Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/682 Esas
KARAR NO:2023/966
DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/03/2014
KARAR TARİHİ:19/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yaklaşık 10 yıldan beri davalı … Ara Hiz.Ltd. Şti. aracılığıyla diğer davalı …ile düzenli olarak İşyeri Paket Sigorta Poliçesi akdettiğini, düzenli olarak risk mutabakatı yapıldığını primlerin eksiksiz olarak ödendiğini, davacı müvekkile ait … … … adresinde kain … adlı eğlence tesislerinde mevcut … sulu kaydırak sisteminin montajlı olduğu zeminin aşırı yağışlar neticesinde zeminde kayma ve çökme olması ile sistemde hasar meydana geldiğini, Poliçe kapsamındaki haklarından yararlanabilmek adına yapmış oldukları başvurunun Sigorta şirketi tarafından değerlendirilmediğini, taraflar olarak yapılan incelemeler ve raporlar neticesinde taleplerinin yer kayması klozuna göre teminat harici olduğu gerekçesiyle reddedildiğini, davalı … şirketinin yazıyı taraflarına tebliğ etmeden önce iki ayrı ekspertiz raporu düzenlediğini, düzenlenen raporda meydana gelen hasarın sebebinin yer kayması olduğunun belirtildiğini, bunun üzerine davalı … şirketinin 18/03/2013 tarihli bu raporu yok hükmünde sayarak daha kapsamlı bir çalışma yapmak gerekçesi ile 19/04/2013 tarihinde başka bir sigorta eksperine yeniden ekspertiz raporu düzenlettiğini, bu tarihli raporda ise davalı … şirketinin isteğine uygun olarak kaydırak sisteminin kaynak yapılarak sabitlenmiş olduğu ve böylece kaydırak üst yapasından dikmelere aktarılan gerilimlerin temel yapılarına da intikal etmesinin kaçınılmaz olduğu gibi bir gerekçe ile hasarın teminat kapsamında değerlendirilemeyeceği şeklinde yersiz bir tespitte bulunulduğunu, dava konusu kaydırak sisteminin zaten uluslararası kaynak ve montaj yönetmeliğine uygun bir şekilde kaynaklı olarak yapıldığını, sistemin kaynak yapılarak sabitlenmiş olduğu gerekçesi ile kullanım hatası veya benzeri bir gerekçe ile müvekkil şirketin sorumlu tutulamayacağının aşikar olduğunu, dava konusu olayda olağanüstü aşırı dönemsel yağışlar baskını nedeniyle toprak çökmesi meydan gelmiş olduğundan yangın sigortası genel şartlarından yer alan yer kayması klozunda da açıkça görüleceği gibi hasar ile teminat kapsamı altında olduğunu, tüm bu nedenlerle … nolu poliçe kapsamında müvekkil şirket nezdinde meydana gelen hasarın ve bu hasar nedeni ile munzam zararlar dahil olmak üzere maddi zararın tespitine ilişkin belirsiz alacak davası taleplerinin kabulüne, Mahkemece tayin ve takdir edilecek maddi tazminat miktarı yönünden davanın ıslah edeceklerinden tespit edilecek tazminatların davalılardan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Hizmetleri Ltd. Şti ‘nin cevap dilekçesinde özetle; kuruluşlarının bir sigorta şirketi olmadığını, davcının muhatabının poliçeyi tanzim eden … A.Ş olduğunu, şirketlerinin sadece davacı firma ile … A.Ş arasındaki sigortaların yapılmasında aracılık ettiğini, dolayısı ile hasım gösterilerek davanın taraflarına açılmasının hatalı olduğunu, husumetle ilgili itirazlarından ari olarak taraflarına tebliğ olunan dava konusu poliçenin ek teminatlar bölümü olan 3. Sayfasındaki tanımda yer kaymasının teminatı poliçe kapsamına alındığını, hasarı oluşturan riskin poliçe kapsamında olup poliçe tanziminden dolayı acenteliklerinin herhangi bir mesleki sorumluluğunun e bu nedenle hasar tazminat sorumluluklarının bulunmadığını, tüm bu nedenlerden dolayı husumet iddialarının bulunduğunu, davcı ile sigorta şirketi arasında kurulmuş olan sigorta sözleşmesi nedeniyle taraf olmadıkları hukuki ilişki nedeniyle davadaki talepler bakımından vekaleten veya asaleten sorumlu olmadıklarının ve davanın reddine karar verilmesini mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiş olduğu görülmüştür.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın, 6100 sayılı HMK 109/2 maddesi gereğince belirsiz alacak davasının reddinin gerektiğini, somut olayda toprak katmanının çökmesi ve kaymasına bağlı olarak meydana geldiğini,bir riziko ve hasar söz konusu olmadığı için, yer kayması klozunun işlerlik kazanabilmesinin mümkün olmadığını, diğer taraftan sigorta sözleşmesinin sigortalının menfaatine zarar verebilecek tehlikelere karşı yapıldığını, sigorta sözleşmesinin temel unsurlarından biri olan rizikonun zarar verme özelliği olan olayların gerçekleşme ihtimali olarak tanımlandığını, dolasıyla sigorta sözleşmesinin gerçekleşme ihtimali olan tehlikeli durumlara karşı tesis edildiğini, ayrıca yer kayması klozunun bağlı olduğu yangın sigortası genel şartlarının B 4.4 maddesine göre yangın çıkarmaksızın sigortalı şeylerin kendi ayıplarından mayalanmalarından kaymalarından veya bünyelerinde meydana gelen bozulmalar ile kavrulmalar nedeniyle uğradıkları zararların teminat dışı kabul edildiğini, dava konusu olayda toprak katmanının çökmesi ve kaymasına bağlı olarak meydana gelmiş bir riziko ve hasar bulunmadığını davaya konu edilen zararların uzun süre kullanıma bağlı olarak meydana geldiğini, bu durumun dosyaya sunulan 19/04/2013 tarihli teknik ekspertiz raporundan görülebileceğini, bir an için yer kayması riskinin meydana geldiği kabul edilse dahi yine de sigortalı … sisteminin temellerinin sağlamlaştırılmasına ve zemindeki kaymayı önlemeye yönelik giderlerin sigorta teminatı dışında kalacağını, dolayısıyla her durumda … kaydırak sisteminin sağlamlaştırılmasına güçlendirilmesine ve zemindeki kaymayı önlemeye yönelik dolaylı zararlardan müvekkil sigorta şirketinin sorumlu olamayacağını, tüm bu nedenlerle 6100 sayılı HMK 109/2 maddesi gereğince alacak belirlenebilir ise kısmi dava açılamayacağı için davacının taleplerinin reddini her durumda teminat dışı hasara istinaden açılan haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddini yargılama ücreti ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş olduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava, İşyeri Paket Sigortası Poliçesi kapsamında, sigorta tazminatı istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, taraflar arasında, İş yeri paket sigorta poliçesinin imzalandığı ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasında uyuşmazlığın, sigorta poliçesinde teminat altında olan yerde, yer kayması rizikosunun gerçekleşip gerçekleşmediği, meydana gelen olayın teminat kapsamında olup olmadığı, davacı sigortalı işyerinde meydana gelen hasarın miktarı noktasında toplanmaktadır.
Dosyaya sunulan hasar dosyası incelendiğinde; davacının işyerinin 01/08/2011-01/08/2012 vade tarihli poliçe ile davalı … şirketi nezdinde sigortalı olduğu, yer kayması ve fırtına ek teminat kapsamına alındığı, beton ve/veya toprak zeminli, açık ve kapalı alanlardaki tüm bina ve eklentileri 2.050.000-USD; makine, tesisat, tüm aksam ve yedek parçalar ile 3.kişilere ait de olsa tüm makine muhteviyatının 950.000-USD; Hammadde, malzemeler, ambalajlar, sarf malzemeleri ve yiyecek içecek stokları ve temizlik maddeleri 40.310.00-USD, cam kırılması 50.000-USD, çalışan ve yöneticilere ait şahsi eşyalar 2.300.-USD’ ye kadar teminat altına alındığı, işyerinde … adlı eğlence tesislerinde yer alan “…” isimli sulu kaydırak sisteminde 27/06/2012 tarihinde aşırı yağış nedeniyle oluşan sel ve su baskınına bağlı zemin kayması meydana geldiği, sistemin hasarlandığı, davalı … şirketinin davacı şirkete hasarın teminat kapsamında olmadığından bahisle ödeme yapılmaması nedeniyle davanın açıldığı anlaşılmaktadır
Mahkememizce hasar dosyası, poliçe, daha önceden yaptırılan ekspertiz raporu soruşturma evrakları ve dosyadaki tüm deliller değerlendirilerek, dava konusu mahalde keşif yapılarak, bilirkişi incelemesi yapılması için … 1. Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmıştır. Bilirkişi heyetinin sunduğu 28/10/2015 tarihli raporda özetle; Davaya konu olan kaydırak tesislerinin teknik açından bir projesinin olmadığının anlaşıldığı, dosyada tesisin yıllık bakım-onarım ve sezonluk hazırlık içeren bir sözleşme bulunmadığı, İnşaatsal Değerlendirme ve Jeolojik Değerlendirmede; sonuç olarak sigortalı “…” sisteminde bakımsızlık ve eksikliklerin mevcut olduğu, rizikonun gerçekleşmesinde %25 etkisinin olduğu, sigortalı sistemin zemininde gerçekleşen Yer Kayması Klozuna uygun şekilde gerçekleşen toprak çökmesi olayının ise rizikonun gerçekleşmesinde %75 etkili olduğu, toplam hasarın %25′ lik kısmının Yangın Sigortası Genel Şartlarının A.4.4. Maddesine göre ve Yer Kayması Klozunun “teminat dışı kalan haller” başlıklı maddesinin 2.bendine göre teminat dışında kaldığının kabul edilmesi gerektiği, sigortalıya rizikonun gerçekleşmesinde %25 kusur verilerek bu kusurun düşülmesinin söz konusu olmayacağı, esasen sigortalı şeyin kendi ayıbı nedeniyle hasarın %25′ lik kısmı için genel şart ve klozu hükümlerine göre teminatsızlık halinin mevcut olduğu, hesaplamaya esas alınan zarar kalemlerinin dava konusu … sisteminin rizikodan bir gün önceki haline dönmesi ve kullanılır hale gelmesi için yapılması zorunlu işler olduğu, bu işlerin yapılması ile sistemin rizikodan bir önceki bakımsız haline göre daha iyi ve bakımlı hale geleceği, bu nedenle toplam tazminat tutarından takdiren %20 kıymet kazanma tenzili bedeli düşülmesi gerektiği, netice olarak, Kaydırak sistemin üzerine oturmuş olduğu dolgu kısım tekniğine göre oluşturulmuş ve yapılmış bir özellikte olmadığı, Dolgu üzerine oturtulmuş tesisin dikmelerin bağlantı ana temeller ve bu temellerin oturmakta olduğu kademeli kısımların (setlendirilme) yeterli teknik şekilde oluşturulmamış olduğu, Dolgu üzerine gelecek yağmur sularının tahliyesi için gereken bir teknik imalata rastlanılmadığı, böylece yağmur sularının devamlı dolgu tarafından bünyeye alınmış olması ile dolguda yapısal gevşeme oluşmuş olması ile zeminde çökmeler ve sistemin ağırlık ile de hareketlendirmelerin oluşumu hızlanmış olacağı, incelenen yerde vuku bulan olayın jeolojik yönden yeraltı suyu tablasının yüksek olması (nehirde su tutulması ve 21.05.2012 tarihinde 4l.4kg/m2 yağmur yağması) yani tetiklemesi sebebiyle ani oturma, çökme yapabileceğini, diğer faktörlerle birlikte etkileşimi sonucunda olayın meydana geldiği, sigortalı … sisteminde izah edilen bakımsızlık ve eksiklikler mevcut olup, bu durumun rizikonun gerçekleşmesinde % 25 etkisinin olduğu, Sigortalı … sisteminin zemininde gerçekleşen Yer Kayması Klozuna uygun şekilde gerçekleşen toprak çökmesi olayı ise rizikonun gerçekleşmesinde %75 etkili olduğu, konu sistemin yeniden güvenli şekle getirilmesi için yapılacak tadilatların masrafının hesaplandığı, netice itibariyle davacı tarafın davalı … şirketinden talep edebileceği hüküm altına alınacak sigorta tazminatının KDV dahil 33.630,00TL olacağı görüş ve kanaatlerini bildirilmişlerdir.
Tarafların bilirkişi raporuna beyan ve itirazlarını nedeniyle, Mahkememizce ek rapor alınmasına karar verilmiştir. 16/06/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; kök raporlarını aynen tekrar etmiş oldukları anlaşılmıştır.
Ek raporun taraflara tebliğ edildiği, ek rapora karşı beyan ve itirazların sunulduğu, Mahkememizin 03/05/2017 tarihli celse ara kararı gereğince tarafların iddia ve itirazları doğrultusunda bir sigorta hukukçusunun da bulunduğu yeni bir heyetten inşaat ve jeoloji müh.bulunduğu bir heyetten rapor alınmak üzere talimat mahkemesine yazı yazılmasına karar verildiği,… 1. Asliye Ticaret Mahkemesince … talimat sayılı dosyasında keşif yapıldığı, dosyaya sunulan belgeler, keşif ve dosya kapsamı ile rapor alınmak üzere dosyanın bilirkişiye tevdi olunduğu, bilirkişilerin raporunu sundukları, raporda özetle; Hasarın 27.06.2012’de meydana geldiğini ve poliçe kapsamında olduğu, yer kaymasının Yangın Sigortası Genel Şartları gereğince (A.4.4- Yangın çıkarmaksızın; sigortalı şeylerin kendi ayıplarından, mayalanmalarından, kavrulmalarından veya bünyelerinde meydana gelen bozulmalar ile kavrulmalar nedeniyle uğradıkları zararlar) teminat kapsamı dışında sayılması için; T.C. Yargıtay11.Hukuk Dairesi, 12.10.20042003/12357 Esas, 2004/9662 Karar No’lu ilamında özetle; “Dava, yer kayması teminatını da İçeren İşyeri paket sigorta poliçesi ile sigortalı işyerine dahil olan istinat duvarındaki hasar nedeniyle, sigorta teminatının tahsili istemine ilişkindir. İstinaf duvarındaki hasarın teminat kapsamında olabilmesi için, duvarın yapımında davacının kusurlu olmaması değil, duvarın ayıplı yapılmamış olması gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, dosya içerisindeki tüm kanıtların da dikkate alınacağı uzman bilirkişi heyetinden, dava konusu istinat duvarındaki hasarın, istinat duvarının kendi ayıbından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, buna göre hasarın sigorta kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekir.” denildiği ve “istinat duvarındaki hasarın teminat kapsamında olabilmesi için, duvarın yapımında davacının kusurlu olmaması değil, duvarın ayıplı yapılmamış olması gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, dosya içerisindeki tüm kanıtların da dikkate alınacağı uzman bilirkişi heyetinden, dava konusu istinat duvarındaki hasarın, istinat duvarının kendi ayıbından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, buna göre hasarın sigorta kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekir” şeklinde olduğu, 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanununun, cc) Rizikonun gerçekleşmesinde kusur başlıklı 1429 maddesinde “-(1) Sigortacı, aksine sözleşme yoksa, sigorta ettirenin, sigortalının, lehtarın ve bunların hukuken fiillerinden sorumlu bulundukları kişilerin ihmallerinden kaynaklanan zararları tazminine yükümlüdür. Sigorta ettiren, sigortalı ve tazminat ödenmesini sağlamak amacıyla bunların hukuken fiillerinden sorumlu oldukları kişiler, rizikonun gerçekleşmesine kasten sebep oldukları takdirde, sigortacı tazminat borcundan kurtulur ve aldığı primleri geri vermez. (2) 1495, 1503 ve 1504 üncü maddenin İkinci fıkrası hükmü saklıdır.” denildiği, Somut uyuşmazlıkta her ne kadar kasıt bulunmasa da, yaz-kış periyodik bakımları hususunda ihmallerinin söz konusu olup olmadığının tespitinde, bu konuda periyodik bakımlara ilişkin fatura ve ödemelerin, faaliyetin durması ile meydana gelen zararın tespiti için şirket ticari defterlerinin bir mali müşavir bilirkişi tarafından incelenmesi gerektiği, 3 yıllık bir süre ile faaliyetin durması, ortaya çıkan zararın daha çok büyümemesi için gerekli tedbirlerin taraflardan herhangi birince acilen alınmadığı anlamına geldiği, Türk Ticaret Kanununda, Sigorta ettirenin zararı azaltma veya önleme yükümlülüğünün olduğu, fakat bu yükümlülüğü yerine getirmesi için gerekli bildirimleri yaparak sigortacıdan talimatlar alması gerekli olması halinde avans ödemesi gerekmekte olduğu, yeni TTK MADDE 1448- d) Zararı önleme, azaltma ve sigortacının rücu haklarını koruma yükümlülüğü (1) Sigorta ettiren, rizikonun gerçekleştiği veya gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğu durumlarda, zararın önlenmesi, azaltılması, artmasına engel olunması veya sigortacının üçüncü kişilere olan rücu haklarının korunabilmesi için, imkânlar ölçüsünde önlemler almakla yükümlüdür. Sigorta ettiren, sigortacının bu konudaki talimatlarına olabildiğince uymak zorunda olduğu, birden çok sigortacının varlığı ve bunların birbirlerine aykırı talimatlar vermeleri hâlinde, sigorta ettiren, bu talimatlardan zararın azaltılması ve rücu haklarının korunması bakımından en uygun olanını dikkate alınacağına. (2) Bu yükümlülüğe aykırılık sigortacı aleyhine bir durum yaratmışsa, kusurun ağırlığına göre tazminattan indirim yapılacağını. (3) Sigortacı sigorta ettirenin birinci fıkra gereğince yaptığı makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, sigorta tazminatından veya bedelinden ayrı olarak tazmin etmekle yükümlü olacağını,eksik sigortanın yapıldığı hâllerde 1462. madde hükmü kıyas yoluyla uygulanacağını, (4) Sigortacı, sigorta ettirenin istemi üzerine giderlerin karşılanması amacıyla gerekli tutarı avans olarak ödemek zorunda olacağı, Sigorta ettirenin, sigorta şirketine 27.06.2012 tarihinde meydana gelen hasarı, 28.06.2012 tarihînde İhbarda bulunduğu, ekpertiz 28.06.2012 tarihinde talep edildiği, 18.03.2013’de ekspertiz raporunun tamamlandığı, 19.04.2013 tarihli ekspertiz raporuna dayanarak 30.04.2013 tarihli davalı …Ş.’nin yazısında ise davalı … Ot. Kir. Ve Tur. Tic. Ltd. Şti.’ ye olayın yer kayması olarak değerlendirilemeyeceği dolayısıyla ilgili yer kayması klozuna göre teminat harici olduğu cevabının verildiği, dosya içerisinde işbu yazışmalar harici zararın büyümemesi için alınacak önlemler konusunda bir yazışma görülmediği, herhangi bir avans ödemesi belgesine de rastlanmadığı, Davalı şirket tarafından 29.06.2018 tarihli yazı ekinde …’ince davalı … …’e verilen cevabi yazıda; “Kaydıraklarla ilgili patiğimiz tetkikler, tamirat ve tadilatların, 2 adet 140CM Çapında … kaydırakların zemin durumundan dolayı kaydırak taşıyıcı çelik konstrüksüyonlarının dikey çökmeler ve yatay kaymalar nedeniyle kaydırakların gönyesinden ve şakullerinden kaydığı tespit edilmiştir. C.T.P. fiberlerinde kırılma, çatlama, ve deforme olduğu emniyetli kayma ve kayma konforunu kaybettiği ve tehlike arz ettiği görüldü. Bunun neticesinde kaydırak taşıyıcı konstrüksüyonlarında tadilat ve değişim yapıldı. Kaydırağın C.T.P fiber akşamlarında yenileme ve tadilat yapılıp kayma emniyeti ve kayma konforu sağlanmıştır.” denildiği, fakat hasar sonrası yapılan onarım ve tadilata ilişkin ya da yaz-kış bakımlarına ilişkin fatura yahut parça değişim listesi sunulmadığı, dolayısıyla bu bakımsızlık ve eksikliklerin % olarak daha önceki rapordan farklı bir tespit yapılması için farklı veriler bulunmadığından; kusur oranı olarak değil, sigorta edilen şeyin kendi ayıbı nedeniyle hasarın bu yüzde oranında teminat dışı kalmasının söz konusu olduğu, ihmal dolayısıyla meydana gelen bakımsızlık ve zemin çalışmasının teknik ve idari olarak prosedüre uygun yapılıp yapılmaması hususunun da bu oran içerisine dahil tutulduğu, toprak kayması veya çökmenin nedenlerinin, olayın yaşandığı zemine göre farklılık gösterdiğinden, değerlendirilmesinin son derece karmaşık risklerden birisi olduğu, Söz konusu yağışların söz konusu yer kayması ve toprak çökmesine etkisi olduğu olay tarihine yakın tarihlerde meydan gelen yoğun yağışların (21.05.2012 günü 41.4Kg/Metrekare Meteroloji-Genel Müdürlüğünün yazısında), zeminin suya doygunluğunun (01.06.2012-01.07.2012 tarihleri arasında … Nehri’nde su seviyesinin 21,30 metrekarenin altına düşmediği-…A.Ş.Genel Müdürlüğü Hidrolik Santraller Dairesi Başkanlığı’nın yazısında) tespit edildiği dava dosyasında son derece açık olduğu, Davalı … şirketinin ise; sigorta poliçesi hazırlarken … tesis ve müştemilatı ile oturduğu zeminin projesi yani uygulamalar hakkında araştırma yapmadığı ve nehre 120m mesafede olan bir tesisin sel su baskını, yer kayma, yer çökme ve yer oturması (tasman) hususlarını araştırmadığı kanaatinde bulundukları, 22.05.2015 tarihinde … Belediye Başkanlığınca Mahkemeye verilen cevabi yazıda; … İli, … İlçesi, … Mahallesi, 780 ada, 9 No’lu Parsel üzerinde yapılan ifraz sonucu oluşan 28 nolu parsel üzerindeki dava konusu …’in mevcut olduğu, 29.12.1998 tarihinde 17/14 sayılı yapı ruhsatı verilmiş olduğu, yapı ruhsatı ekinde ise dolgu projesine rastlanmadığı belirtildiği, ayrıca yer kayması ve çökmesi tanımı üzerinde bir uyuşmazlık olması halinde Sigorta Akdinde yeteri derecede tarif edilememiş ise; riziko bu olayın bilimsel tanımına göre tespit edilmesinin gerektiğini, yer kaymasının jeoloji bilim dalındaki tanımına göre değerlendirilmesi gerektiği görüş ve kanaatlerini bildirmiş oldukları anlaşılmıştır.
Raporun taraflara tebliğ edildiği, tarafların rapora karşı beyan ve itirazlarını sundukları, Mahkememiz ara kararı gereğince ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi ek raporunda özetle; itirazlar sonrasında kök raporda bir değişiklik yapılması gereği duyulmadığı, Parasal değerlendirmenin; Toprak çökmesinin etkisi 47.500,00 TL X % 75 = 35.625,00 TL, Kıymet kazanma tenzili 35.625,00 TL X %20 = 7.125.00 TL, 28.500,00 TL + %18 KDV, Kdv dahil toplam 33.630,00 TL olduğu görüş ve kanaatlerini bildirdikleri anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin, 16/06/2021 tarihli dilekçesi ile dava değerinin 33.630,00-TL olarak artırdığını bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce 22/09/2021 tarih ve … sayılı ilamı ile ”… Somut olayda, taraflar arasında sigortalı işyerinde yer kayması rizikosunun gerçekleştiği, gerçekleşen rizikonun poliçe kapsamında olduğu, davalının sistem için gerekli bakımları yapmadığı, temel eksikliklerinin de bulunduğu, davalı şirketin, sigorta poliçesi hazırlarken … tesis ve müştemilatı ile oturduğu zeminin projesi yani uygulamalar hakkında araştırma yapmadığı ve nehre 120 m mesafede olan bir tesisin sel su baskını, yer kayma, yer çökme ve yer oturması (tasman) hususlarını araştırmadığı, sigortalı … sisteminde riziko öncesi bakımsızlık ve eksikliklerin, rizikonun gerçekleşmesinde %25 etkisinin olduğu, sisteminin zemininde gerçekleşen Yer Kayması Klozuna uygun şekilde gerçekleşen toprak çökmesi olayının ise rizikonun gerçekleşmesinde %75 etkili olduğu, konu sistemin yeniden güvenli şekle getirilmesi için yapılacak tadilatların masrafların yapılması ile sistemin riziko öncesi güne göre daha iyi durumda olacağından, oransal olarak tenzilinin gerekeceği, bilirkişilerce yapılan; Toprak çökmesinin etkisi 47.500,00 TL X % 75 = 35.625,00 TL, Kıymet kazanma tenzili 35.625,00 TL X %20 = 7.125.00 TL, 28.500,00 TL + %18 KDV, Kdv dahil toplam 33.630,00 TL olduğu yönündeki hesaplamanın yerinde olduğu, TTK 1427.madde de; “(1) Aynen tazmine ilişkin sözleşme yoksa sigorta tazminatı nakden ödenir. (2) Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446. maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur. Can sigortaları için bu süre onbeş gündür. Sigortacıya yüklenemeyen bir kusurdan dolayı inceleme gecikmiş ise süre işlemez.” ve 1446.Madde de “(1) Sigorta ettiren, rizikonun gerçekleştiğini öğrenince durumu gecikmeksizin sigortacıya bildirir. (2) Rizikonun gerçekleştiğine ilişkin bildirimin yapılmaması veya geç yapılması, ödenecek tazminatta veya bedelde artışa neden olmuşsa, kusurun ağırlığına göre, tazminattan veya bedelden indirim yoluna gidilir. (3) Sigortacı rizikonun gerçekleştiğini daha önce fiilen öğrenmişse, ikinci fıkra hükmünden yararlanamaz.” hükümlerine göre rizikonun davacı tarafından süresinde bildirildiği ve bildirim tarihine göre davacı … şirketinin 45 gün sonu olan 13/08/2012 itibariyle temerrüte düştüğü anlaşılmıştır. TTK 105. madde uyarınca, sözleşmelerden doğan alacaklar nedeniyle acenteler müvekkileri adına dava açabilecekleri gibi aynı sıfatla kendisine karşı da dava açılabilir, davalı … şirketinin, acente olduğu, diğer davalı adına hareket ettiği, poliçe kapsamında sabittir, ancak davacı tarafça dava dilekçesi ile sigorta şirketinin doğrudan hasım gösterildiği, sigorta acentesinin izafeten değil doğrudan davalı kılındığı, sigorta poliçesi teminatının tazmin sorumluluğunun sigorta şirketine ait olduğu gözetilerek, davalı acente … şirketi yönünden davanın reddine, diğer davalı … yönünden ise davanın kabulüne ” dair verilen karar davacının atiye bırakmış olduğu munzam zararına ilişkin hüküm tesis edilmediği ve davalı vekilinin zaman aşımı defi iddiasının karşılanmadığı gerekçeleriyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi’nin 29/06/2022 tarih ve 2022/624 Esas 2022/826 karar sayılı ilamıyla kaldırılarak iş bu esasa kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Davaya konu somut olayda; davacı vekilince dava dilekçesinde davacı ile davalılardan sigorta şirketi arasında düzenlenen işyeri paket sigorta poliçesinden kaynaklı olarak 27.06.2012 tarihinde meydana gelen hasarın ve bu hasar nedeniyle (zararın ne kadar tadilat bedeli ile işçilik dahil ve ne kadar sürede giderilebileceği) munzam zararda dahil olmak üzere maddi zararın tespitine ilişkin davanın açıldığı belirtilmekle, dava konusunun belirsiz alacak davasının oluşturduğu zira belirtilen tüm zarar kalemlerinin dava açıldığı anda belirli ya da belirlenebilir olmadığı bir yargılamada yapacağı tespitlerde bilirkişi incelemesi ile açıklığa kavuşturulabileceği anlaşılmakla davanın belirsiz alacak davası olduğu ve davanın açılmasıyla zamanaşımının kesildiği, davalının ıslaha karşı yapmış olduğu zamanaşımı itirazının 13/12/2022 tarihli celsede ara karar ile reddine karar verilerek yargılamaya devam edildiği, davacının sunmuş olduğu 27/12/2022 tarihli beyan dilekçesinde dava dilekçesinde talep etmiş oldukları ve atiye bırakılan munzam zarar kaleminin 100-TL’lik bir alacağa ilişkin olduğu, şu halde 33.530-TL’lik maddi tazminat ve ziyan kalemine ( 100-tl’lik munzam zararı atiye bırakınca bakiye kalan miktara) davalı … şirketine başvuru tarihi olan 27.06.2012 tarihinden itibaren işleyecek bankalar arası uygulanan en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği yine davacının atiye bırakmış olduğu munzam zarar ilişkin talebinin tefrik edilerek yeni bir esasa kaydedilmesine karar verildiği anlaşıldığıdan bu talep bakımından hüküm tesis edilmesine gerek olmadığı, davanın belirsiz alacak davası olduğu ve davalının zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, istinaf kaldırma ilamı öncesinde yapılan yargılama soncunda alınan bilirkişi raporlarının usulüne uygun olduğu ve yine aynı gerekçelerle davacının maddi tazminat talebinin atiye bırakılan munzam zarar talebinin düşülmesi ile … A.Ş yönünden kabulü ile 33.530,00 TL tazminatın 13/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve davalı … Hiz. Ltd. Şti. Yönünden reddine, dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak düzenlendiği üzere;
1-Davanın, davalı … Hiz. Ltd. Şti. Yönünden reddine,
2-Davalı …yönünden kabulü ile 33.530,00 TL tazminatın 13/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 2.290,43 TL karar harcından peşin alınan 256,20 TL ve 320,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 576,20 TL’nin mahsubu ile geri kalan 1.714,23 TL bakiye harcın davalı …den tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacının yaptığı 1.374,10 TL tebligat ve müzekkere gideri (bozma öncesi de dahil olmak üzere) 3.300,00 TL bilirkişi raporları ücreti olmak üzere toplam 4.674,10 TL yargılama giderinin davalı …den tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalı …Ş.’den tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
6-Davalı … Sigortanın yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … Hiz. Ltd. Şti. tarafından yapılan yargılama gideri bulunmaması nedeniyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/12/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır