Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/290 E. 2020/133 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2012/290 Esas
KARAR NO : 2020/133
DAVA :İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ :13/12/2012

KARAR TARİHİ : 27/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde; vekiledeni davacı şirketin gerek sözleşme kapsamında yaptığı imalatlar, gerek ara hak edişlerden yapılan ve sonrasında ihale makamından davalının tahsil ettiği kesinti tutarları, gerekse de sözleşme dışı olarak yapılan imalatlardan kaynaklı olarak davalıdan alacaklı olduğunu, 06.01.2011 tarihli sözleşme uyarınca yapılan işe dair davacı ile davalı şirket arasındaki muarazanın giderilmesi ile, kesin hesabın çıkartılmasını, kesin hesap sonucunda davacının alacaklı olduğu tutarın tespitine ve şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 50.000-TL’nin davalıdan tahsiline, tespit edilen alacak tutarına 24/03/2014 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP;
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı yanın tüm iddialarının gerçeğe aykırı olup taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacıya sözleşme dışı iş yaptırılmadığını, davacının sebep olduğu tüm haksız durumlar yüzünden vekiledeni şirketin pek çok külfete katlanmak durumunda kaldığını, gerek maddi gerekse manevi olarak zarara uğradığını, davacı şirketin işi yarım bırakarak makine ve ekipmanlarını iş sahasından peyderpey çekerek işi yapılamaz hale getirdiğini, davacının sözleşmeye ve hukuka aykırı bir şekilde faktoring şirketi ile temlik sözleşmesi imzaladığını, idare ile kesin hakediş hesabı yapılmadan davacı ile kesin hakediş hesabı yapılması ve teminatların serbest bırakılmasının mümkün olmadığını, taraflar arasındaki kesin ara hakediş hesaplarının davacının kusuru ile yapılmadığını, davacının söz konusu eylemleri ile vekiledeni şirketin uğradığı maddi ve manevi kayıplarının tazmini ile davacının sözleşme ye aykırı hareket etmesi nedeni ile kalan cezai şartları talep etme hakları bulunduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
BİRLEŞEN DOSYADA
DAVA; Davacı vekili dilekçesinde; davalının06/01/2011 tarihli taşeronluk sözleşmesine rağmen işi tamamlamadan iş sahasını terk ettiğini, yarım bırakılan işin vekiledeni tarafından başka şirketlere yaptırıldığını ve faturaların davalıya gönderildiğini, fatura bedelinin ödenmemesi üzerine İstanbul … icra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe giriştiklerini, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini beyanla haksız itirazın iptaline, takibin devamı ile davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP; davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında mevcut yazılı sözleşmenin imzalandığı hususunda itirazları olmadığını, ancak davacı yanın sözleşme dışı yapılan işleri ara hakediş olarak düzenlemekten ısrarla kaçındığını, kesin hesabın çıkarılması yönünden İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esasında kayıtlı davayı açtıklarını, bu nedenle öncelikle derdestlik itirazında bulunduklarını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE;
Asıl ve Birleşen dava; taraflar arasında bağıtlandığı çekişmesiz olan 06/01/2011 tarihli Taşeronluk Sözleşmesi uyarınca alacak – cezai şart alacağının tahsili talebinden ibarettir.
Davacı (alt taşeron) ile davalı şirket (taşeron) arasında,… – … Su Kollektörleri ve Şebeke İnşaatı İş Ortaklığı’nın yüklenicisi olduğu,…Belediye Başkanlığı, … İdaresi (…) A… Başkanlığı, Avrupa Yakası 4. Kısım Mütefevekrik Atık Su Şebeke İnşaatı ile ilgili 06/01/2011 tarihli Taşeronluk Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin davacı tarafından 17/08/2011 tarihli ihtarname ile tek taraflı olarak feshedildiği, davacı yanın asıl davada sözleşme kapsamında yaptığı imalatlardan gerek ara hakedişlerden yapılan ve sonrasında ihale makamından davalı tarafın tahsil ettiği kesinti tutarları ile gerekse de sözleşme dışı yapılan imalatlardan kaynaklı olarak alacak talebinde bulunduğu, davalının ise birleşen davada davacı sıfatı ile taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 9.maddesi G bendi uyarınca 3.kişi şirketlere tamamlattırılan işler dolayısıyla yapılan ödemeler sebebiyle 13/09/2012 tarihli 1.664.018,07-TL tutarlı fatura bedelinin tahsilini talep ettiği ancak, ödeme yapılmaması doğrultusunda girişilen takiple fatura bedelinin tahsili talep edildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki sözleşme alt yüklenicilik sözleşmesi olup, davacı alt yüklenici iş bu davada asıl olarak, davalı asıl yüklenici iş sahibi ile işin tasfiyesi amaçlı ikale sözleşmesi yapıldığını ve bu sözleşmeye göre işin tasfiye edildiğini ileri sürmektedir. Davacı taraf temmuz 2011 tarihli ancak, şifahi olarak mutabakata varılan tasfiye protokolü ve ibraname başlıklı (ikale sözleşmesi olarak bahsi geçen) imzasız belgenin davalı tarafça kabul edildiğini, bu hususun, davalının vekiledeni şirkete ve dava dışı …A.Ş.’ne karşı bir kısım çeklerden dolayı açılmış menfi tespit davasının dava dilekçesinde ve yine davalı tarafça vekiledine keşide edilen 27/08/2012 tarihli Beyoğlu … Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesi içeriği ile ikrar edildiğini, dolayısıyla taraflar arasındaki mutabakatla işin tasfiye edildiğinin davalı yancada kabul ve beyan edildiğini iddia etmektedir.
Birleşen davaya dayanak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında alacaklı … Ltd. Şti. tarafından borçlu … Ltd. Şti. aleyhine 13/09/2012 tarihli 1adet faturaya dayalı olarak 1.664.018,07-TL asıl alacak, 13.129,79-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.677.147,86-TL alacağın tahsili için 15/10/2012 tarihinde ilamsız genel haciz yolu ile takibe girişildiği, borçlunun süresinde tüm borca ve icra müdürlüğü yetkisine itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmaktadır. Ancak itirazın iptali davası asıl alacak miktarı üzerinden açılmıştır.
Taraflar arasında bağıtlanan sözleşmenin 37.maddesinde İstanbul Merkez Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılınmış olmakla, takipte davalı Taşpolat’ın yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Tarafların dayandıkları tüm deliller toplanmış,… Müdürlüğüne teskereler yazılarak; projeler, kesin hakediş dosyası ve ekli tüm belgeler istenmiş ve getirtilmiş, İstanbul … ATM’nin…Esas sayılı dava dosyası getirtilip incelenmiş, dosya, konusunda uzman inşaat mühendisi bilirkişiler, hukukçu bilirkişi ve mali müşavir bilirkişiden oluşan 4 kişilik bilirkişiler heyetine verilmek suretiyle rapor alınmıştır. 23/06/2015 tarihli raporda; taraflar arasındaki sözleşmenin iş sahibi AKM tarafından haklı olarak sona erdirildiği, dolayısıyla davacı Taşpolat’ın ifa menfaatini talep ve dava etmesinin imkan dahilinde olmadığı, davacının ancak sözleşmenin feshi anına kadar gerçekleştirmiş bulunduğu imalatın bedelini talep edebileceği, taşeron sözleşmesinin 32.maddesi nazara alındığında taraflar arasındaki geçici ve kesin kabule ilişkin işlemler bitmeden esas dava yönünden bir hesaplama yapılmasının mümkün olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraf vekillerinin bilirkişi heyet raporuna itirazları doğrultusunda bilirkişiler heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, 13/06/2016 tarihli bilirkişi ek raporu alınmıştır. Ek raporda ;
“Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin “tarafların karşılıklı mutabakatı ile” sonlandırılmış ve tasfiyesine karar verilmiş bulunduğu, her ne kadar imzalı olmasa da, davalı çalışanı tarafından davacıya gönderildiği anlaşılan ve ilişkinin 31.7.2011 tarihi itibariyle sonlandırılıp tasfiye edilmesini amaçlayan “Tasfiye Protokolü ve İbraname Sözleşmesidir” başlıklı belgenin, huzurdaki davanın sonuca bağlanması bakımından dikkate alınması gereken bir belge niteliği taşıdığı, …’ın işyerini terk etmesinin tarafların ortak mutabakatı ile gerçekleşmiş bulunması sebebiyle, …’nin “işyerini terk’ olgusuna dayalı olarak gündeme gelebilecek Taşeron Sözleşmesi kaynaklı müeyyidelerin uygulanmasını talep ve dava edemeyeceği,
…’nin 17.08.2011 tarihli fesih beyanının sözleşmeye uygun ve haklı bir fesih beyanı olarak kabul ve nitelendirilemeyeceği, dolayısı ile…”nin haklı bir fesih olgusuna dayalı olarak ileri sürülebilecek cezai şart ve diğer talepleri ileri sürmesinin mümkün bulunmadığı, devamla Taşeron Sözleşmesi madde 9G hükmünün uygulanması sureti ile bir talepte bulunmasının da mümkün olamayacağı,
Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisine ilişkin kesin hakedişin bu ilke ve kurallar dikkate alınarak düzenlenmesi ve karşılıklı borç ve alacaklılık durumunun ona göre belirlenmesi gerektiği, bu çerçevede …’nin ” …” hakediş olarak isimlendirerek düzenlediği anlaşılan ve taraflarca imzalanmayan hakedişin “…” olarak kabul edilmesi gerektiği , ancak bu hakkediş içerisinde “KESİNTİLER ve MAHSUPLAR” başlığı altında yer verilen kesintilerin ” cezai şart ve müeyyide ” niteliği taşıyan bütün kesinti ve mahsupların çıkarılması ve bu suretle nihai miktarın belirlenmesi gerektiği, söz konusu hakkedişte , davacının yaptığı işler sebebi İle tasfiye tarihine kadar yapılan teminat kesintisi miktarlarının da gösterilmesi ve bu suretle söz konusu teminatların iadesi zamanı geldiğinde davacı tarafça talep edilmesine imkan sağlanmasının hukuki bir zorunluluk olduğu , …tarafından düzenlenen ara kesin hakedişe göre, Taşpolat’ın talep edebileceği alacak miktarının 743.813,98-TL+KDV=877.700,50-TL olabileceği, ayrıca her iki tarafın defter kayıtlarına göre de …’ın alacağı teminat kesintisi miktarının da 463,306,97-TL olarak kabul edilebileceği, bu meblağ içerisinden ne kadarına hükmedileceği hususunun dava dilekçesinde ileri sürülen talep de dikkate alınarak Mahkemenin takdirinde bulunduğu” tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı vekili ek rapora soyut olarak aleyhe hususları kabul etmediklerini beyanla itiraz etmişler, ancak genel olarak raporun doğru tespitler içerdiğini, rapor çerçevesinde davanın kabulüne karar verilmesini talep etmişler, davalı/birleşen davada davacı vekili ise rapora ayrıntılı yazılı itirazlarını sunmuşlardır.
Rapora itirazlar yerinde görülmekle ve özellikle hakedişlerle ilgili tespitler muallak bulunmakla bu kez mahkememizce inşaat mühendisi bilirkişiler ve mali müşavir bilirkişiden oluşturulan 3 kişilik yeni heyetten 29/10/2018 tarihli rapor alınmıştır. Raporda;
“Taraflar arasında imzalanan 06.01.2011 tarihli Taşeron Sözleşmesi şartlarına (tüm maddelerdeki cezai şartlara) uyulduğu taktirde, taşeron firma … Ltd. Şti.’nin, yüklenici firma…-… İş Ortaklığı’na 5.870.346,32 TL borçlu olduğu,
Sözleşmenin 3-B maddesi uyarınca işin tamamının sözleşme kapsamında olmadığı, yüklenici … tarafından, işin bir kısmı başka bir taşerona veya taşeronlara verilebilir veya kendisi tarafından ifa edilebilir hükmü bulunduğu,
Sözleşme konusu işin mutabakatla teslim edilmediği,
Sözleşmenin 3-B maddesi uyarınca işin bir kısmının başkasına yaptırılmasına dair bedelin; Sözleşmenin “Maddi Sorumluluk” başlıklı 9. Maddesinin G fıkrası ile; Taşeron’un işbu Taşeron Sözleşmesi kapsamında yapmakla yükümlü olduğu işi, herhangi bir sebepten dolayı (Taşeron’un işyerini terk etmesi ve/veya sözleşmeyi feshetmesi durumları dahil olmak üzere) doğrudan … ve/veya …’nin görevlendirdiği özel/tüzel kişi veya kişiler ifa ederse, …’nin. taşeron verine ifa ettiği veya başkalarına ifa ettirdiği isin bedelini %30 fazlası ile taşerondan tahsil edeceği, ifa edilmiş bir ise ilişkin tespit edilecek eksiklik ve aksaklıkların giderilmesi halinde de aynı uygulamanın geçerli olacağı, şartı getirildiği, değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu,
Sözleşme kapsamında yapılıp da, hakedişe yansıtılmamış imalat bulunmadığı,
Dosya kapsamındaki belge ve hak ediş raporlarının incelemesinde, sözleşme dışı yapılmış olan işe rastlanmadığı,
Davacıdan kesilen %10 hakediş kesintilerinin, dosya kapsamında…’den tahsil edilip edilmediği hususunda, dosyada kesin hakediş raporlarının yalnızca kapakları bulunduğu, gerekli açıklamaların olduğu sayfalar olmadığından, bu iadelerin yapılıp yapılmadığı hususunda beyanda bulunulamayacağı” tespit ve rapor edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi tarafından ayrık olarak 31/10/2018 tarihli rapor düzenlenmiştir.
İş bu raporlara davacı vekilinin ayrıntılı itiraz ettiği, yeni bir heyetten rapor alınmasını talep ettiği, anlaşılmakla dosya kapsamına göre talebi yerinde görülmekle bu kez dosya hakediş uzmanı inşaat mühendisi bilirkişi, hakediş uzmanı hukukçu bilirkişi ve mali müşavirden oluşan yeni bir heyete verilmek suretiyle ve raporlar arasındaki çelişki ve itirazları karşılar mahiyette uzlaşma kapsamında alınan 04/12/2019 tarihli raporda;
“Taraflar arasındaki alt yüklenicilik sözleşmesinin ikale anlaşmasıyla sona erdirilmediği,
Davalı iş sahibince davacı alt yükleniciye yazılı bildirimde bulunulmamış olmasının davacı alt yüklenicinin işi ifası bakımından bir sorun yaratmış olmadığı ve davalı iş sahibince ileri sürülen nedenlerin özellikle davacı alt yüklenici hakkında iflas erteleme kararı verilmesi ve daha önceden verilmiş bilirkişi raporlarına göre sözleşmede temlik yasağı varken davacı alt yüklenici tarafından temlik yapılmış olması ve özellikle ödemeler bakımından yaşanan sıkıntılar dikkate alındığında BK m. 358/1’e göre inşaat sözleşmesini feshe olanaklı kılması mümkün görüldüğü, davalı iş sahibi yüklenicinin yarım kalan işi BK m. 358/11 uyarınca başka bir yükleniciye tamamlatabileceği ve sözleşmenin 9-G maddesinde düzenlenmiş bulunan bedeli davacı yükleniciden talep edebileceği, sözleşmenin davalı iş sahibince feshedilebileceği kanaatine varılırsa cezai şartın talep edilmesinin de mümkün olabileceği, teknik olarak kesin hakediş bedeli kapsamında kesintilerin ayrı ayrı değerlendirildiği ve iş tutarı olarak 6.118.878,76-TL rakamının uygun olduğu, kesintiler başlığı kapsamında ise;
Kesin hesap hizmet kesintisi % 1 61.188,87-TL
Hizmet bedeli Kesintisi 1.143,93-TL.
Sarp yapı hizmet bedeli kesintisi 1.677.147,86-TL
Kesin hesap bedeli yeniden hesaplanarak bu kesintilerin uygun olduğu,
Teminat kesintisi 605.770,04-TL
İhtiyat kesintisi 302.885,02-TL
Bedellerinin ise uygun olmadığı değerlendirildiği,
Buna göre kesin hakediş tutarından toplam 2.882.272,32-TL uygun görülen kesintilerin düşülmesi gerektiği, bu kesintiye mahkemece sözleşmenin davalı iş sahibince feshedilebileceği kanaatine varılırsa ise 2.800.000-TL sözleşme Madde 33/d-2 uyarınca ekleme yapılarak 5.682.272,32-TL olacağı, bu durumda kesin hakediş iş toplam değerinin her iki durum için ayrı ayrı olmak üzere;
6.118.878,76-TL- 2.882.272,32-TL = 3.236.606,72-TL
6.118.878,76-TL- 5.682.272,32-TL = 436.606,72-TL bağıtlanması gerekeceği, bundan önceki hakkedişte ödenen toplamın her iki kesin hakkedişte de aynı olarak 5.313.886,41-TL olduğundan bu değer düşülerek,
3.236.606,72-TL- 5.313.886,41-TL = – 2.077.279,69-TL
436.606,72-tl – 5.313.886,41-TL = -4.877.279,69-TL
olarak KDV hariç hesaplanabileceği” tespit ve rapor edilmiştir.
İddia ve savunmaya, toplanan tüm delillere, mahkememizce denetlemeye ve hüküm kurmaya elverişli görülen 04/12/2019 tarihli bilirkişiler heyeti raporu kapsamına göre;
Taraflar arasındaki alt yüklenicilik sözleşmesinin, ikale anlaşması ile, davacı tarafından iddia edilen 31/07/2011 tarihli imzasız tasfiye protokolü ve ibraname başlıklı sözleşme uyarınca sona erdirilmediği, hernekadar davacı yan, taraflar arasında tasfiye protokolü yapıldığı ve bunun davalı tarafından da kabul edildiği gereğine göre ve 13/06/2016 tarihli ek rapor doğrultusunda karar verilmesini talep etmekte iseler de, en son alınan 04/12/2019 tarihli bilirkişi heyet raporu ile aynı mahiyette daha evvel alınan 29/10/2018 tarihli heyet raporu ve 25/06/2015 tarihli ilk heyet raporunda ve dahi davalı tarafından dosyaya sunulan 03/11/2014 tarihli uzman görüşünde tespit edildiği üzere taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin sözleşmeye uygun ifa ile ve taraflar arasındaki mutabakatla/ikale sözleşmesi ile sona erdirilmediği, davalı tarafından davacıya keşide edilen 27/08/2011 tarihli fesih ihbarı ile; taşeron sözleşmesi sonrasında işlerin taahhüt edilen süre içerisinde bitiremeyeceği, nakit sıkıntısı çekildiği, aleyhe açılan dava ve icra takipleri ile imalatın aksatıldığı ve davacı hakkında iflas erteleme kararı verilmesi (Çorlu … Asliye Hukuk Mahkemesinin… Esas sayılı dosyası) ve dahi mevcut duruma göre sözleşme şartlarını yerine getirmenin davacı yönünden imkansız olduğu ve taahhüt edilen işlerin bitirilemeyeceği gerekçesine ve sözleşmenin ihlal edildiği gereğine göre, sözleşmenin feshedildiği, yine sözleşmede açıkça alacağın temliki yasaklanmış olmasına rağmen alacağın temlik edilmiş olması sebebiyle de sözleşmenin 33.maddesi uyarınca sözleşmenin davalı yüklenici tarafından yani sözleşmenin bitim tarihi 31/12/2011 tarihi beklenmeden feshedildiği ve davalı yüklenicinin fesihte haklı olduğu, BK 358/I maddesinin uygulama alanı bulduğu, hernekadar iş sahibinin, müteahhide işin gecikmeden ifası için ihtarda bulunması ve mehil vermesi gerekmekte ise de, BK 107’de belirlenen durumlarda ihtar ve mehile gerek bulunmadığı, somut olayda davacının temerrüde düşmüş olması, davacının fesih öncesi düştüğü haller itibariyle ayrıca mehil tayin etmeye gerek bulunmadığı, bu kabulün bilimsel ve yargısal içtihatlarla uyumlu olduğu, davalı yüklenicinin BK 358/II madde uyarınca işin masrafı müteahhide ait olmak üzere işi başkasına tamamlattırabileceği, ancak zaten bu hususun taraflar arasında bağıtlanan sözleşmenin 9 G maddesinde açıkça düzenlendiği. Taşeron Sözleşmesi’nin 10B maddesinde net biçimde yazılı olduğu üzere, oradaki anlatıma nazaran, Taşeron Sözleşmesi’nde, edim / ilişki bütünü anlamında tüm verilerin Taşpolat tarafından incelendiğinin açık oluşu ve ayrıca, … – … arasında 2011 yılı başında akdedilen Taşeron Sözleşmesi’nin akdedilmesinden evvel, iş bütününün 2010 yılı içinde yapılması benimsenen kısmı bakımından …’ın dava dış… ile yaptığı 1TS’ye dayalı işteki bilgisi ile, basiretli tacir olarak davranması cihetindeki 6762 sayılı TTK 20/II’deki ilkenin de Taşeron Sözleşmesi’nin 10C maddesinde tekrarlanmış olması karşısında; …’ın üstlendiği işin boyutları ve anlamı hakkında tam bilgisi olmadığı, çekişmeye konu olan işin …’a zarar verici olduğunu iflas ertelemesi istemine bağlı olarak düzenlenen kayyım raporu ile öğrendiği savunmasının benimsenme koşulu bulunmadığı,
Teknik inceleme sonucu düzenlenen raporlara göre sözleşme kapsamında yapılıpta hakedişe yansıtılmamış imalatların bulunmadığı, sözleşme dışı yapılmış işe rastlanmadığı, yapılan kesin hesaba göre davacı …’ın davalıdan dayanak sözleşme kapsamında hakediş alacağı bulunmadığı, birleşen dava yönünden ise davacının sözleşmenin 9 G maddesi uyarınca dava dışı …İnşaata yaptırılan işler nedeni ile 13/09/2012 tarih 41869 sayılı 1.664.018,07-TL tutarlı fatura bedelini davalıdan talep edebileceği anlaşılıp kabul edilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Bu itibarla;
HÜKÜM
1-)ASIL DAVADA davanın REDDİNE,
2-) Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 54,40-TL maktu red harcının başlangıçta peşin alınan 742,50-TL harçtan mahsubu ile bakiye 688,10-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
3-) Davacı yanca yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-) Davalı tarafından yapılan 2.550-TL bilirkişi ücreti yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-) Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca dava değeri 50.000-TL üzerinden hesaplanan 7.300-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya / vekiline iadesine,
7-)BİRLEŞEN DAVADA davanın KABULÜNE,
İstanbul … İcra Müdüdürlünün … Esas saylı takip dosyasında davalı itirazının talep gibi 1.664.018,07-TL asıl alacak üzerinden iptaline , takibin asıl alacağa yıllık %9 yasal faiz yürütülmek suretile devamına,
8-)Alacağın %20’si oranında 332.803,61-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-) Harçlar yasası uyarınca hesaplanan 113.669,07-TL nisbi harçtan başlangıçta peşin alınan 16.325-TL harcın mahsubu ile bakiye 97.344,07-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-)Davacı tarafından yapılan 21,15-TL başvurma harcı, 16.325-TL peşin harç, 3,30-TL vekalet harcı, 55-TL davetiye gideri olmak üzere toplam 16.404,45-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-)Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya / vekiline iadesine,
İlişkin asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili ile asıl davada davalı birleşen davada davacı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/02/2020
Başkan …
¸e-imzalıdır.
Üye …
¸e-imzalıdır.
Üye …
¸e-imzalıdır.
Katip …
¸e-imzalıdır.