Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/558 E. 2023/444 K. 29.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/558 Esas
KARAR NO : 2023/444

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/06/2022
KARAR TARİHİ : 29/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket ile davalı arasında, yurt dışında yerleşik kişilerin Türkiye’de yaptıkları alışverişlere ait KDV tutarlarının iadesine ilişkin 12/07/2005 tarihli sözleşme akdedildiğini, müvekkil şirket ile davalı arasında akdedilen sözleşme uyarınca, turistlerin satın almış oldukları mallardan dolayı ödedikleri KDV’nin iadesi için düzenlenen KDV İade Sistemi’ne davalı şirketin dahil edilmesi esasları ve koşullarınıh belirlendiğini, sözleşmenin imza tarihinde müvekkil şirketin ticari unvanının “…Anonim Şirketi” iken, 19/02/2010 tarih ve 7505 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 383. sayfasında ilan edildiği üzere, “… Turistik Hizmetler Anonim Şirketi” olarak değiştirildiğini, sözleşmeye dayalı olarak taraflar arasında kurulan ticari ilişkinin uzun süre sürdürüldüğünü, müvekkili şirketin, sözleşmeden doğan yükümlülükleri hiçbir gecikmeye mahal vermeksizin tam ve gereğince yerine getirdiğini, davalı şirketin, 2019 Mart tarihinden başlayarak 1 yılı geçen bir süre boyunca müvekkili şirketin faturalarını ödemediğini, müvekkil şirket, “…’ın Yükümlülükleri” başlığı altındaki 3. maddesine göre düzenlediği icmalleri davalı şirkete gönderdiğini, davalı şirket, “Satıcı’nın Yükümlülükleri” başlığa altındaki 6. maddede öngörülen 3 iş günlük süre içerisinde müvekkil şirkete borcunu ödemediğini, yukarıda da açıklandığı üzere, taraflar arasında imzalanmış sözleşme gereği, davalı şirketin borcu sözleşme ve icmallerde yer alan vade içerisinde muaccel hale gelmiş ve müvekkil şirketin herhangi bir ihbar ya da ihtar yükümlülüğü bulunmadığından, borçlunun temerrüde düştüğünü, davalı şirket, taraflar arasındaki ticari ilişkiden doğan borcunu ödemediği gibi icra takibine de itiraz ettiğini, davalının, borca itiraz etmekle yetinmemiş borca itirazın yanı sıra bir de imzaya itiraz ettiğini belirterek davanın kabulü ile, davalı şirket tarafından yapılan haksız itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı şirket aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminata hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin dava dilekçesinde ve ödeme emrinde belirtildiği borcunun bulunmadığını, işleyecek ve işlemiş faize ve faiz oranına da itirazda bulunulduğunu, davacı tarafın talep ettiği faizin fahiş olduğunu, davacı tarafın iddiasının aksine %20 oranında icra inkar tazminatının şartlarının oluşmadığını, ispat yükünün davacı tarafta olup, takip dayanağından dolayı alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiğini belirterek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, davacı taraf aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davaya konu icra takibine konu alacak talebinin haklı olup olmadığı, alacak kalemlerinin yerinde olup olmadığı, itirazın iptalinin gerekip gerekmediği, davalının dava konusu sözleşme konusu alacaktan dolayı sorumlu olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşıldı.
Mahkememizin 06/02/2023 tarihli celse ara kararı uyarınca Tarafların iddia ve itirazları, sunulan deliller, tüm dosya kapsamı, aralarındaki sözleşme, faturalar, davalı tarafça yapılan ödemeler olup olmadığı denetlenerek, icra dosyasında takip talebinde belirtilen alacak kalemlerinin yerinde olup olmadığının belirlenmesi için tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle;
Davacı taraf davalıdan, alacağını tahsil edemediği gerekçesi ile 25.08.2021 tarihinde İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … esas dosya numarası ile 118.404,27 TL asıl alacak ve 656.244,73 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 774.649,00 TL üzerinden ilamsız takibe geçtiği, davalı borçlu kabul etmedikleri bu icra takibine, takip miktarına, borca, faiz ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiği, bu itiraz üzerine davacının davalı aleyhine yaptığı takibin devamı için 774.649,00 TL üzerinden huzurdaki davayı açtığı,
Taraflar arasında 12/07/2005 tarihli sözleşme olduğu taraflar arasındaki ticari faaliyetin sözleşme hükümlerine göre yürütüldüğü, ibraz edilen bilgi ve belgeler ile mevcut tespitler çerçevesinde davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … dosya numarası ile davalıdan takip tarihi itibariyle asıl alacak + işlemiş faiz olmak üzere toplamda 774.649,00 TL alacağı olduğu değerlendirildiği, görülmüştür.
Netice olarak mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre, taraflar arasında yurt dışında yerleşik kişilerin Türkiye’de yaptıkları alışverişlere ait KDV tutarlarının iadesine ilişkin 12/07/2005 tarihli sözleşme akdedildiğini, bu sözleşme uyarınca, turistlerin satın almış oldukları mallardan dolayı ödedikleri KDV’nin iadesi için düzenlenen KDV İade Sistemi’ne davalı şirketin dahil edilmesi esasları ve koşullarının belirlendiği, “…’ın Yükümlülükleri” başlığı altındaki 3. maddesine göre düzenlediği icmallerin davalı şirkete gönderildiği, buna rağmen davalı şirketin, “Satıcı’nın Yükümlülükleri” başlığa altındaki 6. maddede öngörülen 3 iş günlük süre içerisinde borcunu ödemediği, bunun üzerine davacı tarafın dava konusu olan icra tabini başlattığı, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğu ve itirazın iptali davasının 1 yıllık süre içinde açıldığı, mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesinde de davacının davalıdan icra takibinde talep edilen miktardan daha fazla alacaklı olduğunun hesap edildiği, düzenlenen bilirkişi raporunun mahkememizce denetlendiği ve hükme esas alınmaya elverişli bulunduğu, bilirkişi raporundaki hesaplamalar ve icra takibi ile talep edilen miktarlar uyarınca talep doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçede açıklandığı üzere,
1-Davanın kabulü ile, davalı tarafından İstanbul …İcra Dairesi’nin… esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile, takibin aynı miktar ve koşullar ile devamına,
2-Talep edilen toplam alacak 774.649,00 TL üzerinden % 20 oranında hesaplanan 154.929,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 52.916,27 TL karar ve ilam harcından 9.355,83 TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 43.560,44 TL eksik harcın davalıdan alınmasına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan harca ilişkin 9.448,03 TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan bilirkişi ücreti ve posta tebligat ücreti 2.581,50 TL masraf olmak üzere toplam 12.029,53 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 103.211,39 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 29/05/2023

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza