Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/744 E. 2023/64 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/744 Esas
KARAR NO:2023/64

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:23/03/2012

BİRLEŞEN MAHKEMEMİZ … ESAS SAYILI DOSYASI

DAVA:Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/04/2021
KARAR TARİHİ:23/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat, Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 09.08.2010 tarihli sözleşme ile İstanbul İli, … İlçesi, …, 2. Etap elektrik tesisatı işleri konusunda davalı ile anlaşmasının bulunduğunu, ancak davalının sözleşmenin 5.maddesinde belirtilen teslim süresi olan 20.11.2010 tarihinde teslim etmemiş olması nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, davalının çeşitli kereler uyarılmasına rağmen davalı tarafın uyarıları dikkate almadığını, bunun üzerine 23.11.2011 tarih, …. Noterliğinin 43505 yevmiye numaralı noter ihtarnamesi ile de ihtar edildiğini, ihtara cevap verilmediği, bunun üzerine 25.11.2011 tarihinde …. Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile yeniden ihtar edildiğini, bu ihtara da cevap verilmediğini, davalı tarafça 02.03.2012 tarih, …. Noterliğinin 05835 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile eksik ödenen hak ediş bedelinin ödenmemesi, ek işlere ilişkin yapılması gereken hak edişlerin yapılması ve yapılmış olan özel işler bedellerinin ödenmesi, karşılıklı faturaların düzenlenmesi ve karşılıklı ibralaşmaların yapılmasına ilişkin kendilerine bu kez ihtar gönderildiğini, bu ihtara cevap verildiğini, buna göre de davalı tarafın müvekkilini zarara uğratmış olması nedeniyle eksiklikleri yerine getirmemiş olmasından dolayı başkalarına bu eksikliklerin giderildiğini, bu zararların tespit edilmesi gerektiğini, yine davalının 09.08.2010 tarihli sözleşmedeki edimlerini açıkça yerine getirmediği, edimlerine aykırı davrandığı, buna göre belirtilen sürede işin tamamlanmamış olması nedeniyle zarara uğradıklarını, yine sözleşmenin 6.maddesine göre sözleşme konusu üniteler için 3.ve 4.maddelerdeki kapsamı içeren işlerin yapılmasına 5.maddedeki sürede yapmaması halinde gecikilen her gün için yükleniciden 1.000,00 TL tutarında gecikme cezası kesileceği belirtildiğinden 01.01.2012 tarihinden itibaren günlük 1.000,00 TL cezai şartın davalı tarafça ödenmesi gerektiği, bu nedenle bu hususun tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere bu hükme aykırılıktan 10.000,00 TL, sözleşmenin 10.9.maddesi uyarınca işin yapımı sırasında en az 5 yıllık bir inşaat mühendisi ve bir inşaat teknikeri ve yeterli sayıdaki elemanı iş yerinde bulundurmakla yükümlü olmasına rağmen bu yükümlülüğe uymamış olmasından dolayı, ikazlara uymaması nedeniyle günlük 1.000,00 TL cezai şart ödemesi gerektiğinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak bu hükme aykırılıktan 10.000,00 TL, sözleşmenin 10.18.maddesine göre şantiye sahasında çalışan işçilerin yapı ve yapı firmasının logosunu taşıyan reflekte turuncu yelek giymek zorunluluğu bulunduğu, aksi takdirde kişi başı günlük 1.000,00 TL ceza kesileceği hükmü gereğince 09.08.2010 tarihinden itibaren 1.000,00 TL cezai şartın ödenmesi gerektiğinden bu hususun tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bu aykırılıktan şimdilik 10.000,00 TL, sözleşmenin 10.22.maddesi gereğince işin geçici kabulünden kesin kabulüne kadar şantiye müdürlüğünün belirlediği sayı kadar eleman ve teknik eleman bulundurması ve kesin kabulden sonra çıkacak arızalarda da 1 yıldan az olmamak üzere yine teknik elemen bulundurma şartına aykırı davrandığından bu hususun tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere bu kısım için şimdilik 10.000,00 TL, sözleşmenin 16.maddesine göre taşeronun en az bir işçi sağlığı ve iş güvenliği mühendisi temin edip, iş süresince iş yerinde bulundurmayı ve çalışmalarını onun yönetiminde yönetmeyi taahhüt eder hükmüne aykırılıktan dolayı 09.08.2010 tarihinden itibaren günlük 1.000,00 TL cezai şart ödemesi gerektiği, bu durumun tespiti ile şimdilik bu kısım için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 60.000,00 TL, eksik ifa, zamanında ifa edilmemiş olma, geçici kabulün sağlanamamış olması nedeniyle uğranılan zararlar ve sözleşme şartlarına açıkça aykırılık ile uğradıkları her türlü zarar ve kar mahrumiyeti dolayısıyla her türlü zararların dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000,00 TL diğer talep edilen cezai şartlarla birlikte ve sözleşmenin 22 ve 23.maddelerine aykırılıktan dolayı uğranılan maddi ve manevi zararlardan dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00TL olmak üzere 200.000,00 TL dava değeri göstermek suretiyle talepte bulunmuştur.
Davacı taraftan istenilen açıklamaya istinaden 21.07.2014 tarihli dilekçesinde; Eksik ifa ve zamanında ifa edilmemiş olması, bu nedenle geçici kabulün sağlanamamış olmasından doğan her türlü zarar ve kar mahrumiyetlerine karşılık olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek olan reeskont avans faizi ile birlikte 100.000,00 TL, sözleşmenin 6.maddesine aykırılıktan günlüğü 1.000,00 TL’den 10.0000,00 TL, sözleşmenin 10.9.maddesine aykırılıktan günlüğü 1.000,00 TL’den 10.0000,00 TL,, sözleşmenin 10.18. Maddesine aykırılıktan günlüğü 1.000,00 TL’den 10.0000,00 TL, sözleşmenin 10.22.maddesine aykırılıktan şimdilik 10.000,00 TL, sözleşmenin 16.maddesine aykırılıktan günlüğü 1.000,00 TL’den 10.0000,00 TL ve sözleşmeye hiç bir sebep gösterilmeden aykırı hareket edilmiş olmasından dolayı maddi ve manevi zararlardan dolayı 50.000,00 TL ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı tarafın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle: Davacı taleplerinin haksız olduğunu, yüklenmiş oldukları sözleşmesel yükümlülükleri süresinde yerine getirdiklerini, ancak davacı şirketin kendi inşaat projelerinde değişiklikler yaptığını, bu nedenle işin bitim süresinden 3-4 katından fazla uzadığını ve bu durumun davacı tarafından kendilerine gönderilen ….Noterliğinin 23.11.2011 tarih ve 25.11.2012 tarihli ihtarname içeriklerinde açıklanmış olduğunu, zaten 3-4 aylık bir süre içeren iş süresinin 1 yıldan fazla geciktirilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ve davacı şirketin de bu kadar süre beklemesinin proje tadilatı ve asıl işveren idare …’ın talimatları doğrultusunda yapılması gereken ek işler ve değişiklerle izah edilebileceğini ve kendilerinin kusuru olmadan proje değişikliği ve tadilat talepleri nedeniyle sürenin uzadığını, işin uzaması ve değişiklikler nedeniyle maliyetlerin artması nedeniyle davacı ile bu hususlar görüşülmeye çalışılıp hesap mutabakatı yapılmaya çalışılmış ise de davalının hesap mutabakatından kaçındığını, bunun üzerine kendilerini ihtar ettiklerini ve kendi ihtarları üzerine davacının bu davacı açtığını, davacının dava dilekçesindeki 100.000,00 TL’lik talebinin birden fazla kalemden oluşmasına rağmen açıkça bu hususun belirtilmediğini, işin uzamasında kusurları bulunmadığından bu taleplerin reddinin gerektiğini, davacı tarafın 100.000,00 TL içerisinde zamanında ifa bulunmadığından kaynaklı talebi olmasına rağmen tekrardan 01.01.2012 tarihinden itibaren aynı hususta tazminat talebinde bulunduğunu, bunun mükerrer olduğunu, gecikmede kusurlarının olmadığını, davacının kendi kusurlarından kaynaklı tazminat taleplerinin dürüstlük kuralına ve mesafe kuralına aykırı olduğu cihetiyle bu talebin reddi gerektiğini, davacının sözleşmenin 10.9.maddesine dayalı talebinin ancak ikaza uyulmaması halinde buna hükmedilmesi gerekmesine rağmen sözleşmenin süresinin iş programı ve iş veren iradesine göre değişken bir süre ile ucunun açık bırakılması ve işverenden kaynaklı sürenin uzaması nedeniyle bu cezai şartın ve ikaz da yapılmamış olduğundan dolayı talep edilemeyeceğini, davacının yapı firması logosunu taşıyan ve dayandığı sözleşmenin 10.18.maddesinde bu şekilde bir hüküm bulunmadığını, ancak sözleşmenin 10.20.maddesinde düzenlenmiş olan maddeye göre şantiye sahasında çalışan işçilerin kendi firmasının logosunu taşıyan reflekte turuncu yelek giyme zorunluluğu olduğunu, bu nedenle de bu talebin yerinde olmadığını, sözleşmenin 10.22.maddesine dayalı cezai şart talebinde bulunulmuş ise de maddede cezai şart ön görülmediği, davacının cezai şart talebinin mesnetsiz olduğunu, sözleşmenin 16.5.maddesine göre talep edilen cezai şartın da dayanaksız olduğunu ve reddi gerektiğini, sözleşmenin 22 ve 23.maddelerine dayanarak talep edilen maddi ve manevi tazminat talebine karşılık 50.000,00 TL’ talep edilmiş ise de; sözleşmenin feshinin bulunmadığı ve feshe bağlı tazminat talebinde de bulunulamayacağı ve davacının 100.000,00 TL’lik alacak kalemi içerisinde uğranılan her türlü zarar için talepte bulunmuş olmasına rağmen tekraren 50.000,00 TL için de bu zarar talebinde bulunmasının mükerrer olduğu ve kendilerine atıf bir kusur bulunmadığından davacının bu talebinin de reddi gerektiğini, bir an için sözleşmeye aykırı davrandıkları düşünülse bile davacıya sözleşmeyi fesih ve işi başkasına yaptırma yetkisi tanındığı halde süresinde bu yetkinin kullanılmaması, davacı iddiası olan zararı artırmış olduğu cihetiyle varsa bu şekildeki zarardan kaynaklı davacının müterafik kusuru nedeniyle hak ve nezaket kuralları gereğince bir indirim yapılması gerektiğini belirtmiştir.
Davalı taraf sunduğu cevap dilekçesinde karşı dava olarak:Taraflar arasında idare olarak anılan … Genel Müdürlüğü’nün … … inşaatına ilişkin olarak konusu “Elektrik-boş boru ve kasa montaj işi” olan 21.04.2010 tarihli ve konusu “Elektrik tesisat işleri” olan 09.08.2010 tarihli 625.000,00 TL + KDV bedelli 2 ayrı sözleşme bulunduğu, sözleşmenin kurulmasından sonra taraflar arasında 21.09.2010 tarihli ek protokol yapılarak 21.04.2010 tarihli sözleşme bakiyesinin 132.930,00 TL olduğunun kararlaştırıldığını, davacı karşı davalıya gönderilen …. Noterliği’nin 02.03.2012 tarihli ihtarnamesinde açıkça belirttikleri üzere sözleşmeye dahil olup hak edişi yapılmamış ve ödenmemiş 126.500,00 TL, ek işler bedeli 253.664,00 TL ve özel iş bedeli 49.500,00 TL ve bu rakamlara ilave %18 KDV alacağı bulunduğunun ihtar edildiği, özel işler bedelinin başka bir davada dava konusu edileceğini ancak henüz ödemesi yapılmamış 126.500,00 TL alacak ile ek işler bedeli 253.664,00 TL ve bunların KDV’sinden oluşan alacakları bulunduğu, taraflar arasında ihtilaf bulunduğu, bu hususun keşfen tespitinin gerektiğini ve alacak miktarı belirlendiğinde artırılmak üzere şimdilik 50.000,00 TL’lik belirsiz alacak talebinde bulunduğunu, bu nedenle 50.000,00 TL’nin …. Noterliği ihtarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle reeskont avans faizi ile davacı karşı davalıdan tahsiline ve alacakları yönünden tedbir talep etmişlerdir.
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZ … ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekilince 28/04/2021 tarihinde ihtiyati tedbir talepli ve adli yardım talepli olarak açılan dava dilekçesi ve eklerinin incelemesinde davanın; davacı müvekkilinin davalı yana borcunun bulunmadığının tespiti, müvekkili hakkında …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin öncelikle İhtiyati Tedbir yolu ile durdurulması, akabinde iptali, davacı vekilince davalı yana icra tehdidi altında ödenmesi halinde ödenen tutarların istirdadı, davalının alacağın % 20′ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yana … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ödeme emrinin gönderildiği, davacının ödeme emrine itiraz etmediği, kesinleşen bu takip nedeni ile davacının açtığı bu davanın dinlenme olasılığının bulunmadığını, başlatılan icra takibinde İstanbul 12 ATM … esas sayılı dosyası içeriğinde olan bilirkişi raporu gereğince oluşan alacaktan kaynaklandığının bildirildiğini bu sebeplerle davanın reddini yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretini davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı delil olarak, taraflar arasındaki sözleşme, noter ihtarnameleri, … geçici kabul evrakları, tutanaklar, … daire teslim formları, karar defterleri ve her türlü delile dayanmış, davalı karşı davacı ise taraflar arasındaki sözleşme ve ekleri, ek protokoller, taraflar arasındaki ihtarnameler, ana işveren … ile davacı karşı davalının yaptığı ana sözleşme ve ekleri ile tali projeler de dahil tüm elektrik projeleri ve varsa tüm tutanakları, ticari defter, keşif, bilirkişi incelemesi, tanık ve yemin deliline dayanmıştır.
Dava konusunun teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle dava dosyası İnşaat Mühendisi …, YMM … ve Hukukçu bilirkişi …’den oluşan bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda “Tarafların defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, asıl dava yönünden davacının uğradığı zarara karşılık 100.000,00 TL’lik talebindeki zararın ne olduğunun izah edilmemiş olması nedeniyle taraflarından bilinmeyen zarar hesaplamasının yapılamadığını, sözleşmenin 6.maddesine göre alınması gereken cezai şart miktarının 113.000,00 TL, sözleşmenin 10.9.maddesine göre hesaplanan cezai şart miktarının 103.000,00 TL, şantiyede çalışan personelin takacağı baret ile ilgili olarak kaç personelin baret takmadığı belli olmadığından hesaplama yapılamadığı, teknik elemen bulundurulmaması nedeniyle sözleşmenin 10.maddesinde cezai müeyyide ön görülmediği, sözleşmenin 16.maddesine göre davalı ve karşı davacının uyarılmamış olması nedeniyle tazminat hesabı yapılmadığını ve sözleşmenin 22 ve 23.maddesine göre tazminat hesabı yapılamadığını, karşı dava yönünden ise sözleşmeye dair işlerin yapılmasından ötürü bakiye 126.500,00 TL alacağı olduğu, ek işler bedeline istinaden 253.664,00 TL, özel iş bedeline istinaden 49.500,00 TL olmak üzere toplam 429.664,00 TL + KDV şeklinde hesaplama yapıldığı, davalı karşı davacının fatura karşılı yapmış olduğu tahsilattan dolayı davacı karşı davalıdan 107.745,16 TL borçlu göründüğü, davalı karşı davacının yapmış olduğu ek işlere ait olmak üzere düzenlenen tutanaklara istinaden oılması gereken alacağpının 43.550,00 TL olduğunu, belirlenen ek iş bedellerinin davalı ve karşı davacı borcundan tenzili ile (106.745,16-43.554,00 = 63.191,16 TL) davalı karşı davacının borcu kaldığı ve talep edilen 49.500,00 TL tutarındaki özel işler bedelinin hangi işler olduğu ve bu konuda davacı ve davalı karşı davacının yazılı taleplerinin olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini belirtmişlerdir.”
Taraflara bilirkişi raporu tebliğ edilmiş, taraflar bilirkişi raporuna beyan itirazlarını sunmuştur.
Alınan bilirkişi raporu üzerine davacı karşı davalı tarafça 08.09.2015 tarihli dilekçe ile davalarının ıslah edildiği ve buna göre bilirkişi raporu doğrultusunda sözleşmenin 6.maddesinde talep ettikleri 10.000,00 TL cezai şart miktarını 113.000,00 TL çıkarttıkları ve sözleşmenin 10.9 maddesine göre cezai şart bedellerini 103.000,00 TL’ye çıkarttıklarını belirterek dava değerini 196.000,00 TL daha artırmak suretiyle ıslah dilekçesi sunulmuş olduğu görülmüştür.
Mahkememizce yeni oluşturulan Elektrik-Elektronik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. …, İnşaat Mühendisi …, Mali Müşavir …, Hesap Uzmanı Emekli Sayıştay Denetçisi … ve Hukukçu bilirkişi Dr. …’den rapor alınmış ve bilirkişiler sundukları raporda; ” Elektriksel yönden yapılan değerlendirmede; dosyada yer alan belgelerin tamamının karşılıklı olarak imzalanmadığını, bu nedenle elektriksel yönden yapılması gereken tespitlerin yeterince değerlendirilemediği ve sözleşmenin bitiş süresinin 09.08.2010 olarak ön görülmesi ve zamanında elektrik tesisatının bitirilememesine rağmen taraflar arasındaki karşılıklı imzalanmış belgelerin yeterli olmadığı, dosyada yer alan taraflarca imzalı 7 adet hak ediş ve 6 adet elektrik faturasının incelendiğini, ancak dava dosyasında yer alan belgelerin taraflarca imzalanmamış ve onaylanmamış olması nedeniyle yeterli olmadığı ve dosyadaki belgeler ile gerekli diğer belgelerin mali açıdan değerlendirilmesi gerektiğini belitmiştir.
Davacı karşı davalının, yüklenicinin temerrüde düştüğü iddiasın karşısında, davalı karşı davacı yüklenicinin ise işin tamamlanıp teslim edilmesinin ardından hak edişlerin ödenmediği de davalının da yapılan işlerin kapsamının değiştirildiği ve bu nedenle teslim süresinin uzadığı yönünde beyanının bulunduğu, yüklenicinin alınan beyanı ve buna dayalı olarak açtığı karşı dava karşısında bu hususlar aydınlatılmadan bir sonuca gidilmesinin mümkün olmadığı, zira anılan iddianın yerinde olduğunun belirlenmesi halinde bu hususun onun temerrüte düşmesini engelleyen sebeplerden olduğu ve işin süresinin iş sahibinden kaynaklanan nedenlerle uzadığı belirlenirse bu halde iş programında belirlenen vadelere uzama sürelerinin eklenmesi ve bu sürelerin aşılıp aşılmadığının belirlenmesinin gerekeceği,
Elektriksel yönden yapılan değerlendirmede; 12.07.2011- 10.02.2012 tarihli hak edişin faturalanmadığının anlaşıldığını, bu hususun hangi sebepten kaynaklanabilececeği hususunun takdir ve değerlendirmesinin mahkemeye ait olduğu ancak faturalandırmamanın sebebinin yapılan işlerin bedel karşılığı olup olmadığı konusunda bir uyuşmazlık bulunduğu sonucuna varılması halinde de bu uyuşmazlığın da raporun a şıkkında belirtildiği üzere yapılacak değerlendirme ile aydınlanabileceği, kesinleşen hak edişler konusun davalı karşı davacının hak edişlere yönelen bir itirazının varlığının belirlenemediği, yüklenicinin temerrütünün oluşup oluşmadığı kanaatine varılabilmesi için belirtilen hususlarda teknik inceleme yapılması gerektiği, elektriksel yönden yapılan inceleme başlığı altında varılan kanaat uyarınca gereken eksikliklerin giderilmesi ve teknik incelemenin tamamlanması gerektiği, davacı karşı davalı iş sahibi yüklenicinin temerrütüne dayalı gecikme tazminatı ve sözleşmede kararlaştırılaran ceza koşulunu talep edip edemeyeceği hususunun ancak bu nokjtadan sonra değerlendirilebileceği,
Davacı karşı davalının, yüklenicinin asli edim yükümlülüğü olan eseri teslim borcunda temerrüte düşmesinden bağımsız olarak, sözleşmede yan edim yükümlülükleri olarak düzenlenen ve aykırılık halinde ceza koşulu ön görülen taleplerinin değerlendirilmesi başlığı altında bunların TBK 179/1 maddesi uyarınca borcun iç veya gereği gibi ifa edilmemesi olasılığı için kararlaştırılan seçimlik ceza koşulu niteliği taşıdığının belirlendiği ve ceza koşulu taleplerinin M.K.2maddesine uygun olup olmadığının mahkeme tarafından sözleşme süresi içerisinde talep edilip edilmedikleri ve talep edilmeden sözleşme ilişkisine devam edilip edilmediği, sözleşme ilişkisine devam edildi ise bu halde sonradan toplam bedelin talep edilip edilemeyeceğinin konusunun mahkeme takdiri ile değerlendirileceğini belirtmiştir.
Mali yönden yapılan değerlendirmede; Mevcut ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan tespitte 31.12.2013 tarihinde davacı karşı davalının, davalı karşı davacıdan 144.903,91 TL alacaklı olduğu, 31.12.2013 tarihi itibariyle davalı karşı davacının, davacı karşı davalıya 106.745,16 TL borçlu olduğu, aradaki farkın (144.903,91 TL-106.745,16 TL =) 38.158,75 TL olduğunu belirtmişlerdir.
Alınan bilirkişi raporunun taraflara tebliği üzerine taraflar rapora beyan ve itirazlarını sunmuş olup, mahkememizce 25.03.2019 tarihli celsede davacı karşı davalıya tek tek her bir talebi için açıklamada bulunmak ve bilgi ve belgelerini sunmak üzere ihtar edilmiş, davalı karşı davacı vekilince ara karar gereği yerine getirilmiş ve bunun üzerine aynı bilirkişi heyetinden 16.12.2019 tarihinde sunulan rapor ile ek rapor alınmıştır.
Bilirkişiler tarafından sunulan ek raporda kısaca özet olarak “teknik açıdan tablo 1 de yer alan hak ediş tutarı toplamı 662.426,78 TL + KDV’nin davacının davalıya alt taşere ettiği işlere, davalının yapacağı işler kapsamında davacıdan talep edebileceği tutar olarak talep edilebileceği görüş ve kanaatine varıldığı, kesinleşen hak edişler hususunda itirazlar bulunmadığı, hak ediş tutarları pursantaş (tamamlanma oranları) dahilinde hesap edildiğini, oran hesaplamalarda blok imalatları için %60’ı, otopark imalatları için toplam işin %20’si, dükkanlar için toplam işin %15’i, çevre aydınlatma için toplam işin %5’inin dikkate alındığı, eksik işlerin giderilmesine yönelik yapılacak taksim yapılan masraflar bakımından davacı 40.000,00 TL + 17.775,00 = 57.775,00 TL talep edebileceğini,
Raporun madde 2.2sinde yapılan değerlendirme kapsamında; asıl işveren …’ın değişiklik yaptığı işler kapsamında yapılan işlerin toplam bedelinin 21.804,00 TL olarak kabul edileceği, davacı tarafın ek iş taleplerine cevap olarak davalı tarafın zaten fazla ödeme aldığını belirtmiş olmasına rağmen imalatların yapılmadığı hususunda bir itirazın bulunmadığı, tespit edilen 21.804,00 TL tutarındaki iş bedelinin asıl işveren …’ın değişiklik yaptığı işler kapsamında değerlendirilebileceği, davalı tarafça bu yapılan işlerin sözleşme hükümleri ve teknik şartname uyarınca ek iş sayılabileceği, işin süresine etkisinin 45 gün olacağı ve maliyetinin 21.804 TL olduğu,
Davalı tarafça yapılmış olmasına rağmen hak edişe bağlanmayan ve bağlanmasına rağmen ödenmeyen işlerin raporun madde 2.3 kapsamında değerlendirildiği ve bu işlerin toplam bedelinin 132.000,00 TL olarak kabul edilebileceği, özellikle 5 blok 412 ad daire yangın söndürme tesisatı çekimi bağlantısı, yapımı, montaj işlemi, sözleşme kapsamında bulunmaması nedeniyle yeni iş olarak kabul edileceği, zira 5 blok 412 adet daire yangın söndürme tesisatı çekimi bağlantısı, yapımı, montajı işinin asma tavan ve sıva altında kalan tesisatı ihtiva ettiği, bu nedenle asıl işin yani ‘elektrik- boş boru, kasa montaj işi’ esnasında yürütülmesi gereken işler kapsamında yer almadığı, işi uygulayan personel bu hükmü tamamlayan madde 8 hükmünde iş değişiklikleri açısından yazılı emir ve tebligat/teyit kavramlarına yer verilerek iş değişikliklerinin yapılabileceğinin kararlaştırıldığı, taraflar arasındaki iş değişikliklerinin iş sahibinin yazılı onayı alınmadan veya yeni bir eser sözleşmesi yapılmadan gerçekleştirilmesi halinde bedelin ödenmeyeceği kararlaştırılmasına rağmen yapıldığı sabit olan iş değişikliklerinin talep edilip edilemeyeceği konusunda çeşlitli olasılıkların söz konusu olduğu, somut olayda inşaatın yüklenici tarafından yapılan ek işlerle kullanıldığı sonucuna varılması halinde bu değişikliklerin iş sahibi tarafından benimsendiği, aksinin kabul edilebileceği, mahkemenin değişikliklerin benimsendiği sonucuna varması halinde (ki bu halde taraflar arasındaki eser sözleşmesinin yazılı onaya ilişkin madde 4 ve bu hükmü tamamlayan madde 8 in örtülü olarak değiştirildiği kabul edilir) bu işlerin sözleşmenin bir parçası haline geldiği ve sözleşmede belirlenen bedel usulünün bu işler için de geçerli olacağı, mahkemenin değişikliklerin benimsenmediği sonucuna ulaşması halinde ise değişikliklerin iş sahibinin yararına olduğu sonucuna ulaşılabiliyorsa hukuki sorunun TBK 529.maddesinde düzenlenen vekaletsiz iş görme hükümleri çerçevesinde çözüleceği, Yargıtay’ın istikrar kazanmış kararlarının da aynı çözümü benimsediği belirtilmiştir.
Mali açıdan mevcut ticari defter ve kayıtlardaki verilere göre yapılan tespitler ışığında 31.12.2013 tarihi itibariyle davacı karşı davalı Yapı ve Yapı İnş. Taah. A.Ş’nin davalı karşı davacıdan 144.903,91 TL alacaklı olduğu, 31.12.2013 tarihi itibariyle davalı karşı davacının, davacı karşı davalıya 106.745,16 TL borçlu olduğu, aradaki farkın (144.903,91 TL-106.745,16 TL =) 38.158,75 TL olduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişi raporunun taraflara tebliği üzerine taraflar rapora beyan ve itirazlarını sunmuş, davalı karşı davacı tarafça sunulan 11.03.2020 tarihli dilekçesi ile dava değeri 82.000,00 TL artırılarak harcın da ikmal edildiği görülmüştür.
Dava, asıl dava yönünden eksik işlerden kaynaklı mevcut gecikmeden ve zamanında kesin kabul yapılmamasından kaynaklı 100.000,00 TL zarar ile cezai şartlardan kaynaklı 100.000,00 TL olmak üzere alacak iken, bilahare ıslah ile artırılmış ve karşı dava ise eksik hak ediş ödemesi ve ek işlere ilişkin 50.000,00 TL’lik alacak davası iken bilahare dava değeri harç yatırılmak suretiyle artırılmış belirsiz alacak davasıdır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, karşı dava talebi, açıklama dilekçeleri, taraflar arasındaki sözleşme, dosyadaki bilgi ve belgeler, alınan bilirkişi raporları ve hükme esas alınan en son bilirkişi ve ek raporları ile tüm dosya kapsamı gereği asıl dava yönünden 57.775,00 TL’lik kısmın kabulüne, karşı dava yönünden ise taleple bağlı kalınarak 132.000,00 TL’nin kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizce dosyada 2 ayrı heyetten bilirkişi raporu alınmış olmasına rağmen ilk heyetten alınan raporun bir kısım belgeler olmadan ve asıl davaya ilişkin davacının yapması gereken açıklama ve sunması gereken belgeler olmadan alınmış olduğu, bu nedenle eksik olduğu, hükme esas alınamayacağı, daha sonraki heyetten alınan rapor ve alınan açıklama dilekçesi üzerine alınmış olan ek raporun taraf iddia ve savunmalarını karşılar mahiyette sözleşme ve dosya kapsamıyla uyumlu olması nedeniyle hükme esas alınmaya değer görmüş ve 2. Heyetten alınan ek rapor dikkate alınarak bu rapor hükme dayanak kılınmıştır.
Dosyamız davacı-karşı davalısı ile davalı-karşı davacısı arasındaki işin asıl işveren … tarafından verilmiş olan işin alt yüklenici sıfatıyla yapılmasına dair 6098 sayılı TBK’nun 470 vd.maddelerinde düzenlenmiş olan eser sözleşmesi hükümlerine tabiidir.
Eser sözleşmesi, TBK 470.maddesindeki “….yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” şeklindeki düzenlemesi uyarınca, taraflar arasında akdedilen 09.08.2010 tarihli sözleşmenin alt yüklenici şeklinde yapılmış olan bir eser sözleşmesi olduğundan şüphe yoktur. Bu sözleşmeye göre dosyamız davalı-karşı davacısı tarafından asıl işvereni … olan … İlçesi’ndeki Metrokent inşaatındaki elektrik tesisat işlerinin sözleşmenin 3.maddesi uyarınca davalı tarafça yapımının üstlendiği, karşılığında sözleşmenin 4.maddesi gereğince davacı karşı davalının da 625.000,00 TL + KDV bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Sözleşmede 5.madde ile sözleşme süresinin 09.08.2010 tarihinde başlayıp iş verenin yükleniciye vereceği iş programı tarihine kadar geçerli olacağı, iş programının taşerona iş sahibinin vereceğini ve iş programının sözleşme ekinde bulunduğunu belirten hükümlerin yanında ayrıca sözleşmenin 7.maddesine avans ödemesi hak ediş ve ödeme şekillerinin düzenlendiği, iş değişikliklerinin 8.maddesinde düzenlendiği, buna göre iş verenin “yazılı emir ve işin şekli, cinsi ve niteliğinde işin gayesine uygun olarak değişiklik yapabileceği gibi, yükleniciden işin miktarının artırılması veya azaltılmasını talep edebilir. Yüklenici iş verenin bu taleplerine uyacaktır. Bu şekilde yapılan değişiklikler sözleşme bedelinde artış veya eksilmeye sebep olduğu takdirde bu artış veya eksilmenin bedeli aşağıdaki madde 6.2 ye göre tespit edilir.” şeklinde düzenleme getirildiği ve sözleşmenin 6.maddesinde sözleşme konusu işin süresinde yapılmaması halinde günlüğü 1.000,00 TL’den cezai şart ön görüldüğü, yine sözleşmenin 10.maddesinde yüklenicinin sorumluluğu kısmı altında düzenlenmiş olan 10.9.maddesindeki iş yerinde en az 5 yıllık bir inşaat mühendisi, bir inşaat teknikeri ve yeterli sayıda elemanı bulundurma yükümlülüğü getirildiği, bu yükümlülüğe aykırı davranması halinde dosyamız davacısı işverenin ikazlarına uyulmaması halinde günlük 1.000,00 TL’lik cezai şart ödeyeceği ya da sözleşmenin 30.madde hükmü uyarınca tasfiye yoluna gidileceği, sözleşmenin 10.18.maddesinde şantiye sahası içinde çalışan tüm işçilerin baret takma zorunluğu olduğu aksi halde kişi başı günlük ceza ödeneceği, yine 10.20.maddesinde şantiye sahasında çalışan işçilerin kendi firmasının logosunu taşıyan reflekte turuncu yelek giymek zorunda oldukları, aksi takdirde kişi başı günlük 1.000,00 TL ceza kesileceği, sözleşmenin 10.22.maddesinde ise işin geçici kabulünden kesin kabulüne kadar şantiye müdürlüğünün belirlediği sayı kadar eleman, teknik eleman bulundurulacağı, kesin kabulden sonra çıkacak arızalarda da 1 yıldan az olmamak üzere yine teknik eleman bulundurulacağı kararlaştırılmış, ancak bunun için herhangi bir cezai şartın öngörülmediği, yine sözleşmenin 22.maddesinde yüklenicinin sözleşmeye aykırı davranması halinde yükleniciyi iş yerinden uzaklaştırabileceği ve işi yüklenici nam ve hesabına kendisinin tamamlayabileceği veya bir başka taşeron kullanabileceği veya sözleşmeyi feshedebileceği, sözleşmenin 28.maddesinde mücbir sebepler ve süre uzatımı düzenlenmiş olup, açıkça” iş sahibinin sebep verdiği haller…işin yürümesini engelleyen ve taşerona isnadı mümkün bulunmayan durumlar mücbir sebep sayılır. Bu takipte taşerona mücbir sebebin devamı niteliğinde sınırlı olmak üzere süre uzatımı verilir…” şeklinde düzenleme bulunduğu, yine sözleşmenin 26.maddesinde sözleşme ve eklerinin hükümlerinin düzenlendiği, sözleşmenin eklerinden olan özel idari şartnamenin 3.maddesinde işin artması veya eksilmesi ve fiyatların artması hususu düzenlenmiş olup, bu maddede de yazılı emir ile iş tadilatının yapılabileceği belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki bu sözleşme hükümleri ve dosyadaki bilgi ve belgeler uyarınca yapılan değerlendirmede öncelikle davacı karşı davalının, davalı karşı davacıdan talep ettiği cezai şartlar yönünden 6098 sayılı TBK’nun 79.maddesi dikkate alındığında bir kısmının seçimlik bir kısmının ise ifaya eklenen cezai şart olduğu, ancak seçimlik cezai şart 179/1 maddesinde düzenlenmiş olmakla, taraflar arasındaki sözleşmenin cezai şart hükümleri, 5.maddesinde davacı lehine düzenlenmiş olup, işin uzamasının davalıdan kaynaklanması halinde davacıdan talep edilebileceği, oysa işin uzamasının alınan detaylı, gerekçeli ve dosya kapsamıyla uyumlu olması nedeniyle hükme dayanak kılınan 5’li bilirkişi heyetinin görüşlerine iştirak edilerek davalının hak ediş bedelinin ve ek iş bedellerinin ödenmediği, bu cihetle de davalının temerrüdünden bahsedilemeyeceği ve gecikmenin de davalının kusuru olmadan iş değişikliklerinden kaynaklandığına kanaat getirildiğinden bu gecikme cezasının talep edilemeyeceğine kanaat getirilmiştir.
Sözleşmenin 10.9.maddesindeki cezai şartın ifaya eklenen cezai şart hükmünde olduğu, ancak istenilebilmesi için davacının ikazının gerektiği, oysa davalıya bu yönde bir ikazda bulunulmadığı ve bu nedenle talep edilemeyeceği, sözleşmenin 10.20.maddesinde öngörülen firma logosunu taşıyan turuncu yelek giyme şartının davacının iddia ettiği gibi kendi firmasının logosu değil davalı firma logosu olması gerektiği, bunun da ifaya eklenen cezai şart olduğu ve ifanın çekincesiz kabul edilmiş olması nedeniyle talep edilemeyeceği yine sözleşmenin 10.18.maddesindeki cezai şartın ifaya eklenen cezai şart olduğu, ifanın çekincesiz kalmış olması kabul edildiğinden talep edilemeyeceği, davacı tarafça talep edilen sözleşmenin 10/22.maddesinde herhangi bir cezai şartın öngörülmediği, bunun yanında iş bittikten sonra davacı tarafın ayrıca cezai şart talebinin M.K.2.maddesi dikkate alındığında talebin dürüstlük kuralına da uygun düşmediği, zira öncesinde davalıya bir ihtar ve bir uyarının bulunmadığı, kabullerin ihtirazi kayıtsız olarak yapıldığı hususları da dikkate alındığında, davacının cezai şart talebinin yerinde olmadığına kanaat getirilmiştir.
Davacı tarafın 19.03.2019 tarihli açıklama dilekçesinde dile getirdiği 10.000,00 TL’lin manevi tazminat talebi yönünden yapılan incelemede; davacı tarafın kendi kusuru ile yani zamanında davalıya yapması gereken hak ediş bedellerinin tam ödenmemesi ve ek iş bedellerinin ödenmemesi nedeniyle davalı tarafın işi bırakmasında sebep oluşturduğu, buna göre de davalı temerrüdünün söz konusu olamayacağı ve davacıya da işi bırakmış olmasından dolayı bir manevi tazminat hakkı doğurmayacağı, kaldı ki manevi zararın da ispatlanamadığı, bu nedenle davacının 10.000,00 TL’lik manevi tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Alınan bilirkişi raporuyla sabit olduğu üzere davacı tarafın davalıdan eksik iş bedeli olarak 40.000,00 TL talep edebileceği yine ayıplı 17.775,00 TL olmak üzere 57.775,00 TL eksik iş bedelini talep edebileceği, bu işlerin geçici kabulde bulunmasına rağmen kesin kabulde yer almadığı ve davacı tarafça 3. Kişilere tamamlatıldığı anlaşılmakla toplamda 57.775,00 TL’lik eksik işler bedeli talebinin yerinde olduğuna, bu kısma ilişkin talebin kabulü gerektiğine kanaat getirilmiştir.
Davalı karşı davacının talepleri yönünden yapılan değerlendirmede; taraflar arasında 21.04.2010 tarihli elektrik-boş boru kasa montaj işi olan ve elektrik tesisat işi olan 09.08.2010 tarihli 625.000,00 TL + KDV bedelli 2 ayrı sözleşme olduğu ve taraflar arasındaki 21.09.2010 tarihli ek protokol ile dava konusu olmayan önceki 21.04.2010 tarihli sözleşme bakiyesinin 132.930,00 TL olarak kararlaştırıldığı ve bunun üzerine davacı tarafça 625.000,00 TL + KDV’lik diğer sözleşmesinin de olduğu, bu sözleşmelerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği, yine alınan bilirkişi raporuyla sabit olduğu üzere asıl işveren tarafından yapılan değişiklik nedeniyle davalı tarafından talep edilen 253.664,00 TL’lik kısma ilişkin olarak davacının … kaynaklı davalıdan talep edebileceği rakamın 21.804,00 TL olduğu ve bu kısmın davacı tarafça yapılmadığına yönelik itiraza konu olmadığı ve buna göre sözleşme hükümleri ve teknik şartname uyarınca ek iş sayılan işlerin iş süresine 45 gün etki edeceği, buna göre de 21.804,00 TL değişik işlerden kaynaklı alacağı bulunduğu, davalı tarafça yapılmış olmasına rağmen hak edişe bağlanmayan veya bağlanmış olmasına rağmen ödenmeyen alacağın olup olmadığına ilişkin hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre bu rakamın toplam 5. Blok bodrumların tüm kabloların çekilip strafor üzerine tekrar yapılması bedeli için 7.000,00 TL, 5 Blok 412 adet daire yangın söndürme tesisatı çekimi için daire başına 305,00 TL’den 125.000,00 TL olmak üzere toplamda 132.000,00 TL talep edebileceği, davacının, davalı tarafın bu talebine karşı fazla ödeme aldığı itirazının dışında imalatın yapılmadığına dair itirazının bulunmadığı, bu işlerin elektrik mahal listesinde yer almadığı cihetiyle ek iş olarak değerlendirilmesi gerektiğine kanaat getirilmiştir.
Davacının toplam hak ediş tutarının 662.410,00 TL + %18 KDV ile birlikte 781.663,61 TL olduğu ve ödenmesi gereken bedelin ise 733.533,01 TL olduğu, davalı tarafından düzenlenen davacıya gönderilen fatura bedelinin ise 528.500,00 TL + %18 KDV ile birlikte 617.915,11 TL ödendiği, son hak edişin ödenmesi aşamasına geçilmediği, 57.775,00 TL tutarında eksik iş tespit edildiği, asıl işveren … tarafından değişiklik yapılan işler bedelinin 21.804,00TL ve davalı tarafça yapılmış olmasına rağmen hak edişe bağlanmayan veya bağlanmasına rağmen işlerin toplam bedelinin 132.000,00 TL olduğu tespit edilmiş olmakla, davacının davalıdan 153.804,00 TL talep edebileceği ancak davalı tarafın dava değerini artırma dilekçesi ile daha önceki 50.000,00 TL’lik davasının değerini 82.000,00 TL artırarak 132.000,00 TL’ye çıkarttığı, buna göre de talepte bağlı kalınarak bu kısma ilişkin davalı talebinin kabulü gerektiğine kanaat getirilmiştir. Davalı tarafça her ne kadar sözleşmenin 4/son maddesi hükmüne göre metrajı, birim fiyatı ve adı olmayan hiç bir imalatı yüklenicinin yapamayacağı, yüklenicinin işverenden yazılı onayını almamış ve ek sözleşme yapılmamış hiç bir imalattan herhangi bir bedel ve hak talep edemeyeceği düzenlemesi ile bu düzenlemeyi tamamlayan sözleşmenin 8.maddesindeki iş değişiklikleri açısından yazılı emir ve tebligat/teyit kavramlarına yer verilerek iş değişikliklerinin yapılabileceği kararlaştırıldığı, bu nedenle de davacı tarafın bilirkişi raporundaki bu tespitlere itirazlarının bulunduğu görülmüş ise de davalı tarafın itirazları dikkate alınmamıştır. Zira her ne kadar taraflar arasındaki iş değişikliklerinin yazılı onay alınmadan gerçekleştirilmesi halinde yapıldığı sabit olan iş değişikliklerinin kabul edilemeyeceği belirtilmiş ise de yapılan ek işlerin kullanılmış olduğu, buna göre de iş değişikliğinin işveren tarafından zımnen onaylanmış olduğu, bu nedenle sözleşme hükmünün de tadil edilmiş olduğu cihetiyle bedelinin ödenmesi gerektiği, bir an için bu kabul edilmeyecek olsa bile 6098 sayılı yasanın vekaletsiz iş görme hükümlerini düzenleyen 526 vd. maddelerindeki düzenleme dikkate alındığında 6098 sayılı yasanın 529.maddesi gereği yapılan işin, işverenin menfaatine olması nedeniyle ödemesi gerektiği, aksi halin sebepsiz zenginleştirme oluşturacağı ve bunun da hukuk tarafından kabul edilemeyeceği cihetiyle mahkememizce davalının itirazları dikkate alınmamış, davacının bu kısma yönelik talebinin kabulü gerektiğine kanaat getirilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Mahkememizce … esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş ve İstanbul BAM 15 HD’nin 2020/1852 esas 2021/470 karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, istinaf kararına karşı Yargıtay temyiz yoluna başvurulmuş ve Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/3447 esas 2022/3634 karar sayılı ilamı ile “Somut olay incelendiğinde, tarafların ticari defterleri bilirkişi tarafından incelenmiştir. İnceleme yapan mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporlara göre, mevcut ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan tespitte 31.12.2013 tarihinde davacı karşı davalının, davalı karşı davacıdan 144.903,91 TL alacaklı olduğu, 31.12.2013 tarihi itibariyle davalı karşı davacının, davacı karşı davalıya 106.745,16 TL borçlu olduğu, aradaki farkın ise 38.158,75 TL olduğu ancak bu farkın neden kaynaklandığının açıklanmadığı görülmektedir. Yüklenici ile taşeron arasında işin yapıldığı, tamamlandığı ve işin bedeli konusunda ihtilaf söz konusu değildir. Mahkemece her ne kadar davacının, davalı tarafın hak ediş bedeli ve ek işlere ilişkin talebine karşı fazla ödeme aldığı itirazının dışında imalatın yapılmadığına dair itirazının bulunmadığı, hükme esas alınan 21/12/2018 tarihli bilirkişi raporu ve 16.12.2019 tarihli ek raporu kapsamında taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümleri değerlendirilerek davalının hak ediş bedelinin ve ek iş bedelleri ve ödemeler değerlendirilerek yapılan hesaplama doğrultusunda karar verilmiş ise de, mevcut ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan tespitte 31.12.2013 tarihinde davacı karşı davalı yüklenicinin, davalı karşı davacıdan 144.903,91 TL alacaklı olduğu, yine davalı ticari defterlerinde ise 31.12.2013 tarihi itibariyle davalı karşı davacı taşeronunun, davacı karşı davalıya 106.745,16 TL borçlu olduğu dikkate alınarak davacı yüklenicinin en azından 106.745,16 TL yönünden davasını ispatladığı, bu miktar için tarafların defterlerinin uyuştuğu kabul edilerek asıl davada 106.745,16 TL üzerinden yüklenici alacağına hükmedilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu sadece eksik ve ayıplı iş bedeli olarak hesaplanan 57.775,00 TL üzerinden kısmen kabul kararı verilmesi doğru olmamış” gerekçesi ile bozulmuştur.
Bozma sonrasında, dosya işbu esasa kaydedilerek yargılamaya devam olunmuş ve bozmaya uyulmuştur. Bozma sonrasındaki süreçte, mahkememizde bulunan … esas sayılı dosyada mahkememiz dosyası ile birleştirme kararı verilmiş olup, Mahkememizin … esas sayılı dosyasında taraflarının aynı olduğu, mahkememizin işbu 2022/744 esas sayılı dosyasında bozma öncesi alınan bilirkişi raporundaki hesaplamalar uyarınca alacak talebine ilişkin icra dosyasında icra taehdidi altında ödenen tutarların iadesi ile, borçlu olunmadığına dair menfi tespit davası olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce bozma ilamına göre asıl dosyadaki asıl dava yönünden mevcut ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan tespitte 31.12.2013 tarihinde davacı karşı davalı yüklenicinin, davalı karşı davacıdan 144.903,91 TL alacaklı olduğu, yine davalı ticari defterlerinde ise 31.12.2013 tarihi itibariyle davalı karşı davacı taşeronunun, davacı karşı davalıya 106.745,16 TL borçlu olduğu dikkate alınarak davacı yüklenicinin en azından 106.745,16 TL yönünden davasını ispatladığı, bu miktar için tarafların defterlerinin uyuştuğu kabul edilerek asıl davada 106.745,16 TL üzerinden yüklenici alacağına hükmedilmesi gerekmiş ve davacı karşı davalının davasının (… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında talep edilen alacak ile tahsilde tekerrür olmamak üzere) 106.745,16 TL’lik kısmının kabulü ile bu kısmın dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalı karşı davacıdan alınarak, davacı karşı davalıya verilmesine, davacı karşı davalının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.
Bozma ilamında asıl dosyadaki karşı dava yönünden bir bozma gerekçesine değinilmediğinden, önceki kararda olduğu gibi, davalı karşı davacının davasının taleple bağlı kalınarak kabulü ile 132.000,00 TL’nin 13.03.2012 tarihinden itibaren avans faizi ile davacı karşı davalıdan alınarak, davalı karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Menfi tespit konulu birleşen dosya yönünden ise, asıl dosyaya konu …. İcra Müdürlüğü dosyasına da konu olan davacının alacağı 106.745,16 TL olarak kabul edildiğinden ve 106.745,16 asıl alacak miktarına işlemiş faiz resen hesap edilerek;
FAİZ DETAYI
Başlama Tarihi Bitiş Tarihi Gün Sayısı Oran (%) Tutar
31.12.2013 30.12.2014 365 11,75 12.542,56
31.12.2014 30.12.2015 365 10,5 11.208,24
31.12.2015 30.12.2016 366 10,5 11.238,95
31.12.2016 30.12.2017 365 9,75 10.407,65
31.12.2017 30.12.2018 365 9,75 10.407,65
31.12.2018 30.12.2019 365 19,5 20.815,31
31.12.2019 21.06.2020 173 13,75 6.956,71

Toplam Faiz : 83.577,07 olarak hesaplandığından 106.745,16 TL + 83.577,07 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 190.322,23 TL icra takibinde talep edilmesi gereken miktar olup, icra takibinde talep edilen 264.853,59 TL – 190.322,23 = 74.531,36 TL tutarında fazla talepte bulunulduğu anlaşılmış olmakla, birleşen dosyada birleşen davacının bu miktar kadar borçtan sorumlu olmayacağı kanaatine varılarak, birleşen davanın kısmen kabulü ile, davacının … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında talep edilen (takipteki asıl alacak miktarı 144.903,91 – mahkememizce kabul edilen 106.745,16) = 38.158,75 TL asıl alacak ve (takipteki faiz miktarı 119.949,68 – mahkememizce resen hesaplanan 83.577,07) = 36.372,61 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 74.531,36 TL lik kısmından dolayı borçlu olmadığının tespitine, fazla talebin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-ASIL DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Davacı karşı davalının davasının (… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında talep edilen alacak ile tahsilde tekerrür olmamak üzere) 106.745,16 TL’lik kısmının kabulü ile bu kısmın dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalı karşı davacıdan alınarak, davacı karşı davalıya verilmesine, davacı karşı davalının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-Davalı karşı davacının davasının taleple bağlı kalınarak kabulü ile 132.000,00 TL’nin 13.03.2012 tarihinden itibaren avans faizi ile davacı karşı davalıdan alınarak, davalı karşı davacıya verilmesine,
3-Asıl davadaki davacının davası yönünden;
a-Dava konusu olup, kabul edilen değer üzerinden alınması gereken 7.291,76 TL harçtan (başta yatırılan 2.970,00 TL + ıslah ile yatırılan 3.347,19 TL=) 6.317,19 TL harcın mahsubu ile kalan 974,57 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye aktarılmasına,
b-Davacı tarafça yapılmış olan toplam posta ve tebligat ücreti ile bilirkişi ücretinde kullanılan toplam 6.373,30 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (% 26,95) 1.717,60 TL yargılama gideri ve başta yatırılan 2.970,00 TL harç + ıslah ile yatırılan 3.347,19 TL harç olmak üzere toplam 8.034,79 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
c-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen (maddi) dava değeri üzerinden hesaplanan 17.011,77 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
d-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen (maddi) dava değeri üzerinden hesaplanan 36.495,68 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
e-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen (manevi) dava değeri üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
4-Asıl davadaki davalının karşı davası yönünden;
a-Karşı dava yönünden kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 9.016,92 TL harçtan peşin yatırılan 745,00 TL ve bilahare yatırılan 1.405,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 6.866,92 TL’lik kısmın davacı karşı davalıdan alınarak hazineye irad kaydedilmesine,
b-Karşı davacı tarafça başlangıçta yapılan 766,15 TL toplam harç, ıslah harcı 1.405,00 TL ile yargılama aşamasında yapılan tebligat, posta ücreti ve bilirkişi ücreti 4.519,50 TL ve keşif harcı 195,40 TL olmak üzere toplam 6,886,05 TL yargılama giderinin davacı karşı davalıdan alınıp davalı karşı davacıya verilmesine,
c-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 20.800,00 TL vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan alınıp davalı karşı davacıya verilmesine,
B-BİRLEŞEN DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Davanın kısmen kabulü ile, davacının … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında talep edilen 38.158,75 TL asıl alacak ve 36.372,61 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 74.531,36 TL lik kısmından dolayı borçlu olmadığının tespitine,
2-Fazla talebin reddine,
3-Davacı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
4-Dava konusu olup, kabul edilen değer üzerinden alınması gereken 5,091,23 TL harçtan, alınan 4.524,00 TL harcın mahsubu ile kalan 567,23 TL harcın birleşen davalıdan tahsili ile hazineye aktarılmasına,
5-Davacı tarafça yapılmış olan toplam posta ve tebligat ücreti 93,50 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (% 28,14) 26,31 TL yargılama gideri ve başta yatırılan 4.524,00 TL harç olmak üzere toplam 4.550,31 TL nin birleşen davalıdan tahsili ile birleşen davacıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen (maddi) dava değeri üzerinden hesaplanan 11.925,02 TL vekalet ücretinin birleşen davalıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren birleşen davacıya ödenmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen (maddi) dava değeri üzerinden hesaplanan 29.548,33 TL vekalet ücretinin birleşen davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren birleşen davalıya ödenmesine,
C-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin taraf gider avanslarından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde ilgili taraflara iadesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/01/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza