Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/540 E. 2023/261 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/540 Esas
KARAR NO :2023/261

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:30/05/2015
KARAR TARİHİ:29/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25/10/2010 günü … plaka sayılı araç sürücüsü …’nun müvekkiline çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, …. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından aldırılan trafik bilirkişi raporuna göre araç sürücüsü …’nun 6/8 oranında asli kusurlu olduğunu, müvekkilinin 2/8 oranında tali kusurlu olduğunu, müvekkiline kazadan sonra 4 adet platin takıldığını, maddi ve manevi tazminat taleplerinin olduğunu belirterek davanın kabulüne, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalılar … cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, zamanaşımına uğradığını bu nedenle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının açmış olduğu davanın yersiz olduğunu, davacının kazadan sonra bütün tedavi masraflarıyla ilgilendiklerini, davacının yine medikal ihtiyaçlarının karşılandığını, kaza sürecinde davacının maddi ve manevi olarak yanında bulunduklarını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı araç müvekkili şirket nezdinde trafik sigortası ile sigortalandığını, sorumluluklarının şahıs başına 175.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirket tarafından kazada yaralanan davacı yanın başvurusu neticesinde hasar dosyası açıldığının ve dosyanın aktüere gönderildiği ve ödenmesi lazım gelen tazminat miktarının davacıya ödendiğini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, olay tarihinden itibaren faiz talebinin yasal bir dayanağının bulunmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 17/09/2019, 2015/573 Esas, 2019/819 Karar sayılı karar ile; “Davacının maddi tazminat isteminin reddine, Davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 2.500,00-TL manevi tazminatın davalılar …’dan 25/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, ” dair verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine yapılan istinaf incelemesi sonucunda; İstanbul bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 28/04/2022 tarih, 2020/807 esas, 2022/865 karar sayılı kararı ile;
“…. Sulh Ceza Mahkemesinin … sayılı dosyasında mahallinde yapılan keşif doğrultusunda alınan kusur raporunda sürücü …’ın asli kusurlu, yaya … ise tali kusurlu olduğu tespit edilerek bildirilmiş, Ceza Mahkemesi bu kusur raporunu esas alarak karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince … bilirkişi heyetinden alınan kusur raporunda sürücü …’ın %35 kusurlu, yaya … ise %65 kusurlu olduğu tespit edilerek bildirilmiştir.
Bu durumda aynı olay nedeniyle ceza yargılama aşamasında alınan kusur bilirkişi raporları ile İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan kusur raporu arasında kusur oranlarında çelişki ortaya çıktığı halde İlk Derece Mahkemesince kusur oranları bakımından bilirkişi raporları arasında oluşan çelişki giderilmeksizin karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur.
Manevi tazminatın belirlenmesinde kriterlerden biri de tarafların kazanın meydana gelmesinde kusur oranlarıdır. Daire kararının kapsam ve şekline göre; Kusur oranları konusunda bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu ve çelişkinin giderilmesi için rapor alınması gerektiğinden kusur durumu netleşmeden manevi tazminatın belirlenmesi eksik incelemeye dayalı olduğundan manevi tazminatın miktarına ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmüştür.
O halde mahkemece yapılması gereken ATK Trafik Kürsüsünden kusur raporları arasındaki çelişkiyi giderilecek şekilde kazanın oluşumunda kusur dağılımını belirleyen gerekçeli rapor alınarak, sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek davacının maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında karar verilmesi olmalıdır. ” gerekçesi ile mahkememiz kararının kaldırıldığı ve dosyanın yeniden yargılama için mahkememiz işbu esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce istinaf karar kaldırma ilamı doğrultusunda kusur raporları arasındaki çelişki giderilmek suretiyle ek rapor tanzimi için dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, sunulan 25/12/2022 tarihli raporda özetle;
“Davacı yayanın belirtilen kurallarına aykırı hareket ederek ilk geçiş hakkı nakil vasıtalarına ait yolda, yaya geçidi ve kavşak dışında karşıya geçişi sırasında trafiği kontrol etmeden, solundan gelmekte olan ve duramayacak kadar yaklaşmış araca rağmen yola çıkarak geçiş yapmak istemesi,” nedeni ile asli kusur izafe edilmiş olup bu görüşümüzde her hangi bir değişiklik söz konusu değildir. Mevcut deliller değerlendirilerek davalı sürücünün de süratli seyrederek hızını yol şartlarına göre ayarlamamış olması nedeni ile kusur izafe edilmiştir. Dava konusu ile ilgili ceza davası sırasında verilen bilirkişi raporunda da aynı gerekçeler ile kusur izafe edilmiş ancak davalı sürücüye asli kusur verilmesi tarafımızdan uygun bulunmamıştır. Ceza davası sırasında davalı sürücünün kusurlu davranışları arasında , olay yerini terk etmiş olması da ilave edilerek asli kusur verilmesi, sürücünün bu davranışının kazanın oluşuna etkisi olmadığından heyetimiz tarafımızdan uygun görülmemiş olup, olay yerinde karşıdan karşıya geçiş yapan yayanın olayda baskın kusurlu sayılmasının yerinde olduğu, sürücünün olay yerini terk etmiş olmasının ayrı bir kusur olduğu görüşüne varılmıştır.
1-Davalı sürücü … olayda % 35 (yüzde otuz beş) oranında kusurlu olduğu,
2-Davacı yayanın % 65 (yüzde atmış beş) oranında kusurlu olduğu” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Bu kapsamda ilgili ceza dosyası ile mahkememizce önceki yargılamada alınan kusur raporları arasında çelişki olarak görülen hususun ceza yargılamasında kaza yerinden ayrılan sürücüye bu davranışı sebebiyle kusur atfedilmiş olması olup, esasen bu davranışın kazanın meydana gelmesinde değil ancak ceza hukuku ilkeleri içerisinde suçun unsurlarının olup oluşmadığı ve sonuç cezanın tayininde etkili olabileceği, hukuk hakiminin trafik kazasının meydana gelmesinde tarafların kusur durum ve oranları ile bağlı olduğu açıktır. Bu sebeple yukarıda ayrıntılarına yer verilen ek rapor yapılan ayrıntılı gerekçelendirme ile olayın oluş şekline ve dosya kapsamına göre denetime elverişli bulunmuş ve bu sebeple davacı tarafın rapora karşı itirazları yerinde görülmemiştir. Dolayısı ile mahkememizce istinaf karar kaldırma ilamına göre inceleme ve değerlendirme yapılmış ise de, daha evvel esas alınan kusur oranlarında değişiklik bulunmadığı gözetilerek davacının bakiye maddi tazminat alacağı olmadığından maddi tazminat talebi yönünden davanın reddine, tarafların kusur durumları, olayın oluş şekli, davacının maluliyeti, paranın alım gücü dikkate alınarak manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
-Maddi tazminat talebi yönünden davanın REDDİNE,
-Manevi tazminat talebi yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile 2.500,00-TL manevi tazminatın 25/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …’dan müşterek ve müteselsilen tahsili davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 70,01-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 109,89‬-TL eksik harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 101,81-TL gider ile yargılama aşamasında yapılan 4.763,4‬0-TL olmak üzere toplam 4.865,21‬-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 593,06-TL yargılama gideri ve peşin yatan harç gideri 70,01-TL’nin toplamı olan 663,07-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.500,00-TL vekalet ücretinin davalılar …’dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı … Sigorta vekille temsil olunduğundan maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı … Sigorta’ya verilmesine,
Dair, huzurda bulunan tarafların yüzlerine karşı, diğer tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır