Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/599 E. 2023/883 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/599 Esas
KARAR NO:2023/883

DAVA TARİHİ:30/06/2022
KARAR TARİHİ:23/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ:24/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkiline ait olan … plaka sayılı 2017 model … marka araç, 05.02.2022 günü, saat 22.00 sularında, müvekkilinin … mahallesi … Sokak No: 75 …/İSTANBUL adresindeki binanın önüne park etiğini, müvekkili 06.02.2022 günü sabah saat 10.00 sularında aracının yerinde olmadığını gördüğünü, müvekkili aynı gün … Polis Merkezine müracaat ederek suç duyurusunda bulunduğunu, şikayetçi olduğunu, çalınan aracın yedek kontak anahtarının mevcut olmadığını, mevcut olan bir adet kontak anahtarın müvekkilinde bulunduğunu, GPS sistemi bulunmayan aracın ne şekilde çalınmış olduğu hakkında davacının herhangi bir bilgisinin olmadığını, hırsızlık sonucu çalınan araç … poliçe numarası ile davalı sigorta şirketi tarafından ‘Bireysel Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi’ sigortalandığını, hırsızlık olayında müvekkiline ait bulunan … plaka sayılı aracın çalınması sonucu, müvekkili aracın kaskolu bulunduğu davalı sigorta şirketine, hasar ihbarında bulunduğunu, zararın karşılanmasını talep ettiğini, davalı sigorta şirketi müvekkilinin başvurusu üzerine … numaralı hasar dosyası açtığını, 28.03.2022 tarihinde müvekkile verilen yanıtta hasarın teminat dışı olduğundan bahisle bu istemin reddedildiğini, davalı sigorta şirketince hasar talebinin, “Yapılan araştırmalar neticesinde sigortalı aracın tek anahtarının olduğu, aracı alırken yedek anahtarının olmadığı ve kasko poliçesi yapılırken bu durumu bildirmediği tespit edilmiştir.” şeklinde bir gerekçeyle birlikte; Kasko Genel Şartlarının A.4.11. maddesine atıfta bulunulduğunu, “Araç anahtarının zor kullanma, öldürme, yaralama veya araç gereç kullanılarak zorlama ile ele geçirilmesi suretiyle aracın çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi” kuralına istinaden bu hasarın teminat dışı olduğundan bahisle zararın karşılanması talebi reddedildiğini, davalı şirketin iddiası doğru olmadığını, Bireysel Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesinin 2. sayfasında 1-e maddesi gereğince “aracın veya araç parçalarının çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi” durumunda “aracın doğrudan uğrayacağı maddi zararları teminat altına alır” şeklinde bir düzenlemeyle aracın bu şekilde bir hırsızlık sonucunda çalınması, poliçeyle teminat altına alındığını, müvekkili ile davalı şirket arasındaki poliçede ve de Kara Taşıtları Sigortası Genel Şartlarında belirtilen hasarların teminat dışı olduğuna dair herhangi bir hükmün olmadığını, müvekkili poliçede ve Genel Şartlarda belirtilen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, primlerini zamanında yatırdığını, zamanında yapılan bildirime rağmen ve diğer bütün şartları gerçekleşmişken davalının zararının tazmininden imtina etmesi poliçe ve Genel Şartlar hükümlerine, kanun hükümlerine aykırı olduğunu, çalınan aracın hasar bedelinin, davalı sigorta şirketi tarafından ödenmesi söz konusu olduğunda, Kasko Poliçesinde belirtilen araç değeri üzerinden değil, ödeme tarihindeki aracın rayiç değeri üzerinden hasarın tazmin edilmesi ve davacıya bu tarihteki rayiç değer üzerinden ödeme yapılmasının gerektiğini, ülkemizde araç fiyatları hızla artmakta olup, hem bu husus hem de ülkenin içinde bulunduğu olumsuz ekonomik koşullar dikkate alındığında bu uygulamanın yasaya ve hakkaniyete daha uygun olacağını, davalı sigorta şirketi müvekkilinin Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları ve ilgili diğer yasal mevzuattan kaynaklanan alacaklarını ödememiş ve yasal yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, müvekkili arabuluculuk bürosuna başvurduğunu, yapılan arabulucu başvurusu kapsamında yapılan görüşmeler sonucunda taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, arabuluculuk sürecinin olumsuz sonuçlandığını, davanın açıldığı tarihte, alacağın miktarını veya değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmeleri, bunun imkansız olması nedeniyle maddi tazminat davasının H.M.K. 107. madde uyarınca belirsiz alacak davası olarak görülmesi gerektiğini, müvekkilinin sigortalı aracının çalınması üzerine meydana gelen zararın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları, davacı müvekkili ile davalı sigorta şirketi arasında kurulan sigorta akdi hükümleri gereğince davalı sigorta şirketi tarafından tazmin edilmesini, davanın kabulü ile müvekkile ait … plakalı 2017 model … marka aracın çalındığını, aracın kasko değerinin davalı sigorta şirketince müvekkiline ödenmesini, ödenecek olan araç bedelinin aracın çalındığı tarihteki değeri üzerinden olmadığını, hasarın davalı tarafça ödenmesi tarihindeki rayiç değeri üzerinden tazmin edilmesinin gerektiğini, maddi tazminat taleplerinin H.M.K 107.madde uyarınca belirsiz alacak davası olarak görülmesini, aracın çalınması nedeniyle oluşan zararın tazmini için ileride dava değerini belirlemek üzere şimdilik 100,00 TL alacağın davalı taraftan alınarak davacıya verilmesini, yargılama aşamasında ortaya çıkacak olan fazlaya ilişkin tüm hak ve alacakları dava ve talep haklarının saklı tutulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: belirsiz alacak davası açılmasında hukuki menfaat bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın belirsiz dava koşullarını taşımadığını, davacı tarafından dava öncesinde hasar tespiti yapıldığını, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 107. maddesi “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” Şeklinde düzenleme bulunduğunu, davacı tarafından kesin olarak belirlenmiş bir rakam mevcutken belirsiz dava açılması kabul edilemeyeceğini, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, müvekkili sigorta şirketi teminat dışında kalan bir durumdan dolayı davacıya ait aracın kasko bedelini ödemekle yükümlü olmadığını, davacının müvekkili sigorta şirketine vermiş olduğu beyanları birbiriyle çeliştiğini, davacı ve araç sahibi … müvekkili sigorta şirketine vermiş olduğu 01.03.2022 tarihli beyanında aracı kullanamadığını, bir yere gitmek istediğinde eş dost tarafından gideceği yere götürüldüğünü, 05.02.2022 tarihinde önce erkek arkadaş olarak belirttiği daha sonradan aile dostum olarak söylediği … tarafından ikametinden alındığını ardından … Sok. No:75’de o gecelik konaklama yaptığını, 06.02.2022 günü ise konaklama yaptığı evin önünde aracını görmediğini, olayın meydana geldiği noktada yapılan araştırmada aracın çalınma anına tanık olan kimselere ve çalınma noktasında herhangi bir güvenlik kamerasına rastlanılmadığını, bu beyanların tamamen asılsız olduğunu, gerçeği yansıtmadığını, müvekkili sigorta şirketi tarafından yapılan araştırmalarda davacı ve araç sahibi … beyanınında belirttiğinin aksine 05.02.2022 tarihinde bahsettiği adrese hiç gitmediğini, davacı ve araç sahibi …’ün beyanının aksine olay mahallinde yaşayan kişilere oraya misafir olarak gelen bir bayanın arabası çalındığından bahisle araç sorulduğunda sokak sakinleri şaşkınlıklarını gizleyemediklerini, araç devamlı olarak aynı noktaya park edilen bir araç olduğunu, … diye bahsettikleri …’ya ait olduğunun öğrenildiğini, sokak sakinlerinin beyanlarına göre araç …’ya ait olduğunu, olay araştırması için müvekkili sigorta şirketi tarafından …’ya ulaşılmak istenildiğinde ise birebir görüşmeyi kabul etmeyerek araştırmaya tepki gösterdiğini, yer göstermede tayin edeceği birisi tarafından yardım talebinde bulunulduğunda ise kardeşi …’yı görevlendirdiğini, müvekkili sigorta şirketi tarafından yapılmaya çalışılan araştırmada ise … bir takım soruları tam cevaplayamamış ya da cevapsız bıraktığını, araç sahibinin ifadeleri arasında çelişkiler bulunduğunu, araç kendisinin kullanımında değil …’nın kullanımında olduğunu, sokak sakinleri bunu doğruladığını, davacı taraf yargılama sonunda hükmolunacak tazminat bedeline ticari işlerde uygulanacak faiz işletilmesini talebinin de kabulünün mümkün olmadığını, uyuşmazlık konusu alacak haksız fiilden kaynaklandığını, haksız fiillerden doğan alacaklara yasal faiz işletilmesinin gerektiğini, öncelikle usule ilişkin itirazlarının kabulü ile davanın usulden reddini, usulden ret kararı verilmediği takdirde, haksız, mesnetsiz, yasal mevzuata, hukuka ve hukukun genel ilkelerine aykırı olarak açılmış olan davanın esastan reddini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davacı …’e ait … plakalı 2017 model … marka araç 05/02/2022 günü aracın çalınmasından bahisle kasko bedelinin ödenmesi amacıyla açılan tazminat davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 30/06/2022 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Sigorta eksperi bilirkişi … tarafından hazırlanan 11/01/2023 tarihli kök raporda özetle: araç 05/02/2022 tarihine göre 2.el piyasa değeri 285,000,00 TL olduğu, davalı taraf çalınmanın gerçekleştiği mahalle sakinlerinin ifadesi, soruşturma ve incelemelerinde aracın devamlı aynı yere park edildiği ve sahibi olarak bilinen … adlı esas ismi … isimli şahısa ait olduğu bilinmekte olup, hatalı ve yanıltıcı kaza beyanına ifade verildiğini, Kasko Genel Şartlarında araç çalınmasında tüm anahtarların teslim edilmesi, yedek anahtarların gerçek anahtar sayılmasına göre Genişletilmiş Kasko Genel Şartlarına göre talep olunan hasar teminat harici olduğuna ilişkin rapor düzenlenmiştir.
Davacı taraf bilirkişi raporuna yönelik beyan ve itiraz dilekçesi sunmuş, mahkememiz dosyasında bu itirazların değerlendirilmesi amacıyla bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiden 30/07/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle: Kasko Poliçe Genel Şartlarında araç çalınması halinde teslim edilecekler arasında yedek anahtar dahil olduğuna dair poliçe akdi yazılı olarak belirtildiği ve davacı tarafından imzalandığını, Poliçe Genel Şartlarının kök raporda ek olarak gösterildiği, immobilizer olarak yedek anahtar olmadan araç çalıştırılamaz olduğunu, yedek anahtar teslim edilmediğini, talebin teminat haricinde olduğuna ilişkin ek rapor düzenlenmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile sonucunda; dosya kapsamına göre denetime elverişli bulunan raporlara kök ve ek raporlar yerinde görüldüğünü, alınan raporlar, yapılan yargılamalar dikkate alınarak yedek anahtar olmadan aracın çalıştırılamaz olmasından dolayı ve yedek anahtar teslim edilmediğinden talebin teminat harici olduğu kabul edilerek toplanan tüm delillere göre davacının davasının sübut bulunmadığından reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının SÜBUT BULMADIĞINDAN REDDİNE
1-Karar harcı 269,85 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile eksik 189,15 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen ve dava miktarını geçmemek üzere 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.23/11/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır