Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/883 E. 2023/918 K. 05.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/883 Esas
KARAR NO 2023/918

DAVA:Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:31/10/2022
KARAR TARİHİ:05/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin Türkiye distribütörü olduğu … markasının 1983 yılında Amerika’da kurulduğunu ve çok amaçlı çakı (pense) ürettiğini, mezkur markalı ürünlerin Türkiye’de satışı, tedariki, pazarlanması ve satış sonrası servisi konusunda tek yetkili olduğunu, satış sonrası her türlü servis servis hizmetini distribütör olan müvekkili şirketin verdiğini, müvekkili şirket ile … markasının sahibi … …. Şirketi arasında mevcut distribütörlük sözleşmesine istinaden müvekkili şirketin, 2016 yılından beri Türkiye’de … markasına ait ürünlerin satışını, satış sonrası servis hizmetini yapmaya yetkili tek şirket olduğunu, davalı yanın, müvekkillerinin … markasının – Türkiye Distribütörü olduğunu bilmesine rağmen hiçbir izin, sözleşme v.b. olmadan … markasına ait ürünleri, bir şekilde temin ederek Türkiye’ye getirerek kamu kurum ve kuruluşlarına sattığını ve satmaya devam ettiğini, davalı tarafça daha öncesinde davaya konu ürünlerin satın alınması konusunda müvekkile ulaşıldığını, görüşmeler yapıldığını, T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı- Güvenlik ve Teçhizat Daire Başkanlığı’nın düzenlemiş olduğu ihaleye davalı şirketin girdiğini ve adı geçen Bakanlığa müvekkili şirketin tek satıcısı olduğu dava konusu ürünler teslim edildiğini, yine Emniyet Genel Müdürlüğü Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı’nın düzenlemiş olduğu 2022/… ihale kayıt nolu ihalesine davalı şirketin girdiğini ve ihalenin kendisinde kaldığını, davalı yanın bu şekildeki davranışları, kötü niyetli olup, açıkça haksız rekabet oluşturduğunu
müvekkil şirketin, … markasına ait ürünlerin Türkiye’deki tek satıcısı olduğunu, bu markaya ait ürünleri Türkiye’de tanıtmakta ve pazarlamadaki özel çabaları ile ürünlerin piyasada önemli bir yer tutmasını sağladığını, müvekkili şirketin yarattığı bu olanak ve pazardan haksız yararlanma, müvekkil şirketin emek ve masraf yapmak suretiyle elde ettiği haklı şöhreti kullanma ve bu benzerlikten yararlanmanın serbest rekabet ilkelerine aykırı, haksız, zarar verici ve hukuken yasaklanmış bir durum olduğunu, müvekkil şirketin, … markasına ait ürünlerin satışı yapmakla beraber garanti hizmetini de üstlendiğini, garanti işlemleri için arayan müşterilerden bazılarının, davalı şirket tarafından ürün satın alan müşteriler olduğunu, dolayısıyla müvekkili şirketin, satmadığı ürünlere dair garanti hizmeti için arandığını, bu durumda, müvekkili ile markaya ait ürünleri tedarik eden müşteriler arasındaki ilişkileri olumsuz etkilendiğini, tüm bu nedenlerle öncelikle müvekkilin zararının artmasını önlemek için dosya üzerinden ihtiyadi tedbir kararı verilmesine, davalının eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, davalının haksız rekabetinin önlenmesine, haksız rekabete konu malların toplattırılarak imha edilmesine, davalının kusurundan dolayı fazlaya dair hakkımız saklı kalmak üzere şimdilik 5.000 TL Maddi Zararın tazminine, davalının kusurundan dolayı fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 20.000,00 TL manevi tazminata mahkum edilmesine, kararın kesinleşmesinden sonra haksız rekabetin önlenmesi hususunun Türkiye’nin en yüksek tirajlı gazetesinde ilan ettirilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini müvekkilli adına talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça dava dilekçesinde de orijinalliği belirtildiği üzere, ”…” markalı orijinal ürünlerin müvekkil şirket tarafından başka ülke şirketlerinden satın alınarak ithalata ve ihaleye konu olması ve paralel ithalatın mevcudiyeti karşısında haksız rekabet teşkil etmemekte olduğu, birçok emsal Yargıtay kararından da görüleceği üzere hukuka, kanuna ve ticari hayata uygun olduğu, davacı ve dava dışı şirket arasında imzalanan tek satıcılık sözleşmesi kapsamında üçüncü bir taraf olan müvekkil şirket gerçekleştirmiş olduğu paralel ithalat ve ihale faaliyeti sebebiyle sözleşme taraflarınca sorumlu tutulamayacağı gibi, haksız rekabet kapsamında rekabeti zedeleyici veya taraflara zarar verici herhangi bir faaliyetin söz konusu olmaması sebebiyle kendisine yönelik bir itiraz ileri sürülemeyeceği, bu noktada, tek satıcılık sözleşmesi kapsamında, … …. tarafından tek yektili satıcı davalı şirkete taahhüt edilen hususların yerine getirilememesinden doğan sorumluluk yine sözleşmenin tarafı olan … …’e ait olmalı, işbu davanın reddedilmesi gerektiği, tüm bu nedenlerle davacının tüm taleplerinin ve haksız davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının dava dışı firmanın … markası ürünlerinin Türkiye’de tek satıcısı, distribütörü olmasına rağmen davalının aynı marka ürünleri bir şekilde temin ederek Türkiye’de satışını yapmasından kaynaklı haksız rekabet koşullarının oluşup oluşmadığı, davacının maddi ve manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığına ilişkin tespit ve tazminat davası olduğu anlaşıldı.
Taraflarca sunulan bilgi ve belgeler, mahkememizce celp edilen bilgi ve belgeler hep birlikte değerlendirilmiş, dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek dosya kapsamında rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememize sunulan bilirkişi raporundan özetle; ürünlerin orijinal olup olmaması hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı için
ürünlerin incelenmesine gerek görülmediği, dosya konusu olayda “haksız rekabet ” sayılabilecek bir ticari işlem olmadığı ya da haksız rekabet bulgusu bulunmadığı, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde
kaldığı, kanaatine ulaşılmıştır.

Taraf vekilleri rapora karşı beyan ve itirazlarını sunmuşlardır.
Somut olayda, davacı ile dava dışı şirket arasında tek satıcılık sözleşmesinin mevcut olduğu, davacının ürünleri Türkiye’de satmakta olduğu, davalının aynı ürünü yut dışından marka sahibi dışında bir yerden temin ederek ithalatını yapmış olduğu, ithal edilen ürünlerin aynı marka ve model olduğu, marka sahibi tarafından üretildiği, Türkiye dışında başka bir ülkede bir alıcıya satıldığı, taraflar arasında bu hususta bir ihtilaf bulunmadığı , Marka sahibi ile davacı arasındaki tek satıcılık sözleşmesinin, marka sahibi dışında ürün tedarik eden davalının bu olayda tek satıcılık sözleşmesi kapsamında bir taahhüt ve

sorumluluğunun bulunmadığı, bu satışta marka sahibinin, maddi veya manevi zarar gördüğüne dair bulgu mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
‘Tek satıcılık sözleşmesi, sağlayıcı ile tek satıcı arasındaki hukuki ilişkileri düzenleyen çerçeve niteliğinde ve sürekli bir sözleşme olup, bu sözleşmeyle yapımcı, ürünlerinin tamamını veya bir kısmını belirli bir bölgede tekele sahip olarak satmak üzere tek satıcıya bedeli karşılığında göndermeyi buna karşılık tek satıcı da sözleşme konusu malları kendi adına ve hesabına satarak malların sürümünü arttırmak için faaliyette bulunmayı yüklenir. Tek satıcılık sözleşmesinde, sözleşmelerin nisbiliği ilkesi uyarınca kural olarak edimler ve yükümlülükler bu sözleşmenin tarafları arasında geçerli olup, üçüncü kişilere herhangi bir yükümlülük getirmez. Zira tek satıcıya bu bölgedeki tekel hakkını tanımak ve bu olanağı sağlamak yapımcıya düşen akdi bir edim olmaktadır. O halde tek satıcının sözleşmeden doğan bu hakkını üçüncü kişilere karşı haksız rekabet yolu sürmesi mümkün değildir.
Somut olayda dosya kapsamından davalı tarafça satışa sunulan ürünlerin, davacının sözleşme imzaladığı İsviçre’deki orjinal üreticiden davacı tarafça temin edilen mallar olduğu ve yasal yollardan satın alınarak piyasaya sunulduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle davalıların eylemleri, ücretini ödemek suretiyle satın aldıkları orijinal ürünleri satmaktan ibaret olup, yukarıda değinilen ilkeler ve açıklamalar ışığında, Türk Ticaret Kanununun haksız rekabete ilişkin hükümlerini ihlal eder nitelikte olmadığı gibi, iyiniyet kurallarına aykırı hareket olarak da değerlendirilemez’ YARGITAY 11. HD 2018/…E -2019/…K sayılı ilamında da belirtildiği üzere orijinal ürünlerin davalı tarafından yurtdışından yasal yollardan başka bir satıcıdan alınarak piyasaya sunulma eyleminin TTK ilgili maddeleri gereğince haksız rekabet teşkil etmediği, davacının maddi ve manevi zararı oluşmadığı, bu sebeple davacının haksız rekabetin tespiti talebi ve tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak düzenlendiği üzere;
1-Davanın reddine,
2-Maddi ve manevi tazminat bakımından alınması gerekli 539,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 426,94 TL harcın mahsubu ile eksik olan 112,76 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat talebi bakımından lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 5.000,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat talebi bakımından lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 17.900,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,

Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.05/12/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır