Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/741 E. 2022/818 K. 23.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/96 Esas
KARAR NO:2022/368

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/02/2019
KARAR TARİHİ:11/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 10/07/2015 tarihinde “Uydu Üzerinden Canlı Yayın Maksatlı Geçici Kapasite Kullanımları için Hizmet Sözleşmesi” imzalandığını, Taraflar arasında imzalanan 10/07/2015 tarihli sözleşmenin 2. Maddesinde aynen alıntı ile; “imza tarihinden başlamak üzere ihtiyaç duyulan 18 Mhz’lik sabit ve aktüel ihtiyaca göre talep edilecek ek uydu kapasitesi ihtiyacının bedeli muhabilinde …, …, …, …, … uydularından karşılanmasına” şeklinde sözleşmenin kapsamı ve amacının düzenlendiğini, bu sözleşmeye yapılan 20/10/2016 tarihli “Ek Protokol”ün (EK-2:20/10/2016 Tarihli Ek Protokol) 3. Maddesi ile de borçlu şirketin, sabit kullanımı için davacı şirket tarafından aylık 18 mhz kapasite tahsis edileceğini, Ek Protokol’ün 3.maddesi uyarınca Davalı’nın KDV hariç 28.800 USD sabit kapasite tahsis bedelini aylık olarak ödemesi gerektiğini, davacı şirket tarafından davalı borçlu’nun borcunu ifa hususunda temerrüde düşmesi üzerine temerrüt ihtarı gönderdiğini, Davalı’nın talebi üzerine 2017 yılı sezonu için uygulanacak sabit tahsis ücretinin 14.440 USD olacağı yönünde taraflarca sözlü olarak anlaşıldığını fakat Davalının davacı şirketçe yapılan indirimlere rağmen ilgili dönem ödemeleri hususunda temerrüde düştüğünü, davacı şirket tarafından 18/06/2018 tarihinde … 28.Noterliği’nin … Yevmiye nolu ihtamamesi(EK-3: 20/06/2018 tarihli … 28.Noterliği’nin … Yevmiye nolu ihtarnamesi) ile Davalı(Borçlu)’ya temerrüt ihtarı yapıldığını, İhtamameye rağmen Davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine ….İcra Müdürlüğünün… E.sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının takip tarihi itibariyle yedi aylık sabit tahsis borcu ve önceki dönemlere ait cari hesap bakiyesi bulunmakta olup, toplam alacak 238.033,00 USD olduğunu belirterek, davanın kabulü ile, …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas Sayılı Takip dosyasına yapılan haksız itirazın iptalini, alacağın likit olması sebebiyle davalının alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı ile davalı şirket arasında 10.07.2015 tarihinde “Uydu Üzerinden Canlı Yayın Maksatlı Geçici Kapasite Kullanımları İçin Hizmet Sözleşmesi” (Sözleşme) (Ek 1) ve 20/10/2016 tarihli Ek Protokol akdedildiğini, davalı şirketin işbu Sözleşme ve Ek Protokol’de doğan tüm yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, buna rağmen davacı tarafından davalı şirket aleyhine Sözleşme ve Ek Protokol’den doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiası ile 12.12.2018 tarihinde icra takibi başlatıldığını, ilgili ödeme emrinin taraflarına 17.12.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, takip tutarının 155.059,86 TL’lik kısmına itiraz ettiklerini, davacının cari hesap ekstresinde yer alan tutar olan 119.089,14 TL’nin davacıya ödendiğini, davacı şirketin sözleşme ile taahhüt ettiği hizmeti davalı şirkete vermeyerek lig sezonunun en kritik olduğu haftalarda davalı … zor durumda bıraktığını, davalı şirketin üçüncü bir şahıstan benzer bir hizmet satın almak zorunda kaldığını ve ek mali külfet altına girdiğini, davacının davayı ikame etmesindeki amacının açıkça Müvekkili Şirketten haksız kazanç elde etmekten ibaret olduğunu, icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, dava konusu sözde alacağın likit bir alacak olmadığını belirterek, davacı tarafa “karşı dava açma haklarını” saklı tutarak, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın usule ve esasa ilişkin itirazları dikkate alınarak reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacının davalıdan sözleşmeden kaynaklı alacağı olup olmadığı, varsa takip ve dava tarihi itibariyle miktarı, alacağın likit olup olmadığı, noktalarında toplandığı görülmüştür.
Dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 274.149.-USD üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava dosyasının bilirkişilere tevdi ile, taraf iddia ve savunmaları, tarafların ticari defter ve kayıtları ile yine yayının uydudan verilmesini sağlayan serverların olması halinde bu tür server ve bilgisayarlar üzerinde gerektiğinde RTÜK kayıtları da incelenerek taraflar arasındaki sözleşme hükümleride dikkate alanırak detaylı, gerekçeli, denetime açık rapor düzenlenmesini istenilmiştir.
Bilirkişiler mahkememize sundukları 06/02/2020 tarihli raporda özetle,
“Somut olayda hukuki sorunun uyuşmazlığa konu alacağın talep edilebilme koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı, alacağın hukuki sebebinin taraflar arasındaki ana sözleşme ve ek protokol olduğu, davalınım da anılan sözleşmenin varlığı, geçerliği ve bağlayıcılığı konusunda bir itirazının bulunmadığı,
Taraflar arasındaki sözleşme/sözleşmelerin, belirli süreli (1 yıl) sürekli borç ilişkisi niteliği taşıdığı, sözleşmenin 7.9.2015 tarihinde kurulduğu, sözleşme m. 11 hükmü uyarınca, taraflardan birinin, sözleşmenin süresinin dolmasıtıdan en az 30 gün önce olağan fesih hakkını kullanarak hiçbir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi sona erdirme hakkına sahip olduğu, dosya kapsamında taraflarca sözleşmenin olağan fesih yolu ile sona erdirildiğine ilişkin bir bilgiye rastlanmadığı; ayrıca yasadan doğan sona erdirme sebeplerinden de birinin gerçekleştiği ve taraflardan birinin bu sebeplere dayalı olarak sözleşmeyi sona erdirdiğine ilişkin bir bilgi bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşmelerin yürürlüğünü sürdürdüğü,
Talep edilen alacakların 2018 yılının Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık dönemlerine ait 7 aylık, faturalandırılmamış, sabit ücret alacakları olduğu, bu alacakların sözleşmenin m. 2 hükmünde dayanağını bulduğu, bu hükümde hem sabit ve sürekli olarak sağlanacak olan 18 MHz’lik uygu kapasitesi hem ihtiyaca göre talep edilecek ek uydu kapasitesinin davalıya sağlanacağı taahhüt edildiği,
Sözleşmede anılan terimlerin tamamına yakının teknik olması ve m. 2 hükmünde belirtilen edimlerin nasıl ifa edileceği hususunda heyetimiz sayın teknik konuda uzman bilirkişisinin değerlendirmeleri doğrultusunda sözleşmeye göre davacınm ediminin taahhüt ettiği bant genişliğini ayırmaktan ibaret olduğu, bant genişliğini ayırmakla edimini gereği gibi ifa ettiği ve ücrete hak kazandığı, eş deyişle davacının ücret alacağına hak kazanabilmesi için davalının bant aralığını kullanmasının şart olmadığı, davalının cevap dilekçesinde, davacının sözleşme ile taahhüt ettiği hizmeti davalı şirkete vermeyerek lig sezonunun en kritik olduğu haftalarda davalı … zor durumda bıraktığını, bunun üzerine davalı şirketin üçüncü bir kişiden benzer bir hizmet satın almak zorunda kaldığını ve ek mali külfet altma girdiği..” ifade ettiği, ek mali külfete girdiğine ilişkin dosyaya sunulan … firması ile ilgili belgeler incelendiğinde, faturaların 2018 yılı Eylül, Ekim, Kasım, Aralık dönemlerine ait olduğu ve bu tarihlerin davacı ile yapılan sözleşmeden sonraki bir döneme rastladığı, davalının iddia ettiği gibi davacı tarafından hizmet verilmedi ise ödeme yapmaktan kaçınmasının koşullarının değerlendirilebilmesi için …’tan hizmet alındığı dönemde davacının edimlerini gereği gibi ifa edip etmediğinin (bant aralığını kollanıma amade tutup tutmadığının) belirlenmesinin gerektiği, bunun yanında dosya kapsamında davalı tarafından edimin gereği gibi ifa edilmemesine dayalı olarak davacıya karşı kullanılan aynen ifa niteliğinde bir hak, yollanan bir ihtarname veya bu yönde yapılan bir talep bulunmadığı,
İşbu davaya konu takip talebinde 238.033,00 USD tutarındaki asıl alacağın davalı tarafından kendi ticari defterlerindeki bakiye tutar olan 19.089,14 USD tutarının kabul edilerek ödendiği, tarafların ticari defterlerinde bu tutarın ödenmesinden sonra bakiye borç/alacak ilişkisinin kalmadığı, cari hesap bakiyesinin sıfırlandığı,
Davacının sözleşmesel gerekçe ile talep ettiği faturalandırılmamış 2018 yılının Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık dönemlerine ait 7 aylık sabit uydu kapasite kullanım bedelinin 100.800,00 USD * *4 18 kdv (18.144,00 TL kdv ) — 100.800,00 TL *18.144,00 USD -118.944,00 USD olduğu, ancak yukarıda açıklanan gerekçeler ile talep edilen tutarın davalının ödemesinden kaynaklı en fazla 118.943,56 USD olabileceği,
Ödeme emrindeki 238.033,00 USD ana para asıl alacağına ilişkin talep edilen 36.116,00 USD işlemiş faizinin içinde davalı tarafından kabul edilen ve ödenen kışmında dahil olarak hesaplandığı, işlemiş faizin yeniden hesaplanması gerektiğinde icra takip bakiyesi üzerinden yeni bir hesap yapılması gerektiği, davacının işlemiş faiz talebini sözleşmenin 3.7. Maddesinin Haftalık bazda kullanım saat ücretleri fatura kesim tarihi olan her ayın 24’ünde fatura edilecektir. …, fatura kesim tarihinden itibaren 30 gün içerisinde ödemeyi kabul ve taahhüt etmektedir.” Hükmüne dayandırdığı, faturalandırılan bakiye alacağın zaten davalı tarafından ödendiği, talep edilen bakiye sözleşmesel alacağın faturalandırılmamış olduğu, bu durumda faiz alacağının icra takip tarihinden dava tarihine kadar; (13.12.2018 takip tarihi ile 21.02.2019 dava tarihi arasındaki gün sayısı 70 gün. ) 118.943,56 USD X 15 X 70 /36500-3.,421,67 USD olabileceği, İcra takip talebinde esas alınan Usd— 5,3000 TL kurun takip tarihi itibari ile TCMB döviz atış-satış, efektif alış-satış tüm kurlarının altında kalan bir kur olarak belirlendiğinden kabul edilebilir olduğu,
Bu durumda alacağın TL bedelinin;
118.943,56 USD X 5,3000 – 630.400,87 TL
3.421,67 USD X 5,3000 – 18.134,85 TL
TOPLAM 648.535,72 TL olabileceği,
Takip talebinde faiz oranının % 15 olarak belirlendiği, sözleşme ile betirlenen bir faiz oranının olmadığı, takip tarihi döneminde TCMB avans işlemlerinde uygulanacak faiz oratının % 19,5 olup, talebin üzerinde olan bir oran olduğundan kabul edilebilir faiz oranı olduğu, Tespit edilmiştir.” şeklinde görüş ve kanaatlerini sunmuşlardır.
Taraflarca bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Dava dosyasının yeniden aynı heyete tevdi ile daha önce verilen görev doğrultusunda taraflar arasındaki sözleşmeye konu davacı edimi olan 18 mhz. kapasitenin davalı tarafa açıkça belirtilen dönemler için tahsis edilip edilmediği, bu husus için gerekli olan şifre, kod (frekans bilgisi) veya yayın bilgisinin davacı tarafça, davalı tarafın talebi halinde verilip verilmediği, gerekli tahsisatın sağlanıp sağlanmadığının, sağlanmamış ise taraflar arasındaki yazışmalar da irdelenmek suretiyle davacının talebinde haklı olup olmadığının, davalı tarafın rapora itirazları da dikkate alınarak ek rapor hazırlanması talep edilmiştir.
Bilirkişilerin mahkememize sundukları 21/09/2020 tarihli EK Raporda özetle,
Teknik Bakımdan,
Davaya konu alacağın oluştuğu iddia edilen Haziran 2018- Aralık 2018 dönemine ait 7 aylık uydu frekans bant genişliği tahsisinin davacı tarafça kullandırılıp kullandırılmadığının ve bu tahsisin davalı yanca kullanılıp kullanılmadığının, Kök Bilirkişi raporu öncesinde dava dosyasına sunulan belgelerden tespit edilemediği, kök rapor sonrası davalı yanca dava dosyasına sunulan dilekçenin ekinde yer alan ve taraflar arasında 22.03.2018 ile 17.04 2018 tarihleri arasında yazılmış olduğu anlaşılan 5 adet e-mail mesajlarından da Haziran 2018 – Aralık 2018 dönemine ait 7 aylık uydu frekans bant genişliği tahsisinin davacı tarafça kullandırılıp kullandırılmadığının ve bu tahsisin davalı yanca kullanılıp kullanılmadığının teknik olarak tespit etmenin mümkün olmadığı, Haziran 2018 – Aralık 2018 dönemine ait 7 aylık uydu frekans bant genişliği tahsisinin davacı tarafça kullandırılıp kullandırılmadığının ve bu tahsisin davalı yanca kullanılıp kullanılmadığının tespiti ve ayrıca dava dosyasına sunulan e-mail mesajlarının teyit edilmesinin tarafların server’ları üzerinde geriye doğru kayıt incelemesi (“database search” — veri alanı incelemesi) ile o tarihte taraflar arası yazışmalar ve frekans bandı rezervasyon bilgileri gibi kayıtlara ulaşılarak (halen serverlarda bu bilgiler saklı ise) yapılmasının mümkün olduğu, Heyetimizde yer alan teknik bilirkişinin uzmanlık alanının uydu haberleşmesi olup, data-base alanında uzmanlığı bulunmadığı, söz konusu incelemenin teknik olarak yapılabilmesi için server’lar üzerinde veri yakalama konusunda uzman, bilgisayar mühendisliği alanında yeni bir teknik bilirkişi incelemesine ihtiyaç duyulduğu,
Talebin Haklı Olup Olmadığı Bakımından,
Sayın Mahkemenin ara kararında, teknik bakımdan yapılacak inceleme doğrultusunda talebin haklı olup olmadığının değerlendirilmesi görevini tevdi ettiği, ancak Sayın Mahkemenin ara kararında belirttiği hususlarda teknik inceleme kısmında özetlendiği üzere bir değerlendirme yapılamadığının belirtildiği, dolayısıyla talebin haklı olup olmadığı konusunun incelenemediği, hususlarında ek görüş ve kanaatlerini sunmuşlardır.
Taraflarca ek rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Bu kez serverlar üzerinden veri yakalama konusunda uzman bilgisayar mühendisi bilirkişinin heyete dahil edilerek, tarafların beyan ve itirazları doğrultusunda 2.kez ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler mahkememize sundukları 16/06/2021 tarihli 2.ek tarihli raporda özetle;
Sunulan e-postaların ve Uydu frekans bant genişliğinin kullanımının taraf sunucularında ve şirket bilgisayarlarında tespiti,
Uydu iletişimi için kullanılan cihazların log bilgisi tutacak şekilde üretilmediği ve bu nedenle 2018 yılındaki kayıtların bulunmadığı tespit edilmiştir.
Dosya kapsamında sunulan e-posta yazışması için yapılan incelemede;
– Davalı tarafında yedekler dahil söz konusu e-postaların izlerine erişilemeyeceği,
– Davacı tarafın e-posta hizmetini aldğı şirketi değiştirmesi nedeniyle söz konusu e-postalara erişilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu inceteme neticesinde, Bilirkişi Heyetimizin kök raporu sonrası davalı yanca dava dosyasına sunular dilekçenin ekinde yer aları ve taraflar arasında 22.03.2018 ile 17.04.2018 tarihleri arasında yazılmış olduğu anlaşılan e-mail mesajlarından, Haziran 2018 – Aralık 2018 dönemine ait 7 aylık uydu frekans bant genişliği tahsisinin davalı tarafa kullandırılmadığı veya bu tahsisin davalı yanca kullandmadığını gösterir bir tespite ulaşılamamıştır. Bu tespitin teknik olarak yapılabilmesinin mümkün olmadığı da anlaşılmaktadır.
Sonuç: Davaya konu alacağın oluştuğu iddia edilen Hazirarn 2018- Aralık 2018 dönemine ait 7 aylık uydu frekans bant genişliği tahsisinin davalı tarafça kullanılmadığına yönelik bir bulguya ulaşılmamış olup burada belirtilen 7 aylık dönem için taraflar arasında (yürürlükte olan) dava konusu sözleşmeye göre oluşan davacı alacağının var olup olmadığı hususunda nihai takdir Sayın Mahkemededir.” şeklinde 2.ek görüş ve kanaatlerini sunmuşlardır.
Rapora karşı taraflarca beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Dosyanın bilirkişi heyetinde yer alan mali bilirkişi …’e yeniden tevdii ile, davacı tarafça davalıya dava konusu alacağa dayanak hizmetin sunulduğunun kabulü halinde ve sunulmadığının kabulü halinde terditli olacak şekilde ayrı ayrı, davalı tarafından dava tarihi itibari ile ödenmiş bulunan 119.059,86 USD’nin mahsubu sonucunda TBK 100. Madde gereği takip tarihi itibari ile hak kazanılabilecek işlemiş faiz miktarlarının belirlenmesine dair ek rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Mali bilirkişi 27/02/2022 tarihli raporunda özetle,
Davacının iddiasının kabul edilmesi halinde gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere
21.02.2019 dava tarihi itibari ile;
Ana para alacağı seçenekli kura göre TL karşılığı
Ana para | Döviz TL Karşılığı Kur Seçeneği
ÜSD | Kuru
100.800,00 | 5,3141 |535.661,28 | TCMB dava tarihi döviz alış kuru USD
100.800,00 | 5,3587 |540.156,96 | Davacının talebine göre kur

USD Faiz alacağı seçenekli kura göre TL karşılığı
Faiz USD Döviz Kuru TL Karşılığı Kur Seçeneği
5.787,23 | 5,3141 30.753,92 TCMB dava tarihi döviz alış kuru USD
5.787,23 | 5,3587 31.012,03 Davacının talebine göre kur

Ana para + faiz USD tutarın seçenekli kura göre TL karşılığı
Ana para + | Döviz Kuru TL Karşılığı Kur Seçeneği
Faiz USD
106.587,23 | 5,3141 566.415,20 TCMB dava tarihi döviz alış kuru USD
106.587,23 | 5,3587 571.168,99 Davacının talebine göre kur

İşbu seçenekte davacının ana para alacağının 100.800,00 USD olacağı, seçenekli kurlara göre TL karşılığının 535.661,28 veya 540.156,96 TL olacağı,
Davacının faiz alacağının 5.787,23 USD olacağı, seçenekli kurlara göre TL karşılığının 30.753,92 veya 31.012,03 TL olacağı,
Ana para+ faiz alacağının 106.587,23 USD olacağı, seçenekli kurlara göre TL karşılığının 566.415,20 veya 571.168,99 TL olacağı, hesaplanmıştır.
Katma Değer Vergisi Talebi;
18.143,86 USD X 70 gün X %15/36500-521,95 USD faiz alacağı olacaktır.
18.143,86 USD KDV Talebinin seçenekli kura göre TL karşılığı
Ana para+ | Döviz Kuru TL Karşılığı Kur Seçeneği
Faiz USD
18.143,86 | 5,3141 96.418,29 TCMB dava tarihi döviz alış kuru USD
18.143,86 | 5,3587 97.227,50 Davacının talebine göre kur Kesilmemiş faturanın katma değer vergisi alacağının 18.143,86 USD karşılığı seçenekli kurlara göre karşılığının 96.418,29 veya 97.227,50 TL olacağı, sonucuna varılmaktadır.
Davacının iddiasının kabul edilmemesi halinde gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere 21.02.2019 dava tarihi itibari ile;
Faiz alacağı tutarının 2.887,50 USD olacağı bu tutarın ise;
1.seçenek TCMB Döviz Alış Kuruna Göre; 2.887,50 USD X 5,3141 — 15.344,46 TL veya 2. seçenek Davacı Tarafından Talep Edilen Kura Göre; — 2.887,50 USD X 5,3587 — 15.473,25 TL karşılığı olacağı hesaplanmıştır.” şeklinde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Taraflarca rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Netice olarak mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre; Taraflar arasında 10/07/2015 tarihinde “Uydu Üzerinden Canlı Yayın Maksatlı Geçici Kapasite Kullanımları için Hizmet Sözleşmesi” imzalandığı, davalı tarafın ödemelerini yapmaması üzerine davacı şirket tarafından 18/06/2018 tarihinde … 28.Noterliği’nin … Yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalıya temerrüt ihtarı yapıldığı, ihtarnameye rağmen davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı, bunun üzerine ….İcra Müdürlüğünün… E.sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlattıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu ve iş bu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve dosyaya sunulan bilgi ve belgelere göre, taraflar arasındaki alacağın dayanağı olan sözleşmelerin hali hazır durumda yürürlükte olduğu, davacının yalmızca bant aralığını hazır tutmakla edimini gereği gibi ifa ettiği, sözleşmede kararlaştırıları ücrete hak kazanabilmesi için ayrıca davalının bu bant aralığını kullanmasımın gerekmediği sonucuna ulaşıldığı, ayrıca uydu frekans bant genişliğinin kullanımının taraf sunucularında ve şirket bilgisayarlarında tespiti için yapılan bilirkişi incelemesinde uydu iletişimi için kullanılan cihazların log bilgisi tutacak şekilde üretilmediği ve bu nedenle 2018 yılındaki kayıtların bulunmadığı, sunulan e-posta yazışması için yapılan incelemede, davalı tarafında yedekler dahil söz konusu e-postaların izlerine erişilemeyeceği, davacı tarafın e-posta hizmetini aldğı şirketi değiştirmesi nedeniyle söz konusu e-postalara erişilemeyeceği sonucuna ulaşıldığı, bu sebeple e- postaların denetiminin yapılamadığı, buna göre davalı tarafından dava dosyasına sunulan dilekçe ekinde yer alan ve taraflar arasında 22.03.2018 ile 17.04.2018 tarihleri arasında yazılmış olduğu anlaşılan e-mail mesajlarından, Haziran 2018 – Aralık 2018 dönemine ait 7 aylık uydu frekans bant genişliği tahsisinin davalı tarafa kullandırılmadığı veya bu tahsisin davalı yanca kullanılmadığını gösterir bir tespite ulaşılamamış olduğu belirlenmiştir.
Teknik bilirkişi değerlendirmesinde ücrete hak kazanabilmesi için ayrıca davalının bu bant aralığını kullanmasımın gerekmediği de tespit edilmiş olmakla, davacı tarafça davalıya dava konusu alacağa dayanak hizmetin sunulduğu kabul edilerek, ödeme emrindeki 238.033,00 USD ana para asıl alacağına ilişkin talep edilen 36.116,00 USD işlemiş faizinin içinde davalı tarafından kabul edilen ve ödenen kışmında dahil olarak hesaplandığı, davacının işlemiş faiz talebini sözleşmenin 3.7. Maddesinin Haftalık bazda kullanım saat ücretleri fatura kesim tarihi olan her ayın 24’ünde fatura edilecektir. …, fatura kesim tarihinden itibaren 30 gün içerisinde ödemeyi kabul ve taahhüt etmektedir.” hükmüne dayandırdığı, takipte belirtilen 238.033,00 USD’lik miktarın bir kısmının ödendiği, ödenen kısmın faturalandırılan bakiye alacak olduğu ve zaten davalı tarafından ödendiği, davacının KDV li fatura olmaksızın KDV’li bedelleri talep etmiş olduğu davalı tarafından itiraz edilen ve dava ile iptali talep olunan kısımda talep olunabilecek 7 aylık KDV hariç fatura alacağının 14.400 x 7 = 100.800 USD olacağı, zira bu miktarın KDV hariç olduğu, talep edilen bakiye sözleşmesel alacağın faturalandırılmamış olduğu, davacı tarafından talep edilebilecek asıl alacak miktarının 100.800 USD olduğu, bu miktar faturalandırılmamış olduğu için, sözleşmenin 3.7 maddesine göre faturalı alacaklar için talep edilebilecek olan faizin talep edilemeyeceği kanaati ile, faize ilişkin talep kabul görmemiş ve netice olarak takibin 100.800,00 USD asıl alacak miktarı üzerinden devamına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile, davalının …. İcra Dairesi’nin… esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin 100.800,00 USD asıl alacak üzerinden devamına,
2-Takipte devamına karar verilen asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz uygulanmasına,
3-Takipte devamına karar verilen 100.800,00 USD’nin takip tarihindeki kur olan 5.3811 TL’ye göre 542.414,88 TL’nin % 20 si olan 108.482,97 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Dava konusu olup, kabul edilen değer üzerinden alınması gereken 37.052,36 TL harçtan önceden davacıdan alınan ( icra + dava) peşin harç 14.190,12 TL harcın mahsubu ile kalan 22.862,24 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye aktarılmasına,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’NİN DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA
7-Davacı tarafça yapılmış olan toplam posta ve tebligat ücreti 102,50 TL, bilirkişi ücreti 4.300,00 TL olmak üzere toplam 4.402,50 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (% 65) 2.861,30 TL yargılama gideri ve 6.925,17 TL peşin harç olmak üzere toplam 9.786,47 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Davalı tarafça yapılmış olan bilirkişi ücreti 1.500,00 TL yargılama giderinden davanın ret oranına göre (% 35) 525,00 TL nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
9-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 44.170,74 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
10-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 28.888,12 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
11-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.11/04/2022

Başkan …
E-İMZA
Üye …
E-İMZA
Üye …
E-İMZA
Katip …
E-İMZA