Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/54 E. 2022/620 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/54 Esas
KARAR NO :2022/620

DAVA:Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ:24/01/2022
KARAR TARİHİ:30/05/2022

Mahkememizde görülen Ticari Şirket (Yönetici Azli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Dava dışı … … Danışmanlık İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi (Bundan sonra … olarak anılacaktır.) Türk Ticaret Kanunu’na uygun olarak 16/11/2017 tarihinde tescil edildiğini, 22/11/2017 tarihli 9457 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmiş ve söz konusu şirket tescil konusundaki faaliyetine başladığını, Dava dışı …’ın iki ortağının davacı müvekkil ile davalı olduğunu, dava dışı … için marka adı olarak ise “… Dar International” isminin seçildiğini, 22/05/2018 tarihinde … tescil numarası ile tescil edildiğini, 22/11/2017 tarih ve 9457 sayılı TTSG kayıtlarından da görüleceği üzere davalı…’in, … … İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin kurucu ortaklarından olup, şirketi münferiden temsile yetkili olduğunu, her ne kadar davalı …’ın temsile yetkili kişisi olsa da davalının … isimli şirkete ilişkin temsil yetkisinin kaldırılması gerekmektiğini ve taraflarınca talep olunduğunu, zira, öncelikle davalının sahip olduğu temsil yetkisini kötüye kullanarak davacı müvekkilin bilgisi ve rızası dışında Şirket merkezini sırf kağıt üzerinde “… Mah. … Cad…. İş Merkezi No:47/42 Şişli/İstanbul” adresine taşıdığını, oysa ki fiiliyatta Şirketin faaliyet adresinin “… … Cad. No:63B D2 Bakırköy/İstanbul” olduğunu, taraflarınca söz konusu hukuka aykırılığın giderilmesi ile ilgili olarak İstanbul Ticaret Odası nezdinde gerekli adımlar ivedi olarak atılmış olsa da davalının söz konusu davranışının bu şirket açısından zarara sebebiyet vermiş olduğunu davalı, …’ın iştigal konusu, ticari unvanı ve fikri ve sınai mülkiyetini ihlal edecek şekilde haksız iltibas ve haksız rekabet içerisinde ikinci bir şirket kurduğunu, söz konusu şirketin “…Anonim Şirketi” olduğunu, söz konusu şirketin merkez adresinin “… Mah. … Cad. … İş Merkezi No: 47/42” olduğunu, 29/11/2019 tarihinde kurulan işbu dava dışı şirketin tek hissedarının ve münferiden temsile yetkilisinin davalı olduğunu, 29/11/2019 tarihinde kurulan Davalı …A.Ş. tarafından marka adı olarak ise “…” isminin seçildiğini ve söz konusu markanın 28/09/2020 tarihinde … tescil numarası ile tescil edildiğini, görüldüğü üzere, davalının kurucularından olduğu … … İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi ve Şirket tarafından kullanılan “… Dar Internatıonal” markasına karşı davalı tarafından …A.Ş. adında ikinci bir şirket kurularak, “…” markasının seçilmesinin tamamen kötüniyet içerdiğini, , işbu hususun dahi davalının … isimli Şirkete ilişkin temsil yetkisini kötüye kullandığını ve söz konusu temsil yetkisinin kaldırılması gerektiğinin açık bir biçimde gösterdiğini, davalının davranışları TTK madde 613 ve 626 hükmü uyarınca kusurunu ortaya serdiğini, Zira TTK madde 613 hükmü ortakların şirket çıkarına aykırı ve “özellikle kendilerine özel bir menfaat sağlayan ve şirket amacına zarar veren” faaliyette bulunmasını bağlılık yükümlülüğüne aykırılık olarak düzenlediğini, keza, TTK 626 hükmünün açıkça; limited şirket müdürlerinin rekabet yasağını düzenlediğini, aynı zamanda şirketi tam temsil ve ilzama münferiden yetkili müdür olan şirket ortağının davranışlarının TTK uyarınca kusurlu olduğu izahtan vareste olduğunu, davalının temsil yetkisini kötüye kullanmak suretiyle , … Şirketinin müşteri pörtföyünü haksız rekabet teşkil edecek şekilde sadece kendi menfaatine kullandığını, davalı, tarafların ortak olduğu Şirketin müşterileri tarafından bilinen ve bu Şirket tarafından kullanılan GSM hattını, kurmuş olduğu bu ikinci şirketin üzerine geçirmek suretiyle … zarara uğrattığını İşbu dilekçe ekinde sundukları belgeler ile söz konusu numaranın ilk olarak … ait olduğunu ispat ettiklerini,. davalı tarafın tarafları ortak olduğu şirket hilafına ve zararına davranışları bulunduğunu, söz konusu davranışların tarafların ortak olduğu Şirket açısından ortaya çıkardığı en büyük tehlikenin ise, davalının … isimli Şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili olması olduğunu, bu durumda işbu davanın görülmesi sırasında dahi Şirketin daha fazla zarara uğramasına engel olmak amacıyla TTK madde 630/2-3, 636 ve HMK madde 389 vd. hükümleri uyarınca tedbiren derhal davacının … isimli Şirkete ilişkin tüm temsil yetkilerine son verilmesini ve bu durumun iyiniyetli üçüncü kişilere karşı TTSG’de ilanen tebliğ edilmesini, sonuç olarak davanın kabulü ile davalının temsil (müdürlük) yetkisinin kaldırılmasına dair tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın tahkim yoluna başvurulmadan açıldığını, bu nedenle usulden reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise müvekkilinin … … Danışmanlık İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi’ndeki ortaklıktan çıkmak için …. Asliye Ticaret Mahkemesi…. Sayılı dosyası üzerinden bir dava ikame ettiğini, Müvekkilin 16.11.2017 tarihinden bu yana dava dışı … … Danış. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin kurucu ortağı olduğunu, Müvekkilinin ortaklığın başladığı tarihten bugüne kadar şirketin iş ve işleyişiyle ilgili diğer ortaktan bilgi alamadığı gibi, kar dağıtımı yapılmamakta ve şirket bilançoları gösterilmediğini, ayrıca diğer ortak …’nın yurt dışına çıkmış olup müvekkilinin kendisine ulaşamadığını, bu nedenle Müvekkilin, Türk Ticaret Kanunu gereğince haklı sebeplerle şirketin ortaklığından ayrılmak istediğini ve dava açtığını, müvekkilim dava açarken ortaklık payına karşı hiçbir bedel de talep etmediğini ancak işbu davanın davacısı tarafından müvekkilimin taleplerine karşı şiddetle muhalefet ve itiraz edildiğini, davacı tarafın bahsettikleri davadaki itirazları dikkate alındığında bu davanın kötü niyetle ihdas edildiğinin ortaya çıktığını, davacı tarafın tek amacının müvekkiline birçok dava açarak müvekkilimin gözünü korkutmak ve yıldırmak olduğunu, davacı tarafın …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. Sayılı dosyasına sunduğu cevap dilekçesinde tahkim itirazı yaptığını, söz konusu dosyanın taraflarının işbu dava ile aynı olduğunu, müvekkil şirketin, davalı şirket ile haksız rekabet içerisine girmediğini, keza müvekkilinin haksız rekat içerisinde olduğuna dair dava dilekçesinde ve ekinde somut bir delil sunulmadığını, Türk Ticaret Kanununa göre haksız rekabet için bir fiilin olması gerektiğini, bu filin failin kusuruyla ortaya çıkması ve itibar zedelenmesine sebebiyet vermesi gerektiğini, haksız rekabetin varlığını iddia eden müddeinin iddiasını ispatlaması gerektiğini, davacı tarafın ticari itibarının ne şekilde zedelendiğini, nasıl bir zarara uğradığını ve müşteri ile ne gibi bir sorun yaşadığını dilekçesinde izah dahi edemediğini, Davacı taraf müvekkilinin dava dışı … Şirketi ile haksız rekabet içerisine girdiğini iddia ederek … 15. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. Sayılı dosyası üzerinden dava ikame etmişse de davada henüz bir karar da varılmadığını, davacının telefon numarasının kopyalandığı yönündeki beyanlarının gerçek dışı olup mahkemeyi yanıltmaya yönelik olduğunu, davacı tarafın müvekilin dava dışı iştigal konusu ticari unvanı ve fikri ve sınai mülkeyiteni ihlal edecek şekilde haksız iltibas ve haksız rekabet içerisinde ikinci bir şirket kurduğunu iddia ettiğini, dava dışı …Anonim Şirketi ile dava dışı …’ın iş kolu ve faaliyet alanları farklı olduğunu, İstanbul Ticaret Odası kayıtları incelendiğinde “meslek kodunun Gayrimenkul Hizmetleri,” “Nace Kodunun …-Gayrimenkul acentelerinin faaliyetleri (gayrimenkulü ücret veya sözleşme temeline dayalı olarak satın alınması, satılması ve kiralanmasında aracılık, vb.)” ve “Firmanın iş Konusunun arazi ve emlak alımı satımı parselleme inşaat taahhüt..ve anasözleşmesinde yazılı olan diğer işler” olduğunun anlaşıldığını,Imtıiyaz Şirketi yönünden aynı sorgulama yapıldığında ise “Meslek Grubunun 28-İşletme Destek Hizmetleri”, “Nace Kodunun 70.22.02-İşletme ve diğer idari danışmanlık faaliyetleri (bir organizasyonun stratejik, mali, pazarlama, üretim, iş süreçleri, proje vb. yönetim hizmetleri ile ticari marka ve … konularında danışmanlık)” ve “Firmanın iş Konusunun ise özetle Şirket, Yerli Ve Yabancı, Özel ve kamu kurum ve kuruluşlarına, Şahıslara; Tanıtım, Organizasyon ve Danışmanlık hizmeti” olduğunun görüldüğünü, Müvekkile ait marka ile davacı tarafın markası, tamamıyla anlamsal ve görsel olarak birbirinden farklı markalardır. davacının markasındaki şekil unsurunda kullanılan parçaların renkleri ile müvekkil markasındaki parçaların renklerinin tamamıyla birbirinden farklı olduğunu, tüm bu nedenlerle ve mahkemece nazara alınacak tüm sebeplerle, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın usulden ve esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, tarafların ortak olduğu dava dışı şirkette davalının dava dışı şirkete ilişkin temsil/ müdürlük yetkisinin kaldırılması talepli davadır.
Mahkememizce dava dava dışı … … Danışmanlık İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi’ne ait ticaret sicil dosyasının onaylı bir sureti, davacı tarafından davalının dava dışı … Şirketi ile haksız rekabet içerisine girdiğini iddia ederek dava açtığı bildirilen … 15. ATM …/… esas sayılı dosyası ve İstanbul FSHHM … esas sayılı dosyalarının sureti celp edilmiştir.
Davacı vekilince dava dilekçesi ile ihtiyati tedbir talep edilmiş, davacı vekilinin talebi mahkememizin 24/02/2022 tarihli ara kararı ile değerlendirilmeye alınmış olup, mahkememizin 24/02/2022 tarihli ara kararı ile ;”.. 6100 sayılı HMK’nun onuncu kısmı “Geçici Hukuki Korumalar” başlığı altında ihtiyati tedbir müessesini düzenlemiştir. Aynı Yasa’nın “ihtiyati tedbirin şartları” başlıklı 389. maddesinin birinci fıkrasında “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” hükmü öngörülmüştür.
HMK’nun 390/3. maddesi gereğince tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Öte yandan 6100 sayılı HMK’nun 391. maddesinin madde gerekçesinde de açıklandığı üzere mahkemece asıl uyuşmazlığı çözecek mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemez. Aksi halde geçici hukuki koruma olan ihtiyati tedbir, davanın yerine ikame edilmiş olur.
Somut olayımızda, talep eden tarafından dava dilekçesi ile, aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen davalının müdürlük/temsil yetkisinin kaldırılmasına karar verilmesinin talep edildiği, ihtiyati tedbir olarak ta aynı şekilde temsil/müdürlük yetkisinin kaldırılmasının talep edildiği görülmüş olup, hem yukarıda belirtilen HMK 391 maddesinin gerekçesi dikkate alındığında uyuşmazlığın esasını çözecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyecek olması hem de talebin yargılamayı gerektirmesi dikkate alındığında ihtiyati tedbir kararı verilmesi için gerekli yasal şartların oluşmadığı anlaşılmakla talep eden vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine…” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili taraflar arasında arasında 02/10/2017 tarihinde akdedilen “Ortaklık ve … Dar Uluslararası Limited Şirketi Kurmaya Antlaşma Sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin 22. madde düzenlemesi ile tahkim şartı getirildiğini ileri sürerek tahkim ilk itirazında bulunmuş ve bu ilk itiraz cevap dilekçesinde ileri sürüldüğünden süresinde olduğu anlaşılmış ve ilk olarak bu yönü ile dosya incelenmiştir.
Bahsi geçen sözleşmenin incelenmesinde;
Önsöz kısmında “Birinci tarafın finansal gücüne, Ticari ilişkilere, Çok sayıda şirkete ve çeşitli projelere sahip olması ve ikinci tarafın idari ve kanuni uzmanlığa, çok sayıda tanıdığı yatırımcılar Türkiye’de kamu ile ilişkilere, diğer ülkelerde çok sayıda ilişkilere sahip olmasından dolayı ve iki tarafın Türkiye cumhuriyeti ve civarındaki ülkelerde yebancılara yönelik danışmanlık, hukuki araştırmalar ,kanuni hizmetler ,arabuluculuk hizmetleri ve bundan doğacak … Ticari ,Gayrimenkul ve finansal yatırım işlemlerini sunan limited şirketi kurmak istedikleri için ,biraraya gelip hür iradeleriyle ve akli dengeleri yerinde , Şeriat ve kanuna göre imza ehli oldukları halde bu sözleşmeyi aralarında Limited şirketi kurmak üzere aşağıdaki şartlara göre imzalanmıştır” ifadelerinin yer aldığı,
Şirket unvanı başlıklı 6. Maddesinin ” … İÇ VE DIŞ ncn’ın LİMİTED ŞİRKETİ” olduğu,
Şirketten doğan anlaşmazlıkların çözümü başlıklı 22. Maddesinin “Bu şirketten ve bu sözleşmeden doğacak olan anlaşmazlıklarda arabuluculuğa başvurulur, her taraf bir belirler ve o kişiler üçüncü kişi seçerek tahkim heyeti oluşturur ve bu heyetin kararlarına iki tarafta kabul edeceğini taahhüt eder” düzenlemelerinin yer aldığı görülmekle, taraflar arasındaki bu sözleşmenin mahkememiz dosyasında hakkında davalının müdürü olup azlinin istenildiği şirket olduğu, tarafların bu şirketin kuruluşuna ilişkin olarak incelenen bu sözleşmeyi düzenlemiş oldukları, sözleşmenin 22. Maddesinde 2 bu şirketten v ebu sözleşmeden” doğan anlaşmazlıklarda arabuluculuğa başvurulacağı belirtildikten sonra tahkim heyeti oluşturulacağı belirtilmekle, tahkim düzenlemesi yapıldığı, mahkememizden talep edilen yönetici azli hususunun da, incelenen bu sözleşme kapsamında tahkime bağlı olduğu kanaati ile, davalı tarafın tahkim ilk itirazının kabulü ile öncelikle tahkim yoluna başvurulması gerektiği anlaşılmakla, HMK.116/1-b, 413/1.maddeleri uyarınca Mahkememizin görevsizliği ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı tarafın tahkim ilk itirazının kabulü ile öncelikle tahkim yoluna başvurulması gerektiği anlaşılmakla, HMK.116/1-b, 413/1.maddeleri uyarınca Mahkememizin görevsizliği ile davanın usulden reddine,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendini vekil ile temsil ettiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 5.100,00-TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine
6-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde ilgili taraflara iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 30/05/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza