Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/562 E. 2022/1067 K. 16.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/562 Esas
KARAR NO : 2022/1067

DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/06/2022
KARAR TARİHİ : 16/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile borçlu … ve davalılar arasında düzenlenen 17.07.2017 düzenleme tarihli 20.06.2018 Ödeme tarihli 7.500,00 USD bedelli senedin olduğunu, bu senedin bir kısmının ödendiği, bir kısmının ödenmediğini, süresi içinde borçlular tarafından bir kısım ödemenin yapıldığını fakat geri kalanı ödeyeceklerini söylemelerine rağmen kötü niyetli olarak senedin süresinin dolmasını beklediklerini, Müvekkilin ve davalılar arasında ticari ilişkiden kaynaklı olarak borç ilişkisi doğduğunu, bu doğrultuda müvekkilin alacağının tahsilinin temini için İstanbul …İcra Müdürlüğü … sayılı dosyasından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığını ancak borçlunun borca itiraz etmesi sonucu hakkındaki takibin durduğunu tüm bu nedenlerle borçlunun yapmış olduğu itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava: itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasında yapılan sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Dava; Hukuki niteliği itibariyle kıymetli evraktan kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
Davacının alacaklı iddia ettiği senet nedeniyle İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün…esas sayılı icra dosyasında takip yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu takip bonoya dayalıdır. Bu durumda zamanaşımı itirazında TTK 749 ve 750 maddelerinin uygulanması gerekir.
TTK 778(1)-h maddesi atfı ile uygulanması gereken TTK 749 maddesinde zamanaşımının vade tarihinden itibaren üç yıl olduğu, 750(1) madde de ise zamanaşımının dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesiyle kesileceği, 751(2) maddede ise zamanışımı kesilince süresi aynı olan yeni bir zamanaşımı işlemeye başlayacağı düzenlenmiştir.
Borçlunun zamanaşımı defini süresi içerisinde ya dava sırasında ya da İcra takibi sırasında ileri sürmesi gerekir.
Borçlunun zamanaşımı definde bulunması üzerine bononun hamili, kambiyo hukukundan kaynaklanan haklarını kaybeder. Görüldüğü üzere burada bononun kambiyo senedi vasfını kazanmasından sonra zamanaşımı definin kaybettirici etkisi söz konusudur. Bu itibarla zamanaşımı definin kaybettirici etkisi nedeniyle zamanaşımına uğrayan bono alacağının, adi borca dönüşmesine imkân bulunmadığı gibi zamanaşımına uğrayan bononun da adi senede dönüşmesi mümkün değildir.
Zamanaşımına uğrayarak kambiyo senedi vasfını kaybeden bono adi senede dönüşmemekle birlikte bu bonodan HMK’nun 202. maddesi kapsamında (yazılı) delil başlangıcı olarak yararlanılabilecektir
Somut olayda; davacı tarafından 01/09/2021 tarihinde kambiyo senedine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, bonunun ödeme tarihinin 20/06/2018 olduğu, icra takibi itibariyle bononun zamanaşımına uğradığı, davalı vekili tarafından süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunduğu, bu haliyle alacağın dayandığı bononun kambiyo vasfını yitirdiği anlaşılmıştır. Söz konusu belgenin TTK kapsamında kıymetli evrak niteliğini yitirmiş olması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmıştır.
Açılan davada, HMK 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartlarından olması gözetilerek HMK 138 maddesi de dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerektiği yine HMK 115/1 maddesi gereğince de dava şartlarının yargılamanın her safhasında mahkeme hakimliğince resen dikkate alınması gerektiği hususu ile HMK 1. maddesi gereğince görev hususunun kanunla düzenlenen kamu düzenine ilişkin olması hususları hep birlikte değerlendirilmiş ve öncelikle bu yönde karar vermek gerekmiştir. Görevli mahkemenin genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna kanaat getirildiğinden mahkememizin görevli olmaması nedeniyle davacının davasının HMK 114/1-c maddesindeki görev dava şartı yokluğundan, HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, HMK. 20. Maddesi gereğince karara karşı kanun yoluna başvurulmaması halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde ve başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmemesi halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
5-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır