Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/280 E. 2023/350 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/280 Esas
KARAR NO:2023/350

DAVA:Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:25/04/2023
KARAR TARİHİ:25/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 17.04.2019 tarihinde sözleşme yapıldığını, taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde belirtilen ve sözleşmenin başarılı şekilde neticelendirilmesiyle mülkiyet hakkını iktisap edeceği İstanbul İli … İlçesi …’da kain ve tapunun 244 DRIIIB pafta, 634 ada ve 4 numarasında kayıtlı bulunan arsa üzerine inşa edilecek zemin katta 4 nolu bağımsız bölüm dükkanı ve bodrumu ile birlikte işbu sözleşme kapsamında 300.000(üç yüz bin Türk Lirası) TL bedelle ve bedeli altı(6) taksit ödenmek suretiyle (günün ekonomik şartlarına göre daha erken ödenebilir.) …’ye mülkiyetini devir ve tescil edeceğini kabul ve taahhüt eder. İfadesinin bulunduğunu, sözleşmede belirilen bedeli dükkânı usulüne, sözleşmeye, yasalara uygun şekilde mülkiyetini devir herhangi bir başka bedel talep etmeksizin devretmediği veya devredemediği durumlarda sözleşmeye göre mülkiyet hakkı muaccel olmuş …, günün şartlarına göre mezkur taşınmazın piyasa değeri karşılığında ikamesine veya nakdiye karşılığını talep etmek hak ve yetkisinde olduğu hususunda taraflar mutabıktırlar.” denildiğini, davalı tarafın borca aykırılığı halinde müvekkil …’nin başvurabileceği hukuki yol belirlendiğini, davalıların taahhüt ettiği üzere sözleşme konusu borçlarını ifa etmemeleri veya edememeleri halinde müvekkilin seçimlik olarak mezkur taşınmazın piyasa değeri karşılığında ikamesi veya nakdiye karşılığını talep hakkı bulunduğunu, müvekkilinin uğradığı zararın tazmini için huzurdaki davayı açtığını, sözleşmede depolu dükkan verilmesi gereken taşınmazın deposuz olarak verildiğini, bu sebeple davanın kabulünü, bodrumsuz taşınmaz ile bodrumlu taşınmaz arasındaki değer farkının tahsilini, hesaplanacak tüm zararın tazminini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME:
Dava, taraflar arasındaki taşınmaz alımına ilişkin sözleşmede belirlenen edimin yerine getirilmediği iddiasına yönelik alacak davasıdır.
Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 2015/1506 esas 2015/5494 karar sayılı ilamına göre; “davanın ticarî niteliğinin ve görevli mahkemenin belirlenmesinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile getirilen düzenlemelerin değerlendirilmesi gerekir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu iş, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir.”
Davacı vekili dava dilekçesinde ” Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri gereği yükleniciden alınan bağımsız bölümlerle alakalı ortaya çıkan hukuki ihtilafların çözümünde görevli mahkeme genel görevli olan Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Ancak yükleniciden alının bağımsız bölümlerin konut ve tatil amaçlı olması halinde yargılama tüketici mahkemelerinde görülür. Söz konusu işbu davada alınan bağımsız bölüm konut ve tatil amaçlı olmayan dükkan niteliğindedir. Bu yüzden görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. “Yüklenici ticari faaliyet içinde olsa bile alıcı konut ve tatil amaçlı olmayan bir bağımsız bölüm satın alınması halinde dava yine genel görevli mahkemelerde görülecektir.” (Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinde 3.Kişinin (alıcı) Hak ve Sorumlulukları … … Dergisi 2012 (102)Syf. 317)Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 25. 09. 2006 gün, 2006/9187 Esas ve 2006/11816 Karar sayılı İlamında “Oturmak amacı ile konut satın alan kişi ile yüklenici arasında düzenlenen sözleşme BY’nin 162. maddesi hükmüne göre alacağın temliki olup bu tür sözleşmelerin resmi biçimde yapılması zorunlu olmadığı ve somut olayda düzenlenen yazılı sözleşmenin de bu nitelikte olduğu ve konut satışının da 4077 sayılı tüketici yasasında düzenlendiği anlaşılmakla 4077 sayılı yasa kapsamında kalan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlanması gerekir.” görüleceği üzere konut ve tatil amaçlı olmayan bağımsız bölüm nedeniyle açılan işbu dava genel görevli Asliye HUKUK Mahkemeleri görevlidir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Somut olayda; uyuşmazlık taraflar arasındaki emlak alış-verişine ilişkin sözleşmede belirlenen konutun sözleşme içeriğine uygun çıkmamasına yönelik alacağının olup olmadığına ilişkin olup bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Davacı tacir olmayıp, dava konusuna esas teşkil eden taşınmazları ticari işleri gereği ticari bir amaç için almadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin dava dilekçesinde görev yönünden asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu belirttiği görülmüştür. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve asliye ticaret mahkemesinin görevli olması için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur. Netice olarak açıklanan tüm gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK ve TTK nın göreve ilişkin maddeleri doğrultusunda Mahkememizin görevsizliği ile dava dilekçesinin usulden reddine,
2-HMK nın 20.maddesinde belirtilen yasal süreler içerisinde başvuru yapılması halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Tarafların 2 haftalık hak düşürücü süre içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için müracaat etmemeleri halinde yargılama giderleri ile yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, tarafların yokluğunda verilen kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/04/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza