Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/871 E. 2023/225 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/871 Esas
KARAR NO : 2023/225

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 08/10/2020
KARAR TARİHİ : 21/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : Müvekkili … aleyhine davalı alacaklı gözüken … tarafından başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasının dayanağı olan senedin (bono) düzenlendiği tarihte davacı müvekkili …’nın 17 yaşında olması, ailesinden gizli olarak … marka ve tipli Motorsikleti yasal olarak kiralama yapma yetkisi olmayan alacaklı gözükenden kiralamak için teminat olarak imzaladığı bedelsiz ve senedin boş kısımlarının sonradan doldurulması ve resmi evrakta sahtecilik yapılmak suretiyle bono haline getirilmesi ve yasal zamanaşımı süresi dolduktan sonra kambiyo niteliğini kaybetmiş olmasına rağmen bedelsiz ve sahte olduğundan yazılı delil başlangıcı niteliği dahi taşımayan belge olmasına rağmen ilamsız takibe konu edilmesi ve o tarihte reşit olmayan davacı müvekkilinin ebeveynleri olan annesinin ve babasının takibe konu edilen borcu ve motorsiklet kiralamasını kabul etmediklerinden izin ve icazetlerinin olmaması ve borçlu gözüken davacı müvekkilinin alacaklı gözüken davalıya icra takiple ilgili hiç bir borcu bulunmaması sebepleriyle; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasınından talep edilen 35.000,00-TL asıl alacak ve 19.882,40 -TL fahiş olarak yıllık %19,50 oranında talep işlediğini fahiş faizin toplamı olan 54.882, 40-TL ‘nin asıl ve ferileriyle birlikte tamamı ve işleyecek yıllık %19,50 oranındaki fahiş faiz talebi ile ilgili menfi tesbit davalarının kabulü ile haksız, mesnetsiz ve kötüniyetli olarak başlatılmış olan takibin iptaline; öncelikle teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek icra takibinin durdurulmasına, davacı müvekkili aleyhine haksız, mesnetsiz ve kötüniyetli olarak takip başlatan alacaklı gözüken davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra tazminatını davacı müvekkiline ödemesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle : Davacı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü 2019/28179 Esas numaralı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davacı/borçlu tarafından açılmış olan bu icra takibine herhangi bir itirazda bulunulmadığını ve takibin kesinleştiğini, daha sonra davacı tarafından menfi tespit davası açıldığını ve açılan bu menfi tespit davasının haksız olduğunu, müvekkili … ile davacı … arasında bir borç ilişkisi doğduğunu, bu borç ilişkisi sonucunda … tarafından müvekkili …’a 35.000 TL bedelli bono tanzim edildiğini, davacı aleyhine açılan icra takibinin her ne kadar ilamsız icra takibi olarak açılmış olsa da takibe dayanak olarak eklenen bononun, borcun varlığı açısından değerlendirilmesi gerektiğini, davacının bononun sonradan doldurulduğu iddiasının yalnızca itiraz sebebi öne sürmek için yapılan bir itiraz olduğunu, kambiyo senetleri ile ilgili hükümlerin Türk Ticaret Kanunu’nda açıkça belirtildiğini, burada açık bononun düzenlenebileceğinin ifade edildiğini, bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının ancak yazılı belge ile kanıtlanabileceğini, davacı tarafın herhangi bir yazılı belgeyi dosyaya sunmadığını, müvekkilinin elinde bulunan bonoyu evinde kaybetmesi sebebiyle kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibi başlatamadığını, daha sonra bononun bulunmasının ardından bononun zamanaşımına uğraması sebebiyle ilamsız icra takibi yoluna başvurulduğunu, davacı …’nın, bononun imzalanması anında müvekkiline 18 yaşından büyük olduğunu belirttiğini ve bononun imzalandığı sırada fiziksel görünüm olarak 18 yaşından büyük gösterdiğini, davacı …’nın, müvekkilini aldatarak bonoyu imzaladığını, Kambiyo senetlerinin Türk Ticaret Kanunu’nda yer alması sebebiyle ticari iş niteliğinde olduğunu, bu sebeple ticari faiz talep edilmesinin yerinde olduğunu, hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve mesnetsiz olarak müvekkilime karşı açılan işbu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, avukatlık ücreti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava senede dayalı menfi tespit talebinden ibarettir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 10/10/2014 düzenleme tarihli bonoya istinaden davalı tarafından başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasında davacının borçlu olup olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davası olduğu anlaşıldı.
Dosyanın, İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinin …esasına kaydının yapıldığı, mahkemenin 07/10/2021 tarih, … esas … kararı ile 6102 sayılı TTK’nın 6335 Sayılı Yasa ile değişik 5/3. Maddesi gereğince, görevsizlik kararı verildiği, verilen görevsizlik kararı nedeniyle dosyanın mahkememizin 2022/871 esasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
İstanbul …İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasından bir suretin dosya içine alındığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraflara duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin tebliğ edildiği, davacı asilin mahkememizin 21/03/2023 tarihli duruşmasında hazır olduğu, duruşmadaki beyanında davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği bu beyanını da imzası ile tevsik etmiştir.
Davacının nüfus kaydının dosyamız arasına alındığı görülmüştür.
Dava “Bonodan Kaynaklanan Menfi Tespit” talebine ilişkindir.
6102 Sayılı TTK.’nın 670. maddesine göre sözleşme ile borçlanmaya ehil olan kişi kambiyo senetleriyle borçlanmaya da ehildir, ancak ayırt etme gücü olanlar yani sınırlı ehliyetlilerden olan küçüğün kambiyo senetlerinden dolayı taahhüt altına girebilmesi için yapmış olduğu işlem yönünden, velisinin iznine ihtiyaç bulunmaktadır.
Somut olayda dava konusu kambiyo senedinin keşidecisi, davacıdır. TMK.’ ın 336. maddesi uyarınca, evlilik devam ettiği sürece, anne ve babanın velayet hakkını birlikte kullanmalarının gerektiği, hüküm altına alınmış yine TMK.’nın 345. maddesindeki düzenlemeye göre de çocuk ile ana baba arasında ya da ana ve babanın menfaatine olarak çocuk ile 3. kişi arasında yapılacak hukuki işlemle, çocuğun borç altına girebilmesi için bir kayyımın katılmasına ve hakimin onayına bağlıdır. Dolayısıyla davacının senede keşideci sıfatıyla, imza attığı tarihte 18 yaşından küçük olması da nazara alındığında yukarıda açıklanan hüküm gereğince, dava konusu bonodan dolayı davacının sorumlu tutulması söz konusu olamaz, Hatta davacının babasıyla birlikte senedi imzalaması ise icazet olarak değerlendirilemez. (Yargıtay 19. HD.’nin 14/01/2019 tarih ve 2017/1912 Esas, 2019/89 Karar)
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının nüfus kaydının incelenmesinde doğum tarihinin 11/02/1997 olduğu, senet düzenleme tarihinin ise 10/10/2014 olduğu, senet düzenleme tarihinde 17 yaşında olduğu görülmüştür. Davacının senedi imzaladığı tarihte ayırt etme gücüne sahip küçük olduğu anlaşılmakla, 4721 sayılı TMK madde 16 hükmü; ” Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir.” şeklindedir. Yine bununla ilgili olarak aynı kanunun 343. Maddesinde çocuğun fiil ehliyeti, velâyet altındaki çocuğun fiil ehliyeti, vesayet altındaki kişinin ehliyeti gibidir, şeklinde düzenlenmiştir. Vesayet altındaki kişi vesayet makamının izni olmadan kambiyo taahhüdü altına giremez. Takibe konu edilen senedin bono olduğu anlaşılmıştır. Vesayet makamının kambiyo taahhüdü için izninin olmadığı görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü, borçlu senedi imzaladığında reşit olmadığından borçlu sıfatı oluşmamıştır, toplanan delillere göre, davacının bono düzenleme gününde reşit olmadığından ve bonoda velisinin rızası ve icazetini gösterir bir kayıt da bulunmadığından, sıfat yokluğu ve ehliyetsizlik durumu söz konusu olduğundan dosyanın mevcut şekli ile sübuta ermesi sebebi ile davanın kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM . Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile İstanbul … İcra Daire’sinin… Esas sayılı dosyasında davacının borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 3.749,02 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 597,71 TL peşin harç ve 340,00 TL tamamlama harcının toplamı olan 937,71 TL’den mahsubu ile 2.811,31 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 659,92 TL ilk masraf ile yargılama esnasında yapılan ( posta, tebligat)315,75 TL ve 340,00TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.315,67 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 9.200,00 TL ücret takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı asil …’nın yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.21/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır