözleşme konusu hizmetin davacı …’nun “personeline sormak istediği performans değerlendirme sorularının bütününü form bazında web üzerinden sorması, personelin web üzerinden performans değerlendirme formlarını doldurması ve sonuçlarının analizlerini web üzerinden elde edip, personelin performans değerlendirmesi” olarak tanımlandığı, kiralanan yanıt sayısının 50.000 adet olduğu, davacının e-performans hizmetini 2 yıl için kiraladığı, ücretin diğer ilave hizmetler hariç her ay için Kdv hariç 1090 TL olarak belirlendiği,
Sözleşmenin 7.6. maddesinde“… geçerlilik süresi içinde devam etmeyeceği bildirilmediği takdirde sözleşme birer yıllık sürelerle yenilenecektir.” klozu yer aldığı, taraflar arasında akdedilen 02.05.2013 tarihli ek protokol ile, sözleşmenin 5. maddesinin değiştirildiği, 2013 yılı için 100.000 yanıt paketinin seçildiği, sözleşmenin imzalanmasını müteakiben ilave hizmetler hariç her ay 1.530-TL ödeneceği, ek protokolün 02.01.2014 tarihine kadar geçerli olduğu, taraflar arasındaki e-posta yazışmalarına göre, davacının davasına konu ettiği veri kaybı olgusunun Temmuz 2013 tarihlerinde gerçekleştiği ve yine Ocak 2014 tarihinde skala değişikliğinin 534 kişinin bilgileri tekrar girmesine sebep olduğu anlaşılmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafın Temmuz 2013 tarihinde yaşadığı veri kaybına göre, sözleşme ilişkisini devam ettirdiği, davacı-karşı davalı en son Ocak 2014 tarihinde yaşanan skala değişikliğine bağlı veri kaybına rağmen, bu aşamada sözleşmeyi sona erdirmediği ve ticari ilişkiyi devam ettirdiği, davalı-karşı davacı tarafından Ocak 2014 tarihli fatura tanzim edilmiş ve bu fatura 10.02.2014 tarihinde davacı-karşı davalı tarafından ödendiği, söz konusu faturanın ödendiği taraflar arasında uyuşmazlık konusu dışında olmakla beraber, fatura uzayan döneme bir başka deyişle 2014 dönemine ilişkindir. Asıl davada davacının iddialarına göre, 10.02.2014 tarihli ödeme akabinde feshe esas teşkil edecek bir ayıptan da bahsedilmediği, davacı yaşanan problemlere rağmen sözleşmeyi feshetmemiş ve yeni döneme (Ocak 2014) ilişkin herhangi bir ihtirazı kayıt bildirmeksizin ödeme yapmış, neticedeki fesih ihtarı ile çelişkili davrandığı, olayda, karşı davalı tarafın Ocak 2014 tarihinde yaşanan sorunlara rağmen, sözleşmeyi makul sürede müdahale etmemesi ve sözleşmeyi sonlandırmaması, bunun yerine edimi kabul etmeye devam etmesi, davalıya ödemede bulunması sebebiyle, fesih hakkı kullanımının iyiniyet kurallarına uygun olarak kullanılmadığı, fesih sebebinin önemli olması ve son çare olması gerektiği düşünüldüğünde de, taraflar arasındaki e-posta yazışmalarında, yaşanan sorunlara ilişkin çözüm arayışının esas olduğu, davacı-karşı davalının dayandığı e-posta yazışmalarının içeriklerinin genel olarak soru sorma ve bilgi alma şeklinde olması bu sonuca ulaşmamızı sağlayan diğer bir faktör olduğu, bu sebeple, davalı-karşı davacının akdin haksız feshinden ötürü müsbet zararlarını isteyebileceği,
Asıl dava bakımından, davacının sözleşmeye aykırılık iddiasına ilişkin sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini, zarara uğradığını, zarar ile fiil arasındaki nedensellik bağını ispatlaması gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesine göre davacının verilerinin korunmasının davalının sorumluluğunda olduğu, olayda davacının zarar iddiasına konu Ocak 2014 tarihlerinde yaşanan veri kaybının skala değişikliğinden kaynaklandığı, zarar talebinin hukuken korunması için skala değişikliğinin davalı tarafça gerçekleştirildiğinin kesin ve açık olarak ispatlanması gerektiği,
Karşı dava bakımından, davacı-karşı davalı tarafından taraflar arasındaki sözleşmenin 17.02.2014 tarihinde feshedildiği, Temmuz 2013 tarihinde ve (yukarıda izah edildiği şekilde ispat edilmesi halinde) Ocak 2014 tarihinde yaşanan veri kaybının sözleşmenin 8. maddesinin ihlali olarak değerlendirilebileceği, davalı–karşı davacı tarafın sözleşmenin 7.10. maddesinde belirtilen 7/24 web hizmet bakımından sözleşmeyi gereği gibi ifa etmediğinin söylemeyeceği, karşı davalı tarafın sözleşmeyi feshinin, yaşanan veri kayıplarına rağmen sözleşme ilişkisinin devam ettirilmesi, 10.02.2014 tarihinde sözleşmenin yenilenen dönemi (ayıplı hizmet sunulduğunu iddia ettiği Ocak 2014) için ödeme yapması sebebiyle çelişkili davranış yasağına aykırı olduğu, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunduğu, bu sebeple sözleşmenin haklı sebeple feshinden bahsedilemeyeceği, karşı davacının sözleşmenin feshi tarihine kadar sözleşmesel alacağında haklı olduğu; karşı davalının, karşı davacının sözleşmenin bakiye süresine isabet eden müspet zararlarını tazmin ile yükümlü olduğu, karşı davacının sözleşmenin feshi 17.02.2014 tarihine kadar bakiye sözleşme alacağı, 17.02.2014-02.01.2015 tarihleri arasındaki döneme isabet eden müsbet zararını istemeye hakkı bulunduğu, 11 aylık kar mahrumiyeti 1.777,70 TL olarak hesap edildiği hususunun tespit ve rapor edildiği anlaşılmakla, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM
A-ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 54,40 TL maktu red harcının davacıdan peşin alınan 427,60-TL harçtan mahsubu ile artan 373,20-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 3.755,48-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ,
5-Davacının / davalının gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya/davalıya vekiline iadesine,
B-KARŞI DAVA YÖNÜNDEN;
1-1.177,70-TL’nin davalı …den tahsili ile davacı …LTD. ŞTİ’ye verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 80,40-TL harcın davacıdan peşin alınan 397,20-TL harçtan mahsubu ile artan 316,75-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından dava açıldığı sırada yatırılan 80,44-TL peşin nispi harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 25,20-TL başvurma harcı, 14,00-TL davetiye ve teskere gideri olmak üzere toplam 39,20-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 1,96-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalan bakiye yargılama giderinin davacı yan üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.177,80-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-)Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacının / davalının gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin davacı / davalı / vekillerine iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/10/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza