Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/603 E. 2022/1040 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2022/603 Esas
KARAR NO:2022/1040

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/06/2022
KARAR TARİHİ:13/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacılar ile davalı taraf ile protokol düzenlendiğini, düzenlenen protokolde bahsi geçen bonoya dayanarak ….İcra Dairesinin … esas … esas sayılı dosyası üzerinden toplam 93.973,41 TL üzerinden icra takibine ve haciz işlemlerine başlandığını, takip talebimde davalı tarafın ….İcra Müdürlüğünün … esas ve ….icra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyalara tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ibaresine de yer verildiğini, düzenlenen protokol ile icra takipleri kapsamında müvekkil ve yetkilisi olduğu şirket tarafından protokole dayanak bahsi geçen İstanbul 28.İcra Müdürlüğünün ve ….cra Müdürlüğünün dosyalarındaki borca yönelik münferit tarihlerde müvekkil … tarafından alacaklı hesabına toplam 105.500,00 TL ödemede bulunulduğunu, yine düzenlenen protokolde tahsilatta mükerrerlik olmamak kaydına yer verildiğini, asıl icra takiplerini de borçlusu olan müvekkil … tarafından verilen bononun esasında bahsi geçen iki icra dosyasına binaen verildiğinin görüldüğünü, ne var ki davalı tarafça tahsil harcı da hesaplanmak suretiyle belirlenen …. İcra müdürlüğü ve ….İcra Müdürlüğü dosyalarına yapılan ödemenin icra dairesine bildirilmemiş, herhangi mahsup işleminin yapılmamış, aksine faiz işeyen takip ve haciz işlemlerine güncel dosya hesabı üzerinden devam edildiğini, bu kapsamda müvekkilin ve yetkilisi olduğu şirketin borçlu sıfatına haiz olduğu icra müdürlüğü dosyaları nezdinde borçlu olmadığının tespitinde zorunluluk mevcut olduğunu, müvekkilin ödediği borç yönünden haciz tehdidiyle karşı karşıya bırakılan müvekkiller yönünden icra takibinin teminatsız olarak ivedilikle durdurulmasına karar verilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle ve resen gözetilecek sebeplerle ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, ….İcra Müdürlüğünün … ve ….İCra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen takiplerin teminatsız olarak aksi halde uygun görülecek bir teminat karşılığında takiplerin durdurulmasına, müvekkilin davaya konu icra dosyaları mükerrerliği ile borçlu olmadığının tespitine, ödemeler karşısında kötüniyetle hareket ederek müvekkilin ticari hayatına onarılmaz zararlar veren davalı yönünden %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacılar ile davalı taraf ile protokol düzenlendiğini, Protokol kapsamında davacı borçlu tarafından 05.04.2022 tarihinde 59.645 TL ödeme yapılması gerekirken , ödeme tarihinden sonra 06.04.2022 tarihinde 27.500 tl ödeme yapıldığını, davacı borçlu tarafından 05.04.2022 tarihli taksitten kalan 32.145 TL lik bakiye ile, protokol kapsamında 05.05.2022 tarihinde ödenmesi gereken 59.645 TL tutarlı bakiye ödenmediği için 21.05.2022 tarihinde protokol de de belirtildiği üzere bahsedilen icra dosyalarına tahsilde tekerrür olmamak üzere protokol kapsamında ödenmeyen tutarlar olan 91.790 TL üzerinden … İcra Md … Esas sayılı icra dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak üzere icra takibi başlatıldığını, iş bu icra takibi başlatıldıktan sonra, – 01.06.2022 tarihinde 2500 TL, 01.06.2022 tarihinde 22.500 TL,20.06.2022 tarihinde 30.000 TL,30.06.2022 tarihinde 15.000 TL olmak üzere 70.000 TL ödeme yapıldığını, davacı borçlu ile akdedilen 10.03.2022 tarihli protokol uyarınca ödenmesi gereken 119.290 TL tutara karşılık, 97.500 TL ödeme yapılmış olup, protokol kapsamında 21.790 TL bakiye alacaklarının devam ettiğini, keza yine tahsilde tekerrür olmamak üzere açılan … İcra Md … Esas sayılı icra dosyası borçlunun protokol kapsamında ödemelerini yapmaması sebebiyle açılmış olup iş bu dosyanın takip masrafları da borçlu tarafça ödenmediğini, … İcra Md … Esas sayılı icra dosyasının uyap kayıtlarında haricen tahsil harcı 2.247,58 TL, … İcra Md … Esas sayılı icra dosyasının uyap kayıtlarında haricen tahsil harcı 2.461,43 TL gözüktüğünü, borçlu tarafça 10.03.2022 tarihli protokol kapsamında ödenmemiş 21.790 TL bakiye alacak bulunmakta olup, tahsil harcı tutarlarının da iş bu bakiyenin içerisinde olduğunu, her ne kadar davacı vekili … İcra Md … Esas ve … İcra Md … Esas sayılı icra dosyaları ile ilgili olarak borçlu olmadıklarını, icra dosyalarının tahsil edildiğini iddia etmiş ise de davacı vekilince de sunulan dekontlardan dahi anlaşılacağı üzere protokol kapsamında borçlu tarafça ödenmemiş 21.790 TL bakiye alacak bulunduğunu, davacı borçlu tarafından kalan tutarı ödemesi için taraflarından süre isterken bir yandan da huzurdaki davayı açmasının davacı tarafın kötü niyetle hareket ettiğini gösterdiğini, tüm bu nedenlerle huzurdaki görülmekte olan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, menfi tespit davasıdır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasında yapılan protokol gereğince, bonoya dayanak başlatılan icra takibi dosyasında davacının borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başkanlığı’nın 25.11.2021 karar tarihli ve 1232 karar nolu kararıyla; Finans ile ilgili açılacak davalara bakacak mahkemeler nezdinde ihtisas mahkemelerinin belirlenmesi hususu görüşülerek, 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5. maddesinin beşinci fıkrasında, özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daireler arasındaki iş dağılımının Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebileceğinin düzenlendiğini, asliye ticaret mahkemelerine gelen işlerin vasıf ve mahiyeti itibarıyla çeşitli olması, bu çerçevede finans davalarının yoğunluğu ve niteliklerinin farklı olması göz önünde bulundurularak, gerek uygulama birliğinin sağlanması, gerekse etkinlik ve verimliliğin artırılması ile ihtisaslaşmanın önemi nazara alınarak, finans davalarında iş dağılımı bakımından iki veya daha fazla dairesi bulunan mahallerde ihtisaslaşmaya gidilmesinde fayda olacağının değerlendirildiği, kanuni düzenlemelerden ya da Hâkimler ve Savcılar Kurulunun kararlarından kaynaklı olarak, asliye ticaret mahkemesinin hangi dairelerinin iflâs ve konkordato, deniz ticareti ve deniz sigortaları gibi davalar dolayısıyla gelecek işlere ilişkin ihtisas mahkemesi sıfatıyla bakacağı gözetilerek, aynı dairelerde iş yoğunluğu oluşmaması bakımından finans davalarına olabildiğince farklı dairelerde bakılmak üzere ihtisas mahkemeleri belirlenmiştir.
Bu itibarla; …
5) 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan, …
Kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere; …
f) Yirmi veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına,
Bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkûr mahkemelere gönderilmemesine, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine ve dosya sayısına göre genel tevziden de iş verilmeye devam edilmesine 25.11.2021 tarihinde karar verildiği sabittir.
Huzurdaki dava davacılar ile davalı arasında düzenlenen faktoring sözleşmesi nedeniyle doğmuş olup, 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan kaynaklanmaktadır.
Bu nedenle HSK Başkanlığı’nın 25.11.2021 tarihli ve 1232 sayılı kararı gereğince dava dosyasının İstanbul 6, 7, 8 ve 9 numaralı Asliye Ticaret Mahkemeleri’nden birine tevzii edilmesi gerekmektedir.Dava dosyasında mahkememiz görevsizdir. Bu nedenle mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. Maddesi uyanınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulen REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli İstanbul 6, 7, 8 ve 9 numaralı Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul 6, 7, 8 ve 9 numaralı Asliye Ticaret Mahkemeleri’nden birine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı 13/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır