Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/698 E. 2023/822 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/698 Esas
KARAR NO:2023/822

DAVA:Sigorta (… Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:15/08/2022
KARAR TARİHİ:26/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (… Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili banka ile müteveffa … arasında Bireysel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, açılan kredi hesabı uyarınca kredinin açıldığını, kullandırıldığını, akdedilen sigorta poliçesi kapsamında, …’a kullandırılan bu krediye … Sigortası yapıldığını, müteveffa …’ın bu krediden kaynaklı müvekkili bankaya borcunun bulunmadığını, müvekkili banka alacağını tahsil edemeden …’ın vefat ettiğini, müteveffa … ile kullanmış olduğu tüketici kredisine tanımlanan … Sigortası ve Sigorta Poliçesi hükümleri gereğince. müvekkil bankaca davalı … … ve … A.Ş.’ye sigorta tazminatının tazmini için başvuruda bulunulduğunu, davalı tarafça …/1 Sayılı ve 17/06/2022 Tarihli yazı ile “Sigorta başlangıç tarihinden önce gelen/mevcut bulunan böbrek yetmezligi hastalıgından kaynaklı vefatın, grup sigorta sertifikasında da belirtildigi üzere vefat teminatı kapsamının dışında” olduğu gerekçesiyle müvekkili bankanın tazminat talebi reddedildiğini, Sigorta Poliçesi müvekkili banka tarafından müteveffaya tanımlanan krediye teminat olarak düzenlenen bir sigorta olduğunu, müvekkili banka bu poliçenin dain ve mürtehini olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ile sabit olduğu üzere, rizikonun gerçekleşmesi halinde müvekkili bankanın lehtarı olduğu sigorta poliçesindeki haklarını ve poliçe teminatı kapsamında kalan bakiye kredi alacağını, öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesinin gerektiğini, müvekkili bankanın alacağını, müteveffanın mirasçılarından tahsil edebilmesi için açılması gereken davanın da ön şartı olduğunu, iş bu davanın açılmasında müvekkili bankanın hukuki yararı olduğu izahtan vareste olduğunu, müvekkili banka dain mürtehin olmakla, davalı sigorta şirketi poliçe teminatı kapsamında kalan bakiye kredi alacağını doğrudan müvekkili bankaya ödemekle yükümlü olduğunu, müteveffanın sağlık sorunlarını gerekçe göstererek ödeme yapmaktan imtina etme hakkı bulunmadığını, davalı tarafından tüm müşterilerine yönelik matbu hazırlanmış ve müşterilerince doldurulması talep edilen …Sigortası Sağlık Beyan Formu’nda, kanser hastalığının bulunup bulunmadığı, böbrek yetmezliğine bağlı diyaliz tedavi görüp görmediği, siroz hastalığının bulunup bulunmadığı, kalıcı felç inme hastalığının bulunup bulunmadığı, kalp hastalığına bağlı herhangi bir ameliyat olup olmadığı soruları yer aldığını, tüm tıbbi geçmişini tek tek beyan etmesi istendiğini, …Sigortası Sağlık Beyan Formu’nda Kalp Ameliyatının By Pass, Aort Anevrizma ve Diseksiyon, Kalp Kapak Hastalığı, Emboli ve Doğumsal kalp hastalıkları ameliyatlarını içerdiği ve Anjiyo yapılmasının ve Stent takılmasının kalp ameliyatı olarak değerlendirilmemekte olduğunu, teminat kapsamında olduğu açıkça yazılı olduğunu, müteveffanın sağlık beyan formunda davalıya beyan ettiği tüm hususların gerçeğe uygun olduğunu, ölüm sebebinin mevcut sağlık sorunları ile illiyet bağının bulunmadığını, müvekkili bankanın tazminat talebinin reddinde davalı sigorta şirketi haksız olduğunu, tüm talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla 74.775,75 TL sigorta tazminatının 08/08/2020 temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesini, vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu uyuşmazlıkta görevli mahkeme Tüketici Mahkemeleri olduğunu, davanın öncelikle görevsizlik nedeni ile usulden reddine karar verilmesini, dava konusu uyuşmazlık, kredi kullanan sigortalı murisin tüketici işlemi olan banka kredisi (Tüketici Kredisi) ile birlikte imzalanan … sigortası sözleşmesinden kaynaklandığını, uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiğini, davacıların murisinin kullanmış olduğu bireysel tüketici kredisi nedeniyle yapılan … sigortası poliçesine dayandığını, açıklanan yasal düzenlemeler ışığında, davada görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, sigorta şirketinin sorumlu olduğu tutar poliçe bedeli ile sınırlı olduğunu, davanın kabulü anlamına gelmemekle birlikte poliçe bedelini aşan tutar talebinin kabulü olanağı olmadığını, davacı banka şirketine açtığı davada dava esas harcını 74.775,75 TL olarak gösterdiğini, sigorta tazminatının bu tutar olduğu iddiasında bulunduğunu, Sigorta Şirketi Grup … Sigorta Sözleşmesi ve Grup … Sigorta Sertifikası kapsamında sadece sigorta bedeli ile sorumlu olduğunu, … Sigortası meblağ sigortası olduğunu, meblağ sigortalarında, sigortacının ödeyeceği tazminat miktarı, zarar miktarına bakılmaksızın poliçede gösterilen tutardan ibaret olduğunu, sigortalının vefat tarihi itibari ile yürürlükte olan poliçesi … numaralı olduğunu, poliçenin 27.01.2020 – 20.01.2025 dönemine ilişkin ve 70.000,00 TL bedelli olduğunu, sigortalının vefat tarihi 20.08.2020 tarihi olup, bu kapsamda sigortalının vefat tarihi itibari ile yürürlükte olan poliçe dönemine ilişkin sigorta bedeli poliçede belirlendiğini, davanın kabulü anlamına gelmemekle birlikte ödenebilecek olan tutarın ancak poliçe bedeli ile sınırlı olduğunu, ilgili tutarın banka tarafından yanlış bildirildiğini, yahut kredi sözleşmesinden kaynaklı bakiye kredi alacak tutarı olabileceğinin değerlendirildiğini, şirketleri kredi sözleşmesinin tarafı olmadığını, kredi sözleşmesinin asıl borçlu tarafınca ödenmeyen/bakiye kalan kredi borcunun şirketlerinden tahsil edilebilmesinin hukuken mümkün olmadığını, banka tarafından sunulan Yargıtay Kararları kapsamında önce sigorta şirketine başvurulmasının gerektiği yönünde içtihat oluştuğu algısı yaratılmak istenmekteyse de bu kararın içtihat olmadığını ispat edecek aksi yönde kararlarında mevcut olduğunu, sigortalı murisin bankadan kullanmış olduğu tüketici kredisi sonrasında poliçe ile sigorta kapsamına alındığını, sigortalının sigorta öncesinden gelen böbrek yetmezliği hastalığı sigorta teminatı kapsamı dışında olduğunu, sigortalı muris sigorta öncesinden gelen söz konusu hastalığını müvekkili şirkete bildirmediğini, müvekkili şirketin tazminat ödeme borcunun bulunmadığını, açılan iş bu davanın emsal kararlar gözetilerek öncelikle görevsiz görevsiz mahkemede açılmış olması nedeni usulden reddini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, … sigortasından kaynaklı alacak davasına ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 15/08/2022 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Yapılan yargılama sonucunda; dava konusu uyuşmazlık, kredi kullanan sigortalı murisin tüketici işlemi olan tüketici kredisi ile birlikte imzalanan … Sigortası Sözleşmesinden kaynaklandığı, murisinin kullanmış olduğu bireysel tüketici kredisi nedeniyle yapılan … sigortası poliçesine dayandığı, açıklanan yasal düzenlemeler ışığında davada görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu, uyuşmazlığın tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği görülmekle, 1086 sayılı HMK görev ve yetkiye ilişkin husus ve 6100 sayılı yasanın 2.maddesi gereğince değerlendirilmekle mahkememizin görevsizliğine bu nedenle mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, HMK’nın 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birisinin usulen başvurması halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-HMK.nun 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birisinin usulen başvurması halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, süresi içinde talep olmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılacağı hususunun ihtarına,
3-Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının Mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır