Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/308 E. 2018/1010 K. 15.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/308 Esas
KARAR NO : 2018/1010

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/09/2013
KARAR TARİHİ : 15/11/2018

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı Müteveffa … vekili dava dilekçesinde; vekiledeninin davalı …’ya kendi talimatları doğrultusunda banka hesabında işlem yapabilmesi için vekaletname verdiğini, davalı …’nın da bu vekaletnameyi kullanarak vekiledeninin … Bankası … Şubesi’ndeki … nolu hesabından kendisinin büyük hissedarı ve yetkilisi olduğu diğer davalı … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin … Bankası … Şubesi’ndeki … nolu hesabına 28.08.2009 tarihinde 865.000,00 TL tutarında havale yaptığını, davalı …’nın bu havale işlemini vekiledeninin bilgisi ve izni dışında herhangi bir sebebe dayanmaksızın vekaleti kötüye kullanarak yaptığını, taraflarından yapılan araştırmalarda diğer davalı şirketin ticarî defterlerinde bu tutarın, vekiledeninin alacağına kaydedildiğinin görüldüğünü, vekiledininin bu konudan geç haberdar olduğunu, ilgili banka şubesinde yaptığı incelemelerde durumu öğrendiğini ve yapılan havalenin dekontunu ve davalı …’nın havale için verdiği talimatın onaylı fotokopilerini aldığını, davalı … ile yapılan görüşmelerde paranın iade edileceğine dair defalarca vaadde bulunulmuş ise de vekiledenine ödeme yapılmaması üzerine … icra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile 865.000,00 TL’nin tahsili için icra takibine girişildiğini, davalılar vekili tarafından borca itiraz edildiğini beyanla, itirazın iptaline, takibin devamına, davacının alacağının %40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; vekiledeni …’nın TMSF nezdinde açılan ihalelere katıldığını ve işlerini layıkıyla yerine getirdiğinden kurum nezdinde haklı bir güvene ve tecrübeye sahip olduğunu, önceleri kendi adına katıldığı ihalelere, daha sonra şirket kurarak katıldığını ve üstlendiği tüm yükümlülüklerini alnının akıyla bitirip teslim ettiğini, davacının ise TMSF nezdinde yapılan işlerin büyük çoğunluğunda vekiledeni şirketin taşeronluğunu yaptığını, bu vesile ile şirketin davacıya dönem dönem yüklü miktarda para ödemesi gerçekleştirdiğini, bu ilişkiden de anlaşılacağı üzere davalının, davacının mutemedi yada elemanı değil, işvereni olduğunu, davacının, müvekkili şirket haricinde TMSF nezdinde açılan ihalelerin hiç birisini tek başına yüklenmediğini, vekiledeninin kontrolü TMSF’ye aktarılan Telsim’in sayısı milyonları bulan faturalarının bilgisayar ortamına aktarılması ve arşivlenmesi ihalesine, davacının katılmasına ön ayak olduğunu, davacının bu sayede ihaleyi kazandığını, bunun karşılığında tarafların davacı hesabına yatırılacak olan ilk hak edişin vekiledenine ait olması konusunda mutabık kaldıklarını, ancak bu ödemenin TMSF’nin ihale şartları gereği doğrudan davacının banka hesabına yapılacağından, paranın (ilk hak edişin) vekiledenine ödenmesi amacıyla davacının vekiledenine vekalet çıkarması fikrinin hakim olduğunu ve davacının vekiledenine ifanın gerçekleştirilmesinde bir araç olması amacıyla vekaletname çıkardığını, hatta davacının daha önce, henüz hesaba geçmemiş fakat geçeceği bilinen bedelin, vekiledeni şirkete ödenmesi için … Bankası’na hitaben havale talimatı hazırladığını, ancak vekalet ile işlerin daha kolay yürüyeceği düşünüldüğünden, yazılan talimatın bankaya verilmesinden vazgeçildiğini, yani kısaca, hesaba yatacağı önceden bilinen paranın, aslında vekiledenine ait olacağını, vekaletin de vekiledenine yapılacak ifanın gerçekleştirilmesine aracı olması amacıyla çıkarıldığını, davacının bankaya hitaben talimat yazmış olmasının, banka hesabının tek bir para hareketinden ibaret kalmaması ve dava konusu para girişinden sonra da davacının hesabına para girişlerinin bulunmasının ve bu bedelleri davacının dilediği şekilde kullanmış olmasının, davacının iddialarını alenen yalanladığını, paranın geleceğinden ve vekiledeni tarafından çekileceğinden bilgi sahibi olduğunu ortaya koyduğunu, vekiledeninin, davacının hesabına giren diğer tüm bedelleri mevcut vekaletname ile çekme yetkisi varken bu yönde bir tasarrufa girişmemiş olmasının, davacının iddialarını yalanladığını, davacının halen vekiledenini iddia ettiği vekillikten azletmediğini, davacının TMSF’ye verdiği taahhüdü zamanında yerine getirmeyip taahhüt ettiği İşleri 1 yıl geçmesine rağmen teslim edemediğini ve bu sebeple sözleşmesinin fesh edilerek TMSF tarafından kendisine yapılan ödemeler iade alınarak ceza tatbik edildiğini, somut olaya BK’nun 60. Maddesindeki bir ve on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini, davacının paranın çekildiğinden geç haberdar olduğunu ileri sürdüğünü, ancak davacının bu bedelin çekildiğini hesaba henüz para yatmadan dahi bildiğini, davacı taleplerinin, hayatın olağan akışına aykırı olup, aynı zamanda hakkın suistimali niteliğinde olduğunu beyanla, zamanaşımı itirazlarının kabulü ile davanın bu sebepten reddine, zamanaşımı itirazlarının kabul edilmemesi halinde davanın esastan reddi ile haksız ve kötü niyetli olan davacının alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; vekaletnameye dayalı olarak davacı hesabından usulsüz çekilen paranın tahsili için girişilen takibe vaki itiraz üzerine açılan İİK 67 maddeye dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davaya dayanak … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasında; alacaklı … tarafından borçlu … ile … aleyhine 865.000,00-TL asıl alacak, 162.311,92-TL faiz olmak üzere toplam 1.027.311,92-TL alacağın tahsili için 29.09.2011 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla icra takibine girişildiği, borçlular vekili tarafından süresinde borca, faize ve diğer fer’ilerine itiraz edildiği, takibin durduğu, işbu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
TMSF ye teskere yazılmak suretiyle … arşiv tarama ihale dökümanlarının, bu ihale sebebiyle davacı …’a yapılan tüm ödemelerin bildirilmesi istenmiş, TMSF tarafından 16/05/2014 tarihli cevap ve eki belgeler gönderilmiştir.
… Bankası … şubesine teskere yazılmış, davacı ve davalı şirketin mevcut hesaplarına dair 01/08/2009 – 31/08/2009 tarihleri arası tüm hesap hareketlerinin istenmiş ve getirtilmiştir.
Davaya dayanak … Noterliğinin 25/08/2009 tarih … yevmiye nolu vekaletnamesi getirtilip incelenmiş, davacı … tarafından davalı …’ nın Türkiye Cumhuriyeti Hudutları dahilindeki bilimum banka şubelerinden ve her çeşit hesaplarından dilediği zaman ve dilediği miktarda para çekmeye, hesapları başka şubeye nakletmeye, faizleri almaya, eft, virman, repo yapmaya, fon, hisse senedi, devlet tahvili, hazine bonosu almaya ve satmaya… v.s, bankalarda adına her türlü tasarrufta bulunmaya, çek karnesi almaya, çek kesmeye, çek imzalamaya, çek bedellerini tahsil etmeye, tüm iş ve işlemleri başından sonuna kadar ifa ve intaca mezun ve yetkili olmak üzere vekil tayin edildiği anlaşılmaktadır.
Dosyaya ibraz edilen … Noterliğinin 01/09/2010 tarih ve … yevmiye nolu azilnamesi ile ise; davacı … tarafından 25/08/2009 tarih ve … yevmiye nolu vekaletname ile …’ ya verilen tüm yetkilerden, vekaletten azledildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce verilen 02.07.2014 tarihli ara kararı ile davalı …’in 0l.08.2009-31.08.2009 tarihleri arası banka kayıtları, davalı şirketin 2009 yılı tümüne ait banka kayıtları, tarafların 2009 yılı ticari defter ve belgeleri ve ibraz edilen tüm deliller üzerinde ilişkinin defter ve belgelere yansıyış biçimi ve tespiti açısından 3 kişilik bilirkişiler heyetinden 28/11/2014 tarihli rapor alınmıştır.
Toplanan tüm delillere ve bilirkişiler tarafından raporda ulaşılan tespitlere göre; davacıya ait 2009 yılı işletme defterinin açılış onamasının 6. ayda yapılmasının, firmanın yıl içinde kurulduğundan kaynaklandığı,
Davalıya ait 2009 yılı ticari defterlerin; TTK hükümlerine göre; noter açılış tasdiklerinin süresi içinde yaptırıldığı, yevmiye ve envanter defterlerinin noter kapanış tasdiklerinin ise yaptırılmadığı, 31.12.2009 tarihli ve … nolu kapanış maddesinde … kodlu … Müh. … hesap bakiyesinin 1.878.796,40 TL tutarında olduğu, böylelikle davalı şirketin defter kayıtlarına göre davacı şirkete 31.12.2009 tarihi itibariyle 1.878.796,40 TL tutarında borçlu durumda olduğu ,
TMSF’nin davacı firmanın teklifini kabul ederek sözleşme imzalanması ile anlaştıkları, ancak taahhüt edilen evrak sayısının çok üzerinde 35.972.455 adet evrak sayısına ulaşıldığından, sözleşme ile ilgili olarak sürdürülen evrak tarama işleminin 18.08.2010 tarihi itibariyle durdurulmasına karar verildiği
Davacı şirketin 2009 yılına ilişkin banka kayıt hareketlerini içeren ekstreye göre, dava konusu 865.200,00 TL’nin 28.08.2009 tarihinde banka hesaplarına yatmış olması ile hesap hareketlerinin başladığı, hesap hareketlerinin başladığı ilk tarih olan 28.08.2009 tarihinde … nolu (Davalılardan … İnş. Ltd. Şti.) hesabına 865.000,00 TL tutarında virman edildiği, davacı hesabından davalı şirkete yapılan ilk havalenin devamında, yıl içinde davalı hesabından davacı hesabına havaleler yapıldığı, raporda liste halinde belirtilen havalelere göre, hernekadar davalıdan davacıya geri ödemeler yapılmış ise de, davalının söz konusu ödemelere ilişkin olarak dava konusu 865.000,-TL ile ilgili olduğu hususunda bir beyanına rastlanmadığı ve her hangi bir açıklama getirilmediği, dava konusu 865.000,00.-TL’nın davacı hesabından davalı hesabına havale edilmiş olduğu hususu kayden tespit edilmiş olup esasen çekişmesiz olduğu anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında davacı Koray Yılmazın vefatı üzerine dosyaya … Sulh Hukuk Mahkemesinin …- … E.K. Sayılı dosyasından alınan mirasçılık belgesi ibraz edilmiş, mirasçılık belgesine göre mirasçı davacılar vekilleri tarafından dosyaya vekaletnameler ibraz edilmiştir.
Toplanan delillere, iddia ve savunmaya, hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi heyet raporuna göre;
Müteveffa davacı … tarafından evveliyatta 25/08/2009 tarihinde davalı …’e şahsi firması adına tüm bankacılık işlemlerini yürütmek üzere vekaletname verildiği, davalı …’in bu vekaletnameye dayalı olarak … Bankası … şubesine verdiği 28/08/2009 tarihli “şubeniz nezdinde ki … nolu hesabımdan 865.200-TL, yine şubenizde bulunan … Ltd. Şti. Hesabına havale edilmesini rica ediyorum” … mühendislik kaşesi üzerine … adı yazılmak suretiyle imzaladığı yazıyı ibraz ettiği ve paranın aynı gün davacı hesabından … Ltd. Şti. hesabına havale edildiği, davacı … tarafından bir yıl sonra 01/09/2010 tarihinde davalı …’in vekillikten azledildiği, …’nın azil gerçekleşinceye kadar davacı …’ a vekaleten işlemler yaptığı, davalılar vekili hernekadar bilirkişi heyet raporuna itirazlarında davacıya yapılan ve bilirkişi tarafından tespit edilen havalelerin davacının tefecilerin eline düşmemesi için dönem dönem finansman ihtiyacını karşılamak ve çeklerinin ödenmesi için verilen paralar olduğunu savunmasına rağmen cevap dilekçelerinde
davacının (… Mühendislik), vekiledenlerinin TMSF nezdinde yaptığı işlerin büyük çoğunluğunda taşeron olarak kullanıldığını beyan ettikleri, gerçekten de finans uzmanı bilirkişi tarafından saptandığı üzere 31/12/2009 tarihi itibariyle davalı defterlerinde davacı hesap bakiyesinin 1.878.796,40-TL olduğu, bu durumun davacı ve davalı arasında ayrıca hesap ilişkisi olduğunu kanıtı olduğu, dolayısıyla davacı ve davalılar arasında davaya konu olay dışında ticari ilişki olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda ise davalı …’in TMSF’den dava ile ilişkili iş bu ihaleyi alması için davacıya aracı olduğu ve aralarında yapılan anlaşma uyarınca yapılacak ilk ödemenin davalıya ait olacağı ve bu nedenle de TMSF tarafından yapılan 865.000,00-TL ilk ödemenin vekalete dayalı olarak davalı şirket hesabına aktarıldığı, vekaletnamenin sadece bu işlem için düzenlendiği ve vekaletnameye dayalı olarak paranın aktarıldığı savunulmuş ise de, bu husus ispata muhtaç kalmıştır. Zira toplam bedeli 1.442.000-TL olan ihalede 865.000,00-TL gibi bir meblağın davalıya mutabakat doğrultusunda havale edildiği hususu hayatın olağan akışına aykırıdır. Davalı yan bunun farkında olmalı ki, davacıya tefecilerin eline düşmesin diye dönem dönem borç verdiğini, bütün ticari ilişkilerinin banka kayıtları ve ticari defter ve belgeler ile sınırlı olmadığını savunmakta olup defter kayıtları da bunu doğrulamaktadır. Ancak yine davalının defter kayıtlarıyla sabit olduğu üzere dava konusu 865.000,00-TL’ nin de davalı defterlerinde davacıya borç hesabında kayıtlı olduğu, bilirkişi tarafından saptanan ve davacıya havale yoluyla peyderpey ödenen 581.000,00-TL’nin , dava konusu 865.000,00-TL’ nin geri ödenmesine ilişkin olduğu savunulmadığı gibi, zaten açıklandığı üzere taraflar arasında dava konusu miktarın ötesinde ticari ilişki bulunduğu ihtilafsızdır. O halde taraflar arasında ki ilişki ve vekaletname içeriğine göre davalıya, davacı adına banka hesaplarından para çekmek ve bu kapsamda her türlü bankacılık işlemlerini yapmak ve çek keşide etmek üzere vekaletname verildiği, davacının bu vekaletname ve içeriğine aykırı olarak davacı hesabındaki parayı, havale tarihinden hemen evvel kurduğu kendi şirketine aktarmasının vekaletin kötüye kullanılması sayılacağı, yine taraflar arasındaki ilişki ve vekaletname içeriğine göre davalının ticari temsilci de sayılamayacağı, vekilin davacı talimatına uygun hareket etme borcu özen ve hesap borcu yükümlülüğü altında olduğu ve bu yükümlülüğün vekaletin sona ermesine kadar devam edeceği, bu kapsamda TBK 508 madde hükmü uyarınca aldıklarını da vekalet veren davacıya iade etmekle yükümlü olduğu anlaşılıp kabul edilmiştir.
Netice itibariyle havale edilen paranın davacıya ait olduğu, davalı tarafından paranın kendi şirketi olan davalı şirkete havale edilmesinin haklı ve yasal sebebinin açıklanamadığı, davalının iddialarını ispat edemediği, müvekkili davacı hesabından çektiği parayı iade ile yükümlü olduğu, her iki davalının da müteselsilen sorumlu olduğu, geri verme borcunda zamanaşımının vekalet ilişkisi süresince devam edeceği, somut olayda paranın 28/08/2009 tarihinde hesaptan havale edildiği, takibe 29/09/2011 tarihinde girişildiği, davanın ise 30/09/2013 tarihinde açıldığı, taraflar arasındaki ilişkinin vekalet sözleşmesine dayandığı TBK 147/5 madde uyarınca davada 5 yıllık zamanaşımı süresi uygulanacağından davalının zamanaşımı itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılıp kabul edilmekle davanın kısmen kabulüne, davalının takipten evvel temerrüde düşürülmediği sabit olmakla fazla talebin reddine, alacak likit ve muayyen olmakla davalıların takip tarihi itibariyle alacağın %40′ ı oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetlerine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür. Bu itibarla;
HÜKÜM:
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-) … İcra Müdürülüğünün … E sayılı takip dosyasında davalıların itirazlarının 865.000-TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE, takibin asıl alacağa talep gibi yıllık %9 yasal faizi işletilmek suretiyle DEVAMINA,
Fazla talebin REDDİNE,
2-)Alacağın %40 ı oranında 346.000-TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı mirasçılara verilmesine,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 59.088,15-TL karar ve ilam harcından, başlangıçta peşin alınan 12.407,45-TL harcın mahsubu ile bakiye 46.680,70-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-) Davacı tarafından yapılan, 24,30-TL başvuru harcı, 12.407,45-TL peşin harç 3,75-TL vekalet harcı, 1.800,00-TL bilirkişi ücreti ve 185,00-TL davetiye- teskere gideri olmak üzere toplam 14.420,50-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 12.142,00-TL’ sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı mirasçılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalılar tarafından yapılan 21,00-TL yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına
6-)Davacı mirasçılar duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiklerinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 48.550,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı mirasçılara verilmesine,
7-) Davalılar duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.688,72-TL nispi vekalet ücretinin davacı mirasçılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılara verilmesine,
8-)Davacı mirasçılar/davalılar tarafından yatırılan gider/delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacı mirasçıları/davalılar /vekillerine iadesine,
Davacı …’ a velayeten … vekili Av … ile diğer mirasçı davacılar vekili Av. …’un yüzüne karşı, davalılar vekilinin yokluğunda tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/11/2018

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır