Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/252 E. 2023/706 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/252 Esas
KARAR NO :2023/706

DAVA:Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/07/2022
KARAR TARİHİ:26/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı dava dilekçesinde özetle; …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında alacaklı görünen …’in icra takibi başlattığını, aleyhine başlatılan icra takibine ilişkin tebligatın 26/07/2022 tarihinde tebellüğ edildiğini, takip konusu olan belgenin davalının gayrimenkul satış sözleşmesi ile aracılık yapmasıyla yapılan ön sözleşme belgesi olduğunu, senet adı altında herhangi bir imza ile borçlanma yapılmadığını, davalının takipte dayanak olarak iddia edilen senedin satış sözleşmesi olarak hazırlanan belge içerisinde olması bilgileri dışında senet şeklinde sözleşme olarak imzalatıldığı sözleşmeye dair herhangi bir şekilde gayrimenkul satışı yapılmadığı sözleşme içerisinde hazırlanan belgenin senet şeklinde sonradan kambiyo senet özelliğine getirilerek icra takibi başlatılması ile haksız kazanç elde edileceği ve karşılıksız yarar sağlanmak üzere art niyetli başlatılan bir işlem olduğunu, böyle bir borcun oluşmadığı, söz konusu senet üzerindeki imzanın kendisine ait olup satış sözleşmesine aracılık hizmeti olarak davalı emlakçının sonradan sözleşmede bulunan imzalı belgeyi senet haline getirip alacaklı durumuna geçerek icra takibi başlattığını, alacaklıya hiçbir borcunun olmadığını, boşta kalan emlak satış sözleşmesi içerisinde yer alan belge üzerinde sonradan senet şekli ile icra takibi başlatıldığı senedin tarafınca imzalanmış şahsi teminat senedi olduğunu, ancak senede karşılık böyle bir borç olmadığı, alacaklı ile gayrimenkul satış sözleşmesi düzenlendiğini, herhangi bir senet düzenlenmediğini, emlak satış sözleşmesi içerisinde yer alan senet karşılığında hiçbir şey verilmediğini, bu nedenle senedin karşılıksız kaldığını, bu durumlar göz önüne alınarak takibin tedbirin durdurulmasına, davanın kabulüne, tensiben tehiri icra kararı verilerek icranın durdurulmasına, usul ve yasaya aykırı olarak yetkisiz başlatılan işlemin iptaline, alacaklının kötü niyetinin ispatı durumunda zarar ziyan ve tazminat haklarının baki kalmak kaydıyla dava sonucunda kötü niyet ile tazminata mahkum edilmesine, gayrimenkul emlakçılık sözleşmesinde hileli olarak senet düzenlenmesi ile karşılıksız senedin geçersiz sayılmasına, menfi tespit yolu ile takibin iptaline, davalı alacaklıya borcunun bulunmadığına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı alacaklıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davaya bakmakla görevli mahkemenin İcra Hukuk Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu kambiyo senedinin … tarafından Alıcı ve Satıcı arasında Gayrimenkul Alım-Satım Konusunda Aracılık yapıldığına Dair Tellaliye ve Komisyon Ücret Sözleşmesine istinaden satım akdinin kurulması için cayma akçesi adı altında davalı emrine ödenmek üzere düzenlendiğini, davacının söz konusu senetten kaynaklanan borcunu ödememesinden dolayı …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senedine mahsus takip başlatıldığını, ilk olarak davacının yetkiye itirazını kabul etmediklerini, davacı ve davalı arasında ikame edilen sözleşmede yetkili mahkeme ve icra dairelerinin belirlendiğini, şöyle ki Alım-Satım Aracılık Sözleşmesinin 5. maddesinde “…doğabilecek uyuşmazlıklarda İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olduğu kabul edilmiştir.” denildiğini, bu sebeple takibin yetkili icra dairesinde başlatıldığını, davacının borcu olmadığı yönündeki itirazlarının haksız olduğunu, davacının satım sözleşmesinden keyfi olarak caydığını, davacıyla karşılıklı olarak akdedilen gayrimenkul alım satım aracılık sözleşmesinden dolayı borç ilişkisi meydana geldiğini, her ne kadar davacının davalı ile herhangi bir borç ilişkisi içerisinde olmadığını belirtmiş olsa da ortaya çıkan borç ilişkisinin asıl ilişkiden mücerret olup asıl ilişkideki bağ ortadan kalksa bile kıymetli evraktan kaynaklanan borcun ortadan kalkmayacağını, kambiyo senetleri doğumlarına neden olan hukuki işlemle bağlı durumda bulunmayan senetler olduğunu, bu nedenle senedin doğumuna neden olan hukuki işlemdeki sakatlık halinin kambiyo senedine yansımayacağını, senedin devrinde hamil, cirantanın esas borç ilişkisinden kaynaklanan haklarını değil senette yazılı olan hakları devralacağını, bunun sonucu olarak temel işlemin sakat veya geçersiz olsa bile soyut kambiyo senedinin geçerliliğine zarar gelmeyeceğini, alacaklının uyuşmazlık durumunda talebini ve davasını sadece senede dayandırıp, senedin verilmesine neden olan temel borç ilişkisini ileri sürmek durumunda olmadığını, davanın öncelikle davanın usulden reddine, aksi kanaatte davacının davasının esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İddia, savunma hep birlikte incelenmiştir.
Dava; Davacının davalıya gayrimenkul satışına aracılık etmesi karşılığında dava konusu belgeyi verdiği gayrimenkul satışının gerçekleşmediği halde davalının sonradan bu belgeyi kambiyo senedi haline getirerek getirdiği senedin teminat senedi olduğu iddiasıyla … icra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapılan takip nedeniyle borçlu olup olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Dosya ….Asliye Hukuk Mahkemesinin … esasına kaydedilmiş, mahkemece yapılan yargılama neticesinde mahkemenin 03/03/2023 tarih, … Esas, 2023/73 karar sayılı görevsizlik kararı gereğince mahkememize tevzi olunmuştur.
Davacı vekilince dava dilekçesi ile birlikte, başlatılan icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş, mahkememizce değerlendirilen davacı talebinin İİK 72/3 maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
Dava, bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı, dava dilekçesinde davalının takibe dayanak senet üzerindeki imzanın kendisine ait olduğunu, satış sözleşmesine aracılık hizmeti olan emlakçı (davalının) sonradan sözleşme de bulunan imzalı belgeyi senet haline getirip alacaklı durumuna geçerek hakkında icra takibi başlattığını iddia etmiştir.
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır. Ancak kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğü davacı borçluya aittir. Borçlu bononun tarafların iradesi dışında düzenlendiğini veya teminat bonosu olduğunu yazılı delil ile ispatlamalıdır. Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senet olmakla, illetten mücerrettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Ancak, senede “malen” veya “nakden” kaydı yazılmışsa, artık buna uyulmak gerekir. Bu kayıtların aksinin savunulması senedin talili (nedene, illete bağlanması) anlamına gelir ki, böyle bir durumda kanıt yükümlülüğü yer değiştirir. Senedi talil eden, iddiasını kanıtlamak yükümlülüğü altına girer. (YHGK 17.12.2003 gün 2003/19-781 esas, 2003/768 karar sayılı ilamı)
Somut olayda, davaya konu bonoda nakden kaydı mevcuttur. Bonoda nakden kaydı bulunduğundan kural olarak bu kayda itibar edilmesi gerekmektedir. Davacının dava dilekçesinde takibe konu senetteki imzanın kendisine ait olduğunu iddia etmiş fakat böyle bir belge imzalamadığını, borçlu olmadığı ispatlar nitelikte yazılı delil sunmadığı gibi yemin deliline de dayanmamıştır. Hal böyle olunca borçlu olmadığını ispat yükü altında olan davacının davasının ispatlanamadığından reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar yasası gereğince alınması gerekli 269,85 TL’nin peşin alınan 170,78 TL’den mahsubu ile eksik olan 99,07 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 10.000,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair. Miktar itibariyle yasa yolu kapalı KESİN olarak davacının ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/09/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır