Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/277 E. 2023/801 K. 23.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/277 Esas
KARAR NO :2023/801

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/04/2023
KARAR TARİHİ:23/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkillerin sahip oldukları sermayelerini Türkiye’de ithalat ve ihracat yaparak değerlendirmek isteyen, ancak Türkiye’deki piyasaya yönelik kapsamılı bilgi ve tecrübeden yoksun İranlı iş insanları olduğunu, Davalı …’ysa, diğer davalı …’nin (“Şirket”) münferiden temsile yetkili tek ortağı olduğuMüvekkiller, her ne kadar belli bir sermayeye sahip olsalar da Türkiye’deki piyasaya yönelik kapsamlı bilgi ve tecrübeden yoksun olmaları nedeniyle; bilgi ve tecrübelerinden yararlanabilecekleri, hatta gerektiğinde kendileri yerine üçüncü kişi firmalarla anlaşmalar sağlayabilecek bir aracıyla çalışmak istediklerini, bu vesileyle de davalı …’yla tanışmış olduklarını beyan ettiklerini, Müvekkillerin beyanına göre davalı …’yla aralarında 2020 yılının son aylarından itibaren bu yönde karşılıklı görüşmeler yürütülmeye başlandığını, Davalı …, münferiden temsile yetkili olduğu diğer davalı Şirket aracılığıyla üçüncü kişi firmalarla anlaşmalar sağlayabileceğini, hatta kendisine gerekli masraf sağlandığı takdirde bizzat ithalat ve ihracat faaliyetlerini gerçekleştirebileceğini, müvekkillere ait sermayeyi değerlendirebilecek bilgi ve tecrübeye sahip olduğunu söylediğini ve müvekkilleri birlikte ticaret yapmaya ikna etmiştir. Müvekkiller bu kapsamda davalı …’nun bilgi ve tecrübesine güvendiğini, Nitekim müvekkiller ve davalılar arasında; davalı …’nun, yöneticisi ve sahibi olduğu diğer davalı Şirket aracılığıyla ticari faaliyetler yürütmesi, bu faaliyetler kapsamında Üçüncü kişi firmalardan alınacak malların müvekkillere ait olan ve kendisine yalnızca bu amaçla devredilecek belli bir miktar sermayeden karşılanması, yapılacak bu ticari faaliyetlerin sonucunda elde edilen kârımsa bölüşülmesi hususunda sözlü bir çerçeve sözleşme yapıldığı belirtildiğini, Müvekkiller ve davalılar arasındaki bu çerçeve anlaşma 2020 yılının Ekim ayından 2021 yılının Kasım ayıma kadar, yani yaklaşık bir yıl boyunca geçerli kaldığını, bu süre boyunca müvekkiller tarafından davalı …’nun ve diğer davalı Şirketin banka hesaplarına, üçüncü kişi firmalarla görüşmelerde ve ticari faaliyetlere yönelik mal alımlarında kullanılmak amacıyla sınırlı olmak üzere paralar gönderildiğini, Davalı …’da müvekkillere bu süre boyunca üçüncü kişi firmalarla yapmakta olduğu görüşmelere ilişkin bilgilendirmelerde bulunduğu, hatta potansiyel firmalara ait ömmek ve proforma – faturalar gönderdiği, Müvekkiller tarafından 28.10.2021 tarihinden 01.11.2021 tarihine kadar, davalı …’nun ve diğer davalı Şirketin banka hesaplarına toplamda 75.909,00-TL ve 72.450,00-Euro para gönderildiği, İzah edildiği üzere mülkiyeti müvekkillere ait bu paralar, sermaye olarak ve üçüncü firmalardan yapılacak mal alımlarında kullarılmak üzere gönderilmiştir. Ancak her ne kadar davalı … üçüncü kişi firmalarla görüşmeler yaptığını iletmişse de, çerçeve sözleşmenin sürdüğü bir yıl boyunca hiçbir üçüncü kişi firmayla anlaşma sağlanmamış, müvekkiller tarafından gönderilmiş olan bu paralar gönderilme amaçlarına uygun bir şekilde kullanılmadığı, 2021 yılının Kasım ayında, bir senedir para gönderiyor olmalarına rağmen bir türlü ticari faaliyete başlayamamış olan davalılar ve müvekkiller arasındaki bu çerçeve anlaşmanın karşılıklı olarak sona erdirilmesine karar verilmiştir. Nitekim çerçeve anlaşmanın sona ermesiyle birlikte, anlaşmanın geçerli olduğu bu süre içerisinde müvekkiller tarafından belli bir amaç doğrultusunda kullanılmak üzere gönderilen, ancak gönderilmiş oldukları amaç doğrultusunda kullanılmayan ve halen davalının veya davalı şirketin zilyetliğinde bulunan paraların iade edilmesi zorunluluğu doğmuştur. Müvekkil tarafından da bu paraların iadesi talep edilmiştir. Ancak davalı …, kendisine gönderilmiş olan bu meblağları müvekkillere iade etmediğini, Müvekkiller defalarca davalıyla şifahen görüşmeler sağlamış, göndermiş oldukları paraların kendilerine iade edilmesini talep ettiği ancak davalı çeşitli bahaneler uydurarak bu paraların iadesinden kaçındığı, en sonunda da paraları iade etmeyeceğini belirttiği …. Noterliğinin … yevmiye numaralı ve 27.01.2022 tarihli ihtarnamesiyle davalılardan paraların son kez iadesi talep edildiği ancak buna rağmen paraların iadesinin gerçekleşmediği, gönderilen ihtarnameye cevaben, davalılar tarafından … 14. Noterliğinin 18.02.2022 tarih ve … yevmiye numaralı ihtamamesi gönderildiği, Davalıların, taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi ve kendilerine çeşitli tarihlerde paralar gönderildiğini ikrar ettiği ancak bu bedellerin yurtdışı firmalarına gönderildiğini, para gönderilmiş olmasına rağmen yurt dışındaki firmalardan mal gönderilmediğini, hatta paraların iadesi hususunda bu şirketlerle iletişime geçileceğini iddia ettiğini, tüm bu nedenlerle davanın kabulüne, 75.909,00-TL ve 72.450,00-Euro’nun davalılardan alınarak müvekkiliere verilmesine, söz konusu meblağlara mevduata uygulanan en yüksek faizin işletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline katar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava, davacıların iddiasına göre, Türkiye’de ortak iş yapmak için davalı tarafalara gönderilen paranın iadesine yönelik alacak davasıdır.
6335 Sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5 inci maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemeleri’nce görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir.
Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi gereğince kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemece görev hususu her aşamada resen incelenir.
Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanı ticari davalardır. Ticari davalar ise 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde sayılmıştır. Maddenin 1. fıkrasında “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri..” ifadesi ile her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren hususlardan doğan davalar nispi ticari davalar olduğu belirtilmiştir. Davanın nispi ticari dava olması için, her iki tarafın tacir olması ve davanın konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması gerekmektedir.
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacılar gerçek kişi, davalılardan birisi ise ticaret şirketidir. Dava konusu uyuşmazlığın esasının taraflar arasındaki sözlü sözleşmeden kaynaklı alacak istemine dayandığı, davacıların tacir sıfatının bulunduğu konusunda sunulan bilgi ve belgelerin yeterli görülmediği, davanın mutlak ticari davalardan olmadığı, davalı tarafın tacir olmasının ve taraflardan biri için ticari iş sayılmasının, tek başına davayı ticari dava olarak nitelemeye yeterli olmadığı, davaya bakmaya genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine ve davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak düzenlendiği üzere;
1-Davanın Mahkememizin görevsizliği sebebiyle görev dava şartı yokluğundan HMK 114/1-c ve 115/2 Maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-HMK.nun 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birisinin başvurması halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, süresi içinde talep olmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılacağı hususunun ihtarına,
3-Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının Mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/10/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır