Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/533 E. 2022/958 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/533 Esas
KARAR NO : 2022/958
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2022
KARAR TARİHİ : 16/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı Şirket Müvekkilden 02/01/2019 tarihinden bu yana mali danışmanlık, personel eğitim ve denetim hizmetleri danışmanlığı, yönetim danışmanlığı, site yaşamı prosedür hizmetleri, ve teknik hizmetler aldığını, Son olarak tarafların bir araya gelerek “Yönetim Danışmanlığı Hizmet Sözleşmesi” imzaladığını, 01/10/2021-3/12/2022 tarihlerini kapsayan 15 ay süreli işbu sözleşme ile davalı tarafın, müvekkilden almış olduğu hizmetler karşılığında sitede çalışan personel işçilik hak ve alacakları ile 31/12/2021 tarihine kadar aylık 5.000.-TL.sı+KDV 2022 Ocak ayı itibaren ise … tarafından açıklanan önceki döneme ait Üfe – Tüfe ortalaması dikkate alınarak yeniden belirlenecek miktarı ödemeyi, ayrıca yine gelir vergisi oranlarında vb. artışlar olması, yeni vergiler ihdas edilmiş olması, işveren üzerine yeni yükümlülükler getirilmiş olması gibi nedenlerle maliyetlerde meydana gelen artışların, meydana geldiği ay itibari ile davalıya aylık birim maliyetine yansıtılmasını kabul ve taahhüt ettiğini, taraflar arasındaki hizmet ilişkisi devam ederken Davalı Site yönetimi 20/01/2022 tarih, 2011 yevmiye no.lu ihtarname ile taraflar arasında kurulan hizmet sözleşmesinin 01/02/2022 tarihi itibari ile sonlandırıldığını bildirdiğini, davalı tarafın hizmet sözleşmesi sonlandırdığını bildirmekle birlikte söz konusu sözleşmeden kaynaklı müvekkile olan borçlarını ödemediğini, bunun bunun üzerine davalıya ihtarname keşide edildiğini, müteakiben müvekkilin gerek davalıdan olan geçmiş dönemden gelen cari alacakları gerekse sözleşmeden kaynaklı erken fesih dahil tüm hak ve alacakları için … İcra Müdürlüğünün 2022/… E. sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının kendisine ödeme emri tebliğ edilmesi üzerine yetki ve borca itiraz ettiğini, yapılan arabuluculuk görüşmesinde de anlaşılamadığını tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile davanın kabulü ile …İcra Müdürlüğünün 2022/… esas sayılı dosyasına haksız olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa temerrüt tarihinden itibaren en yüksek banka reeskont faizi uygulanmasına, davalı borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın davasının tamamen haksız olduğunu, 01/10/2021-31/12/2022 tarihli sözleşme “yönetim danışmanlığı hizmet sözleşmesi” olup personel hizmet alım sözleşmesi olmadığını, gerek sözleşmenin 2. maddesinde yer alan sözleşmenin “konusunda”, gerek madde 3 de yer alan “firmanın görevleri” başlığı altında personel hizmet alımını karar altına alan herhangi bir hüküm bulunmadığını, sözleşmenin 6. Maddesi “fiyat, ödeme ve mali yükümlülükler” başlığının 2. Fıkrası sadece yönetim hizmet bedelini düzenlemiş olup 5.000 TL + KDV olduğunu, . Sözleşmeye göre davacı tarafın “sitede çalışan personel işçilik hak ve alacakları” nı sözleşmede varmış gibi dahil edip icra takibine girmesinin ve taraflarınca yapılan itiraz üzere dava açmış olması sözleşmeye, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının 01/10/2021-31/12/2022 tarihli sözleşmenin konusuna göre “madde 2-a mali hizmetlerin işletimi takibi ve danışmalığı”; “madde 3 Firma görevleri, a) mali danışmanlık hizmetleri 1, 2, 3, 4. Maddelerine göre davalı site yönetiminin muhasebe hizmetlerinden sorumlu olduğunu, bu sebeple her iki taraf için çalışan davacı şirketin gerek faturaları gerekse ticari defterlerinin delil olarak ileri sürülmesi TMK. 2. Maddesinde hüküm altına alınan iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, zira bu durumda da davalı site yönetiminin itiraz hakkını kullanması beklenemeyeceğini, Sözleşmenin bunun ispatı olduğunu, davacı, muhasebe hizmeti nedeni ile Kat Mülkiyeti Kanunun 32 ve 36. Maddelerine göre tutulması gereken işletme defterini tutmadığı anlaşıldığını,Büyükçekmece 17. Noterliğinin 15 Şubat 2022 tarih ve 04986 yevmiye numaralı ihtarımız ile bu defterlerin ( 2020, 2021 yılına ait işletme defterlerinin açılış ve kapanış tasdiki ile birlikte, 2022 yılına ait işletme defterinin de açılış tasdiki ile ) tarafımıza teslimi istenmiş ancak davacı taraf bu defterleri sunmaktan imtina ettiğini, . Bu sebepler ile davacı tarafın tek başına kendi fatura ve cari hesabının delil olarak kullanılmasına muvafakatlerinin bulunmadığını, bu nedenle davacının talep ettiği alacak kalemlerini kabul etmediklerini, davalı müvekkilin davacı taraf ile olan sözleşmesini haklı sebepler ile feshettiğini, davacının fesih ihbarından sonra 1.075.905,10 tl talep ettiğini, ancak daha sonra dava konusu icra takibi ile ancak 330.787,01 TL isteyebildiğini, bu yaklaşım davalı müvekkilde şüphe uyandırdığını ayrıca bu husus alacağın likit olmadığının da en açık kanıtı olup davacının talep ettiği %20 icra inkar tazminatınında haksız olduğunu gösterdiğini, tüm bu nedenlerle ve resen ele alınacak nedenlerle haksız davanın reddine, davacının % 20 haksız takip tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava, davacı şirket ile davalı site yönetimi arasında düzenlenen sözleşmeye istinaden verilen hizmetlerin bedelinin ödenmediği iddiasına dayalı olarak İİK 67. maddesi gereğince başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un (TKHK) amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanunun amacı kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Tanımlar başlıklı 3. maddesi (1) sağlayıcı; Kamu Tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan yada hizmet sunanın adına yada hesabına hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi, (k) Tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi (1) Tüketici İşlemi; mal veya hizmet piyasalarında Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” düzenlemeleri bulunmaktadır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınmalıdır ve görev hususunda kazanılmış hak söz konusu olmaz.
Dosya kapsamında bulunan tarafları … A.Ş. olan hizmet sözleşmesinin konusunun … isimli sitede mali destek, personel eğitim ve denetim, teknik hizmetler ve danışma hizmetleri olduğu, davalı site yönetiminin 6502 Sayılı Yasa kapsamında tüketici olduğu, 6502 Sayılı Yasa 3-l maddesi gereğince taraflar arasındaki sözleşmenin tüketici sözleşmesi olduğu ve uyuşmazlıkta Tüketici Yasası’nın uygulanmasının gerektiğinden mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
3-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, HMK. 20. Maddesi gereğince karara karşı kanun yoluna başvurulmaması halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde ve başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmemesi halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
5-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca … Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
16/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır