Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1230 E. 2022/627 K. 23.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2014/1230Esas
KARAR NO: 2022/627

DAVA:Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali ve Menfi Tespit davası
DAVA TARİHİ:07/07/2006
KARAR TARİHİ:23/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
ASIL DAVA:
Davacı,davalının Tasfiye Halinde … Sit. Konut Yapı Kooperatifi’nin üyesi olduğunu,birikmiş borç olarak kendisinden talep edilen borç ve faize cevabi ihtarname ile itiraz ettiğini,kendisinin ödeme yapmaması ve itirazı üzerine davalı tarafından yeniden ihtarname keşide edildiğini,kooperatif yönetiminin hukuk dışı uygulamaları nedeni ile haklarında halen mevcut ceza davası bulunduğunu,ihraç kararının iptali yönünde 6 Asliye Ticaret Mahkemesi kararı bulunduğunu,inşaat maliyetleri üzerinde ciddi kuşkular olduğunu,gerçek borç-alacak durumunun belli olmadığını beyanla kooperatif yönetim kurulunun 08.03.2006 tarih ve 101 sayılı ortaklıktan çıkarma kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA
Davacı, davalı kooperatifin belediye cezası nedeni ile bir bedel ödediğini ve bu bedelin kendisine düşen 478.780.915.TL’si kadar zararına sebep olduğunu beyanla kendi kusurları nedeni ile kooperatif yönetiminin neden olduğu cezalar ve usulsüz harcamalar yüzünden uğradığı zararın tespitini,borç-alacak durumunun belirlenmesini ve mahsuplaşma yapıldığında davalı kooperatife 30.497,00-TL borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVADA S A V U N M A
Davalı vekili,davacıya kooperatifler yasayı ve ana sözleşme çerçevesinde 2 ihtar keşide edildiğini,bunların yasal sürelerine uygun olduğunu,borcunu ödemeyen davacının ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiğini ve davanın haksız olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
BİRLEŞEN DAVADA SAVUNMA
Davalı vekili,davacı hakkında ortaklıktan çıkarma kararı verildiğini ve ortaklık sıfatı kalmadığını beyanla aktif husumeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLER VE GEREKÇE
Asıl dava,davacının kooperatif üyeliğinden çıkarılmasına dair yönetim kurulu kararının iptaline ilişkin olduğu, birleşen davanın; davacının kooperatife 30.497,00-TL borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tesbit davasıdır.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/04/2012 tarih … – 2012/90 E.K. sayılı kararla “….Asıl davanın REDDİNE, 2-Birleşen davanın REDDİNE, ….” karar verilmiştir.
Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2013/3203 E. 2013/4781 K.08.07.2013 tarihli ilamı ile ” …..1) Asıl dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali, birleşen dava, kooperatifle davacı arasındaki borç alacak durumu tespit edilerek davacının 30.497,000 TL borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacının ihraç kararına dayanak teşkil eden ihtarnamelerde talep edilen alacak dönemi 2002 yılının nisan ayından 2004 yılının haziran ayına kadar olan döneme ilişkin aidat ve gecikme faizi borcudur. Davacı davanın başından beri ileri sürdüğü beyanlarında 2002 ve 2004 yılları genel kurul toplantılarında alınan kararlarının iptali için dava açtığını, bu davaların sonucuna göre kendisinden talep edilen alacak miktarında değişiklik olacağını belirtmiş, bozma ilamında da bu davaların sonuçlarının üzerinde durularak karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ve mahkemece de bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş olmasına rağmen bozma ilamının gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, bu davalarının sonuçlarının ne olduğu, denetime elverişli bir şekilde mahkemece incelenip incelenmediği anlaşılamadığı gibi mahkemece bu konuda hatalı değerlendirmelerde bulunulduğu görülmüştür. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş davacının beyanlarında belirttiği, mahkeme ve esas numaraları dosyada mevcut olan genel kurul kararlarının iptali istemine konu davaların akıbetlerinin ne olduğu, sonuçlanıp sonuçlanmadıkları, sonuçlanmış iseler asıl ve birleşen davaya olan etkileri bilirkişi marifetiyle tespit edilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Zira ihtarnamalere konu alacak dönemleri dikkate alındığından davacının asıl ve faiz borcunun anılan davaların sonucuna göre değişiklik göstermesi ihtimali mevcut bulunmaktadır. Ayrıca, kooperatif genel kurullarında aidat ödemelerinin geciktirilmesi halinde alınması kararlaştırılan gecikme zammı temerrüt faizi niteliğindedir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 120/2 maddesine göre, sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faiz oranı, birinci fıkrada belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. 6101 sayılı Kanun’un 7. maddesine göre TBK’nın temerrüt faizine ilişkin 120. maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. Bu yön gözetilmeksizin, davacı kooperatif genel kurullarında kabul edilen faiz oranlarına göre hesaplama yapan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması da doğru görülmemiştir. 2) Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA,….” verilen bozma ilamı doğrultusunda dosya yeniden esas numarasına kaydı yapılıp incelemeye alınmıştır.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/426 Esas, 2007/811 Karar ve 06.12.2007 tarihli karar örneğinin incelenmesinden, davacının ,davalı Kooperatife karşı, 07.07.2006 tarihli dilekçe ile, Kooperatif ortaklığından çıkarma kararının iptali için dava açtığı, davalı kooperatifin 08.03.2006 tarihli yönetim kurulu kararı gereğince, davacının Kooperatife ödemelerini geciktirmesi nedeniyle ihtarnameler sonucunda davacının ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiği, davacının ise, cevabı ihtarname İle borca ve faize itiraz ettiğini, Kooperatiften alacaklı olduğunu, kooperatifin 202,2003 ve 2004 yıllarına ait genel kurul kararlarının iptali için dava açtığını belirterek ihraç kararının iptaline karar verilmesi için dava açtığı, Mahkemenin 06.12.2007 tarihli kararı İle davanın reddine karar verildiği, kararın temyizi sonucunda ,Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 07.07.2009 tarihli ilamı İle, davaya konu alacağın varlığının ve miktarının belirlenmesinin, buna göre de ihraç kararının yerinde olup olmadığının menfi tespit ve genel kurul iptal kararlarının sonucuna göre belirleneceği göz önüne alındığında taraflar arasında görülen menfi tespit ve genel kurul iptal davalarının akibetinin araştırılması , gerektiğinde sonuçlanmasının beklenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekçesi ile bozulduğu, bozma ilamı sonucunda, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas numarasını alan davada, Mahkemenin … Esas, 2012/90 Karar ve 19.04.2012 tarihli kararı ile, bozma ilamından sonra, davacı tarafından açılan menfi tespit davası birleştirilip yargılama yapıldıktan sonra asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafça temyizi neticesinde ise, Yargıtay 23 Hukuk Dairesinin 2013/3203 Esas, 2013/4781 Karar ve 08.07.2013 tarihli ilamı İle, mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edildiği, buna rağmen bozma ilamının gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, bu davaların sonuçlarının ne olduğunun denetime elverişli şekilde mahkemece incelenip incelenmediğinin anlaşılamadığı gibi mahkemece bu konuda hatalı değerlendirmeler de bulunulduğu, mahkemece, genel kurul kararlarının iptali İstemine ilişkin davaların akibetlerinin ne olduğu , sonuçlanıp sonuçlanmadığı, sonuçlanmış iseler, asıl ve birleşen davaya etkilerinin bilirkişi marifetiyle tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği ve ayrıca genel kurulda kabul edilen faiz oranlarına göre hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınarak hüküm kurulmasının doğru görülmeyerek bozulduğu, ilamda ayrıca, davacının ihraç kararına dayanak teşkil eden ihtarnamede talep edilen alacak döneminin 2002 yılının Nisan ayından 2004 yılının Haziran ayına kadar döneme ilişkin aidat ve gecikme faizi borcu olduğu, bozmadan sonra dosyanın kapatılan ….Asliye Ticaret Mahkemesinin ( …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas) … Esas numarasını aldığı, ilgili Mahkemenin (….ATM) birim faaliyet kapatılması sonucu ilgili dosyanın Mahkememize aktarılması sonucu Mahkememizin … Esas numarasını aldığı, yargılamanın da işbu dosyadan devam edildiği anlaşılmıştır.
Fiziki olarak getirtilip incelenen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/04/2005 tarih … – 2005/230 E.K.sayılı ilamında davacının …, davalının ise …eratifinin olduğu, davanın kabulüne karar verilerek davacının, davalı kooperatif ortaklığından çıkartılmasına ilişkin 31/05/2003 tarihli kooperatif genel kurulunda alınan ortaklıktan çıkarılma kararının iptaline karar verildiği, işbu kararın 21/06/2005 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Uyap sistemi üzerinden yapılan araştırmalar neticesinde …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2004/905 Esas sayılı dosyasının İstanbul(Kapatılan) 22. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/14 esas sayılı dosyası ile birleştiği, bu mahkemenin faaliyetinin durdurulması nedeniyle ilgili dosyanın …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/309 Esasını aldığı, işbu dosyada verilen kararın tarafların itirazı ile bozularak ilgili Mahkemenin 2018/429 esasına tevzii olunarak yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
Uyap sistemi üzerinden getirtilip incelenen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/309 – 2017/539 E.K.sayılı dosyasında davacı … tarafından davalı … …Kooperatifine karşı 28/07/2004 tarihinde genel kurul kararının iptali istemli dava açtığı, ilgili Mahkemece 19/06/2017 tarihli kararda “…1-Davanın kabülu ile, Genel kurulda bilonço ile ibralar ile ve kooperatif tasfiyesi ile ilgili alınan 19/06/2004 tarihli genel kurul kararlarının iptaline, diğer istemlerin reddine…” karar verildiği, işbu kararın İstanbul BAM 17. Hukuk Dairesinin 2018/474 – 2018/795 E.K.sayılı 02/05/2018 tarihli ilamında “…yukarıda belirtildiği üzere , mahkemece davacının Kooperatif ortaklığından ihraç kararının iptaline dair verilecek kararın iş bu davanın sonucuna etkili olduğu gerekçesiyle bekletici mesele yapılmasına karar verdiği, ihraç kararının iptali davasına ilişkin dosyanın bir kaç kez Yargıtay incelemesinden geçmesi sonucunda kararın henüz verilmediği, davacının vekili vasıtası İle dosyaya ibraz etmiş olduğu birden fazla dilekçe ile ara karardan rücu talebinde bulunduğu, 12.04.2017 tarihli dilekçe ile ise davacının, bekletici mesele ile ilgili itirazlarını tekrar ettikten sonra, yasa, Anayasa , AİHM kararlarına aykırı olduğunu iddia ettiği ara karardan dönülerek davaya devam edilmesini talep ettiği, dilekçesinde , davanın açıldığı tarihlerde ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında, davalı İle arasında başka bir ortaklıktan çıkarma davasının devam ettiğini, husumetin dava şartı olmasına rağmen davalı vekilinin önce husumeti kabul ederek üç buçuk yıl suskun kaldığını ,değişmesi muhtemel durumların sonucunun beklenmesine gerek olmadığını, Anayasal hak ihlali olduğunu, adil yargılama hakkının ihlali olduğunu iddia ederek , bir çok usul kurallarını belirttikten sonra bekletici mesele yapılan ara karardan dönülmesine karar verilmesini talep ettiği , mahkemece bekletici mesele yapılmasına dair ara kararla ilgili yeni bir ara karar oluşturmadan ve ihraç kararının iptali davasının ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında devam ettiği gerekçede belirtilmekle yetinilerek hüküm tesis edildiği, ihraç kararının iptali kararının sonucunun iş bu davada etkili olup olmayacağının değerlendirilmediği anlaşılmıştır… Emsal Yargıtay ilamlarında belirtildiği üzere, dava şartı olarak kabul edilen bu konunun mahkemece re’sen gözetilerek, gerek hüküm tarihine kadar bekletici mesele yapılan, davacı ortağın ortaklıktan ihraç kararına karşı açmış olduğu ve …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı derdest iptal davası sonucunun, gerekse de, davacının 12.04.2017 tarihli dilekçesi de ifade ettiği, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında devam eden ortaklıktan çıkarma davaların araştırılarak ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 165. madde gereğince sonucunun beklenerek uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, davalar sonuçlanmadan işin esası hakkında karar verilmiş olması doğru kabul edilmemiştir….” karar verilerek ilgili Mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilmiş olup, ilgili Mahkemece dosya 2018/429 Esasa kaydı yapılarak yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları ve Yargıtay bozma ilamı gözönüne alındığında dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdii edilerek rapor alındığı 04/08/2015 tarihli ek raporu özetle “…Buna göre ihraca konu ihtamamelerdeki aidat ödemeleri 2002 ve 2003 yıllarına aittir ve davalı kooperatif aylık gecikme faizini %10 olarak hesap etmiş, geçmiş tarihlerde verilen raporlarda da bu oran kabul edilmiş idi. Ne var ki yukarıda özetlenen Yargıtay uygulamaları gereğince aylık % 10 faiz uygulaması gönderilen ihtarları geçersiz kılacaktır. Zira 2002 yılında yasal faiz %55 olup, bunun % 100 fazlası % 110 olacak ve aylık faiz oranı: % 110/12= 9,16 olacaktır. 2003 yılında ise yasal faiz % 50 olup, bunun % 100 fazlası % 100 olacak ve aylık faiz oranı; % 100 / 12 = % 8,33 olacaktır. Dolayısı ile gönderilen ihtarlarda istenen faiz oranı hatalı ve fahiş olup, bu yönü ile ihtarlar geçerli ihtar sayılamayacak ve bu ihtarlara dayalı olarak verilmiş bulunan ihraç kararının da iptali gerekecektir…” 28/03/2016 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle : “….davacıya gönderilen ihraç ihtarlarının faiz yönünden haklı ve doğru olmadığına ve bu ihraç ihtarlarına dayanılarak verilen ihraç kararlarının iptali gerekeceğine dair görüş ve kanaatimizi tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi….” şekilinde beyan ve tespitte bulunmuştur.
Mahkememizce duruşma ve ara kararlar ile dosyanın son geldiği aşama itibariyle Yargıtay bozma ilamı ve bu bozma ilamı doğrultusunda belirtilen genel kurullara ilişkin her bir dosya bazında verilen kararları, her bir dosya bazında etkisinin ayrı ayrı değerlendirilmesi, tespit olunan faiz oranları da dikkate alınmak suretiyle birleşen menfi tespit davası uyarınca davacı asilin davalı kooperatife dava tarihi itibariyle ne kadar borçlu olduğunun, borcunun bulunup bulunmadığı hususunda rapor alınmasına karar verilmiş ise de, ilgili ara kararda belirtilen bilirkişiler için takdir olunan bilirkişi ücretinin davacı yanca karşılanmadığı, ilgili gider avansını Mahkememiz veznesine depo etmediği anlaşılmıştır.
İddia, savunma, dosya içeriği, deliller, bilirkişi raporu ve Yargıtay bozma ilamı karşısında davacıya keşide edilen ödeme ihtarları bakımından ihraca konu ihtamamelerdeki aidat ödemeleri 2002 ve 2003 yıllarına ait olduğu ve davalı kooperatif aylık gecikme faizini %10 olarak hesap ettiği, Yargıtay uygulamaları gereğince aylık % 10 faiz uygulaması gönderilen ihtarları geçersiz kılacağı, zira 2002 yılında yasal faiz %55 olup, bunun % 100 fazlası % 110 olacak ve aylık faiz oranı: % 110/12= 9,16 olacağı, 2003 yılında ise yasal faiz % 50 olup, bunun % 100 fazlası % 100 olacak ve aylık faiz oranı; % 100 / 12 = % 8,33 olacağı, dolayısı ile gönderilen ihtarlarda istenen faiz oranı hatalı ve fahiş olduğu, bu yönü ile ihtarlar geçerli ihtar sayılamayacak ve bu ihtarlara dayalı olarak verilmiş bulunan ihraç kararının da iptali gerekeceği sonuç ve kanaatine varıldığı anlaşılmakla; asıl davanın kabulü ile Davacının davalı kooperatif ortaklığından çıkarılmasına ilişkin 08/03/2006 tarih ve 101 sayılı ortaklıktan çıkarma kararının iptaline,
Birleşen dosya kapsamında da esasen menfi tespit dava konusu sebebiyle tamamen bir bağımsız dava olduğu, Mahkememizce duruşma ve ara kararlar ile dosyanın son geldiği aşama itibariyle Yargıtay bozma ilamı ve bu bozma ilamı doğrultusunda belirtilen genel kurullara ilişkin her bir dosya bazında verilen kararları, her bir dosya bazında etkisinin ayrı ayrı değerlendirilmesi, tespit olunan faiz oranları da dikkate alınmak suretiyle birleşen menfi tespit davası uyarınca davacı asilin davalı kooperatife dava tarihi itibariyle ne kadar borçlu olduğunun, borcunun bulunup bulunmadığı hususunda rapor alınmasına karar verilmiş ise de, ilgili ara kararda belirtilen bilirkişiler için takdir olunan bilirkişi ücretinin davacı yanca karşılanmadığı, ilgili gider avansını Mahkememiz veznesine depo etmediği anlaşılmakla; birleşen davanın davacısının davasını ispat edemediğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-)Asıl davanın KABULÜ İLE;
Davacının davalı kooperatif ortaklığından çıkarılmasına ilişkin 08/03/2006 tarih ve 101 sayılı ortaklıktan çıkarma kararının İPTALİNE,
A-)Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 80,70-TL harcın başlangıçta alınan 12,20-TL harçtan mahsubu ile bakiye 68,50-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
B-)Başlangıçta davacı yanca yatırılan 12,20-TL başvurma harcı, 12,20-TL peşin harç, 900-TL bilirkişi ücreti ve 632,85-TL davetiye gideri olmak üzere toplam 1.557,25-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
C-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2)-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda
Davacının davasının REDDİNE,
A-)Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 80,70-TL harcın başlangıçta alınan 411,80-TL harçtan mahsubu ile bakiye 331,10-TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
B-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
C-)Yapılan yargılama giderinin davacı yan üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı asil, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/09/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza