Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/270 E. 2023/506 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/270 Esas
KARAR NO:2023/506

DAVA:Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
DAVA TARİHİ:06/06/2022
KARAR TARİHİ:12/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Şirketlerin ticari hayatında ticaret sicil gazetesinde kararların yayınlarımasının 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununda Aleniyet başlığında düzenlenen 37. Maddesinde, Tescilin üçüncü şahıslara tesiri başlıkı 38. Maddesinde Sicile itimat baştıklı 39. Maddesindeki düzenlemelerle sağlanmak istenen fayda söz konusu dava ile verilecek karara kadar geçen sürede kanundaki karşılığını bulamayacaktır. Davalı … sicil müdürlüğünün , önceki tüm davalarımız ve aynı husustaki tüm diğer davalarda , mahkeme kararlarının kesinleşmesini beklediği ve tescili istenilen kararın şirketin ticari hayatına doğrudan tesir eden genel kurul kararı olduğu düşünüldüğünde yargılamanın devamı süresince uzun seneler sürecek bir yargılama sürecinde, tescil işleminin yapılmamış olması durumunda telafisi imkansız zararların oluşacağı da bir gerçekliktir. Tescili istenilen kararında şirket sermayesinin tadil edilmesine ilişkin olup , davalı tarafından bu hususta bütün keyfi ve takdir sınırlarını aşarak red kararlarının yargı tarafından haksız bulunmasına rağmmen T.T.K 32/4 maddesinin bile keyfi ve hukuk dışı yorumlanması anlaşılır değildir. Şirketin doğrudan ticari hayatını, sevk ve idaresini, kanunu yükümlülüklerini etkileyen, vergisel yükümlülüklerine etki eden ve Tebligat Kanunundan kaynaklananı düzenlemelere göre yasa) yükümlülüklerini belirleyen kararın geçici olarak tescili şirketimizce talep edilmişse de, davalı tarafından Türk Ticaret Kanunu’nun 32.maddesinin 4. Fikrasında belirtilen “Çözümü bir mahkeme kararına bağlı bulunan veya sicil müdürü tarafından kesin olarak tescilinde duraksanan hususlar, ilgililerin istemi üzerine geçici olarak tescil olunur.” hükmü yer almakta olup, konuya ilişkin Müdürlüğümüzce tereddüt yaşanmadığından geçici tescil talebinizin de yerine getirilemediği hususu bilgilerinize sunulur” denilerek kanunun lafsına ve ruhuna aykırı ve kanun dışı davranılmaya devam edilmektedir, Yine şirketin üçüncü şahıslar nezdinde işlem doğurmaya sermaye artırımıma ilişkin bir karar olduğu da dikkate alındığında şirkete ait bu kararın geçici teşcilini Sayın Mahkemeden tedbir yolu ile talep etmek zaruret içermektedir. Huzurunuzdaki davanın her ne kadar basit yargılama usulüne tabi olduğu ve sürenin kısa olacağı düşünülse de davalı … odasının ise Yine İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün aynı genelgeye dayalı ve aynı gerekçe ile verdiği red kararında geçici tescile dahi yanaşmaması ve hususta mahkeme kararlarının kesinleşmesini bekliyor olması (bu yönde uygulama yapması) uzun yıllar süren yargılama sürecinde şirket aleyhine telafisi imkansız sonuçlar doğacağına bu davada da karine teşkil etmektedir. Tescil talebimizin haklılığım, kanun koyucu tarafından öngörülen yargılama usulündeki hızlı karar vererek ticari hayatı ve işleyişi devam amacına aykırı olarak T.T.K. hükümlerine tabi bir şirket için önemi görmezden gelinmektedir. Bu hususta tescilin yayınlanmasına karar verilmesi isteğimizin haklılığı ortadadır. Şirketin …. Noterliği 09.05.2022 tarih ve … sayı ile onaylı 06.05.2022 tarihli 2022/01 karar numaralı kararının tescil ve ilan istemi İstanbul Ticaret Sicil müdürlüğünün 26.05.2022 tarihli kararı ile kabul edilmemiştir. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından verilen red kararında; “Kararı tüzel ortak … Belediye Başkanlığı adına imzalayan kişiye ait, anılan genel kurullarda belediyeyi temsil etme yetkisini içeren belediye meclis kararı asıl olarak ibraz edilmelidir.’ denilmiştir. Ayrıca, Türk Ticaret Kanunu’nun 32.maddesinin 4. fıkrasında belirtilen “Çözümü bir mahkeme kararına bağlı bulunan veya sicil müdürü tarafından kesin olarak tescilinde duraksanan hususlar, ilgililerin istemi üzerine geçici olarak tescil olunur.” hükmü yer almakta olup, konuya ilişkin Müdürlüğümüzce tereddüt yaşanmadığından geçici tescil talebinizin de yerine getirilemediği hususu bilgilerinize sunulur..” denilmektedir.5393 sayılı yasanın 18. Maddesinde meclisin görev ve yetkileri tahditi sayılmaktadır. Söz konusu madde incelendiğinde sayılan görevler arasında, belediyenin ortağı olduğu şirketlerde belediye tüzel kişiliğinin temsilcisini seçme/atama yetkisi bulunmamaktadır. Aymı Kanuın’un 37. maddesindeki düzenlemeye göre belediye başkanı, belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisidir. Aymı Kanun’un 38. Maddesinde belediye başkanının görev ve yetkileri düzenlenmiştir. Bu maddenin (a) bendi uyarınca belediye teşkilâtının en üst amiri olarak belediye teşkilâtını sevk ve idare etmek, belediyenin hak ve menfaatlerini korumak, maddenin (p) bendi uyarınca kanunlarla belediyeye verilen ve belediye meclisi veya belediye encümeni kararını gerektirmeyen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak belediye başkanın görev ve yetkileri arasında düzenlenmiştir. Davalının kararı yasaya açık aykırlık bulunmaktadır. Zira halk tarafından seçilen ve kanunla belediye başkanlığını temsil hususunda yetkili kılınan başkanının, yase ile düzenlenen görev ve yetkilerini, genelge ile sınırlama anlayışı et basit ifade ile halkın iradesini yok saymak, kanunla verilen görev ve yetkiyi gasp etmek arılamı taşımaktadır” ifadelerine yer vererek davanın kabulü ile şirketin …. Noterliğince 09.05.2022 tarih ve … sayı ile onaylı 06.05.2022 tarihli 2022/01 sayılı kararının tescil ve ilanı talebinin teddine ilişkin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 26.05.2022 tarihli red kararının kaldırılması ile red işleminin iptaline ve kararın geçici olarak tescili yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevli mahkemede açılmadığını, mahkeme tarafından görevsizlik kararı verilmek suretiyle davanın reddedilmesi gerektiğini, müvekkilinin ticaret siciline tescil konusundaki talepleri, ilgili konun ve ikincil düzenlemelerin kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirip sonuca bağladığını, yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, hukuka aykırı olduğu iddia edilen dayanak idari işleminde her idari işlem gibi idarenin işlemlerinin hukukiliği karinesinden yararlandığını, idarenin işlemlerinin hukukiliğine ilişkin idare hukuku karinesi gereğince, idarenin, mevzuattan kaynaklanan ve idare hukukuna dayanan yetkileri kapsamında değerlendirilecek talimatını uygulamakla yükümlü bulunan müvekkilinin idarenin dava konusu işleminin hukuki olduğuna dayanarak ve bu ilke uyarınca, idarenin talimatını yerine getirmekle yükümlü olduğunu, idarenin herhangi bir talimatını veyahut da düzenleyici işlemini sorgulama yetkisi bulunmayan müvekkilinin, âdeta bir mahkeme gibi hareket etmesi ve dava konusu düzenleyici işlemin hukukiliğini değerlendirmesi beklenemeyeceğini, geçici tescil talebinin, davacının başvurduğu şekilde, mahkemeden tedbir kararı olarak istenmesinin de, geçici tescilin, sicil müdürlüğünden istenmesi hakkındaki 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.32’nin açık lafzına ve her iki müessesenin aynı sonuçları doğurduğuna ilişkin uygun olmadığı gibi, HMK m.367 hükmünün işlevsizleşmesi sonucunu doğurduğunun açık olduğunu, geçici tescil hukuki sonuçları bakımından kesin tescil ile aynı sonuçları doğurmakta olup; tedbir kararına mahiyeti itibariyle konu edilebilecek bir karar olmadığını, geçici tescilin tedbir kararı olarak mahkemeden istenmesi ve bu yönde mahkeme tarafından hüküm kurulmasının mevzuata uygun olmadığını, bu şekilde talep olan pek çok davada da bu taleplerin reddedildiğini, son dönemde ortaya çıkan mahkemeden geçici tescilin tedbir olarak istenmesi talepleri, sürekli bir biçimde ilgili mahkemeler tarafından kabul edilmediğini, hukuka uygun işlem yaparak, idareden gelen talimata uygun biçimde dava konusu tescil işlemini reddeden müvekkilinin dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, bu nedenle de, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin diğer tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının …. Noterliğince 09.05.2022 tarih ve … sayı ile onaylı 06.05.2022 tarihli 2022/01 sayılı kararının tescil ve ilanı talebinin teddine ilişkin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 26.05.2022 tarihli red kararının kaldırılması ile red işleminin iptaline ve kararın geçici olarak tescili yönünde karar verilmesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilafın 26/05/2022 tarihli Ticaret Sicil Müdürlüğü kararının yerinde olup olmadığı, davacı tarafın itirazının haklı olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşıldı.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak, başvuru ve red kararı talep edilmiş olmakla, istenilen belgeler gönderilmiştir.
Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 26/05/2022 tarihli red kararı incelenmiş olmakla karara göre ” Yukarıda ticaret sicil numarası ve unvanı bulunan şirketin 06.05.2022 tarih 2022/01 sayılı sermaye maddesinin tadiline ilişkin ortaklar kurulu kararının tescil ve ilanı talep edilmiştir. Bilindiği üzere, Ticaret Sicili Müdürlüklerince, tescil ve ilan talepleri Türk Ticaret Kanunu, Ticaret Sicili Yönetmeliği ile Ticaret Bakanlığının tebliğ ve talimatları doğrultusunda değerlendirilmekte olup, Ticaret Sicili Yönetmeliğinin 28. maddesi gereğince de, Ticaret Siciline ait tescil, değişiklik ve silinmeler ile diğer iş ve işlemler Türk Ticaret Kanunu ve Ticaret Sicili Yönetmeliği hükümlerine göre yapılmaktadır. Konuyla ilgili olarak, T.C. Ticaret Bakanlığının 15.05.2019 tarih ve E-… sayılı yazısı ekinde gönderilen T.C. Çevre ve” Şehircilik Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğünün yazısı ile “6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa tâbi ortaklıklar kurulmasına veya bu ortaklıklardan ayrılmaya, sermaye artışına ve gayrimenkul yatırım ortaklığı kurulmasına karar verme yetkisinin belediye meclisinde olduğu, bu nedenlerle belediyenin veya bağlı kuruluşlarının sahip oldukları veya ortağı bulundukları belediye şirketlerinin genel kurulunda belediye ve bağlı kuruluşu temsil edecek kişilerin, belediyenin karar organı olan Belediye meclisinin kararıyla belirleneceği, belediye şirketlerinin genel kurulunda belediye ve bağlı kuruluşunu temsil etmek üzere; belediye başkanı, belediye meclis üyesi, belediye çalışanı veya belediye dışından kişi/kişilerden belirlenebileceği ve belediye ile bağlı kuruluşlarının ortağı olduğu belediye şirketlerinin kurdukları şirketlerin genel kuruluna katılacak kişilerin ise belediye veya bağlı kuruluşlarının ortağı olduğu şirketlerin yönetim kurulu tarafından belirleneceği, ayrıca genel kurul tarafından belediye tüzel kişisinin; yönetim kurulu üyesi veya müdür olarak seçildiği anonim ve limited şirketlerde ise tüzel kişi ile birlikte, tüzel kişi adına, tüzel kişi tarafından belirlenecek gerçek kişinin seçiminde de karar verme yetkisinin belediye meclisinde olduğu değerlendirilmektedir.” şeklinde görüşü bulunmaktadır. Söz konusu görüşe göre; Belediyenin ve bağlı kuruluşlarının sahip oldukları veya ortağı bulundukları belediye şirketlerinin genel kurulunda belediye ve bağlı kuruluşu temsil edecek kişinin, belirlenmesi hususlarında karar verme yetkisinin belediye meclisinde olduğu belirtildiğinden, belediyelerin ortak olduğu şirketlerin genel kurul tescil taleplerinde Belediye Meclis kararı aranmaktadır. Bu bağlamda, tescil talebine ilişkin başvurunun belediye Meclis kararı ile talep edilmesi gerektiğinden, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.32 ile Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 gereğince, 06.05.2022 tarih 2022/01 sayılı kararın tescil talebinin reddine karar verildiği hususu bilgilerinize sunulur” gerekçeleri ile talebin reddedildiği görülmüştür.
TKK’nın 34 maddesine göre;
“1-İlgililer, tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak, sicil müdürlüğünce verilecek kararlara karşı, tebliğlerinden itibaren sekiz gün içinde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilirler.
(2) Bu itiraz mahkemece dosya üzerinden incelenerek karara bağlanır.”
Bu bağlamda dosya üzerinden inceleme yapılmış ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Somut olayda; davacı …’nin … Belediye Başkanlığı’nın sermayesinin tamamına sahip bir bağlı kuruluşu olduğu, İhtilafın … Belediyesi, … genel kurulunda belediye tüzel kişiliğini temsil edecek temsilciyi atama yetkisinin Belediye başkanı mı yoksa belediye meclisi tarafından mı kullanılacağı konusundan oluşmaktadır.
5393 Sayılı Kanunun da, belediye gelirleri arasında her türlü girişim, iştirak ve faaliyetler karşılığı sağlanacak gelirler sayılmıştır. Belediyenin kurduğu veya ortak olduğu şirketlerde belediye tüzel kişiliği temsil edilir. Belediye yetkili organlarını oluşturan Belediye başkanı, Belediye encümeni ve Belediye meclisinin görev ve yetkileri 5393 sayılı Belediye Kanununda sayılmıştır. Anılan yasanın 37. Maddesi uyarınca belediye başkanı Belediye idaresinin başı ve Belediye tüzel kişiliğinin temsilcisidir. Belediye Kanununun 38. maddesinde görevleri sayılmış ve genel nitelik taşıyan (p) bendinde “kanunlarla Belediyeye verilen ve Belediye meclisi veya Belediye encümeni kararını gerektirmeyen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak.” hükmü düzenlenmiştir. Belediyeyi oluşturan diğer organlar Belediye encümen ve meclisinin görevleri de ilgili maddelerde sayılmıştır.
Belediye organları ödevlerini yerine getirirken yasal sınırları gözeterek yetkilerini kullanırlar. Bu yetkileri kullanmaları sırasında normlar hiyerarşisi ilkesi dikkate alındığında öncelikle Anayasa, Kanun, Kanun Hükmünde Kararname, Tüzük, Yönetmelik, Yönelge, Genelge ve diğer alt düzenleyici işlemleri dikkate almaları gerekir.
Belediye organlarının görevleri 5393 sayılı Belediye kanunun da sayma yolunda gösterilmiştir. Buna göre 33. Madde de oluşumu belirtilen Belediye encümeni görevleri 34. madde de açık bir biçimde sayılmış olup, bu görevler arasında şirkete temsilci atama bulunmadığı görülmektedir. Yine aynı yasanın 17. Maddesinde oluşumu belirlenen belediye meclisinin görevleri 18. madde de açık bir şekilde gösterilmiş olmakla bu görevler içerisinde şirket müdürü atama yetkisi bulunmadığı görülmektedir. Ancak, 18. maddenin (i) bendinde ” bütçe içi işletme ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununa tabi ortaklıklar kurulmasına veya bu ortaklıklardan ayrılmaya, sermaye artışına ve gayrimenkul yatırım ortaklığı kurulmasına karar vermek” (j) bendinde ise ” Belediye adına imtiyaz verilmesine ve Belediye yatırımlarının yap işlet veya yap işlet devret modeli ile yapılmasına; Belediyeye ait şirket, işletme ve iştiraklerin özelleştirilmesiyle karar vermek” hükümleri düzenlenmiştir. Bu bent hükümlerinden de şirkete temsilci atama yetkisinin belediyenin bu organının yükümlülüğünde bulunmadığı açık bir şekilde anlaşılmaktadır.
Belediyenin diğer organı Belediye başkanının yükümlülüklerine aynı yasanın 38. Maddesinin (a-o) bentleri arasında belirtilmiş olup, (p) bendinde ” kanunlarla Belediyeye verilen ve Belediye meclisi veya Belediye encümeni kararını gerektirmeyen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak” hükmü düzenlenmiştir. 5393 sayılı belediye kanununda 18. Maddesinde Belediye meclisinin, 34. Maddesinde de belediye encümeninin görev ve yetkileri sayma yöntemi ile belirlenmiştir. Kanun koyucu görev ve yetkiyi sayma yöntemiyle belirlediği düzenlemelerde sayılanlar dışında görev ve yetki genişletmesi hukuken mümkün değildir. Kanun koyucunun bu düzenlemesine göre Belediye encümeni ve meclisine yüklenmeyen bir görevin 38/p madde içeriğinden belediye başkanının yükümlülüğünde olduğunun kabulü gerekmektedir. Dolayısıyla davalının işlemi red gerekçesi yerinde değildir.
Anayasa’nın; 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. 6. maddeye göre; Hiç bir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz. Anayasa’nın 127. maddesinde mahalli idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkilerinin kanunla düzenleneceği öngörülmüştür. Belediyelerin kuruluşu, organları, yönetimi, görev, yetki ve sorumlulukları ise Anayasa’nın 127. Maddesine uygun olarak 5393 sayılı Kanun’la düzenlenmiştir. Anayasa m.11’de belirtilen; normlar hiyerarşisi ilkesi ile anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesi gereğince yukarıda anılan yasal düzenlemelerin somut uyuşmazlığa uygulanması gerekirken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü’nün 15.05.2019 tarihli yazısı doğrultusunda karar verilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Başka bir ifadeyle, yasal bir düzenleme genelgeyle ortadan kaldırılamayacağından, ticaret sicil müdürlüğü bakanlık genelgesinden önce kanun hükümleri ile bağlıdır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın kabulü İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 26.05.2022 tarihli red kararının iptaline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş olup ayrıca davacı tarafın geçici tescile yönelik talebi ise ise koşulları oluşmadığından kabul edilmemiştir.
Mahkememizin 2022/532 Esas 2022/838 karar sayılı kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13.Hukuk Dairesi’nin 2022/2245 Esas 2023/622 Karar sayılı ilamıyla kaldırılmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13.Hukuk Dairesi’nin 2022/2245 Esas 2023/622 Karar sayılı ilamıyla dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davalının katılımına olanak sağlanmaksızın yargılama yapılarak karar verilmesinin HMK’nın 27. maddesinde belirtilen hukuki dinlenilme hakkına, Anayasanın 36. maddesi ile düzenlenen hak arama özgürlüğüne ve aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkına aykırı olarak karar verildiğini belirterek mahkememizin 04/10/2022 tarihli kararının kaldırıldığı, istinaf kararı üzerine davalıya dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davalı tarafından cevap dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
Netice olarak, istinaf kararında belirtilen tebligata ilişkin usuli eksiklikler giderilmiş ve davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmuş olup, mahkememizce dosya yeniden değerlendirilerek, istinaf kararı öncesindeki mahkememiz kararındaki aynı gerekçeler ile davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak düzenlendiği üzere;
1-Davanın KABULÜNE, davacı şirketin …. Noterliğince 09.05.2022 tarih ve … sayı ile onaylı 06.05.2022 tarihli 2022/01 sayılı kararının tescil ve ilanı talebinin reddine ilişkin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 26.05.2022 tarihli red işleminin İPTALİNE,
2-Karar kesinleştiğinde genel kurul kararının tesciline ve tescilin Ticaret Sicil Gazetesinde İLANINA,
3-Alınması gerekli harç 179,90 TL olup peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile, bakiye 99,20 TL harcın davalıdan alınarak hazineye aktarılmasına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 161,40 TL toplam harç ile yargılama aşamasında yapılan tebligat, posta ücreti 376,25 TL olmak üzere toplam 537,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı şirket yetkilisinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/06/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza