Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2007/334 E. 2018/600 K. 03.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/392 Esas
KARAR NO : 2018/737
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 02/02/2009
KARAR TARİHİ : 19/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde, davalı şirketin %51 hissesinin 1997 yılında dava dışı … Bankası’na devredildiğini, daha sonra bu hisselerin 1998 yılında vekiledeni Hasan tarafından satın alındığını, ancak bu satış nedeniyle taraflar arasında mahkemelere yansıyan anlaşmazlıklar doğduğunu, 2004 yılında taraflar arasında anlaşma yapıldığını ve şirketin yönetim ve denetim kurulu üyelerinin belirlendiğini, zaman içerisinde banka adına yönetimde görev alan kişilerin TTK hükümlerine aykırı olarak değiştirildiğini, banka adına yönetimde görev alan kişilerin 2007 yılından itibaren hukuksuz kararlar aldıklarını, 2007 yılında yapılan genel kurulda şirket sermayesinin artırılarak vekiledenlerinin şirketteki paylarının düşürüldüğünü, bu genel kurulda alınan kararların iptali için dava açıldığını, bu dava derdest olmasına rağmen böyle bir dava yokmuş gibi işbu davaya konu 17.11.2008 tarihli genel kurulun yapıldığını ve oy nisaplarının belirlendiğini, 17.11.2008 tarihli genel kurul toplantısının 6. maddesi ile … Bankası’nı temsilen 3 kişinin yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, ancak söz konusu tüzel kişinin yönetim kurulunda bir üye ile temsil edilmesinin gerektiğini, toplantının 8. maddesi ile anasözleşmenin 7. ve 9. maddelerinin değiştirildiğini, faaliyet raporu, yönetim ve denetim kurulunun ibrası raporlarının vekiledenlerine gönderilmediğini, yönetim kurulu üyelerinin ücretlerinin düşürüldüğünü beyanla, davalı şirketin 17.11.2008 tarihli genel kurul toplantısının tüm hükümlerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde , vekiledeni şirketin 17.11.2008 tarihli genel kurulunun TTK hükümlerine ve usule uygun olduğunu, iptalini gerektirecek herhangi bir nedenin bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin 17.11.2008 tarihli Genel Kurul Toplantısı kararlarının tümünün iptali istemine ilişkindir.
Evveliyatta …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ( Mahkemelerin tek hakimli olarak ayrılıp sonra yeniden heyet olarak birleşmelerinden evvel) 2009/78-/332 E.K. sayılı 09.06.2009 tarihli kararı ile, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu genel kurul kararlarının ayrı ayrı görüşülerek oylandığı, davacıların kararların bir kısmına ret oyu kullandıkları, ancak muhalefet şerhlerinin bulunmadığı, bu durumun iptal davası açabilmenin ön koşulu olduğu gerekçesiyle, davacıların işbu davada dava açma koşulları oluşmadığından, davanın reddine ” karar verilmiş; işbu kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …. Hukuk dairesinin … – … E.K. Sayılı 18.10.2011 tarihli ilamı ile ” Mahkemece, genel kurulda alınan ve iptali istenen maddelere ilişkin olarak davacının muhalefet şerhinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten de TTK’nun 381. maddesi uyarınca, Anonim Şirket Genel Kurulu’na katılan ortağın bu genel kurulda alınan kararlara karşı iptal davası açabilmesi için iptalini istediği karara karşı muhalif oy kullanmış olması ve keyfiyeti tutanağa geçirtmiş olması gerekmektedir. Ancak iptali istenen kararların mutlak butlanla sakat olması halinde bu şartın varlığı gerekli değildir. Anasözleşmede yapılacak değişikliğin niteliğine göre TTK’nun 388. maddesinde belirtilen karar nisabına uyulmamış olması halinde de alınan karar mutlak butlanla sakat olup, bu kararın iptalini istemek için muhalefet şerhinin bulunmasına gerek yoktur.
Davalı … Turizm A.Ş.’nin 07.05.1987 tarihinde tescil edilen anasözleşmesinin genel kurul toplantıları ve bu toplantılardaki karar nisabına ilişkin 10/d maddesi ile özel bir düzenleme yoluna gidilmemiş, genel kurul toplantıları ve bu toplantılardaki karar nisabının Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir. Dairemizin yerleşik uygulamasına göre de anasözleşmeler yasa ile kendiliğinden değiştirilmeyip, ancak anasözleşmede belirlenen koşullarla ve ortaklık genel kurulunda alınan kararla değiştirilmeleri mümkün bulunmaktadır. Dosyada yeni yasal düzenlemeye uygun değişikliğe gidildiğine dair bir delil bulunmadığından, davalı şirketin anasözleşmesinin 10/d. maddesi hükmü icabı uyuşmazlıkta uygulanacak olan hüküm, Türk Ticaret Kanunu’nun 388. maddesinin 2. ve devamı fıkralarının 16.06.1989 kabul, 04.07.1989 yürürlük tarihli 3585 sayılı Yasa ile değiştirilmiş ve öncesine göre hafifletilmiş toplantı ve karar nisapları değil, o tarihte Türk Ticaret Kanunu’nun daha ağır olan 388. maddesindeki nisaplardır.
Dava konusu genel kurul toplantısı 17.11.2008 tarihinde ve (50.000.000) adet paydan (49.999.990) adet payın temsili ile toplanmış, anasözleşmenin yönetim kurulu ve süresine ilişkin 7. maddesi ile murakıp ve görevlerine ilişkin 9. maddesi, genel kurulun 8. gündem maddesinde alınan kararla ve (359.990) ret oyuna karşılık (49.640.000) kabul oyu ile değiştirilmiştir. Ancak, tarafların mevcut hisse oranları 19.03.2007 tarihli genel kurulda şirket sermayesinin artırılmasına ilişkin alınan karara dayalı olarak belirlenmiş olup, söz konusu kararın iptali için …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne açılmış bulunan dava halen derdesttir. Bu itibarla, mahkemece, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen 19.03.2007 tarihli genel kurul kararının iptaline yönelik davada verilecek karar tarafların hisse durumlarını ve dolayısıyla işbu genel kurulda alınan gündemin 8 nolu kararının karar nisabını etkileyecek nitelikte olduğundan, anılan davada verilecek kararın kesinleşmesi beklenerek oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir ” gerekçesi ile bozulmuş, davalı vekilinin karar düzeltme talebi ise Yargıtay …. Hukuk Diresinin …-… E.K. Sayılı 07.06.2012 tarihli ilamı ile reddedilmiştir. Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas ( … Esas) sayılı dosyası HSYK nun 10.12.2011 tarihli yazı gereğince …. Asliye Ticaret Mahkemesine aktarılarak … esas sayısını aldığı anlaşılmış, akabinde davanın heyetçe bakılacak davalardan olması nedeniyle heyete aktarılarak … esas sayısını almıştır.
Davacılar vekili, davanın esasına ilişkin beyanlarını bildirir dilekçeleri ile kesinleşen karardan itibaren dava konusu ettikleri genel kurul kararlarının da yoklukla malul olduğunu ve iptali gerektiğini beyanla, bilirkişi incelemesi talep etmişler, davalı vekili davacının beyanında aleyhe hususları kabul etmeyerek inceleme yaptırılıp yaptırılmaması hususunu mahkemenin taktirine bırakarak davanın … Bankası A.Ş. ne ihbarını talep etmişlerdir.
Yargıtay bozma ilamı uyarınca …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ( eski …. Asliye Ticaret Mahkemesi) … esas sayılı dosyasında verilen kararın kesinleşmesi beklenmiş, mahkemenin 19.11.2013 tarihli kararı ile ” 19.3.2007 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan ve dava konusu yapılan gündemin 12. maddesine ait kararın iptali dışındaki gündem maddelerine yönelik verilen kararlar kesinleşmiş olmakla yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı şirketin 19.03.2007 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında 12. madde olarak aldığı kararın iptaline,” ilişkin kararın Yargıtay …. Hukuk Dairesinin …-… E.K. Sayılı 17.12.2015 tarihli ilamı ile onandığı ve kararın karar düzeltme aşamasından da geçerek 21.06.2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Mahkememiz dosyası, kesinleşen dosya ile birlikte genel kurul toplantısı, hazirun cetvelleri, sermaye artırımına ilişkin kararın yoklukla malul olduğuna dair kesinleşmiş kararlar doğrultusunda mali ve nisaplar yönünden inceleme yapılıp rapor düzenlemesi için mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmıştır. 31.01.2018 tarihli raporda;
“… 17/11/2008 tarihli Genel Kurulda alınan kararlar yönünden, 19/03/2007 tarihli Hazirun Cetvelinde yer alan Sermaye Payları doğrultusunda genel kurulun 1/4 lük toplantı nisabının üstündeki pay sahiplerinin katılımı ile toplandığı, yine iptali istenen kararlar içinde Ana Sözleşme Değişikliğine İlişkin maddelerde olduğundan , kanunun istediği en az 2/3 lük toplantı nisabı oranının da sağlanmış olduğu, yine davacılar tarafından iptali İstenen kararların tamamının eski TTK’nun ilgili maddeleri gereğince, kanun tarafından istenen oyçoğunluğu ile alınmış olduğu, buna göre gerek toplantı nisabı ve gerekse karar nisapları yönünden kanunun aradığı nisaplara uygun olduğu ” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu yan vekillerine tebliğ edilmiş, davacılar vekili bilirkişi raporuna itirazla bilirkişi tarafından yanlış hüküm uygulanmak suretiyle yanlış rapor tanzim edildiğini 3585 kanunla değiştirilmeden önceki TTK nun 388 maddedeki toplantı nisabının, yani sermayenin 3/4 ünü oluşturan hisselerin katılımın zorunlu olduğunu, 6762 sayılı TTK nun 374 maddesine göre … Bankası’nın oy hakkından mahrum olduğunu, dolayısıyla dava konusu ettikleri 17.11.2008 tarihli genel kurul kararının tamamının yoklukla malul sayılmasına karar verilmesini ve ayrıca yönetim kurulu faaliyetlerinin durdurularak şirkete yönetim kayyumu atanmasını talep etmişler, davalı vekili ise bilirkişi raporunda aleyhe hususları kabul etmediklerini, olağan genel kurul toplantısında alınan kararların usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Toplanan tüm delillere, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ( eski …. Asliye Ticaret Mahkemesi) … esas sayılı kesinleşen dava dosyası kapsamına göre;
Öncelikle Mahkememizce daha evvelce verilen 9.6.2009 tarihli kararla 17.11.2008 tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan 8 nolu karar dışında diğer maddeler yönünden dava açma koşulları oluşmadığından davanın reddine ilişkin verilen karar kesinleşmiş olmakla, 8. madde dışındaki maddeler yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu Genel Kurul Toplantısı’nın 8. maddesinde :
Şirket anasözleşmesinin 7. ve 9. Maddelerinde yapılacak değişikliklerin görüşülerek karara bağlanması:
Şirket anasözleşmesinin ” Yönetim Kurulu ve Süresi ” ile ilgili 7. Maddesinin eski şekli ile yönetim kurulunca teklif edilen yeni şekli okundu, müzakere edildi, yapılan oylamada metnin yenri şekli 359.990 hisse sahibinin red oyuna karşılık 49.640.000 adet hisse sahibinin kabul oyu ile ekseriyetle kabul edildi . Maddenin eski ve yeni şekli aşağıdadır…” şeklinde karar alındığı ve ilgili maddenin eski metni ve yeni metninin açıkça yazıldığı,
Keza, Şirket Ana Sözleşmesinin ” Murakıp ve Görevleri” ile ilgili 9. maddesinin de aynı şekilde , aynı kabul ve ret oyları ile değiştirildiği anlaşılmaktadır.
Şirket Ana Sözleşmesinin 10-d maddesinde ” müzakerelerin yapılması karar nisabı şirket genel kurul toplantılarında TTK ‘nun 369 maddesinde yazılı hususlar müzakere edilerek gerekli kararlar alınır.
Genel kurul Toplantıları ve toplantılarda karar nisabı TTK hükümlerine tabidir. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Şirket Ana Sözleşmesinin Haziran 1987 de sicil gazetesinde yayınlandığı nazara alındığında ana sözleşmede atıfta bulunulan kanun 6762 sayılı TTK olup, bu yasa hükümleri uygulanacaktır. TTK. nun 388. maddesinde ise toplantı ve karar nisabı belirlenmiş olup, TTK nun 388. maddesinin 04.07.1989 yürürlük tarihli 3585 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali itibariyle ” Şirketin tabiyetini değiştirmek veya pay sahiplerinin taahhütlerini artırmak hususundaki kararlar için, bütün pay sahiplerinin ittifakı şarttır.
Şirketin mevzuu veya nev’inin değiştirilmesine taalluk eden umumi heyet toplantılarında şirket sermayesinin en az dörtte üçüne malik olan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin hazır bulunması şarttır.
İlk toplantıda sermayenin dörtte üçüne malik olan pay sahipleri hazır bulunmadığı taktirde, idare meclisi, umumi heyeti tekrar toplantıya davet edebilir.İlk toplantı için lüzümn lu nisap ikinci toplantıda da aranır.
Birinci ve ikinci fıkralarda yazılılanlardan başka hususlara dair değişiklikler için , davet olunan umumi heyetin ilk toplantısında ikinci fıkrada yazılı müzakere nisabı hasıl olmadığı taktirde , keyfiyet biri 37 inci maddede anılan gazete olmak üzere en az iki gazetede on beş gün ara ile iki kere ilan edilmek şartıyla ikinci bir toplantı yapılabilir. Bu toplantı için nama yazılı senet sahiplerine gönderilecek davet mektuplariyle yapılacak ilanlara, gündemle beraber ilk toplantının günü ve neticesi yazılır. İkinci toplantıda müzakere yapabilmek için şirket sermayesinin en az yarısına malik olan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin hazır bulunmaları hazımdır.
İkinci toplantıda dahi müzakere nisabı hasıl olmadığı taktirde yukarıki fıkrada yazılı usul dairesinde üçüncü bir toplantı yapılabilir. Bu son taplantıda müzakere için şirket sermayesinin en az üçte birine malik olan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin hazır bulunmaları kafidir.
İkinci ve üçüncü ve dördüncü fıkralara göre toplanan umumi heyetin kararları mevcut reylerin üçte ikisiyle verilir. ” hükmünü içerdiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce neticesi beklenen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasında, mahkemece verilen 28.12.2011 tarihli kararla davalı şirketin 19.03.2007 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan şirketin ana sözleşmesini değiştiren 11. gündem maddesinde, eski metinde olduğu üzere şirket sermayesinin 7.350-YTL olup, tamamının ödendiği, sermaye artırımına ilişkin ve murakıp ve görevlerine ilişkin 6 ve 9. maddelerin tadili ile ilgili 11. maddenin yoklukla mağlul olduğunun tespitine karar verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
O halde, 7.350-YTL pay değeri 294.000 pay adedinden 19.03.2007 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında 293.998 adet pay sahibinin genel kurula katıldığı, toplantıda ana sözleşme değişikliğine ilişkin 8 nolu karar yönünden … Bankasının 150.000 adet payına istinaden kabul oyu, davacıların toplam 143.998 adet payına istinaden de red oyu kullanıldığı, dolayısıyla ana sözleşme içeriğinin değişikliğine ilişkin kararın oy çoğunluğu ile kabul edildiği, oysa 3585 sayılı yasa ile değiştirilmeden evvel 6762 sayılı TTK nun 388 maddesi son fıkrası uyarınca 2. 3. ve 4. fıkralara göre toplanan umumi heyetin kararları mevcut reylerin 2/3 si ile verilir hükmüne uyulmadığı, bu doğrultuda bilirkişi raporundan ayrınılarak 17.11.2008 tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan 8 nolu kararın mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine ve iptaline, diğer maddeler yönünden yukarıda değinildiği gibi 09.06.2009 tarihli ilk karar kesinleşmiş olmakla yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Bu itibarla :
HÜKÜM:
1-) DAVANIN KISMEN KABULÜNE, 17/11/2008 tarihli genel kurul toplantısında alınan 8 nolu kararın mutlak butlanla batıl olduğunun TESPİTİNE VE İPTALİNE,
2-)Genel Kurul toplantısının sair maddeleri yönünden dava açma koşulları oluşmadığından davanın reddine ilişkin Mahkememizce verilen 09/06/2009 tarihli ilk karar kesinleşmiş olmakla YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
3-)Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-)Davacılar tarafından yapılan 15,60-TL başvurma harcı, 15,60-TL peşin harç, 2,50-TL vekalet harcı, 450,00-TL bilirkişi ücreti, 77,00-TL davetiye-teskere gideri olmak üzere toplam 560,70-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 280,35-TL sinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-) Davalı tarafından yapılan 16,00-TL davetiye giderinin red ve kabul oranına göre 8,00-TL sinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-)Davacılar duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2,180,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
7-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen kısım üzerinden 2.180,00 -TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine,
8-)Davacılar, davalı yanca yatırılan gider/delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılar / davalı /vekillerine iadesine,
Davacılar vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile temyiz için Yargıtay’a başvurma hakları hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/07/2018

Başkan e-imzalıdır.

Üye e-imzalıdır.

Üye e-imzalıdır.

Katip e-imzalıdır.