Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/987 E. 2023/857 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/987 Esas
KARAR NO :2023/857

DAVA:İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:08/12/2022
KARAR TARİHİ:09/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı Müvekkil şirket tarafından … numaralı Emtia Blok Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalanan … San. Ve Tic. A.Ş. ‘ye ait emtianın, Türkiye’den Almanya’ya nakliyesi işi davalı tarafından üstlenildiği, Söz konusu emtianın … nolu konşimento tahtında Türkiye’den Almanya’ya taşındığı sefer sonrasında alıcısına hasarlı olarak teslim edildiği, Ekspertiz raporunda hasara ilişkin bulgularda ; “…cihazın mukavva kutusunun ağır bir şekilde ezildiği tespit edildiği, Aynı zamanda cihazın çelik levhalarının da ağır seviyede ezildiği, büküldüğü ve çizildiği gözlemlendiği, Çelik levhaların 2 ya da 3 mm kalınlığında olduğu ve bu da cihazın maruz kaldığı darbe ve kuvvetin şiddetini gösterdiği, Mukavva kutunun ve cihazın durumu göz önüne alındığında, cihazın da içinde bulunduğu kutunun yüksek bir mesafeden düşürüldüğü, bu düşüşün etkisiyle de fotoğraflarda gözlemlenen mekanik hasarların meydana geldiği anlaşıldığı, ” Şeklinde açıklandığı, Davalı taşıyıcının ağır kusuru sonucu hasarın meydana geldiği, Taşıma konusu emtianın alıcıya “temassız teslimat” şeklinde teslim edildiği ve teslimatı yapan kuryenin dokunmatik ekranlı cihazına hasar rezervi girişi yaptığı ifade edildiği, Bu durumda davalı taşıyıcının hasardan haberdar olduğunun kabulü gerektiği, Türkiye’nin de imzaladığı ve iç hukukun bir parçası haline getirdiği Uluslararası Havayolu ile yük taşınmasına ilişkin Varşova ve 1999 tarihli Montreal Konvansiyonlarının ilgili hükümleri gereğince, yükün kaybı ve zarara uğraması halinde zarara sebebiyet veren olay, hava yolu ile taşıma sırasında meydana gelmiş ise zarardan taşıyıcının sorumlu olduğu, Fatura ve yapılan tespitler gereğince, 19.748,00 EUR sigortalı zararı, davacı müvekkil şirket tarafından tazmin edilmiş olup, TTK. ve poliçe hükümleri gereğince, sigortalısının haklarını devralan müvekkilin, TTK. ilgili hükümleri gereğince davalıya rücu hakkı doğduğu, Hasarın meydana gelmesine ağır kusuru ile sebebiyet vermiş olan davalı taşıyıcı meydana gelen zararın tamamından sorumlu olduğu, İtirazın iptaline, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına çarptırılması gerektiği, Davalı borçlunun vaki itirazı üzerine duran icra takibine devam edilebilmesi için, itirazın iptali ile yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurda görülen uyuşmazlık, … numaralı konşimento ile Türkiye’den Almanya’ya taşınan gönderide meydana geldiği iddia olunan hasara ilişkin olup uyuşmazlık konusu gönderi, 04.10.2021 tarihinde davalı müvekkil şirket tarafından taşınmak üzere teslim alınarak 08.10.2021 tarihinde alıcısına teslim edildiği, Davacı taraf gönderilerin taşıma esnasında hasarlandığını iddia etmişse de davalı müvekkil şirketin hiçbir şekilde iddia edilen hasardan tazminat sorumluluğu doğmadığı, Taraflar arasındaki uyuşmazlık, uluslararası hava taşımacılığından kaynaklanmakta olup somut olaya, 01.10.2010 tarihli ve 27716 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan Hava Yoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların Birleştirimesine Dair Sözleşme (Varşova Konvansiyonu’na ek 4 sayılı Montreal Protokolü) hükümlerinin uygulanması gerektiği, Huzurdaki uyuşmazlık konusu gönderi, hasarından davalı müvekkil şirketin sorumlu olmadığı, davalı müvekkil şirkete süresi içinde hasar ihbarı da yapılmadığı, Montreal Konvansiyonu madde 31/2’ye göre “Hasar durumunda, teslim almaya yetkili şahıs hasarın fark edilmesinden sonra kargo halinde de alınılan tarihten itbaren on dört (14) gün içerisinde taşıyıcıya şikayette bulunmalıdır.” Hükmünün olduğu, Uyuşmazlık konusu gönderi ekli teslimat evrakında görüldüğü üzere 08.10.2021 tarihinde alıcısına teslim edilmiş olup Müvekkil şirkete süresinde, usulüne uygun hasar ihbarı yapılmadığı, Süresi içinde hasar ihbarında bulunmak dava şartı olup bir an için davalı müvekkil şirketin sorumlu olduğu düşünülse bile, ihbar sürelerine uyulmamış olması sebebiyle sona erdiği, Davacı sigorta şirketi, her ne kadar dava dilekçesinde sigortalı beyanına dayalı olarak hazırlanan ve davalı tarafça kabulü mümkün olmayan ekspertiz raporunda yer alan ifadeler doğrultusunda taşınan emtianın “temassız teslimat” şeklinde teslim edildiği ve teslimatı yapan kuryenin dokunmatik ekranlı cihazına hasar rezervi girişi yaptığını, bundan bahisle hasar ihbarı yapılmış olduğunu iddia etmekteyse de de işbu husus gerçeği yansıtmadığı, Yine ekspertiz raporunda yer aldığı üzere taşıyıcı ve alıcı tarafından tutulmuş ve eksper raporuna temel olmak üzere ibraz edilmiş müşterek hasar tutanağı ya da protokol bulunmadığı, Zira ne taşıyıcı tarafından, ne resmi makamlarca, ne de alıcı ve taşıyıcının bir arada tuttuğu bir hasar bildirim kaydının mevcut olmadığı. Davacı tarafça da işbu iddiasını destekler hiçbir belge sunulmadığı, Taşımaya ilişkin DHL gönderi takip ekranında alınan teslimat evrakı, sistem kaydına da teslimatta herhangi bir hasar kaydı girişi yapılmadığı, davacı taraf sigortalısı temassız teslimat yapıldığını söylemekteyse kuryenin hasar rezerv girişi yaptığı şeklinde gerçekle örtüşmeyen bilgiye ne şekilde ulaştığı hasarı fark eder etmez neden taşıyıcıya usulüne Uygun ihbarda bulunmadığı, Süresinde ve usulüne uygun hasar ihbarı bulunmazken, davalının sigortalısına yaptığı ödemenin GRATİS/LÜTÜF ödemesi olduğu, Davacı tarafından dayanılan ekspertiz raporundan anlaşıldığı üzere 08.10.2021 tarihinde teslim edilmiş olan gönderiye ilişkin hasar sigortalı tarafından sigortacıya dahi 1 ay sonra ihbar edildiği, İşbu husus da alıcı tarafın, inceleme ve bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, gönderiyi hasarlı olarak teslim almışsa dahi süresinde ihbarda bulunmayarak, taşıyıcının incelemesine imkan vermeyerek işbu gönderiyi hasarla kabul ettiğini ve tazmin haklarından feragat ettiğini gösterdiği, Davacının, davalı müvekkilin iddia konusu hasara ağır kusuruyla sebebiyet verdiği yönündeki beyanları gerçeği yansıtmadığı, Davalı Müvekkilin, gönderinin hasarlanmasında hiçbir kusur ya da kastı mevcut olmadığı, Kaldı ki, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle beraber, Montreal Protokolü uyarınca kargo (yük) taşımalarında taşıyıcının zarar verme kastıyla hareket etmesi halinde dahi sorumluluğunun sınırlı olduğu, Konvansiyonun 22/4 maddesine göre “Kargonun bir parçasının ya da içindeki malzemelerden herhangi birinin tahrip olması, kaybolması ya da gecikmesi durumunda, taşıyıcının sorumluluğunun sınırlı olduğu miktarın belirlenmesinde dikkate alınacak ağırlık, sadece ilgili paket ya da paketlerin ağırlığı olacaktır.” Bu itibarla davalı müvekkil şirketin asla kabul edilmeyen sorumluluğunun en fazla hasarlı gönderinin brüt kilogramı başına 22 SDR olabileceği, Dolayısıyla davacı tarafından, sigorta poliçesi kapsamında dava dışı sigortalısına yaptığı ödeme gratis ödeme olduğu, sigortacı tarafından rücu imkanı bulunmayan, sigortalının beyanına istinaden karşılanan zarar bedeline ilişkin yapılan gratis ödeme hiçbir şekilde davalı müvekkil şirkete rücu edilemeyeceği; bu sebeple de huzurda görülen davanın reddi gerektiği, Davacı tarafça dayanılan eksper raporunda dahi müvekkile rücu imkanı olmayacağı ile sorumluluğu bulunsa dahi sınırlı olacağı yer almaktadır. Buna rağmen davacı tarafça müvekkilden talep edilen bedel haksızdır. Eksper raporunda dahi müvekkil sorumluluğunun 966,71 Euro ile sınırlı olabileceğine yer aldığı, Davacı tarafça dayanılan eksper raporunda dahi müvekkilin sorumluluğunu kanıtlayabilecek bir tutanak olmadığı, sorumluluğu bulunsa dahi bunun taşımaya alınan 36,10 kg emtianın brüt ağırlığı başına 22 SDR ile sınırlı olacağı yer almaktadır. Buna rağmen davacı tarafça müvekkilden talep edilen bedelin haksız olduğu, Davacı tarafça hasara ilişkin fotoğraflar dosyaya sunulmamış – olmakla – birlikte, hasar fotoğrafları incelendiğinde hasarın yetersiz ambalajlamadan kaynaklandığı görüleceği, Yükün, taşımaya elverişli olarak ambalajlanması gönderenin sorumluluğunda olup işbu nedenle uğradığı zararına katlanmakla yükümlü olduğu, Montreal Konvansiyon madde 18/2/b uyarınca gönderici tarafından ambalajlamanın kusurlu yapılmasından dolayı taşıyıcı sorumlu tutulamayacağı, Dava dilekçesi ekinde sunulan ekspertiz raporuna dayanılarak müvekkil şirket aleyhine işbu dava ikame edilmişse de uluslararası hava taşımacılığından kaynaklanan davalara, mutlaka konunun uzmanı bilirkişi tarafından rapor verilmesi gerektiğinden Uuyuşmazlığın aydınlatılması – için uluslararası hava taşıması ve sigorta alanlarında uzman bilirkişiler tarafından dosyanın incelenerek aydınlatılması gerektiği, Davacı tarafça talep edilen işlemiş faiz talebi haksız olup, davacının talebini hiçbir şekilde kabul etmemekle birlikte, zarardan davalı müvekkilin sorumluluğu bulunduğunun tespiti halinde karar tarihindeki SDR kuru üzerinden hesaplama yapılacağından, sigortacının ödeme tarihinden değil, karar tarihinden itibaren müvekkilin temerrüde düşeceği, Davalı taraf olarak …. İcra Dairesi … Esas sayılı icra dosyasına yapılan itiraz yerinde olup davacının icra inkar tazminatı talebi haksız olduğu, davacı tarafça sigortalısına yapılan lütuf ödemesinin davalı müvekkil sorumluluk sınırlarında olmadığı, davalı müvekkile usulüne uygun yapılmış bir hasar ihbarı bulunmadığının eksper raporunda dahi yer aldığı gözetildiğinde davalı müvekkil aleyhine başlatılan ve aşkın alacak ve faiz talebi içeren icra takibi nedeniyle davacının kötü niyetli olduğunun kabulü ile İİK madde 67/2 uyarınca davacı tarafından talep edilen asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere müvekkil şirket lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRMELER:
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
İcra İflas Kanununun 67/1 maddesine göre ‘Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Dava konusu …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 463.134,13 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, davanın, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasında bulunan ticari ilişki gereğince oluşan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılmış itirazın iptali noktasında toplanmaktadır.
Dosya mahkemece reesen belirlenen …/ MALİ MÜŞAVİR bilirkişiye tevdii edilerek rapor hazırlaması talep edilmiş bilirkişi raporunda ” Dava konusu kargonun hava yolu ile gönderildiği dolayısı ile Türkiye’ nin de taraf olduğu Varşova Konvansiyonu ve eki niteliğindeki – Montreal Konvansiyonu hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekti. Dava konusu emtianın taşıyıcı davalının sorumluluğunda hava yolu taşıması esnasında gerçekleştiği, Dava konusu emtianın kalibrasyon ve/veya tamir için Almanya ‘ya gönderilen elektrikli hassas alet olduğu, taşıcının gerekli özeni gösterebilmesi için koli üzerinde uyarıcı etiketlerin olması gerektiği, Davacının Ekspertiz Raporunda tespit edilen ve dava dışı sigortalısına ödediği 19.748,00 Euro tutarlı bedeli Montreal Konvansiyonunun 31/2 maddesinde belirtilen Sürelerde taşıyıcıya hasar ihbarında bulunulduğunun ispat edilemediği, Montreal Konvansiyonunun 31/4 maddesi gereği taşıyıcı aleyhine dava açılamayacağından davalıdan talep edemeyeceği nihai hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Davalının dava konusu emtia ile ilgili Hasarın meydana gelmesine ağır kusuru ile sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceği, Sayın Mahkemece bilirkişi kanaatinin aksine davacı tarafından davalıdan tazminat bedelini talep edebileceğine hükmedildiği takdirde Montreal Konvansiyonunun 22/3 maddesi gereği Kg başına 22 SDR üzerinden hesaplanan 794,20 SDR tutarının karar tarihine en yakın TCMB TL/SDR kuru ile çarpılması ile bulunan tutar ile sınırlı olacağı, talep Euro olduğu için bulunan TL cinsi sorumluluk tutarının karar tarihine en yakın TCMB TL/SDR kuru ile çarpılması ile Euro karşılığı tutar ile sınırlı olacağı ” şeklinde rapor sunmuştur.
Yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-11 maddesi uyarınca, taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bilge yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmez, aynı yasanın arabuluculuk ücreti 18/a-12 fıkrası uyarınca anlaşmaya varılamaması halinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bükçesinden karşılanır. Somut olayda davalı haksız bulunduğundan yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulmuştur.
Netice olarak tüm dosya kapsamı sunulan deliller alınan hükme ve denetime elverişli bilirkişi raporu gözetilerek Davacının Ekspertiz Raporunda tespit edilen ve dava dışı sigortalısına ödediği 19.748,00 Euro tutarlı bedeli Montreal Konvansiyonunun 31/2 maddesinde belirtilen Sürelerde taşıyıcıya hasar ihbarında bulunulduğunun ispat edilemediği, Montreal Konvansiyonunun 31/4 maddesi gereği taşıyıcı aleyhine dava açılamayacağından davalıdan talep edemeyeceği , davalının dava konusu emtia ile ilgili Hasarın meydana gelmesine ağır kusuru ile sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceği, bu sebeple davacının davasını ispat edemediği kanaatine varılmış ayrıca davalının kötü niyet tazminatının yasal koşullarının oluşmadığı ve davacının kötü niyetli hareket etmediği kanaatine varılması sebebiyle reddedilmesi sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının SÜBUT BULMADIĞINDAN REDDİNE
2-Davalının kötü niyet tazminatı isteminin yasal koşulları oluşmadığından reddine
3-Alınması gerekli harç 269,85 TL olup, peşin alınan 4.413,45 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 4.143,60 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 56.814,12 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/11/2023

Katip …

Hakim …