Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/80 E. 2022/367 K. 11.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/80 Esas
KARAR NO : 2022/367

DAVA : Tahkim (Hakem)
DAVA TARİHİ : 03/02/2022
KARAR TARİHİ : 11/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tahkim (Hakem) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Asıl Davada Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili … ile davalı …’nun kendi aralarında düzenlemiş oldukları 30.09.2020 tarihli “Ortaklıktan Ayrılma Protokolü” ve 09.04.2021 tarihli “Ortaklıktan Ayrılma Protokolüne İlişkin Ek Protokol” ile birlikte sahip oldukları şirketler topluluğunun birbirileriyle eşit değerde olacak şekilde iki gruba ayırarak ve paylaşım/tasfiye için 36 aylık bir geçiş dönemi kararlaştırdıklarını, davalının Asıl Protokol’ün 39.maddesindeki gizlilik edimini ihlal edip, ayrıca Protokollerin işlem temelini oluşturan taşınmaz satış vaatleriyle paylaşıma konu iki ortaklı …Kollektif Şirketi’ndeki müvekkili …’na ait hisselerin, davalı …’na devrine ilişkin hükümlerin, 4721 sayılı TMK, Tapu Kanunu, 1512 sayılı Noterlik Kanunu ve 6102 sayılı TTK’nın emredici nitelikteki hükümlerine aykırı olması nedeniyle haklı nedenlere dayalı olarak feshettiğini, fesih ihtarının davalıya tebliğini takiben davalı vekili aracılığıyla düzenlenen Tahkim Talebi … 27.Noterliğinden keşide edilen senet ekinde taraflarına …tarihinde tebliğ edildiğini, protokolün 10. maddesi kapsamında Taraflarca ismen seçilmiş hakemlerden …’nın sağlık nedenlerine dayalı olarak hakemlikten ayrıldığı, diğer hakemler … ve … ise görevi kabul ettiklerini , müvekkilinin hakem …’nın haklı nedenle istifa etmiş olması ve 30.09.2020 tarihli Asıl Protokol’ün 2. maddesinde devri öngörülen ve ifası istenilen taşınmazlar yönünden, uyuşmazlık konusunun tahkime elverişli olmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 415/1-ikinci cümlesi de dikkate alınmak suretiyle 421/3 ve 408 maddeleri delaletiyle 435/1-c maddesi gereğince tahkimin sonlandırılması” talebinde bulunduğunu, hakemlik görevini kabul eden … ile …’nin tarafsızlık ve bağımsızlıklarından şüphe edilmesini haklı gösteren bilgi ve belgelerin elde edilmiş olması nedeniyle huzurdaki davayı açtıklarını, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“HMK”) 416/1-d hükmü gereği hakemlerden en az birinin kendi alanında 5 yıl ya da daha fazla kıdeme sahip bir hukukçu olması gerektiğini, hakemlerden ,,,’un ise 2015 yılında ,,, Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduğunu, hakem olarak atandığı 09.04.2021 tarihi itibarıyla 5 yıllık mesleki kıdeme sahip olmadığını ve ayrıca davalının vekili olduğunu, Hakemlerden …’nin ise davalının kayınbiraderi olduğunu, bunun mutlak bir ret sebebi olduğunu belirterek, Davalı …’nun ,,, 17. Noterliğince keşide edilmiş ,,, tarih ve ,,, sayılı ihtarnamesiyle başlatılmış tahkim davasında, Taraflar arasında düzenlenmiş 09.04.2021 tarihli Ek Protokol’ün 10. maddesi kapsamında ismen seçilmiş hakemler Sayın … ile Sayın …’nin tarafsızlık ve bağımsızlıklarını şüpheye düşüren haklı nedenlere dayalı olarak 6100 sayılı HMK’nın 34/1-d.f, 36/1-a.c, 416/1-d maddeleri delaletiyle 417 ve 418/4 maddeleri gereğince ret talebinin duruşmalı olarak incelenip kabulü ile tahkimin sonlandırılmasını talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP : Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Davacı vekilinin dava dilekçesinde, HMK’nın 36. maddesinde düzenlenen hakimin reddi sebeplerinin tahkim yargılamasındaki hakemler açısından da aynen geçerli olduğunu ileri sürdüğünü ancak HMK’da düzenlenen hakimin reddi sebeplerinin tahkim yargılamasındaki hakemlerin reddine mutlak biçimde uygulanamayacağını, Hakimin reddi sebepleri, ancak ve ancak tahkim yargılamasının niteliğine uygun düştüğü ölçüde hakemlerin reddi için de emsal teşkil edebileceğini, hakemin reddi şartlarının somut olayda oluşmadığını, hakemlerden Abdullah İlker Sungur’a, taraflar arasında henüz somut bir uyuşmazlığın olmadığı zamanda ortaklaşa her iki tarafça da vekalet verildiğini, vekalet verilmesinin hakemin taraflı olduğunu göstermemekte olup tam da aksine her iki tarafın kendisine olan güvenlerinin ifadesi olduğunu, zira …’un tek bir tarafın değil, her iki tarafin da, olası bir ihtilaf durumunda hareket etmesini bekledikleri ve bu nedenle vekil kıldığı bir kişi olduğunu, her iki tarafça ortaklaşa verilmiş bir vekaletname sebebiyle adı geçen hakemin neden, hangi somut sebep ve vakıalara dayanarak sadece davacı taraf aleyhine hareket ettiği veya edeceğinin ispatı gerekeceğini, … değil ortaklaşa tek bir tarafın vekilliğini üstlenmiş olsaydı dahi bu durumun tek başına ret sebebi olarak kabul edilemeyeceğini ayrıca…’un … 35. Noterliği’nin… tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tarafların vekilliğinden istifa ettiğini ve bunu her iki tarafa da bildirdiğini, iş bu itirazın süresinde yapılmadığını, Hakemin reddi iddialarının kötü niyetle kullanılmaması ve tahkim davasının sürüncemede kalmaması için kanun koyucunun HMK m. 418’de hakemin reddi sebeplerinin öğrenildiği tarihten itibaren iki hafta içinde ileri sürülmesi gerektiğini, Somut olayda ise, hakem … 09.04.2021 tarihinde hakem olarak atandığını, Davacı tarafça …’a verilen vekaletnamenin 03.12.2020 tarihinde verildiğinden, sözde ret sebebinin davacı tarafça bizzat kendisi tarafından yapılan hakem ataması tarihinde bilindiğinin tartışmasız olduğunu, Bu durumda, davacı tarafça hakemin reddini talep etme süresinin üzerinden yaklaşık bir sene geçtiğini ve bu hakkın ortadan kalktığının açık olduğunu, yine davacı tarafından da kabul edildiği üzere …’un 2015 yılında … Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduğunu, Hakem olarak atanma tarihinin ise 09.04.2021 olduğu, bu durumda, hakem atama tarihi itibarıyla …’un yaklaşık 6 senelik kıdeme sahip bir hukukçu olduğunun açık olduğunu, diğer hakem …’nin akrabalık ilişkisinin ret sebebi olamayacağını, akrabalık ilişkisinin baştan itibaren bilinerek seçildiğini, HMK m. 417/2 hükmü uyarınca, bu talebin dikkate alınabilmesinin mümkün olmadığını, Zira, hüküm uyarınca yalnızca hakemin seçildiği tarihten sonra öğrenilen sebeplerle hakemin reddinin söz konusu olacağını, somut olayda hakem …’nin müvekkilinin kayın biraderi olduğunun davacı ve davalının kardeş oldukları gerçeği karşısında davacı tarafından doğal olarak bilindiğini, dolayısıyla davacının bizzat seçtiği hakemin seçimi sırasında hakeme dair bildiği bir hususu ret sebebi olarak ileri sürmesinin kabul edilemeyeceğini, davacı vekilinin ileri sürdüğü ret sebeplerinin HMK m. 417 ve 418’de düzenlenen şartları taşımaması sebebiyle davacının hakemlerin reddini talep etme hakkının bulunmadığının aşikâr olduğunu belirterek, davanın kesin olarak reddini talep etmiştir.
Birleşen dosyada;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … arasında müştereken hissedar oldukları şirketlerdeki ortaklığın sonlandırılması amacıyla öncelikle 30.09.2020 tarihli Ortaklıktan Ayrılma Protokolü akdedildiğini, akabinde taraflar arasında Protokol’e ek olacak şekilde 09.04.2021 tarihli 30.09.2020 tarihli Ortaklıktan Ayrılma Protokolünde Ek Protokol akdedildiğini, taraflar arasında akdedilen Ek Protokol’ün 10. maddesinde tahkim şartının düzenlendiğini, taraflar arasında geçerli bir tahkim anlaşması bulunduğunu, Davalı … tarafından … 13. Noterliği’nin … tarihli ve … sayılı ihtarnamesiyle Protokol ve Ek Protokolün feshedildiğinin bildirildiğini, Davalı’nın Protokol’ü ve Ek Protokol’ü feshi üzerine, müvekkili nezdinde oluşan zararların tazmini ve Protokol ve Ek Protokol hükümlerinin yerine getirilmesi adına 24.01.2022 tarihli tahkim talebiyle taraflarınca tahkim yargılaması başlatıldığını, tahkim talebini tebliğ alan hakemlerden … ve …’nin sırasıyla… ve … tarihli görev kabul beyanları ile hakemlik görevini kabul ettiklerini, Taraflarca seçilen diğer hakem olan …’nın ise … 7. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve … tarihli ihtarnamesi ile hakemlik görevini kabul edemeyeceğini taraflara bildirdiğini, sonrasında müvekkilinin davalıya … 27. Noterliği’nin … sayılı ve… tarihli ihtarnamesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 421/1 hükmü uyarınca …’nın yerine hakem seçimine davet ettiğini ancak davalı tarafından verilen sürede hakem seçimi gerçekleştirilemediğini, gelinen noktada, taraflarınca başlatılan tahkim yargılamasının üçüncü hakeminin Sayın Mahkemece tayin edilmesi gerektiğini, davalı tarafça, ismen belirlenen hakemler Sayın … ve Sayın …’ye ve tarafımıza tebliğ edileni ihtamame ile hakem heyetinin yetkisiz olduğu konusunda da itirazlar ileri sürdüklerini, bilindiği üzere, HMK’nın kabulü ile birlikte artık tahkim İiteratüründe competenz-competeni olarak bilinen kurala geçiş yapıldığını bunun karşılığının sayılı HMK’nın 422. maddesinde yer aldığını, bu düzenleme ile birlikte, bir hakem heyetinin yetkisi hakkında uyuşmazlık ortaya çıktığında, bu uyuşmazlık hakkında karar verme yetkisi mahkemelerden alınarak hakem veya hakem heyetinin kendisine verildiğini, davalının tahkim heyetinin yetkili olmadığına ilişkin itirazlarının da halli için de hakem atanmasının ivedilikle yapılıp heyetin teşekkülü önem ifâde ettiğini, zira atanan hakem ile birlikte üç kişiden oluşan hakem heyetinin, HMK 422. madde uyarınca kendi yetkisi hakkında davalının itirazları hakkında kakar vermek için tek yetkili merci olacağını, ayrıca, davalı tarafından taraflar arasındaki usule uyulmayarak işbu davanın açılmasına sebep olunduğundan yargılama giderlerinden davalının sorumlu olması gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin bütün talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla, Davanın kabulünü, Sayın Mahkemece talebimizde bellrtilen niteliklere uygun bir hakem tayinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalıya usulüne uygun tebligatın yapıldığı, süre uzatım kararı verildiği ancak karar tarihi itibariyle cevap süresinin dolmadığı ve cevap verilmediği görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Asıl davada dava Hakemin Reddi davası, birleşen davada ise Hakem Tayinine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilafın asıl dava yönünden hakemlerin reddi hususuna ileri sürelen gerekçelerin ret için yeterli olup olmadığı, ret koşullarının oluşup oluşmadığı, birleşen dosya yönünden tahkimin sona ermiş olup olmadığı, istifa eden hakem yerine yeni bir hakem seçilmesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı anlaşıldı.
Mahkememizin 2022/103 E.sayılı dosyasının taraflarının ve dava konusu arasında her iki davanın birlikte görülmesi için hukuki ve fiili irtibatın olduğu, usul ekonomisi ve talep de dikkate alınarak alınarak yine mahkememiz dosyası ile birleştirildiği görülmüştür.
Mahkememizce Hakem …’un mesleki kıdem bilgileri ve Davalı …’nun nüfus kayıt örnekleri celp edilmiştir.
Asıl davada hakemin reddine gerekçe olarak Hakem …’un tarafların vekili olduğu, hukukçu mesleki kıdeminin yeterli olmadığı hakem …’nin davalı …’nun yakın akrabası olduğu, hakemlik görevinin kabulüne ilişkin belgenin davalı avukatlarınca düzenlendiğini, bu hakemin davalı avukatları ile işbirliği içinde olduğu iddialarında bulunmuştur.
HMK’da hakemin reddine ve usulüne ilişkin düzenlemeler şu şekildedir;
Ret sebepleri
MADDE 417- (1) Kendisine hakemlik önerilen kimse, bu görevi kabul etmeden önce tarafsızlık ve bağımsızlığından şüphe edilmeyi haklı gösteren durum ve koşulları açıklamak zorundadır. Taraflar önceden bilgilendirilmemiş oldukları takdirde hakem, daha sonra ortaya çıkan durumları da gecikmeksizin taraflara bildirir.
(2) Hakem, taraflarca kararlaştırılan niteliklere sahip olmadığı, taraflarca kararlaştırılan tahkim usulünde öngörülen bir ret sebebi mevcut bulunduğu veya tarafsızlığından şüphe edilmeyi haklı gösteren durum ve koşullar gerçekleştiği takdirde reddedilebilir. Taraflardan birisinin kendisinin atadığı veya atanmasına katıldığı hakemi reddetmesi, yalnızca hakemin atanma tarihinden sonra öğrenilen ret sebeplerine dayanılarak yapılabilir.
Hakemin reddi usulü
MADDE 418- (1) Taraflar, hakemin reddi usulünü serbestçe kararlaştırabilirler.
(2) Hakemi reddetmek isteyen taraf, hakemin veya hakem kurulunun seçiminden ya da hakemin reddi talebinde bulunabileceği bir durumun ortaya çıktığını öğrendiği tarihten itibaren iki hafta içinde ret talebinde bulunabilir ve bu talebini karşı tarafa yazılı olarak bildirir. Reddedilen hakem kendiliğinden çekilmez veya diğer taraf reddi kabul etmez ise ret hakkında, hakem kurulunca karar verilir.
(3) Hakem kurulundan bir veya birden çok hakemin reddini isteyen taraf, ret talebini ve gerekçesini hakem kuruluna bildirir. Ret talebinin kabul edilmediğini öğrenen taraf, bu tarihten itibaren karara karşı bir ay içinde mahkemeye başvurarak bu kararın kaldırılmasını ve hakem veya hakemlerin reddine ilişkin talep hakkında karar verilmesini isteyebilir.
(4) Seçilen hakemin veya hakem kurulunun tümünün ya da karar çoğunluğunu ortadan kaldıracak sayıda hakemin reddi için ancak mahkemeye başvurulabilir. Mahkemenin bu fıkra uyarınca vereceği kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.(1)
(5) Seçilen hakemin veya hakem kurulunun tümünün ya da karar çoğunluğunu ortadan kaldıracak sayıda hakemin ret talebini mahkemenin kabul etmesi hâlinde tahkim sona erer. Ancak tahkim sözleşmesinde hakem veya hakemlerin isimleri belirlenmemişse yeniden hakem seçimi yoluna gidilir.
Asıl davada hakemin reddine gerekçe olarak Hakem …’un tarafların vekili olduğu, hukukçu mesleki kıdeminin yeterli olmadığı hakem …’nin davalı …’nun yakın akrabası olduğu, hakemlik görevinin kabulüne ilişkin belgenin davalı avukatlarınca düzenlendiğini, bu hakemin davalı avukatları ile işbirliği içinde olduğu iddialarında bulunmuştur.
Hakem … bakımından taraflardan birisi ile arasında ikinci derece kayın hısımlığının bulunması tek başına hakemin reddi sebebi olarak değerlendirilemeyecektir. Hakem … bakımından her iki tarafiın vekili olmasının, bu vekaletnameye dayalı olarak herhangi bir işlemde bulunmaması, taraflara daha önce hukuki hizmet sunmaması ve 25 Şubat 2022 tarihi itibariyle vekillik görevinden istifa ettiği göz önüne alındığında hakemin reddi sebebi olarak dikkate alınamayacağı kanaatine varılmıştır. Yine taraflarca hakem atama usulünün kararlaştırılmadığı durumda HMK m.416/1-d uyarınca hakemlerden birinin en az beş yıl kıdeme sahip hukukçu olması gerektiği düzenlenmiş olup, taraflar arasında hakemler ismen belirlendiklerinden ve birleşen hakem tayini davasında da beş yıllık kıdeme sahip hukukçunun atanabilmesi mümkün olduğundan bu gerekçenin hakemin reddi sebebi teşkil etmediği düşünülmüştür. Netice olarak bu nedenlerle hakemin reddinin süresi içinde istenmediği, ismen belirlenen hakemler bakımından tahkim şartının imzalandığı tarihte bilinen hususlar dolayısıyla asıl dosya yönünden hakemin reddinin istenemeyeceği ve hakemin reddi sebeplerinin oluşmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen Ek Protokol’ün 10. maddesinde tahkim şartının düzenlendiğini, taraflar arasında geçerli bir tahkim anlaşması bulunduğu, davalı … tarafından … 13. Noterliği’nin … tarihli ve … sayılı ihtarnamesiyle Protokol ve Ek Protokolün feshedildiğinin bildirildiği, davalı’nın Protokol’ü ve Ek Protokol’ü feshi üzerine, davalı birleşen davacı nezdinde oluşan zararların tazmini ve Protokol ve Ek Protokol hükümlerinin yerine getirilmesi adına 24.01.2022 tarihli tahkim talebiyle tahkim yargılaması başlatıldığı, tahkim talebini tebliğ alan hakemlerden …ve …’nin sırasıyla 02.01.2022 ve 01.02.2022 tarihli görev kabul beyanları ile hakemlik görevini kabul ettikleri, taraflarca seçilen diğer hakem olan …’nın ise … 7. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve … tarihli ihtarnamesi ile hakemlik görevini kabul edemeyeceğini taraflara bildirdiği, sonrasında davalı birleşen davacının diğer tarafı … 27. Noterliği’nin … sayılı ve … tarihli ihtarnamesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 421/1 hükmü uyarınca …’nın yerine hakem seçimine davet ettiği ancak davalı tarafından verilen sürede hakem seçimi gerçekleştirilemediği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki Ek Protokol’ün 10. Maddesindeki tahkim şartına göre;
“Ortaklıktan ayrılma protokolünden ve İşbu ek protokolden kaynaklanan ve/veya bu protokollerle ilişkili olan tüm uyuşmazlıklar, HMK uyarınca nihai olarak tahkim yoluyla çözümlenecektir.
Tahkim yeri İstanbul’dur. Tahkkn dili Türkçe’dir.
Hakem sayısı üç olacaktır. Taraflar hakem olarak … TC kimlik mumaralı …, … TC kimlik Humarali …’yı ve … TC kimlik numaralı …’yi seçmişlerdir.
Uyuşmazlığın esasına Türk hukuku Uygulanır.
Hakemler hakkaniyet ve hesafetd (ex aegno et bono) göre hareket etme ve karar verme hakkına ve Yetkisline haizdir.
Hakem kurulunun ilk toplantı tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren 6 ay içinde hakem kurulunca esas hakkında karar verilir.”
HMK’da Hakemlerin seçimi başlıklı kanun düzenlemesi şu şekildedir;
MADDE 416- (1) Taraflar, hakem veya hakemlerin seçim usulünü kararlaştırmakta serbesttir. Taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa hakem seçiminde aşağıdaki usul uygulanır:
a) Ancak gerçek kişiler hakem seçilebilir.
b) Tek hakem seçilecek ise ve taraflar hakem seçiminde anlaşamazlarsa hakem, taraflardan birinin talebi üzerine mahkeme tarafından seçilir.
c) Üç hakem seçilecek ise taraflardan her biri bir hakem seçer; bu şekilde seçilen iki hakem üçüncü hakemi belirler. Taraflardan biri, diğer tarafın bu yoldaki talebinin kendisine ulaşmasından itibaren bir ay içinde hakemini seçmezse veya tarafların seçtiği iki hakem seçilmelerinden sonraki bir ay içinde üçüncü hakemi belirlemezlerse, taraflardan birinin talebi üzerine mahkeme tarafından hakem seçimi yapılır. Üçüncü hakem, başkan olarak görev yapar.
ç) Üçten fazla hakem seçilecek ise son hakemi seçecek olan hakemler yukarıdaki bentte belirtilen usule göre taraflarca eşit sayıda belirlenir.
d) Hakemin birden fazla kişiden oluşması hâlinde en az birinin kendi alanında beş yıl ve daha fazla kıdeme sahip bir hukukçu olması şarttır.
(2) Hakemlerin seçim usulünü kararlaştırmış olmalarına rağmen;
a) Taraflardan biri sözleşmeye uymazsa,
b) Kararlaştırılmış olan usule göre tarafların veya taraflarca seçilen hakemlerin hakem seçimi konusunda birlikte karar vermeleri gerektiği hâlde, taraflar ya da hakemler bu konuda anlaşamazlarsa,
c) Hakem seçimi ile yetkilendirilen üçüncü kişi, kurum veya kuruluş, hakemi ya da hakem kurulunu seçmezse,
hakem veya hakem kurulunun seçimi, taraflardan birinin talebi üzerine mahkeme tarafından yapılır. Mahkemenin, gerektiğinde tarafları dinledikten sonra bu fıkra hükümlerine göre verdiği kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz. Mahkeme, hakem seçiminde tarafların sözleşmesini ve hakemlerin bağımsız ve tarafsız olması ilkelerini göz önünde bulundurur. Üçten fazla hakem seçilecek hâllerde de aynı usul uygulanır.
Yeni hakem seçilmesi
MADDE 421- (1) Hakemlerden birinin görevi herhangi bir sebeple sona ererse, onun yerine seçimindeki usul uygulanarak yeni bir hakem seçilir.
(2) Bir veya birden çok hakemin değiştirilmesi için geçen süre tahkim süresinden ….
Yukarıda açıklanan hususlar ve kanuni düzenleme dikkate alındığında taraflar hakemlerin seçim usulünü kararlaştırmış olmalarına rağmen; Kararlaştırılmış olan usule göre tarafların veya taraflarca seçilen hakemlerin hakem seçimi konusunda birlikte karar vermeleri gerektiği hâlde, istifa eden hakem yerine belirlenecek hakem konusunda taraflar anlaşamamış olup, mevzuat gereği üçüncü hakemin seçimi seçimi, mahkememiz tarafından yapılacak olup, mahkememizce bu hususta istifa eden hakem …’nın yerine 3. Hakem olarak kanundaki ifade ile “en az beş yıllık kıdemi bulunan” hukukçu …’ın seçilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Hakemlerin reddine yönelik asıl davanın REDDİNE,
2-Hakem tayinine dair birleşen davanın KABULÜNE,
HMK 416 ve taraflar arasında imzalanmış olan 09/04/2021 tarihli ek protokolün 10. Maddesine göre, istifa eden hakem …’nın yerine 3. Hakem olarak … T.C. Kimlik Nolu …’ın seçilmesine,
3-Asıl dava yönünden;
a-Alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
b-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Birleşen dava yönünden
a-Alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
b-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 172,90 TL toplam harç ile yargılama aşamasında yapılan tebligat, posta ücreti 50,50 TL olmak üzere toplam 223,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
c-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde ilgililere iadesine,
Hakemlerin reddine yönelik asıl dosya yönünden HMK 418/4 maddesi uyarınca, hakem tayinine dair birleşen dosya yönünden HMK 416/2-c maddesi uyarınca kesin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle karar verildi. 11/04/2022

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza