Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/782 E. 2023/66 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
x12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/782 Esas
KARAR NO:2023/66

DAVA:Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:23/09/2022
KARAR TARİHİ:24/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkil…’in , 01.04.2022 başlangıç tarihli ve 01040017313080118 numaralı poliçe ile … SİGORTA A.Ş.‘den 3S Sağlık Sigorta Sistemi Poliçesi’ne sahip olduğunu, müvekkilin 19.05.2022 tarihinde geçirmiş olduğu kaza sonucu ayağını kırdığını, bu kaza nedeniyle yaralanan müvekkilin, … … Hastanesinde, Prof. Dr. … tarafında ameliyat edildiğini, müvekkilin geçirmiş olduğu kaza nedeniyle ameliyat ve operasyonlar geçirdiğini ve bu ameliyat, operasyon ve tedavi giderleri olarak 65.000 TL + 6.500 TL + 3.250 TL olmak üzere 74.750,00 TL tedavi gideri ödemesi yapmak zorunda kaldığını, müvekkilin poliçesi gereği anlaşmasız kurumlarda yaptıracağı operasyonlarda teminat limiti HUVx2 bedeli olduğunu, yapılan bu ameliyatlar sonrasında davalı tarafından müvekkilime 19.801,60 TL, 1.863,68 TL ve 1.164,80 TL olmak üzere toplam 22.830,08 TL ödenmiş olduğunu, ödenen bu bedel, müvekkil zararını karşılamamakta olup poliçede belirlenen teminat limitlerin de altında kaldığını, şöyle ki; Doç Dr. … ve Dr. … imzalı 3407557098 ve … nolu belgelerde müvekkile yapılan ameliyat ve diğer tedavi operasyonlarının detaylarının belirli olduğunu, işin mali olarak hesaplanmasında 1.925 x 15,7248 TL = 30.270,24 TL olduğunu, sigorta poliçesi gereğince davalı sigorta şirketinin ödemesi gereken meblağın HUVx2 ( 30.270,24 TL x 2 ) 60.540,48 TL olduğunu, ancak sigorta şirketi tarafından sadece 22.830,08 TL ödenmiş olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere şimdilik bakiye 38.510,40 TL sağlık sigortası tazminatı ödenmediğini, neticede davalı sigorta şirketinin sağlık sigorta tazminatını ödememesi nedeniyle müvekkilin zarara uğradığını ve tedavi ve sair poliçe teminatına dahil giderleri kendisi ödemek zorunda kaldığını, arabuluculuk görüşmelerinde de herhangi bir olumlu sonuç alınamadığını, tüm bu nedenlerle fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik, 38.510,40 TL eksik ödenen bedelin temerrüt tarihi olan 06.07.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müvekkil…’e ödenmesini, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle huzurdaki davaya bakmakla mahkememizin görevli olmadığını, davacı müvekkil şirket nezdinde sigortalı olduğunu, kişinin, mesleği ve ticari faaliyeti ile ilgili olmayan sigortalarda tüketici ilişkisi söz konusu olduğunu, kişisel amaçlı kullanılan sağlık sigortası, hastalık veya emeklilik sigortalarında sigortalı tüketici konumunda olduğunu, bu nedenle bu tür sigortalarda sigortalı ile sigorta şirketi arasındaki davalar tüketici mahkemelerinde görüldüğünü, dolayısıyla huzurdaki davaya bakmakla Tüketici Mahkemeleri’nin görevli olduğunu, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacının ödenmesini talep ettiği tedavi giderlerine yönelik müvekkil şirketçe yapılan değerlendirmede , yapılan ameliyat büyük kemik kırıkları, kapalı operasyon (800 birim) ve ayak bileği tek malleol ve/veya epikondil kırığı osteosentezi (600 birim) olup HUV’a göre aynı seansta ayrı kesi kuralı ile değerlendirildiğinde toplamda 1330 birim olduğunu, müvekkil şirketçe davacıya yapılan ödemede ise ayak bileği tek malleol ve/veya epikondil kırığı osteosentezi işlemi sehven hesaplamaya dahil edilmediği ve sistemsel hata sebebiyle KDV tutarının eklenmemesi sebebiyle eksik ödeme çıktığını, 24/10/2022 tarihinde eksik olan 15.986,27-TL ödemenin müvekkil şirket tarafından davacıya ödendiğini, müvekkil şirketin davacıya ödemesi gereken başka bir tutar bulunmadığını, davacının talebi kadar bir bakiye borç bulunmadığını, tüm bu sebeplerle davacının haksız olarak ikame ettiği davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava, tazminat davasıdır.
Dava; davacının hastalığı nedeniyle yapılan tedavi masraflarının Özel Sağlık Sigortası Poliçesi kapsamında, davalı sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK 114/1.c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2. maddesi; “Bu Kanun her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde düzenlenmiş, 3. maddesinde tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak, tüketici işlemi ise; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır. Aynı yasanın 73/1 bendinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 73/4 bendinde tüketici mahkemelerinde görülecek davalarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Altıncı Kısmında yer alan basit yargılama usulüne göre yürütüleceği belirtilmiş, 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 Sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engelleyemeyeceğine işaret edilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 08/06/2016 tarih 2016/8164 E. 2016/7025 K. sayılı ilamında; “Davacı vekili, sigorta ettiren ….A.Ş. tarafından davalı sigorta şirketine aralarında müvekkilinin de bulunduğu kişiler lehine 50.000,00 TL limitli Grup Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi yaptırdığını, müvekkilinin poliçe dönemi içinde 01/04/2013 tarihinde sol elinden yaralandığını ve tüm tedavi imkanlarına rağmen sol el 2. parmağı (işaret parmağı) dibinden kesildiğini, sol elinde daimi hareket kısıtlığı ve kalıca fonksiyon kaybının meydana geldiğini, sigorta poliçesi kapsamında davacıya 21/05/2014 tarihinde 11.000,00 TL 04/02/2015 tarihinde 4.000,00 TL ödeme yapıldığını, bu nedenlerle davacının bu kazadan dolayı sürekli sakat kalması ve yapılan ödeme sakatlık derecesine göre çok düşük olduğunu, davacının daimi sakatlık oranının tespit edilmesi ve fazlaya dair haklarının saklı kalmak koşuluyla 12.000,00 TL daimi sakatlık tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir…
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, mahkemenin görevsizliğine, görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dava dosyasının görevli Denizli Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına…” karar verilmiştir.
Somut dosyada davacı ile davalı arasında… Poliçesi düzenlenmiştir. Poliçede dava dışı…LTD. ŞTİ. sigorta ettiren, davacı… sigortalı, davalı şirket ise sigortacı olarak yer almaktadır. Davacı, 6502 sayılı Kanun’un 3.maddesinde tanımlanan tüketici, taraflar arasındaki ilişkiye konu sigorta poliçesi ise aynı maddede tanımlanan tüketici işlemidir. Bu durumda davanın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, mahkememizin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK’nun 114/1.c ve 115 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak düzenlendiği üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-HMK.nun 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birisinin usulen başvurması halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, süresi içinde talep olmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılacağı hususunun ihtarına,
3-Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının Mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. . 24/01/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır