Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/903 E. 2023/253 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/903 Esas
KARAR NO:2023/253

DAVA:Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ:07/11/2022
KARAR TARİHİ:28/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil …’ın … Elektrik abonesi olduğunu, müvekkilin iş yeri adresindeki elektrik sayacının kullanım ömrünü tamamladığını eski bir sayaç olmasından kaynaklı değişim süreci yaşandığını, bu süreçte sayacın davalı şirket görevlileri tarafından söküldüğünü ve yerine yeni sayaç bağlanarak müvekkilin aboneliğinin devam ettiğini ancak müvekkilin iş yerinde kullanılan sayaç üzerinde davalı şirket görevlilerince yapılan inceleme neticesinde müvekkilin sayacında kaçak elektrik kullanıldığı hususunda 28/09/2022 tarihinde tutanak tutularak idari ceza uygulandığını, müvekkilin bu konu hakkında bilgisinin olmadığını, müvekkilin taşınmazda kiracı olduğunu, düzenli olarak faturalarını ödediğini, sayaca herhangi bir müdahalesinin olmadığını, tüm bu nedenlerle davanın kabulüne, müvekkilin ödemek zorunda kaldığı 43.700,00 TL idari para cezasının iptal edilerek işleyecek faizi ile birlikte müvekkile iadesine, yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı … adına “Kaçak Elektrik Kullanımı” tespitinde bulunulduğu ve bu doğrultuda tutanak ve tahakkuklar hazırlandığı, davacıya bahsi geçen kaçak kullanımlara yönelik ödeme yapması konusunda hatırlatmalar yapıldığı fakat bir geri dönüş alınamadığı, bu sebeple hukuki hakların kullanılacağının da bildirildiği, müvekkil şirketçe yapılan inceleme sonucunda tahakkuk hesaplama bilgilerinde bir hata bulunmamakla birlikte bütün hesaplamaların mevzuata uygun olarak yapıldığını, davacı adına 10.10.2022 son ödeme tarihli, 1281 kWh karşılığı 6.956,57-TL tutarında kaçak elektrik kullanım faturası ve 10.10.2022 son ödeme tarihli, 9533 kWh karşılığı 39.106,45-TL kaçak ek tüketim faturası düzenlendiğini, herhangi bir ihtirazi kayıt konmadan, bir itirazda bulunulmadan kısa süre sonrasında borçların davacı yanca ödendiğini bu durumun müvekkil şirketçe hazırlanan tahakkukları ve borç miktarlarını davacı tarafın kabul ettiği anlamına geldiğini, tüm bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava, menfi tespit davasıdır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanı ticari davalardır. Ticari davalar ise 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde sayılmıştır. Maddenin 1. fıkrasında “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri..” ifadesi ile her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren hususlardan doğan davalar nispi ticari davalar olduğu belirtilmiştir. Davanın nispi ticari dava olması için, her iki tarafın tacir olması ve davanın konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması gerekmektedir.
Asıl olan bir davanın genel mahkemelerde görülmesidir. Yani bir özel mahkemede bakılacağına dair özel bir kanun hükmü bulunmayan her dava genel mahkemelerde görülür. Özel mahkemeler istisnai niteliktedir.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2.maddesinde, kanun’un kapsamı “bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83.maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, Vergi Dairesi’nden gelen müzekkere cevabının incelenmesinde davacının kazancının Bakanlar Kurulu’nun belirlediği sınırın altında kaldığı, Ticaret Sicil’den gelen müzekkere cevabının incelenmesinde gerçek kişi ticari
işletme kaydı, ortağı olduğu kollektif, komandit ve limited şirket kaydı
bulunamadığı gibi tek pay sahibi olduğu anonim şirket kaydı da bulunamadığı, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nden gelen müzekkere cevabının incelenmesinde davacının 10.04.2020 tarihinde 34-… sicil numarası ile İstanbul Kadın Kuaförleri, Manikürcüleri Esnaf ve Sanatkârlar Odası’na kayıt olduğu ve bu kaydının halen devam ettiği anlaşılmakla, her ne kadar davalı taraf tacir ise de davacının tacir olmadığı, dava konusu yer iş yeri olsa da ticari işletme niteliğinde olmadığı, bu kapsamda davacının 6502 sayılı yasa kapsamında tüketici de olmadığı, bu durumda uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklandığından ve davanın genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak düzenlendiği üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-HMK.nun 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birisinin usulen başvurması halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, süresi içinde talep olmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılacağı hususunun ihtarına,
3-Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının Mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 28/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır