Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/617 Esas
KARAR NO:2023/887
DAVA:Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ:18/09/2023
KARAR TARİHİ:27/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalı şirket arasında 01.11.2019 tarihinde … Cad. No:120 … Mah. … adresinde muhkim dükkan niteliğindeki taşınmaz ile ilgili kira sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili sözleşmede kiraya veren sıfatına haiz olduğunu, davalı kiracının spor salonu olarak işyeri olarak kullanma amacı ile kiraladığı taşınmazın kira bedeli kira sözleşmesinde aylık 11.000,00 TL olacak şekilde yıllık toplam 132.000,00 TL olarak belirlendiğini, sözleşmede belirlendiği şekilde aylık 11.000,00 TL kira bedelini müvekkiline ödeme borcunu yerine getirmediğini, davalı kiracı Mart, Nisan, Mayıs,Haziran aylarına ait kira bedellerini müvekkiline ödemediğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; davalıdan kısmi dava olarak 44.000,00 TL (Mart, Nisan, Mayıs, Haziran aylarının ödenmeyen 4 aylık kira bedeli), davalı kiracıdan kısmi dava olarak 6.000,00 TL (kiracı eski hale getirme borcunu gereği gibi ifa etmediğinden müvekkilinin uğradığı zarar) olmak üzere şimdilik toplam 50.000,00 TL bedelli 26.08.2020 tarihinde dava açıldığını, açılan dava …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile derdest olduğunu, İstanbul Ticaret Odasının yazılan müzekkereye verdiği cevapta; ”Şirketin tasfiyesinin sona erdiği 25.12.2021 tarihinde tescil edildiğinden Müdürlüğümüzdeki kaydı kapatılmıştır.
” şeklince cevap verdiğini, bunun üzerine de …. Sulh Hukuk Mahkemesi taraflarına ihya davası açmaları için süre verdiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararında da açıkça belirtildiği üzere “… Limited şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, limited şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi, aynı zamanda Borçlar Hukukuna ilişkin bir hukuki işlem olup, bu karar ve işlemin hataya dayanması karşısında gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hataya veya kasta dayalı, şeklen gerçekleşmiş bir tasviyenin kaldırılmasının gerek o işlemi gerçekleştirenlerce, gerekse bundan zarar görenlerce istenebilmesi Borçlar hukukunun temel kurallarından biridir. Buna yönelik düzenlemeye TTK. Hükümlerinde yer verilmişse de, TTK’nın 1. maddesi yollaması ile Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde, hataya dayalı bir hukuki işlemin düzeltilmesine olanak tanınması kaçınılmazdır.” müvekkili tarafından kira bellerinin tahsili için açılan …. Sulh Hukuk Mahkemesi dosyasının neticelendirilmesi ve müvekkilinin alacağının tahsili için … Ltd. Şti’nin ihyasına karar verilmesini yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle: Ticaret …TTK madde 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği madde 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluk şirket tasfiye memurunda olduğunu, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, Bu yapılmadan şirketlerin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiyeler mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmiş ise, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebileceğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkili Sicil Müdürlüğünün tespit etmesi mümkün olmadığını, mahkemenin davanın esası ile ilgili vereceği karara müvekkili …uyacağını, TTK madde 545/1’de düzenlendiği üzere, müvekkili Ticaret …tasfiye memurlarının bildirimi ve başvurusu üzere işlem yapmış olduğunu, bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesi kanuna aykırı olacağını, tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde, şirkete ve şirketin alacaklılarına karşı sorumlu olduğu düzenlendiğini, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğu bulunmadığını, dava konusu şirketin ek tasfiyesine karar verilmesi durumunda TTK madde 547/2 gereğince tasfiye memuru atanması zorunlu olduğunu, TTK madde 547/2’ye göre, mahkemece istemin yerinde olduğuna kanaat getirilmesi durumunda şirketin ek tasfiye amacıyla ticaret siciline yeniden tescili ile birlikte bu işlemlerin yapılması için son tasfiye memurlarının veya yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanmasının gerektiğini, Kanun’un gerekçesinde de ifade edildiği üzere, önceki tasfiye memurlarının görevi terkin işlemiyle birlikte sona erdiğini, müvekkili davanın açılmasına sebep olmadığını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, müvekkili …, dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, tasfiye sürecinde, eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabının tasfiye memurları olduğunu, müvekkili Ticaret … aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücreti hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tasfiye Memuru …’ya dava dilekçesi tebliğ edilmiş, tasfiye memuru tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Davanın tasfiye sonrası terkin edilen Tasfiye Halinde … Ltd. Şti’nin ….Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında taraf teşkilinin sağlanması ve dosyanın neticelendirilmesi için ihya davası olduğu görüldü.
Taraflar arasındaki ihtilafın adı geçen şirketin ihyasının gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı görüldü.
Dava niteliği itibariyle ile tasfiye sonrası sicilden resen terkin edilen …’nün …-5 sicil numarası ile sicilde kayıtlı Tasfiye Halinde … Ltd. Şti’nin, …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında taraf teşkilinin sağlanması ve dosyanın neticelendirilmesi için ihya davasıdır.
İhya davalarında husumet eğer şirket tasfiye olmuş ise tasfiye memuruna ve sicile karşı, resen terkin olmuş ise sadece sicil müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğinden ve davacı tarafça tasfiye sonrası terkin edilen şirketin ihyası istenilip, davanın sicil müdürlüğüne ve tasfiye memuruna karşı açılmış olduğu, buna göre de husumetin doğru yöneltildiğine kanaat getirilmiştir.
İhya davasının dinlenebilmesi için yasa koyucunun aradığı şart olan hukuki menfaatinin bulunması şartının dosyamız davacısı yönünden gerçekleşmiş olduğu, zira davacı tarafça istenilen hususlarda davacının hukuki yararının bulunduğu anlaşılmış ve davanın kabulü ile talep olunan hususlarda işlemlerin yapılmasını sağlamak için şirketin ihyasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, …’nün …-5 sicil numarası ile sicilde kayıtlı Tasfiye Halinde … Ltd. Şti’nin, …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında taraf teşkilinin sağlanması ve dosyanın neticelendirilmesi ve akabindeki işlemler için İHYASINA,
2-Tasfiye memuru olarak münferit yetkili tasfiye memuru olan davalı …’nın atanmasına,
3-İşin mahiyeti gereği tasfiye memuruna ücret takdirine yer olmadığına,
4-Karar kesinleştiğinde Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil ve ilanına,
5-Alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 578,10 TL toplam harç ile yatırılan gider avansından posta ve tebligat ücretinde kullanılan 126,75 TL olmak üzere toplam 704,85 TL yargılama giderinin, davalı tasfiye memuru …’dan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin, davalı tasfiye memuru …’dan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafların yokluğunda oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/11/2023
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır