Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1100 E. 2018/418 K. 17.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1100 Esas
KARAR NO : 2018/418

DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 18/09/2014
KARAR TARİHİ : 17/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde, vekiledeni …, dava dışı …, davalı … ( … Otomotiv San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin o tarih itibariyle %95 hissedarı ve paravan arkasındaki yöneticisi) ve … Otomotiv San. Ve Tic. Ltd. Şti müdürü dava dışı … arasında birden fazla çok taraflı anlaşmalar tanzim edildiğini, 15.6.2009 tarihli tarafları bahsedilen kişiler olan sözleşme ile bir adi ortaklık kurularak münhasıran … Otomotiv … Ltd. Şti.’nin ” … Car/Araç Kiralama ” bölümünün işletilmesi ve kar paylaşımına yönelik mutabakata varıldığını ve mutabakat uyarınca adi ortaklık muhasebe kayıtlarının … Otomotiv… Ltd. Şti. bünyesinde ve fakat ayrı bir kalem üzerinde tutulmasının öngörüldüğünü, buna bağlı 17.6.2009 tarihli adi ortaklığın mülkiyetinde kalması kararlaştırılan araçların dökümünü gösterir liste yapıldığını,
12.06.2009 tarihli tarafları yine aynı şahıslar olan başka bir adi ortaklık sözleşmesi ile …/… adresinde faaliyet gösteren … İnşaat San ve Tic. Ltd. Şti. nin ticari faaliyetinden doğan kar paylaşımı için sözleşme imzalandığını, buna ilişkin olarak olarak da vekiledeni tarafından parça parça … İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti. hesaplarına ve davalı … adına ödemeler yapıldığını, dolayısıyla her iki adi ortaklık sözleşmesinden dolayı vekiledeninin 2009 yılı içinde ve farklı tarihlerde kendi adına … Otomotiv … Ltd. Şti. ne ve davalılar adına … …. Ltd. Şti. ne toplam 1.852.000-TL ödeme yaptığını beyanla; ödenen paralarının akıbetinin gaybı meçhule gitmesi nedeniyle, Adi Ortaklığının %66,6 hisse sahibi olan vekiledeninin, adi ortaklığın 2009 yılından itibaren elde ettiği kardan mahrum bırakılmış olaması nedeniyle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000-TL kar payının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca vekiledeninin vermiş olduğu katılım payı nedeniyle adi ortaklığın ve davalı … Otomotiv … Ltd. Şti.’nin mal varlığında artış olduğu nazara alınarak şimdilik 10.000-TL katılım payının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini , bu taleplerinin reddi halinde doğrudan davalılara ve/veya onlar adına 3. Kişilere aynı hukuki ilişki nedeniyle yapılan ödemelerin istirdadına, şimdilik 10.000-TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar erilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalılar/ vekilleri tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Yargılama sırasında … vekili duruşmalara katılmış, davanın ve davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; adi ortaklık kar payı ve katılım payının tahsili, aksi halde davalılara veya onlar adına 3. Kişilere yapılan ödemelerin istirdadı talebinden ibarettir.
Davacının işbu davada dayanak ettiği 15.6.2009 tarihli ” ortaklık harici sözleşmesi ” başlıklı sözleşme, 17.06.2009 tarihli ” … Oto … Car ortaklık bedelleri” başlıklı sözleşme , 12.06.2009 tarihli ortaklık harici sözleşmesinin davacı …, davalı … ile davalı dışı … , … tarafından imzalandıkları , sözleşmelerin bahsi geçen … Otomotiv … Ltd. Şti. adına … tarafından imzalandığına dair sözleşmeler içinde hiçbir atıf bulunmadığı, … imzası üzerinde şirket kaşesi bulunmadığı, sözleşmeleri şirket adına imzaladığınında şerh edilmediği görülmektedir.
Yargılama sırasında … Car olarak kullanılan tüm araçların trafik kayıtları İlçe Emniyet Müdürlüklerinden getirtilmiş, incelenmiştir.
Davalı şirket yönünden … ve … Vergi Dairelerine teskere yazılarak vergi dosyaları istenmiştir.
Davacı ve davalı … ile dava dışı şahıslar kendi aralarında adi ortaklık sözleşmesi bağıtlayarak özellikle dava konusu edilen … Car yönünden tüm işlemlerin … Otomotiv … Ltd. Şti. bünyesinde yürütülmesini kararlaştırmışlardır. İlgili bölümün işletilmesi ve kar paylaşımına yönelik de adi ortaklık sözleşmesi imzalamışlardır. Nihayetinde taraflar şirket bünyesinde faaliyet göstermek üzere … Oto … Car Adi Ortaklığı’nı kurmuşlar, davacı talebi de, bu adi ortaklıktan kar payı/katılım payı talebinden ibarettir.
Yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, davalı şirket ticari defter ve kayıtları incelemeye ibraz edilmediğinden şirket bünyesinde … Car olarak sağlanan gelir ve giderler hususunda herhangi bir tespit yapılamamıştır.
Davacılar … Otomotiv … Ltd. Şti. ve … tarafından davalılar … ve … aleyhine … 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasında adi ortaklığın feshi ve geçersizliğinin tespiti için 27.10.2009 tarihinde dava açıldığı, davalı … ‘nun ise karşı davasında … Otomotiv .. Ltd. Şti.’nin … Car bölümüne %33 oranında hissedar olduğunun tesciline bu talebin kabul edilmemesi halinde hisse payı için ödediği miktardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000-TL nin karşı davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmişler, asıl davanın ve karşı davanın takip edilmemesi sebebiyle 9.4.2014 tarihinde açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekili 27.07.2018 tarihli dilekçesi ile 667.000-TL üzerinden dava değerini ıslah etmiş, ıslah harcını yatırmış ve ıslah edilen miktar gözönüne alınarak dosya heyete SEVK edilmiştir.
Dava adi ortaklıktan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Adi ortaklık iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. ( TBK 620/1 maddesi) Dolayısıyla gerçek veya tüzel kişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla oluşan bir kişi topluluğudur. Adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur. Ortaklık mamelekine ilişkin alacaklar hakkında aktif taraf ehliyeti tüm ortaklara ait olduğu gibi, üçüncü kişiler tarafından adi ortaklığa yöneltilen davanın tüm ortaklara yöneltilmesi gerekir. Adi ortak olan davacının adi ortaklardan …’e karşı davayı yöneltmiş olmasına rağmen adi ortaklıkta imzası bulunan diğer ortaklara davanın yöneltilmediği görülmektedir. Dava yöneltilen … Otomotiv … Ltd. Şti. ‘nin ise adi ortaklık sözleşmelerinde imzası yoktur ( sözleşmelerde şirketin ortağı ve yetkilisi olan kişilerin imzası var ise de, şirket adına imza attıkları sabit değildir).
Ancak, davada öncelikle davanın ticari dava olup olmadığı husunun çözümlenmesi gerekir.
Somut dava 6102 sayılı TTK ‘nun yürürlüğe girdiği 1.7.2012 tarihinden sonra 15.1.2014 tarihinde açılmıştır.
6102 sayılı TTK. 4. Maddesine göre davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin tarafları her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK. veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine 6102 sayılı TTK’nun 19/II maddesi uyarınca taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, TTK ‘ nun kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlediği görülmektedir. O halde, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı yasanın 2. Maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5. Maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Aynı madde uyarınca Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki artık görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler 6100 Sayılı HMK ‘nun 1. Maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan her aşamada re’sen incelenir.
Somut davada incelenen adi ortaklık sözleşmelerinin tarafları gerçek kişilerdir. Davalı şirket sadece adi ortaklık ilişkisinin şirket bünyesindeki hesaplar üzerinden yürütülmesi kararlaştırılmış olmakla gündeme gelmektedir. Adi ortaklık sözleşmesinin davalı şirketin ticari işletmesi ile ilgili olduğu biran için düşünülse dahi, davacının tacir olmadığı ve işin ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, diğer davalının da gerçek kişi olduğu, adi ortaklığın TBK da düzenlendiği anlaşılmakla, mahkememizce davanın ticari dava olarak kabulü mümkün görülmediğinden, evveliyatta açılmamış sayılmasına karar verilen davanın da Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olmasına göre, mahkememizin görevsizliğine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1) Tarafların tacir olmadığı ve davanın mutlak ticari davalardan olmadığı anlaşılmakla Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,( HMK 114(1)-c 115(2) )
2-)HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ VE YETKİLİ İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten itibaren, süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli Mahkemesine gönderilmesini talep etmeleri halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, süresi içerisinde talep olmaması halinde dosyanın Mahkememizce re’sen ele alınarak davanın açılmamış sayılacağı hususunda karar verileceğinin ihtarına ,
4-Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine ,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı … vekilinin ve diğer davalının yokluğunda tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle karar verildi. 17/05/2018

Başkan … Üye … Üye … Katip …